Na Drini Ćuprija | Çevirmen = Hasan í‚li Ediz
Nuriye Müstakimoğlu | illustrator = | Kapak_tasarımı = Fatoş Gencosman | Ülke = Yugoslavya | Özgün_dil = Sırpça | Dili = Türkçe | Seri_adı = | Konu = | Türü = Tarihsel Roman | Yayınevi = İletişim Yayınları | Anadilde_Basım_tarihi = 1945 | Basım_tarihi = | yayın_ortamı = | Sayfa_sayısı = 354 | size_weight = | Özgün_isbn_id = | isbn_id = 9754707820 | Seride_önceki = | Seride_sonraki = }}
Drina Köprüsü, İvo Andriç'in (1892-1975) Sokullu Mehmet Paşa'nın Vişegrad'da yaptırdığı köprü ve çevresindeki yaşamlar üzerine yazdığı romanıdır. Kitap Temmuz 1942 - Aralık 1943 tarihleri arasında Belgrad'da yazılmış ve ilk defa 1945'te yayımlanmıştır.
Olay örgüsü
} Yazar kitaba Drina nehri, köprünün bulunduğu kasabayı ve yörenin coğrafyasını anlatarak başlar. Kitabın yazıldığı tarihte köprü için söylenenler, köprü hakkındaki efsanelerden bahseder.Daha sonra 350 yıl kadar geriye, köprünün henüz Drina üzerinde bulunmadığı yıllara dönülür ve o çağdaki yaşamdan bahsedilir. İleride Sokullu Mehmet Paşa diye anılacak olan çocuğun, yeniçeri ağasının Balkanlardan topladığı diğer Hıristiyan çocuklarla birlikte nasıl İstanbul'a götürüldüğü anlatılır.
Ardından yazar köprünün yapılışını anlatır. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa geldiği yer olan Bosna-Hersek'e ölümsüz bir eser bırakmak niyeti ile Drina nehri üzerine bir köprü yaptırmak ister. Yerli halk ilk başta ne olduğunu anlayamaz. İnşaatın uzaması ve inşaatın başındaki Abid Ağa'nın baskıları sonucunda halka yılgınlık gelir ve ahalí köprünün tamamlanmasını istememeye, köprünün hayır getirmeyeceğini düşünmeye başlar. Yazar, bu sırada inşaatı sabote etmek isteyen Radisav'ın kazığa geçirilişini tüm ayrıntılarıyla anlatır.
Köprü inşaatı Abid Ağa'nın baskıcı tutumu yüzünden cezalandırılmasından sonra hızlanır. Köprünün yapılması sırasında her bölümde olduğu gibi tarihe ışık tutan yerli halkın yaşantısı aralara serpiştirilmiş olarak bulunmaktadır. Köprünün baştan itibaren yapılışına pek hoş bakmayan yerli halk köprü bittiğinde o zaman için olağanüstü olan bu eser karşısında hayranlığını gizleyememiş ve köprünün yapılışına çok sevinmiştir.
Bundan sonraki birkaç bölümde Osmanlıların balkanlardan çekilişi anlatılır. 30-40 yılda bir tekrarlanan su baskınları ve Sırp isyanları adeta köprünün gözünden aktarılır.
] 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Avusturya işgali başlar. Yerli halk (Hıristiyan ve Müslümanı ile) uzun süre Osmanlı idaresine alışmış iken bu yeni idare başta çekingenlikle karşılanmıştır. Fakat bir süre sonra yeni idareye alışıp yeni hayat biçimini benimsemişlerdir. Gelişen hayat koşulları, ticaretin ilerlemesi Avrupa'nın belirli sahalarda Osmanlının önüne geçmesi ile dünyada pek çok şey değişmiş ve kasabada bu değişik hayat tarzına alışmıştır. Fakat belki bir süre sonra yeni medeniyetin kötü yanları ortaya çıkmaya başlamıştır. Ekonominin de bir süre sonra kötüye gitmeye başlaması, milliyetçi akımların ilerlemesi; Sırpları bağımsızlık için isyanlar çıkarmaya teşvik etmektedir. Küçük çaplı isyanlar yavaş yavaş büyür ve Balkanların her yerinde kanlı mücadeleler başlar. Gittikçe kötüye giden koşullardan sonra, her şey iyi olacak diye umut belirdiği anda Avrupa'da siyasi cinayetler sonucu I. Dünya Savaşı patlak verir. Drina nehri üzerine yapıldığı tarihten itibaren kasaba ile birleşen köprü acımasız savaşta kısmen yıkılarak Balkan tarihindeki yerine son noktasını koyar. }
Anlatım biçimi
İvo Andriç köprünün yapılışından 20. yüzyılın ortalarına kadar Balkanlarda olan olayları ve Balkan insanın yaşantısını ve kozmopolitliğini köprü üzerinden anlatmaktadır. Drina Köprüsü bir romandan ziyade bir tarih kitabı gibi olayları sosyal yönleriyle de içeren bir kitap olarak göze çarpmaktadır. Ancak yazar olayları anlatırken bir kronikçi gibi davranmamış; esere bölgenin masallarını, efsanelerini, gelenek ve göreneklerini de katmayı ihmal etmemiştir.Kitabın en dikkat çekici özelliği yazarın olayları kusursuz bir tarafsızlıkla anlatmasıdır. En acımasız hatta insanlık dışı sayılabilecek eylemlerde dahi yazar yalnızca olayı, o sırada insanların ne düşündüklerini ve hareketlerinin sebeplerini anlatmakta; fakat herhangi bir görüş belirtmemektedir. Hümanist olan İvo Andriç eserinde çeşitli dinlerin ve soyların kaynaştığı bu bölgede en küçük bir din ve ırk ayrımı yapmadan, anlattığı olaylarda yer alan bütün kişilere eşit bir sevgi ve ilgi göstermiştir.
Dünyada ve Türkiye'de Drina Köprüsü
1945 yılında yayımlanan roman yazarın en ünlü ve en önemli eseridir. 1961 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen İvo Andriç'in bu ödülü, özel olarak Drina Köprüsüne verilmiş gibi kabul edilmektedir. Roman, Yugoslavya'da 15 kez basılmış ve başta Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Fransızca olmak üzere hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilmiştir. Türkiye'de ise ilk baskısı iki buçuk ayda tükenmiştir.Kitap 1990'ların Yugoslavya'sında ülkedeki çok milletli, çok dinli ve çok kültürlü hayatı tahrip eden iç savaşlar nedeniyle yeniden güncellik kazandı. Roman Sırpların, Hırvatların ve Müslümanların bir arada yaşayamayacaklarının belgesi olarak okutuldu.
Kaynaklar
- GATA Kütüphanesi
- Ediz, H. A. (6 Eylül 1962). "Drina Köprüsü ve İvo Andriç Üzerine", Drina Köprüsü (2007), İletişim Yayınları, İstanbul
- Drina Köprüsü (2007), İletişim Yayınları, İstanbul