1940 tarihinde nahiye merkezine de Tozanlı adı verilmiş. Ancak, bu ismin pek kullanılmadığı görülmekte. 2 1960 tarihinde İpsile adı Doğanşar olarak değiştirildi. Doğanşar; yeni doğan şehir, memleket demektir.
KONUMU:
Doğanşar, İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeydoğusunda; Karadeniz ile İç Anadolu Bölgesi arasında yer alır. Doğanşar, 40-41° kuzey paralelleri ile 37-38° doğu meridyenleri arasında kalmaktadır. (11) Doğanşar, doğusunda Koyulhisar, batısında Hafik, kuzeyinde Almus ve Reşadiye, güneyinde ise yine Hafik ve Zara ilçeleriyle komşudur.
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:
Doğanşar genelde dağlık bir araziye sahip olup; topraklarının yarısından fazlasını 1500- 2000 m arasında olan saha teşkil etmektedir. Asmalı Dağ ile Tekeli Dağı ve Doğanşar ile Kösedağ'ın uzantısı olan Kabaçam dağ silsilesi arasında derin vadiler mevcuttur. Yine Yeşilırmak'ı besleyen küçük dereler bazı vadileri teşkil etmektedir.
DAĞLAR:
Doğanşar'ın batısında yer alan Tekeli Dağ (2624 m), Asmalı Dağ (2406 m) ve Dumanlı Dağ'a ( 2170 m) karşılık doğusunda Tozanlı Irmağı (Yeşilırmak) ile Kelkit Nehri arasında uzanan Kabaçam dağ silsilesi bulunmaktadır. Diğer dağ ve tepelikler ise şunlardır: Karabacak (2385 m), Timininçal (2252 m), Karlıkçalı (2201 m ), Toroluk Tepesi (1992) m), Çaltepe (1983 m), Cıbıl (1940 m), Bakırlıbeli (1567 m), Cücü Tepesi (1447 m), Tavşantepesi (1455 m) ve Taşlıktepe (1460 m).
YAYLALAR:
Doğanşar, Sivas'ın en fazla yaylaya sahip ilçesidir. Bu konuda geniş bilgi için Doğanşar İlçesi ve Köyleri Belgeseli kitap çalışmasına bakınız.
AKARSULAR:
Yörenin en önemli akarsuyu Yeşilırmak'ın ana kolu olan Tozanlı Irmağı'dır. Tozanlı Irmağı Köse Dağı'nın batı tarafından doğar. Şerefiye'yi geçtikten sonra derin bir vadide akarak Doğanşar önlerinden geçip Kelkit'le birleşerek asıl Yeşilırmak'ı oluştururlar. Tozanlı Irmağı'na Hafik taraflarında Abaş Irmağı adı verilmektedir. Doğanşar topraklarından geçerken Dipsizgöl, Göl ve Tekeliiçi çaylarıyla Tozanlı Çayı'nın da sularını alır.
GÖLLER:
Doğanşar'ın muhtelif yerlerinde göller bulunmakta. Ancak, bunlar önemli büyüklükte değiller. Yörenin en önemli gölleri Dipsizgöl ile Sülükgölü'dür.
Dipsizgöl: Küçük bir göldür. Derinliğinin bilinmemesi sebebiyle bu ismi almıştır. Göl çukur bir yerde olmasına rağmen su seviyesi pek yükselmez. Çünkü sularının fazlası bulduğu bir yolla Doğanşar karayolu ve etraftaki arazinin altından geçerek birrkaç yüz metre mesafedeki dereye akmakta ve aktığı yerde bir şelaleyi oluşturmaktadır.
Sülükgölü: Bu göl de küçük bir göldür. Gölün özelliği, içinde yer alan sülüklerin bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmasıdır.
BİTKİ ÖRTÜSÜ:
Bitki örtüsünü, Sivas ve çevresine göre daha zengin olan ormanlar ve bozkır oluşturmakta. Bu konuda gelecek nesillerin aynı hatayı tekrarlamaması için bir özeleştiride bulunmak istiyorum:
1940 ve hatta 1950'li yıllara kadar Doğanşar'ın % 90'ının ormanlarla kaplı olduğu anlatılmakta. Dört-beş metre çapındaki ağaçlardan bahsediliyor. İnsanların korkudan giremedikleri, gökyüzü görünmeyen çam ve gürgen ormanlarının yerinde bugün yeller esmekte. Sayısız dağ ve tepe artık çıplak. Alaçam'daki çamların sadece adı kaldı.
