On dokuzuncu yüzyılın sonuna doğru sporda yeni bir yaklaşım oluştu: Adale inşa etmek.
Eski taş kaldırma geleneği yerini modern ağırlık kaldırmaya bıraktı. İlk başlarda sporcuların fiziklerinden çok ne kadar ağırlık kaldırdıkları önemliydi.
Avrupa`da durum böyle iken Amerika`da kuvvet geliştirmenin sağlık ile olan ilgisi üstünde durulmaya başlandı. Zira Amerika`da hayat modernleşiyor ve hareketsiz bir insan türü ortaya çıkıyordu. Bu nedenle programlı beslenme ve egzersiz kurslarına ilgi ve talep oluşmaktaydı.
O günlerde ortaya Eugene Sandow adında fiziği eski yunan idealine çok uygun bir sporcu olarak ortaya çıktı. Bu kişi o zamanın fizik süperstarı olacaktı.
Sandow, adını bir profesyonel kuvvetli adam olarak Avrupa`da da duyurmakta gecikmedi. Daha sonra, Amerika`ya döndüğünde Dünya`nın en güçlü adamı ünvanı ile turnelere çıktı.
Sandow`un vücudu çok estetikti. Önüne sadece bir yaprak koyarak seyircilerin karşısına çıkıyor ve görüntüsü ile onları hayran ediyordu. Erkek vücudunun, estetik özelliği açısından bu derece ilgi uyandırması yeni bir olguydu. O güne kadar Dünya`da çıplak erkek vücudu pek az konu olmuştu.
Sandow`un yaptığı bu ün ile beraber, bar ve dambel satışları tavana vurdu.Bunun neticesi olarak Sandow çok para kazandı. Daha sonra kendi adına vücut müsabakaları düzenlemeye başladı.
Ancak Sandow kendi egosunun kurbanı oldu. Yoldan çıkıp çamura saplanan arabasını , gösteri amacıyla tek elle kutarmaya çalışırken bir beyin kanamasından öldüğü söylenir.(http://www.gym-center.com/tarih.htm) SİTESİNDEN ALINMIŞTIR