Ezo Gelin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden çıkıp Türkiye'nin her yanına yayılmış halk öyküsü. Barak ağzıyla söylenen bir uzun havaya da konu olmuştur.
Asıl adı Zöhre (Zühre) olan Ezo Gelin 1909'da Gaziantep'in Uruş (bugün Dokuzyol) köyünde, Emir Dede'nin kızı olarak doğar. Çocukluğundan itibaren Ezo diye çağrılan Zöhre, güzelliği ile dillere destan olur. Yirmi yaşında evlendirilirse de kocasıyla geçinemez, ayrılır (başka bir hikâyede berdel usulü ile evlilik yapan Ezo Gelin, ağabeyinin eşinden ayrılması nedeniyle çok sevmesine rağmen kocasından mecburen ayrılmak zorunda kalır). Ardından 1936'da Suriye'de, Cerablus'un Kozbaş köyünde oturan teyzeoğlu Memey'le (Mehmet) evlendirilir. Bir süre sonra hastalanır, ama çok yoksul olduklarından kocası onu tedavi ettiremez. Güzelliği, mecburen ayrıldığı kocasına olan aşkı ve Suriye’de çektiği vatan hasreti ile Ezo Gelin’in hikâyesi dilden dile dolaşır. Adına türküler yakılan, hayatı filmlere konu olan ve bir çorbaya adı verilen Ezo Gelin, 1956 yılında öldü. Vasiyeti üzerine sınırdaki bir tepeye gömülür.
Mezarı 1999 yılında Türkiye’ye getirildi. 2013'te, Ezo Gelin’in kızı Celile Bozgeyik 9 çocuğundan 6’sı ve torunlarıyla birlikte iç savaş yaşanan Suriye’den Gaziantep’e geldi.