Peki, ne oldu bu ağaç ve ormanlara? Tamamı, yakacak ve kereste için mi tüketildi?
Keşke öyle olsaydı. 1940'lı yılların büyükleri ormanların günahını hiçbir zaman ödeyemezler. Doğanşar'daki ormanlar bir cehaletin sonucu olarak tüketilmiş. Sayısız ihtiyarı dinledim. Anlattıkları insanın tüylerini ürpertiyor. Bakın, ağaçlar niçin kesilmiş:
-Katran ve boya hammaddeis olarak kullanmak,
-Çam kabuğunun altındaki seri yemek,
-Ağaç kesimi konusundaki iddialaşmalar, yarışmalar,
-Koca bir ağacın içini yakarak hayvan yemliği yapmak,
-Tarla açmak,
-Aynı meyildeki ağaçları yarıya kadar kestikten sonra, rüzgarda domino taşları gibi düşüşlerini seyretmek,
-Şahıs ormanlarının ise tehdit ve intikam duygusuyla kesilmesi.
Bu yanlışların sonucu olarak 1960'lı yıllarda Doğanşar insanı, yakacak temini için dahi ağaç bulamaz oldu. Kesilen tek ağaç için köyler arasında kavgalar çıkmaya, silahlar patlamayabaşladı. Bu sebeple keçi kaldırıldı. Ormanların korunması ve geliştirilmesi için kararlar alındı. Karara aykırı davrananlar komşuluktan reddedildi. Doğanşar'ın şimdiki güzide ormanları, işte bu kararlılığın neticesinde, yeniden canlandı.
Günümüzde, Doğanşar'ın hemen her tarafında çam, gürgen, yabani fındık, meşe, karaağaç, dağkavağı, ahlat, ekşi elma, ıhlamur, kumrut, öküzgötü, paltakotu, havgidi, mamukeriği, domuz eriği, tavşanelması, çetirez, daraklık, kurtbağrı ağaçlarına rastlamak mümkündür.
Sulanabilen yerlerde ise en çok söğüt ve kavak ağacı dikkati çekmekte. Elma, armut ve erik çeşitleri, vişne, ceviz, kiraz, mahlep çokça yetiştirilmektedir.
Bozkırda hakim bitki topluluklarının başında keven gelmekte. Keven toprağın bekçisidir. Erezyonu önleyerek bozkırın sürekli yeşil kalmasını sağlar. Ot ve samanın yetmediği uzun kışlarda hayvan yiyeceği olarak söküldüğü olmakta. 1980'li yıllarda aşırı sökülmesi sebebiyle halk, sökümünü yasaklamıştı.
Doğanşar yöresinde kendiliğinden yetişen diğer bitkiler ise kövrek otları, diken çeşitleri, yabani yoncalar, sığın, kekik, madımak, yemlik, evelik, kuzukulağı, kömeç, karga bıdiği, sahlep, çayırsoğanı, devetabanı, buğdeyik, kıskınuk, üçgül, gırzancuk, yavşanotu, çiriş, ısırgan, gelin parmağı, kabalak.
Doğanşar'ın dağ ve yaylalarında rengarenk sayısız çiçek çeşidi göze çarpmakta. Bazıları şunlar; lale, çiğdem, menekşe, gagaç, navruz, sümbül, karçiçeği/kardelen, tütiye, katırtırnağı, çayır çileği, koyungözü/papatya, gelincik, küpkıran, kuyrukyaran, mermük otu, keş çiçeği, gurbet çiçeği.
Sulanabilen her yer, çayır ve yoncalıklarla kaplı.
Yolunuz Doğanşar'a düşerse, siz siz olun, bilmediğiniz her otu; otun yaprak ve gövdesini, soğanını yemeye, sütünün tadına bakmaya kalkışmayın. Özellikle yedirilmek isteniyorsa bu ot ve çiçeğin gırzancuk olup olmadığını mutlaka öğrenin. Size bir şaka yapılabilir.
