Erwin Friedrich Maximilian Piscator, (17 Aralık 1893 - 30 Mart 1966), Alman tiyatro yönetmeni, yazar ve yapımcı Sınıfsal temelli politik (Agit-Prop) Tiyatro türünün kurucusu ve çağdaş anlamda Epik ve Belgesel Tiyatro türlerinin Bertolt Brecht ile birlikte ilk temsilcilerindendir.
17 Aralık 1893 tarihinde Alman İmparatorluğu'nun Hessen eyaletinin Ulm kentindeki Greifenstein köyünde dünyaya gelmiştir. Babası tüccardır. Liseyi 1913’te Marburg şehrinde bitirip, Münih Üniversitesi'nde Almanca, Felsefe ve Sanat Tarihi eğitimi alır, Arthur Kutscher'in Tiyatro Tarihi seminerlerine katılır ve 1914 yılında Münih Court Tiyatrosu'nda küçük bir rolle ilk defa sahneye çıkar.
I. Dünya Savaşı'nda 1915'ten itibaren Alman ordusunun piyade sınıfında görev almak zorunda kalır ve bu durum daha sonra Die Aktion dergisinde yayınlanan şiirlerine de konu olan militarizm ve savaş karşıtlığını körükler.
Savaş dönüşü, 1919’da Berlin’e yakın Königsberg şehrinde Tribünal Tiyatrosunu ve aynı zamanda Berlin’de Proletarische Theater’i kurar. Piscator‘un yalnızca politik propaganda ile yetinmeyip, gösterilerinin sanatsal biçimini de geliştirmeye çalıştığı Proletarya Tiyatrosu, sanatsal olmadığı gerekçesiyle ruhsatın polis tarafından yenilenmemesi üzerine 1921’de kapandığında, üye sayısı dört bine ulaşmıştır.
Sonrasında Volksbühne'ye alternatif olarak, Berlin'de yazar Hans Rehfisch ile birlikte "Proletarian Volksbühne"yi ("Halk Sahnesi"ni) kurar ve 1922-1923 yıllarında Maksim Gorki, Romain Rolland ve Leo Tolstoy'dan uyarlama oyunlar sergiler.
1924-1927 yılları arasında Volksbühne'de yönetmen olarak ve 1927 ve sonrasında kendi tiyatrosu "Piscator-Bühne"de yapımcı ve yönetmen olarak toplumsal ve politik oyunlar sergiler. Amacı halka sol politikayı açıklamak ve insanları bu yönde dönüştürmeye çalışmak olmuştur.
1928'de Piscator-Bühne'de, Jaroslav Hašek'in aynı adlı romanından uyarladığı ve Türkiye'de de defalarca farklı gruplar tarafından sahnelenen oyun "Aslan Asker Şvayk"ı sahnelemiştir. 1929'da tiyatrosu parasızlık yüzünden kapanır.
1929'da Piscator tiyatro teorisi alanındaki çalışması Politik Tiyatro'yu yayınlar.
1931 yılında Piscator, film çekimi için gittiği Sovyetler Birliği'nden (Hitler'in yükşelişi sebebiyle) geri dönemeyip sürgün olarak kalır.
1937'de dansçı Maria Ley ile Paris'te evlenir. Nikâhtaki sağdıçlarından biri Bertolt Brecht'tir.
1938 sonlarında Alman vatandaşlığından çıkarılır. 1939'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç eder ve burada seminerler vermeye başlar. New School of Social Research’de (Sosyal Araştırmalar Üniversitesi) kurulan tiyatro kürsüsünün başına getirilir. ‘Dramatic Workshop’ adıyla anılan bu kürsünün öğrencileri arasında Bea Arthur, Harry Belafonte, Marlon Brando, Tony Curtis, Ben Gazzara, Judith Malina, Walter Matthau, Rod Steiger, Elaine Stritch, Eli Wallach ve Tennessee Williams gibi ünlü tiyatro oyuncuları ve yazarlar da vardır. 1948’de bine yakın öğrencisi bulunan bu okulun Stüdyo Tiyatrosu’nda dokuz oyun sahnelenir. Bunlardan en çok dikkat çeken ikisi, ‘Savaş ve Barış’ ile Alman işgali altındaki Fransa’yı anlatmak temel düşüncesine dayandırılan Sartre’ın ‘Sinekler’i olur.
1951'de, McCarthy döneminin siyasi baskısından ve "komünist avı"ndan dolayı Piscator, Dramatik Atölye’nin yönetimini karısı Maria Ley Piscator’a bırakarak, Batı Almanya'ya dönmek durumunda kalır.
1956 Ağustos’unda Brecht’in ölümü üzerine, Doğu Alman hükûmeti tarafından anma törenlerine çağrılır. Brecht hakkındaki görüşlerini günlüğüne şöyle not eder: “Epik Tiyatro’yu buldu. Yalnızca sözcüğü; ama - benim tiyatromdaki temel uygulamaları gördükten sonra - kuramı geliştirdi ve oyunlar yazdı. Her şeye karşın daha büyük olan oydu. Sanatı yoluyla bölünme sırasında Almanya’yı temsil edebilen tek adamdı. Bütün sınırların ötesinde etkin oldu. Oyunları batıda da oynanıyor. İnsan ona yalnızca hayran olabilir.”
1957’de Batı Berlin’e yerleşen Piscator, çeşitli tiyatrolarda birçok oyun sergiler. Bunlar arasında en çok dikkati çekenler, Schiller’in ‘Haydutlar’ının yeni bir uyarlaması ve Arthur Miller’in ‘Cadı Kazanı’dır. 1960’ta ise, ilk kez bir Brecht oyununu, ‘Cesaret Ana’yı, Kessel’de sahneye koyar.
1962 yılında Batı Berlin'deki Freie Volksbühne'de tiyatro müdürü ve yönetmen olarak çalışmaya başlar ve 1966'daki ölümüne kadar çağdaş ve belgesel tiyatro türlerinin en önemli savunucu ve temsilcilerinden biri olarak yaşamını sürdürür.
30 Mart 1966’da safra kesesi ameliyatı sırasında hayatını kaybeder.