Faith

Kısaca: Faith şu anlamlara gelebilir: ...devamı ☟

Faith Haritası

Faith şu anlamlara gelebilir: * Faith , askeri bilim kurgu Stargate Universe televizyon dizisinin on üçüncü bölümü * Faith, Hope & Trick, Buffy The Vampire Slayer dizisinin bir bölümü * Faith Evans, ABD'li şarkıcı, söz yazarı, yapımcı, oyuncu ve yazar * Faith Leon, ABD'li porno oyuncusu * Leap of Faith veya Mucize Adam, başrollerinde Steve Martin ve Debra Winger oynadığı 1992 tarihli güldürü içerikli dram filmi * Keep the Faith, Bon Jovi'nin 1992'de yayımlanan albümü * Keep the Faith , Keep The Faith albümünün ikinci şarkısı ve albümden yayınlanan ilk single * The Videos, 1994 yılında VHS olarak yayınlanmış bir müzik videosu * An Evening with Bon Jovi, 1992 tarihinde MTV stüdyolarında verdiği konseri içeren 1993 yılında VHS olarak yayınlanmış bir müzik videosu

Faith

İngilizce Faith kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. fe, certidumbre, confianza, convicción, creencia, religión

Faith

İngilizce Faith kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. foi; confiance; religion; engagements; parole; honneur, loyauté

Faith

İngilizce Faith kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Glaube; Religion; Vertrauen; Redlichkeit

Faith

İngilizce Faith kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. fede, fiducia; credenza religiosa; opinione

Faith

İngilizce Faith kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. fé; crença; religião; crédito, confiança; fidelidade

Faith

i. inanç, güven, iman, din, sadakât, bağlılık, niyet, söz, vâât

Faith

İngilizce Faith kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. geloof, godsdienst, religie; trouw, vertrouwen, trouw zijn

Faith

n. belief in a particular thing or person; religion; trust, confidence; loyalty

Faith

1. anlamı (i). inanç, itikat, iman; güven, itimat,emniyet, tevekkül; din; sadakat, vefa. faith cure itikatla şifa bulma. faith healer itikatla hastalığı iyi ettiğini iddia eden kimse. faith in God Tanrıya inanış, Allaha iman. bad faith kötü niyet, bozuk niyet,.
2. anlamı güven. güvenç. güçlü inanç. söz. şeref sözü. inanç. iman. itikat. din. bağlılık. sadakat.

Faith

Faith İngilizce anlamı ve tanımı

Faith anlamları

  1. (noun) Credibility or truth.
  2. (noun) The belief in the facts and truth of the Scriptures, with a practical love of them; especially, that confiding and affectionate belief in the person and work of Christ, which affects the character and life, and makes a man a true Christian, -- called a practical, evangelical, or saving faith.
  3. (noun) Fidelity to one's promises, or allegiance to duty, or to a person honored and beloved; loyalty.
  4. (noun) Belief; the assent of the mind to the truth of what is declared by another, resting solely and implicitly on his authority and veracity; reliance on testimony.
  5. (interj.) By my faith; in truth; verily.
  6. (noun) The belief in the historic truthfulness of the Scripture narrative, and the supernatural origin of its teachings, sometimes called historical and speculative faith.
  7. (noun) The assent of the mind to the statement or proposition of another, on the ground of the manifest truth of what he utters; firm and earnest belief, on probable evidence of any kind, especially in regard to important moral truth.
  8. (noun) Word or honor pledged; promise given; fidelity; as, he violated his faith.
  9. (noun) That which is believed on any subject, whether in science, politics, or religion; especially (Theol.), a system of religious belief of any kind; as, the Jewish or Mohammedan faith; and especially, the system of truth taught by Christ; as, the Christian faith; also, the creed or belief of a Christian society or church.

Faith tanım:

Kelime: faith
Söyleniş: 'fAth
İşlev: noun
Türleri: plural faiths /'fAths, sometimes 'fA[th]z/
Kökeni: Middle English feith, from Old French feid, foi, from Latin fides; akin to Latin fidere to trust -- more at BIDE
1 a : allegiance to duty or a person : LOYALTY b (1) : fidelity to one's promises (2) : sincerity of intentions
2 a (1) : belief and trust in and loyalty to God (2) : belief in the traditional doctrines of a religion b (1) : firm belief in something for which there is no proof (2) : complete trust
3 : something that is believed especially with strong conviction; especially : a system of religious beliefs
synonym see BELIEF
- in faith : without doubt or question : VERILY

Faith ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Religion, Trust,

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Faith, hope & trick
3 yıl önce

üçüncü bölümü. Faith adında başka bir avcı ortaya çıkar. Faith, Bay Trick ve Kakistos adlarında iki vampir tarafından takip edilir. Faith, Buffy'yi öldürmek...

Keep The Faith (şarkı)
7 yıl önce

Keep The Faith, rock grubu Bon Jovi'nin 4 sene aradan sonra yayınladığı 1992 çıkışlı beşinci albümleri Keep The Faith'in ikinci şarkısıdır ve albümden...

Faith Evans
7 yıl önce

Faith Renée Evans (d. 10 Haziran 1973), Amerikalı şarkıcı, söz yazarı, yapımcı, oyuncu ve yazardır. Coral Gables, Florida'da doğup Newark, New Jersey'de...

Keep The Faith
7 yıl önce

Keep the Faith, 3 Kasım 1992'de Mercury Records tarafından satışa sunulan Amerikalı rock müzik grubu Bon Jovi'nin beşinci stüdyo albümüdür. Grubun 1988...

Faith Lehane
3 yıl önce

Faith, Joss Whedon tarafından Buffy the Vampire Slayer televizyon dizisi için yaratılmış bir kurgusal karakterdir. Oyuncu Eliza Dushku tarafından canlandırılan...

Faith Leon
3 yıl önce

Faith Leon, 20 Mart 1985 yılında Kuzey Karolina'da doğan Amerikalı porno yıldızı. 2004 yılında 19 yaşındayken yetişkin film sektörüne girmiş ve 150'nin...

Paloma Faith
3 yıl önce

The Architect (2017) Paloma Faith resmi sitesi Paloma Faith twitter Paloma Faith Facebook Paloma Faith Imdb Paloma Faith discogs Paloma Faith youtube...

Man of Science, Man of Faith
7 yıl önce

Locke ve Kate, Jack' e karşı gelir ve ambara geri dönerler. Onları takip eden Jack, müthiş bir gizemi keşfeder. IMDb'de "Man of Science, Man of Faith"...

Man of Science, Man of Faith (Lost), 2005, 21 Eylül, A Tale of Two Cities (Lost), Abandoned (Lost), Adrift (Lost), All the Best Cowboys Have Daddy Issues (Lost), Ana-Lucia Cortez, And Found (Lost), Benjamin Linus, Bernard Nadler