Kilise, özellikle engizisyon döneminde, bu olayda şeytani bir unsurun var olduğunu kabul ederek, hasta olduğu kabul edilen kimsenin vücudundan demon adını verdiği yaratığı kovmak gerekçesiyle sık sık sözkonusu kimsenin vücuduna işkence etme yolunu tercih etmiştir. Kilise bu dönemde medyumnik yetenekleri olan kişileri de aynı kategoride ele alarak, bunu medyumlar üzerinde de uygulamıştır.
Egzorsist uygulamalar tarih boyunca, yalnızca Avrupa`da değil, farklı biçimlerde de olsa hemen hemen tüm kültürlerde ve birçok dinde (Budizm, Hinduizm, Şinto dini vs.) görülür. Bu uygulamaların hatırı sayılır bir kısmında egzorsistin, transa geçerek, görünmeyen varlıkla irtibat kurmaya çalışması sözkonusudur. İrtibatın kurulması durumunda ise esas olarak iki yöntemden birine başvurulur: Ya musallat varlık, Afrikadaki Zar`lar kültünde görüldüğü gibi, hasta üzerindeki hakimiyetini sona erdirmesi için ikna edilmeye çalışılır ya da Şamanizm`de görüldüğü gibi, musallat varlık hastanın bedeninden zorla sökülüp atılır. Bu ikinci yöntemde şamanın musallat varlığı ele geçirebilecek derecede güçlü bir majisyen olması gerkmektedir.
Spiritüalist görüşe göre, bu tür olaylarda obsesyon sözkonusudur ve cin zannedilen varlıklar spatyumun teşevvüş halindeki bedensiz ruhlarıdır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Trans, Georges Lapassade, Ruh ve Madde Yayınları
Portal|Okültizm Parapsikoloji-taslak