1945'te girdiği enstitüyü 1950'de bitirdi. Önce Kars'ın Oluklu köyünde, bir yıl sonra kendi köyünde olmak üzere Kars yöresinde 1956'ya, Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümüne girinceye kadar öğretmenlik yaptı. 1958'de Ardahan Ortaokuluna Türkçe öğretmeni olarak atandı, orada bir yıl kaldı, askerliğini yedeksubay öğretmen olarak Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olarak tamamladı. 1960-63 arasında Kırıkkale Lisesi ve Keskin Ortaokulunda öğretmenlik yaptı.
“Analarımız” adlı röportajı ile Milliyet Gazetesi’nin Ali Naci Karacan ödülüne, Haley isimli öyküsüyle 12. Antalya Festivali Sanat Ödülü’ne, Kanlı Derenin Kurtları adlı eseriyle 1976 TDK Roman Ödülü’ne layık görüldü.
12 Mart döneminde Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesince tutuklandı ve TÖS davasında yargılandı. 8 yıl 10 ay hapse mahkum edildiyse de Yargıtay sürecinde beraat etti ve bu süre içinde hep açığa alınmış durumda kaldı. Daha sonra Ankara Atatürk Lisesi'ne atandı ve oradan İncesu Ortaokuluna sürgün edildi. 12 Eylül’de yurtdışına çıkmak zorunda kaldı ama yazma azmi sürdü. 11 yıl ülkesine dönemedi. Daha sonra Kuşadası'na yerleşti. Edebiyatçılar Derneği'nce Onur Ödülü'ne değer görüldü (2003). 19 Eylül 2003'te, iki aydır tedavi gördüğü Akciğer Kanserinden öldü.
Varlık, Yeni Ufuklar, Demet, Köy ve Eğitim, İmece, Pazar Postası, Son Havadis, Dünya, Milliyet, Cumhuriyet, Akşam, Vatan, Yön, Devrim, Türk Dili, Forum, Milliyet Sanat, Yeni Toplum, Demokrat Dergi ve gazetelerinde yazıları ve öyküleri yayımlanan Dursun Akçam'ın kitaplarının yeni basımları Arkadaş Yayınevince yapılmaktadır.
Kırsal gerçekliklere ilişkin gözlemlerini edebi, mizahi bir üslupla anlattığı yapıtları: Ölü Ekmeği, Sevdam Ürktü, Doğunun Çilesi, Kan Çiçekleri, Taş Çorbası, Kafkas Kızı, Dağların Sultanı, Kafdağı’nın Ardı, Kanlıdere’nin Kurtları, Maral.