Fail
1. anlamı Eden, yapan, işleyen:"Vilayetin bir yerinde faili yakalanamayan bir irtica vakası çıkar."- R. N. Güntekin. Hukuki sonuç doğuran bir suç işleyen kimse. Özne.2. anlamı (f). başaramamak, becerememek, muvaffak olamamak, çıkmamak, bitmek, kifayet etmemek; kuvveti kesilmek, zayıflamak; iflâs etmek; kalmak (sınavda), geçememek; boşa çıkarmak, bırakmak, ümidini kırmak; ihmal etmek, yapmamak; sınıfta bırakmak, geçirmemek.
3. anlamı başaramamak. becerememek. başarısız olmak. geçememek. kalmak. (sınıfta) bırakmak. çaktırmak. beklenen sonucu verememek. yetmemek. yetersiz kalmak. düş kırıklığına uğratmak. zayıflamak. güçsüzleşmek. tükenmek. başarısızlık.