derinlik
1 . Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı.
2 . fizik Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu.
3 . Bulunulan yere göre uzakta olan yer:
"Ormanın derinliklerinden bir ses geldi."- .
4 . mecaz Özüne inerek ayrıntılı bir biçimde kavrama:
"Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım."- S. İleri.
5 . mecaz Varlığın içi, özü:
"Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi."- Y. K. Karaosmanoğlu.
6 . mecaz Varlığı ortaya çıkarılamamış, kanıtlanamamış şey:
"Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler..."- .
7 . askerlik Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık:
"Beş, altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş."- A. Gündüz.
8 . ekonomi, ticaret Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi.