Dow Kuramı

Kısaca: Dow Kuramı Charles Dow, kuramı üzerine hiçbir zaman bir kitap yazmamıştı. Dow, bu yüzyıla girerken, hisse senedi piyasasının davranışı ile ilgili düşüncelerini Wall Street Journal'ın bir dizi sayısında oluşturmuştu . Bu yazılar 1903 yılında "The ABC of Stock Speculation" adlı bir kitapta toplandı. "Dow Kuramı" terimi ilk defa bu çalışmada kullanıldı. Bu çalışmanın giriş bölümünde Richard Russel, Dow'un hisse senedi piyasası kuramına katkısını, Freud'un psikiyatriye olan ka ...devamı ☟

Dow Kuramı Charles Dow, kuramı üzerine hiçbir zaman bir kitap yazmamıştı. Dow, bu yüzyıla girerken, hisse senedi piyasasının davranışı ile ilgili düşüncelerini Wall Street Journal'ın bir dizi sayısında oluşturmuştu . Bu yazılar 1903 yılında "The ABC of Stock Speculation" adlı bir kitapta toplandı. "Dow Kuramı" terimi ilk defa bu çalışmada kullanıldı. Bu çalışmanın giriş bölümünde Richard Russel, Dow'un hisse senedi piyasası kuramına katkısını, Freud'un psikiyatriye olan katkısıyla karşılaştırır.

Dow'un çalışması, neden önemli olarak kabul edilir? Bunun nedeni, genel olarak herkesçe kabul edilen, teknik analizin en önemli başlıklarının şu veya bu biçimde Dow Kuramı'ndan türemiş olmasıdır. Dow, teknik analizin büyükbabası olarak kabul edilir. Bugünün bilgisayar teknolojisi dünyası içinde bile, Dow'un düşüncelerinin hala uygulama alanı vardır.

Teknik analizcilerin büyük çoğunluğu, kullandıkları modern araçların ne ölçüde Dow'un ilkelerine yaslandığının muhtemelen farkında değillerdir. Bu nedenlerle, teknik analizin incelenmesine başlamadan önce, Dow Kuramı'nı hiç olmazsa genel hatlarıyla incelemenin önemli bir yararı olacaktır.

TEMEL İLKELER

Piyasaların ortalaması her şeyi hesaba katar.

Bu ifade, teknik kuramın temel varsayımlarından bir tanesidir. Burada, yalnızca tek bir piyasa yerine, piyasaların ortalaması referans alınıyor. Bu ilke, arz ve talebi etkileyen her türlü etkenin piyasaların ortalamasına yansıyacağını ifade ediyor. Deprem gibi doğal afetler, sözü edilen etkenlere dahil olmayan istisnalardır. Piyasa, doğal afetler gibi etkenleri daha önceden tahmin edemese de, bu tür etkenler hızlı bir biçimde piyasa tarafından değerlendirilir ve fiyat hareketine dahil olurlar.

Piyasanın Üç Trendi Vardır:

Dow'un trend tanımı şöyledir: Her bir yüksek değer ve düşük değer, bir önceki yüksek değer ve düşük değerden daha yukarıda oluşuyor ise, bir yukarı trend varlığını sürdürüyor demektir. Diğer bir deyişle bir yukarı trend, yükselen tepeler ve tabanlara sahip olan bir görünümde olmalıdır. Bir aşağı trendde ise bunun tersi olarak, düşen tepe ve tabanlar görülür. Bu tanım, trendin temel tanımı ve bütün trend analizlerinin başlangıç noktasıdır. Dow, trendi üç bölüme ayırır:

Birincil trend (primary trend) İkincil trend (secondary trend) Küçük trend (minör trend)

Dow'un asıl ilgi alanı, genellikle bir yıldan daha uzun süren, çoğunlukla birkaç yıla uzanan birincil trend olmuştur. Dow, hisse senedi piyasası yatırımcısının büyük çoğunluğunun, piyasanın ana yönüyle ilgilendiğine inanırdı.

Dow, trendin üç bölümünü sırasıyla; akıntı, dalga ve çırpıntıya benzetirdi. Birincil trend akıntıya benziyordu. İkincil trend ya da ara trend, akıntıyı oluşturan dalgalara benziyordu. Küçük trendler de, dalgaların üzerindeki çırpıntılara benziyordu. Deniz kıyısında, birbiri arkasına gelen her bir dalganın en yüksek noktalarının bir sopayla ölçümüyle, ana akıntının yönü ölçülebilirdi. Eğer, en son gelen dalga, bir önceki dalgaya göre karanın daha içlerine gidiyor idiyse, akıntı yönünü sürdürüyor demekti. Gözlemci, ancak dalgalar geri çekilmeye başladığı zaman okyanusun akıntısının geriye döndüğünü bilebilirdi.

İkincil (ya da ara) trend, birincil trendin düzeltmelerini temsil ediyordu ve genellikle üç hafta ile üç ay arasında sona eriyordu. Bu orta vadeli düzeltmeler bir önceki trendin genellikle 1/3'ü ile 2/3'ünü geri alıyordu.

Küçük trend (ya da kısa dönemli trend), çoğunlukla 3 haftadan daha kısa süreliydi ve orta vadeli trendin kısa dönemdeki salınımlarını temsil ediyordu.

Ana trend, genellikle 3 farklı aşamadan geçer. Birikim aşaması da denilen ilk aşama, kötü ekonomik koşulların piyasada çok önceden satıldığı bir dönemde, piyasa hakkında geniş bilgiye sahip en akıllı yatırımcıların alıma geçtiği aşamadır. İkinci aşama, fiyatlar hızla değişirken ve ekonomik haberler gelişirken, trendi takip edenlerin piyasadaki yerlerini almaya başladığı bir dönemdir. Üçüncü ve sonuncu aşama, ekonomik haberlerin her zaman olduğundan çok daha iyi olduğu, "boğa" hikayelerinin anlatıldığı, yayın organları piyasa hakkındaki yayınlarını giderek artırırken, halkın büyük yığınlarla piyasaya koştuğu ve spekülatif işlem hacminin arttığı bir aşamadır.

Hiç kimse alım yapmak istemezken, ayı piyasasının tabanında "toplanmaya" başlayan bilgili yatırımcılar, hiç kimsenin satmak istemediği işte bu son aşamada "dağıtıma" başlamışlardır.

Elliott Dalga Kuramı'nı bilenler, ana boğa piyasasının üç farklı aşamaya bölündüğünü hatırlayacaklardır. R. N. Elliott, kuramını oluştururken, Rhea'nın 1930'lardaki Dow Kuramı çalışmasının temelleri üzerinde yükseldi. Elliott aynı zamanda, bir boğa piyasasında üç ana yukarı hareketin varlığını da kabul ediyordu.

Piyasaların ortalamaları birbirini onaylamalıdır.

Dow'a göre, farklı piyasalar aynı sinyali vermediği sürece, önemli bir boğa ya da ayı piyasası ortaya çıkamazdı.

İşlem hacmi trendi onaylamalıdır.

Dow, işlem hacmine, fiyat grafiklerinde ortaya çıkan sinyalleri onaylamakta ikincil fakat önemli bir değer yüklüyordu. Bir yukarı trendde, fiyatlar yükseldikçe işlem hacmi de artmalı, düzeltme hareketleri sırasında ise azalmalıydı. Bir aşağı trendde ise bunun tersi olmalı, fiyatlar düştükçe işlem hacmi artmalı, düzeltme hareketleri sırasında ise azalmalıydı.

Tersine dönüşün kesin sinyalleri alınıncaya kadar, bir trendin yürürlükte olduğu kabul edilir.

