Eleutherios Venizelos
Kısaca: Eleutherios Venizelos Yunan devlet adamı. 23 Ağustos 1864’te Crete’de doğdu ve 18 Mart 1936’da Paris’te öldü. Syros ve Atina Üniversitelerinde hukuk tahsili yaptıktan sonra Crete’de çalışmaya başladı. Yunanistan’daki Türklere karşı olan hareketlerde aktif rol oynadı. Hemen akabinde meclise seçilerek Adâlet Bakanlığı görevi verildi. Prens Georgei’nin Crete’yi tam olarak merkezî hükümete bağlamak fikrine karşı ve bölge idâresini savunmasıyla etkisi daha da artarak 1910 senesinde Başbakanlık ...devamı ☟
1864 yılında Girit-Hanya'da doğan Venizelos, hukuk öğrenimi gördü. Girit'in Yunanistan'a katılmasını amaçlayan ayaklanmaları düzenledi. 1898 yılında Girit komiserliğine atanan Prens Georgios'u düşürdükten sonra, yüksek komiser yardımcılığını elde etti.
1910'da Yunanistan'daki askeri yönetimin başkanlığına getirilen Venizelos, Sırbistan, Bulgaristan ve Karadağ ile kurduğu Balkan Birliğinin desteğiyle, Türkiye'ye açtığı savaşta, Girit'in 1913'de Yunanistan'a bağlanmasını sağladı. Osmanlılardan aldığı toprakları kaybetme korkusuyla, I. Dünya Savaş'ında tarafsız kalmayı tercih etti. Ancak, İtilaf Devletleri'nin verdiği teminatla Çanakkale'ye kuvvet göndermeye kalkışınca, Kral Konstantinos tarafından istifaya zorlandı (1915).
Aynı yıl yapılan seçimlerle tekrar iktidara geldi. Fakat Sırbistan'ın yanında savaşa girme kararı, ikinci kez görevinden uzaklaştırılmasına sebep oldu. 1916 yılında Selanik'te muhalif bir hükümet kurdu ve ancak 1917 yılında Konstantinos'un tahtı bırakmasından sonra Yunanistan'a dönebildi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Nöyyi ve Sevr Antlaşmaları'yla sağladığı topraklarla, 1918 muhtırasında belirttiği "megaloidea"sını (Tüm Yunanlıların birleştirilmesi) gerçekleştiremeyince, İngilizlerin desteğiyle 1920 yılında Türkiye ile savaşa girdi.
1928'de milli birlik hükümetiyle iktidara geldi. Bu yıllarda Türkiye'ye karşı barışçı bir siyaset uygulamaya çalıştıysa da ülke içindeki ekonomik dengesizlik, onu 1933'te iki kez hükümetten çekilmek zorunda bıraktı. 1935'te Girit'in bağımsızlığını ilan etmesi durumunu güçleştirdi. Seçimleri kaybedince Paris'e gitti ve orada gıyaben ölüme mahkum edildi.
Bu konuda henüz görüş yok.