YABAN HAYATI:
Bölgenin ormanlık ve dağlık olması sebebiyle yaban hayatı zenginlik arzetmektedir. Yörede yaşayan hayvanların bir kısmı şunlardır: Kuşlardan; kartal, şahin, doğan, atmaca, karga, kırlangıç, saksağan, serçe, üveyik, gügük / ibibik, körügü / baykuş, bıldırcın, angurt, keklik, çil keklik, yaban kazları, ördek, geçerken uğrayan leylek ve turnalar, akbaba, sığırcık, güvercin, hopal, ağaçkakan / tahtadelen, yarasa, balık kuşu, sürüngenlerden; yılanlar, kertenkele, göğgeçemen, salyangoz, diğerhayvanlardan; ayı, kurt, domuz, tilki, tavşan, sansar, gelincik, su iti, keskü, kirpi, kaplumbağa, fare, köstebek / körsi, kurbağa, yara tedavisinde yararlanılan sülükler ile Yeşilırmak'ta değişik balık çeşitleri bulunmaktadır.
Son yıllarda domuz sayısında artış oldu. Domuzlar tarım alanlarına aşırı derecede zarar vermektele. Ayıların koruma altında olması ise arıcıları zor durumda bırakmaktadır. Geceleri araba ışığıyla tavşanların avlanması, ırmakta elektrik ve dinamit kullanılarak yapılan balık avcılığı ile Doğanşar dışından gelerek siyanürle tilki avcılığı, kuşların tarlalara atılan gübreden zehirlenmesi, tabiatın dengesini bozmaktadır.
İKLİM:
Doğanşar, iklim şartları bakımından İç Anadolu Bölgesi'nden farklı bir özelliğe sahiptir. Bilhassa Karadeniz ikliminin tesiri altındadır.
İlkbahar mevsimi Sivas'a göre daha erken gelir. Ve bol yağış alır. En yüksek sıcaklık temmuz ayında tespit edilmiştir. Sivas ve çevresinde yazları çok sıcak ve kavurucu geçtiği halde Doğanşar'da aşırı sıcaklar görülmez. Üstelik yaz mevsimlerinde de nispeten yağış alır. Şiddetli rüzgarlar ve kasırgalar burada görülmez. Kış mevsimi bol yağışlıdır. Engin yerlerde kış uzun süre devam etmekle beraber bazı köylerde sıcaklık sıfara dahi düşmemektedir. Bölgede umumiyetle nehir istikametinde daima mevcut olan rüzgar cereyanı rutubeti bırakmaz. Bu bakımdan havası sağlam ve sağlık şartlarına uygundur. 3
TARİHİ
Doğanşar, Hitit ve Romalılardan sonra 395 tarihinden itibaren Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu yönetiminde kaldı. 1071 tarihinden itibaren İpsile'nin etrafındaki bütün yerleşim merkezleri Türkler tarafından fethedildi, yeni köy ve mezralar kuruldu.
Doğanşar, 1071 sonrasında sırasıyla Danişmentli, Anadolu Selçuklu, Eratna ve Kadı Burhanettin Ahmet tarafından yönetildi. Kadı Burhanettin Ahmet Devleti zamanında Doğanşar yöresi Tozan Bey'in elindeydi. Tozan Bey'in 1355'lerden itibaren bölgenin askeri ve idari yetkilisi olduğu anlaşılmakta. 1398'de Kadı Burhanettin'in öldürülmesi üzerine Doğanşar Osmanlı devletine bağlandı. 1402'deki Timur istilasıyla Doğanşar bu kez Kızıl Ahmetliler Beyliği yönetimi altına girdi. Osmanlı padişahı II. Murat'ın 1424 tarihinde Kızıl Ahmetlileri ortadan kaldırmasıyla Doğanşar yöresi kesin olarak Osmanlı yönetimine katıldı.
1455 tarihinde Tozanlı / Doğanşar'da ilk tahrir (yazım) yapıldı. 1455, 1485, 1520 ve 1574 sayımlarından anlaşıldığına göre yöre uzun süre önce Tozan Bey'in oğulları İbrahim, Hazar, Hasan, Kasım ve Osman tarafından daha sonra ise Tozan Bey'in torunlarınca yönetilmiştir. 4
İpsile, çok sağlam bir kaleye sahip olduğu için 1460'a kadar fethedilemedi. 1460 - 61'deki Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon seferi sonrasında İpsile kalesinin teslim olduğu anlaşılmakta.