Bu düşünce, bugün de kullanılmakta olduğu üzere, trend takipçisi yaklaşımın temellerinin büyük bir bölümünü oluşturur. Bir başka söyleyişle, hareket halindeki bir trend hareketini sürdürme eğilimindedir. Tersine dönüş sinyallerini belirleyebilmek hiç de görüldüğü kadar kolay bir iş değildir.

Destek ve direnç noktalarının incelenmesi, fiyat grafikleri, trend çizgileri ve hareketli ortalamalar, varolan trendin değişebileceğine işaret eden pek çok teknik analiz aracından bazılarıdır. Momentum kaybının erken uyarı sinyallerini elde etmede osilatörlerin kullanımı yarar sağlar.

Bir Dow kuramcısı için ve bir trend takipçisi için en güç olan şey, aksi yönde yeni bir trendin ilk ayağı ile, yürürlükteki bir trendin normal ikinci düzeltmesi arasındaki ayrımı yapabilmektir. Dow Kuramı'nın kullanıcıları arasında, tersine dönüş sinyallerinin alınması konusunda bazı anlaşmazlıklar vardır.

DOW KURAMINA YÖNELTİLEN BAZI ELEŞTİRİLER

Dow Kuramı, uzun yıllardan bu yana, büyük "ayı" ve "boğa" piyasalarını tanımlamada oldukça başarılı olmasına karşın yine de bazı eleştirilerden kaçamamıştır. Sanırız, bu eleştirilerden en sık duyulanı, sinyallerin çok geç alındığıdır.

Genellikle, bir Dow Kuramı alım sinyali, bir önceki tepenin geçilmiş olduğu bir yukarı trendin ikinci aşamasında ortaya çıkar. Sinyal alınmadan önce, trendin ortalama olarak %20 ve %25 kadarı kaçırılmış olur. Bu aynı zamanda, hemen hemen tüm trend takipçisi teknik sistemlerin, ortaya çıkmış olan trendleri tanımladıkları ve trende katıldıkları yerdir.

Bu eleştiri, trend-takipçisi teknikleri kullananlara yabancı değildir. Şu hatırlanmalıdır ki Dow Kuramı hiçbir zaman trendleri başlatma niyetinde olmamıştır. Onun amacı, büyük "ayı" ve "boğa" piyasalarının ortaya çıkışının sinyalini vermektir. Dow Kuramı'nın başarılarının verileri, onun üstlendiği işlevi oldukça iyi bir şekilde yerine getirdiğinin göstergeleridir.

Hemen hemen tüm trend-takipçisi sistemlerde olduğu gibi amaç, önemli piyasa hareketlerinin büyük orta aşamalarını yakalayabilmektir. Bu nedenle eleştiriler, aynı zamanda trend-takipçisi felsefenin anlaşılamamış olduğunu da gösteriyor. Gerçekte, en tepe ve en dip noktaları yakalamaya çalışan trend-takipçisi sistem yoktur. Bu tür çabalar nadiren başarılı olurlar.

Dow Kuramı, elbette ki yanılmaz değildir. Kuram, yıllar boyunca yanlış sinyallerden nasibini almıştır. Fakat bu durum, genel olarak herhangi iyi bir sistem için de doğrudur.

Dow, kuramını belirgin olarak hiçbir zaman hisse senedi piyasasının yönünü tahmin edebilmekte kullanma düşüncesinde olmamıştır. O, kuramının gerçek değerinin, hisse senedi piyasasının yönünün, iş dünyasının genel koşullarının bir barometresi olarak kullanılmasında olduğunu düşünüyordu. Dow'un fiyatları tahmin edebilmekte bugün de kullanılan birçok formülasyonuna ek olarak, onun hisse senedi piyasalarının ortalamasının bir öncü ekonomik gösterge olarak kullanabilmekteki yararını çok önceden görebilmiş olmasına ancak şaşırarak bakabiliriz.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.