Kendi adını taşıyan ırmağın sol kıyısında bulunur. Yazıtın taşı, 10 ayak (304,8 cm) uzunluğundadır. Pürüzlü olup boza çalan esmer kızılımtrak bir kum taşıdır. Taşın biçimi, yukarıya doğru darlaşır. Yukarıdan aşağıya doğru derin yarık ve çatlaklar vardır. Taşa önce birtakım şekiller yapılmış, sonra yazıtı oluşturulmuştur.
Elegeş Yazıtı, öteki Türk yazıtları kadar tanınmaz. Ancak, bu yazıtın ilginç bir özelliği vardır. Yazıtta Kürt adı geçmekte ve bu ad Türkler`in bir boyu olarak gözükmektedir.
Elegeş Yazıtı, Alp Urungu adlı bir Türk beyinin yazıtlı mezar taşıdır. Otuz dokuz yaşında ölen Alp Urungu, yazıtta halkından, oğlundan, devletinden, akrabalarından, sadağından (okluğundan) ve Türk hanından ölüm nedeni ile ayrıldığı için üzüntülerini dile getirmektedir. 12 satırdan oluşan yazıtın 8. satırında Alp Urungu, Kürt ilinin hanı olduğunu söylemektedir.
Aşağıda önce yazıt metninin Eski Türkçe`si -altında günümüz Türkçe`si ile birlikte satır numaraları ile verilmiştir. Onun altında ise metin, sadece günümüz Türkçesi ile yer almaktadır.
Kürt çevriminin yanlış olduğu ortaya çıkmıştır orada "Min körtül kan Alp Urungu" yani "Ben kuvvetli han Alp Urungu" yazmaktadır, kendisi bizzat Altıoğuzların kağanıdır}.
Elegeş Yazıtı
(Özgün Metin)Kadaşıma, keşime, adak atıma, yıta kara bodunuma adırıltım; yıta. Akrabamdan, sadağımdan, ayak atımdan, ne çare kara bodunumdan ayrıldım; ne çare. Tört adak yılkım, sekiz adaklıg barımım, bungım yok ertim. Dört ayak at sürüm, sekiz ayaklı malım (olduğu için), kederim yok idi. Bung banga bat ermiş. Öldim; yıta. Sizime yolukayın. Keder bana çabuk ermiş. Öldüm; ne çare. Sizlerime feda olayım. .....beriye.....kılınu adırılayın.....bars yılta er..... .....beriye.....kılınıp ayrılayım.....pars yılında er..... elim ugrınta sü bolıp erlerim. Edükim yok; aç bildigde, bir bertigime sekiz er erdim. ilim (=devletim) uğrunda asker olup erlerim (=er gönderirim). Ediğim yok; aç (olduğumu) bildikte, bir verdiğimde sekiz er idim. Kara bodunum, katıglanıng. El törüsü ıdmang. Yıta; elim, kanım. Kara bodunum, katılın. İl (=devlet) töresini terk etmeyin. Ne çare; elim, hanım. Urungu Kölüg Tok Bögü Terkin`ge kanım beg erdim üçün, ben er..... Urungu Kölüg Tok Bögü Terkin`e hanım beğ olduğum için, ben er..... Kürt el kan Alp Urungu, altunlıg keşigin bangtım belde. Elim, tokuz kırk yaşım..... Kürt ilinin hanı Alp Urungu, altınlı sadağımı bağladım belde. İlim, otuz dokuz yaşım..... Kanım ! Elime, sizime yıta bükmedim. Kanım ! Elime yıta adırıltım. Hanım ! İlime, sizlerime ne çare doymadım. Hanım ! İlimden ne çare ayrıldım. Kök tengride Gün, Ay azdım. Yıta, sizime adırıltım. Mavi gökte Güneş, Ay gibi kayboldum. Ne çare, sizlerimden ayrıldım. Yüz er kadaşım uyarın üçün, yüz eren elig öküzin tegdük üçün, Yüz er akrabamı uyardığım için, yüz erlen elli öküze değdiğimiz (=saldırdığımız) için, Kuyda konçuyıma, sizime yıta özde oglım sizime adırıltım. Kuyda prensesimden, sizlerimden ne çare özde oğlum sizlerimden ayrıldım.
(Günümüz Türkçesi İle)
Ne çare; akrabamdan, sadağımdan, ayaklı atımdan, halkımdan ayrıldım. Bir zamanlar dört ayaklı at sürüm ve sekiz ayaklı mallarım olduğu için kederim yoktu. Ama, keder bana çabucak erişti. Ne çare; öldüm. Sizlerime feda olayım. Devletim için asker olup asker gönderdim. Ediğim (ayakkabım, çizmem) yok ve karnım açken adamlarımın sekizde birini verdim. Halkım, katılın. Devlet töresini terk etmeyin..... Ben, Kürt ilinin hanı Alp Urungu, altın sadağımı belime bağladım. Devletim, yaşım otuz dokuz..... Hanım ! Devletime, sizlere doymadım. Ne çare, devletimden ayrıldım. Mavi gökte Güneş`in, Ay`ın kaybolması gibi kayboldum. Ne çare, sizlerden ayrıldım. Yüz er akrabamı uyardığım için, yüz erlen elli öküze (?) saldırdığımız için Kuyda konçuyumdan (prensesimden), sizlerden, öz oğlumdan ne çare ayrıldım