1834 tarihinde İpsile / Doğanşar ve köylerinde muhtarlık teşkilatı kuruldu. Her mahalleye birinci ve ikinci muhtar adıyla ikişer muhtar tayin edildi. İpsile'de oluşturulan mahallelerin isimleri; Cami-i Kebir, Cincioğlu, Çay-ı Kebir, Çay-ı Sagir , Dervişoğlu, Kale ve Ömerağa Mahallesi'dir.
İpsile / Doğanşar, asırlarca Tokat'a bağlı idi. 1831 tarihinde halk Sivas'a bağlanmak için istekte bulundu. 28 Rebiülevvel 1247 / 06.09.1831'de İstanbul bu isteği kabul etmedi. Tozanlı / Doğanşar'ın eskiden beri olduğu gibi Tokat'a bağlı olmasını ve Sivas tarafından hiçbir suretle müdahalede bulunulmamasını emretti. 5 Sonraki yıllarda Doğanşarlıların isteğini haklı bulan İstanbul, kazanın Sivas'a bağlanmasını kararlaştırdı. 1870'te Doğanşar'ın Sivas'a bağlı olduğu görülmekte. 6 1872'de Hafik'in ilçe haline getirilmesi üzerine Hafik'e bağlanan Doğanşar, 1906'da Reşadiye'nin ilçe olmasıyla bir ara buraya bağlandı. 7 Kısa bir süre sonra tekrar Hafik'in nahiyesi oldu.
Doğanşar'da nahiye teşkilatı 1970'lere kadar devam etti. Türkiye genelinde nahiye teşkilatının kaldırılması üzerine Doğanşar bucak merkezi olarak hüviyetini devam ettirdi. Asırlarca Tozanlı / İpsile'ye bağlı olan köylerin bir kısmı, 1906 ve 1937 tarihlerinde Reşadiye'ye, 1954 tarihinde Almus'a, 1968 tarihinde Hafik'e bağlandılar.
Doğanşar, tarihinin en kötü günlerini 1939 depreminde yaşadı. Erzincan depreminde Doğanşar'da 300'den fazla insan hayatını kaybetti. Ev, ahır ve samanlıklar kullanılamaz hale geldi. Çok sayıda hayvan telef oldu. Doğanşar, uzun ve yorucu bir çalışmanın neticesinde 09.05.1990 tarihinde ilçe oldu. Bu uğurda verilen mücadele başlı başına bir kitap konusudur. Doğanşar'ın ilçe olabilmesi için sayısız insan emek sarf etti. Kendilerini şükranla anmaktayız. 8
NÜFUS
1455 tahririne göre bölgedeki köylerin tamamı Türklerin elindeydi. Köylerde gayr-i müslim nüfus bulunmuyordu.
1485 tarihinde İpsile'de bulunan Tozanlı askerleri şunlardı: "Hayreddin Fakih imam, Şeyh Çoban, Halife veled-i Ya'kub, Mehmet veled-i Hacı Hasan, Ahmet birader-i mezkur, Ramazan, Piri veled-i Abdülaziz, Çerak veled-i Turkaya sipahizade" 1485 tarihinden itibaren her geçen gün Türkler İpsile'ye yerleşmeye ve Türk - Müslüman nüfusunu artırmaya başladılar. Bu arada gayr-i müslimler bölgeyi terk etmekteydi. Robert Mantran'ın 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul adlı eserinde ifade ettiği üzere; Fatih dönemi ve devamında diğer birçok bölgeyle birlikte Sivas ve Tokat yöresindeki gayr-i müslimler İstanbul'un değişik semtlerine iskana tabi tutulmuşlardır. 9
İpsile'de 1455 tarihinde 58 hane ve 7 bekar, 1485'de 186 hane ve 10 bekar ile 1 imam, 1520'de 235 hane ve 70 bekar ile 1 sipahizade, 1554'de 364 hane ve 121 bekar, 1574'de 559 hane ve 109 bekar nüfus bulunmaktaydı. 1574 tarihinde İpsile merkezin nüfusu 2900 kişi idi. Nüfusun sürekli olarak artış kaydettiği görülmekte.
