Gölge
1 . Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık:"Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?"- H. E. Adıvar.
2 . Güneş ışınlarından korunacak yer:
"Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin."- M. Ş. Esendal.
3 . Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet:
"Pencereden dışarıya bir gölge çıktı, arkasından seğirttiler."- A. Gündüz.
4 . Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk.
5 . Röfle.
6 . Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan:
"Gölge başkan. Gölge kabine."-
7 . mecazBirinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
8 . mecazKoruma, kayırma himaye:
"Onun gölgesi altında yaşıyor."-
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(bir şeyi veya bir kimseyi) gölgede bırakmak , gölgede (veya gölgesinde) kalmak , gölge düşmek , (bir şeye) gölge düşürmek , gölge etmek , gölge gibi , (kendi) gölgesinden korkmak , gölgesine sığınmak , gölgesine yatmak