2 beldesi, 12 mahallesi, 86 köyü ve 36 mezrası bulunmaktadır. İlçe merkezi nüfusu 73.200`dür(2000) köyleriyle birlikte toplam nüfusu ise 145.229`dur. Bugün de çevre il ve ilçelerden yoğun şekilde göç almaktadır.
13. yüzyılda ünlü ticaret yolunun geçtiği Erciş`in bugün doğunun batıya açılan kapısı olması buraya ayrı bir önem kazandırmıştır. İran`dan Ortadoğu ülkelerine giden transit yol buradan geçmektedir. Erciş-Ağrı , Erciş-Bitlis ve Erciş-Van karayoluyla yurdumuzun her tarafından gidilmektedir
Erciş Ovası, Van Gölü kıyılarının en geniş ovalarından biridir. Ova, geniş vadiler boyunca içerilere sokulmuştur. Zilan Deresi`nin geçtiği yerlere "Hatun Çukurovası" , üzerinde Erciş ilçesinin bulunduğu düzlüğe de "Suluova" adı verilmektedir. Ayrıca bol otlu ve sulu birçok ova ve yaylası bulunmaktadır. Belli başlı akarsuları, ovayı kuzeyden güneye geçen zilan deresi, Deliçay, İrşad Çayı ve Yekmal Çayı`dır.
Kuzeyinde Aladağ ve Tendürek, İlçeye yaklaştıkça Meydan Dağı, Gürgür, Baba Dağı, Zurnaki Tepe, hemen devamında Grekor ve Kızılkaya Tepeleri ilçeye hakim yükseltilerdir 1841 yılında Van Gölü sularının tekrar alçalıp yükselmesi sonucu Erciş halkı, eski yerleşim yerleri olan Erciş Kalesi ve civarını terkederek Yukarı Çınarlı, Gölağzı, Kasımbağı, Alkanat ve Çelebibağı`na, idare merkezi de bugünkü erciş`in kurulduğu 15-20 hanelik bir köy olan Eganis (Akans) adı verilen yere taşınmış ve burası Erciş adını almıştır. 1910 yılında ilçe olmuş, 18 Mayıs 1915 `te Rus ve Ermeni işbirliği ile işgal edilmiş ve 1 Nisan 1918 de de kurtarılmıştır.
Tarihte Arzaşkun, Arsissa, Argişti Khinili, Arciş, Ardişi, Eganis, Erdiş şeklinde geçen ilçenin adını, Urartu Krallarından II. Arsissa veya bu topraklar üzerinde kurulduğu belirtilen Arsissa veya Arzaşkun adlı şehirlerden aldığı tahmin edilmektedir. Bugün Erciş`te birçok tarihi eser ve yer bulunmaktadır. İlçenin Çelebibağı beldesinde Tunç Çağından günümüze kadar kullanılan ve üzerinde Urartular`a Selçuklular`a Osmanlılar`a, Celayirlilere ve karakoyunlular`a ait değişik örneklerin bulunduğu mezarlığı, Van Bitlis ve Ağrı yol güzergahlarında bulunan Karakoyunlular`a ait Kadem Paşa Hatun, Zortul ve Akçayuva Kübmetleri, Osmanlı-İran savaşlarında büyük önem kazanan ve şu anda Van gölü suları içerisinde sadece iki yıkık bedeni kalan Erciş Kalesi , ilçenin hemen kuzeyinde Urartular`dan kaldığı belirtilen Zernaki şehir kalıntısı sadece birkaçıdır.
Doğu Anadolu bölgesinin Tatvan`la birlikte en gelişmiş ve düzenli ilçesidir. Ticaret hayatı güçlüdür fakat özellikle Kükürt gibi doğal ürünlerini işleyecek bir orta boy sanayiden yoksundur. Şehrin önemli geçim kaynaklarının başında Erciş Şeker Fabrikası gelmektedir. Ayrıca Vangölü havzasındaki ilçe belediyeler içerisinde ekonomik gelişme itibariyle ilk sıradadır. Kültürel havza itibariyle ise, Van kentinden çok Ahlat ve Adilcevaz kuzey Vangölü hattına daha yakındır. Bu yönüyle Van ve Erzurum arasındaki kültürel geçiş bölgesi özelliği gösterir. Folklorik öğeleri daha çok Bitlis havzasının karakterini gösterir. Bölgesinin demografik ve ekonomik çekim merkezidir. Doğal güzellikleri itibariyle Ahlat`tan sonra ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Şehrin Osmanlı dönemindeki mahalle düzeni korunmakla beraber on yıllarda yüksek katlı yapılaşmaların artmasıyla otantik görünümünü kaybetmiştir. Vangölü kıyıları da aynı ekolojik sorunla yüzyüzedir. Korunması ve doğal özellikleri geliştirilmesi gereken bir beldedir. Türkiye`nin en güzel ilçelerinden biridir. }