İpsile merkezdeki Gayr-i Müslim nüfus 1600 - 1611 yılları arasında buradan ayrılarak Tokat il merkezine göç ettiler. Sonraki yıllarda İpsile'de Gayr-i Müslim nüfusa rastlanmamakta. Tokat kırsalında Gayr-i Müslim nüfus azalırken, merkezde sayıları artmaktaydı. Gayr-i Müslimlerin önceki tarihlerde de Yeşilırmak havzasından çekildikleri bilinmekte. 10
Doğanşar ilçe merkezinde 1831'de 2.384, 1915'te 1.584, 1935'te 1.720, 1946'da 1.522, 1960'ta 1.787, 1975'te 2.328, 1980'de 2.078, 1985'te 2.252, 1990'da 4.440, 1997'de 3.420, 2000'de 4200 kişinin yaşadığı görülmekte.
EKONOMİ
1485, 1520, 1554 ve 1574 tarihli tahrirlerde İpsile'nin Armutlu, Subeyad, Koz, Kurd Kovağı, Aslan Çimeni ve Kızıldağ yaylalarından bahsedilmekte.
Üretilen ürünler buğday, arpa, nohut, kabak, keten, giyah (ot), ceviz, meyve, bal ve bağ ürünlerinden müteşekkil idi. Hayvancılık da yapılan İpsile'de bir adet boyahane mevcuttu. Boyahaneden elde edilen gelir çoğu köyün toplam gelirinden daha fazlaydı. Boyahaneden 1445'de 506, 1554'de 800, 1574'de 1.000 akçe vergi alınmış. İpsile'de avcılıkta kullanılan çakır kuşlarından da vardı. Çakır kuşlarından 1455'de 300, 1554'de ise 70 akçe vergi alınmış. 1455'de İpsile'deki değirmen harap haldeydi. Büyük ihtimalle kalenin kuşatma altında olması sebebiyle çalıştırılamamış olabilir. 1485'de 1 adet, diğer tarihlerde 2 ve daha fazla görülen değirmenler çalışır vaziyette idi.
Tozanlı kazası merkezi olan İpsile'nin vergi geliri 1455'de 10.000, 1480'de 8.012, 1485'de 6.620, 1520'de 8.948, 1554'de 14.000, 1574'de ise 26.000 akçe idi. 11
1845 tarihinde İpsile'de toplam 17.488 hayvan besleniyordu. Hane başına düşen ortalama hayvan sayısı yaklaşık 44'tür. İpsile'nin toplam geliri 127.318 kuruş, vergisi ise 38.179 kuruş idi. 12 İpsile, Tozanlı kazasında bulunan toplam 20.080 dönüm arazinin % 25.9'una, 52.829 hayvanın % 33.07'sine, 445.163 kuruşluk gelirin % 28.6'sına sahipti. 1845'te İpsile'de ortalama gelir 316 kuruş olup, Tozanlı ortalamasının 48 kuruş altındadır.
İlçe ekonomisinin temeli geçmişte olduğu gibi günümüzde de tarım ve yayla tarzındaki hayvancılığa dayalıdır. Bu iki iş kolunun dışında değirmen, demirci dükkanları, hızarhaneler, oto tamir dükkanları ile bakkal dükkanları en çok dikkati çeken iş kollarıdır. 2001 tarihinde Doğanşar ilçesi genelinde 2.065 inek, 1.151 buzağı, 1.644 dana, 70 boğa, 120 öküz, 70 manda, 85 at, 203 eşek, 2.755 tavuk, 515 horoz ile 1.498 arı kovanı bulunuyordu. Aynı yıl Doğanşar ilçe merkezindeki hayvan varlığı ise şöyleydi: 675 inek, 369 buzağı, 632 dana, 19 boğa, 22 manda, 12 at, 7 eşek, 603 tavuk, 90 horoz ile 500 arı kovanı. Hayvancılık Doğanşar'da da eski önemini kaybetti.
DOĞANŞAR'IN KÖYLERİ 1455 tarihinden itibaren Doğanşar'a 113 yerleşim merkezinin bağlı olduğu görülmekte. Bunların yaklaşık 36'sı zamanla yerleşim merkezi olma hüviyetini kaybetmiş. Asırlarca Tozanlı / İpsile'ye bağlı olan köylerin bir kısmı ise 1906 ve 1937 tarihlerinde Reşadiye'ye, 1954 tarihinde Almus'a, 1968 tarihinde Hafik'e bağlandılar. Koyulhisar ile Sivas il merkezine bağlanan yerleşim birimleri de oldu.
Doğanşar ilçesine günümüzde 25 köy bağlı bulunmakta. Bunlar; Alan, Alazlı (Çirmiş), Arslantaş (Karadiz), Avcıçayı (Dumanit), Başekin, Beşağaç (Urumcuk), Boyalı, Çalıcı, Darıkol, Ekinciler (Arzuman), Eskiköy, Göçüköy, İçdere (Cacek), Kabaçam (Tavuza), Karkın, Kıpçak, Kozağaç, Kozlu, Okçulu, Ortaköy, Sarısuat (Gevele), Söbüler, Ütük, Yavşancık ve Yeşilçukur (Mundarlı).
TARİHİ ESERLER
Doğanşar tarihi eser bakımından zenginlik arz etmemekte. Bunun sebebi günümüze kadar yörede kazı yapılmaması ve Doğanşar Kalesi gibi tarihi eserlerin 1940'larda bilinçsizce ortadan kaldırılmasıdır. Tarihi eser niteliğinde Kale Camii, Ulu Camii ve Yeni Camii (Yapımı 1904) bulunmaktaydı. Ancak, Ulu Camii 1966, Kale Camii ise 2005 tarihinde yeniden inşa edildi.
Doğanşar'ın birçok yerinde ziyaret bulunmakta. Bunlardan türbesi bulunanı 1500 - 1585 yılları arasında yaşamış olan Hubyar Sultan Türbesi'dir. 13
Fikri Karaman [email protected] http://www.tozanli.net
Katkılarından dolayı FİKRİ KARAMAN Bey'e teşekkür ediyoruz. Bu yazı yazarından izin alınmadan kopyalanamaz ve yayımlanamaz.
--------------------------------------------------------------------------------
1 KARAMAN, Fikri; 1455'ten 2003'e TOZANLI KAZASI, Sh. 17 - 18, İst.2003
AÇIKEL, Ali; CHANGES IN SETTLEMENT PATTERNS, POPULATION AND SOCIETY IN NORT CENTRAL ANATOLIA: A CASE STUDY OF THE DISTRICT (KAZA) OF TOKAT (1574-1643) A thesis submitted to the University Of Manchester for the degree of Ph.D. in the Faculty of Arts 1999. Sh. 138-147
2 Sivas Gazetesi 30 Nisan 1940
3 KARAMAN, Fikri; 1455'ten 2003'e TOZANLI KAZASI, Sh. 18 - 22, İst. 2003
4 B.O.A TT 2 - 859 / 1455 Maliye, TT 19 - 890 / 1485 Maliye ve Evkaf, TT 79 - 926 / 1520 Maliye, TT 287 - 961 / 1554 Maliye ve Evkaf, TK 988 / 1574 Sivas Mufassalı Sh. 183 - 200b.
5 CİNLİOĞLU, Halis Turgut; Osmanlılar Zamanında TOKAT, III. Kısım, S h. 163, 164 Tokat 1951
6 Salname-i Vilayet-i Sivas, Sh. 50, 51, Sivas 1287
7 ATASOY, Ali Rıza; Reşadiye Halk Kitabı, Sh. 41 - 50, 1950
8 KARAMAN, Fikri; 1455'ten 2003'e TOZANLI KAZASI, Sh. 24 - 144 (Özet Bilgi), İst.2003
9 Mantran Robert çeviri Mehmet Ali Kılıçbay ve Enver Özcan; 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul, Cilt. I, Sh.44, Ank 1990)
10 KARAMAN, Fikri; Doğanşar İlçesi ve Köyleri Belgeseli, Sh. 21, İst. 2000 ve KARAMAN, Fikri; 1455'ten 2003'e TOZANLI KAZASI, Sh. 45 - 61, İst. 2003
11 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (B.O.A) TT 2- H.859 / M.1455, Sh. 646, 647, TT 19 - H.890 / M.1485, Sh. 541, 542, TT 79 - H.926 / M. 1520, Sh. 105, 107, TT 287 - H.961 / 1554, Sh. 129, 132, Tapu Kadastro Arşivi (T.K.A) TD 14, H. 980 / M.1574, Sh. 194a, 196b.
12 ML.VRD.TMT İpsile temettuatlarından yorum.
13 KARAMAN, Fikri; 1455'ten 2003'e TOZANLI KAZASI, Sh. (Özet Bilgi), İst.2003
zzyzs - 1 ay önce