Genel olarak Türkiye, Alp kıvnm sisteminin üzerinde bulunmaktadır. Topografik olarak iki dağ silsilesi, batıdan doğuya doğru ülkeyi kateder. Bunlardan biri kuzeyde Karadeniz, öteki ise güneyde Akdeniz boyunca görülür. Bu iki temel dağ silsilesi arasında yüksekliği yaklaşık 1.000 m olan Anadolu platosu yer alır. Alp dağoluşumu sürecinde, her iki kıvrımın oluşumu da Kretase (Tebeşir) Döneminde (y. 136-65 milyon yıl önce) başlamış ve Eosen Bölümde (y. 54-38 milyon yıl önce) son bulmuştur. Dağoluşumu hareketleri, kuzeydeki kıvrımda kuzeyden güneye doğru, güneydeki kıvrımda ise, güneyden kuzeye doğru olmuştur. Anadolu platosu, kristalin şist ve eski derinlik kayaçlannı içerir. Bu kayaçların üzeri daha sonra Eosen, Oligosen (y. 38-26 milyon yıl önce) ve Neojen (y. 26-2,5 milyon yıl önce) kayaçlarıyla örtülmüştür. Dağoluşumu hareketlerini karaoluşumu hareketleri izlemiş ve bu tektonik düzensizlik sonucunda Türkiye'nin yüzeysel yapısı oluşmuştur.
Türkiye, tektonik özellikler açısından Kuzey Anadolu Kınk Kuşağı ve Doğu Anadolu Kınk Kuşağı olmak üzere başlıca iki ana kırık kuşağına aynlır. Türkiye'de depremler daha çok Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi boyunca gerçekleşmektedir. Doğuda Varto ve Üstükran'dan başlayan bu kınk kuşağı, batıya doğru Erzincan, Koyulhisar, Reşadiye, Niksar, Tosya, Çerkeş, Mengen, Bolu ve Adapazarı'ndan geçerek Ege kıyılarına kadar uzanır. 1924'ten bu yana, Mercalli ölçeğine göre VIII ve daha yukarı şiddetteki 47 depremden 24'ü bu kırık kuşağında görülmüştür. Bu kuşakta oluşan depremlerin yol açtığı zararlar, elips biçimli bir alanda toplanmaktadır. Doğu Anadolu Kınk Kuşağı Amik Ovasından, Karlıova'ya kadar uzanır. 8. ve 10. yüzyıllarda önemli depremlerin görüldüğü bu kuşakta yakın dönemlerde de büyük zararlara yol açan yer sarsıntıları oluşmuştur.
Türkiye, deprem tehlikesi bakımından beş bölgeye ayrılmaktadır:
I. derece deprem bölgeleri; başta Kuzey Anadolu ve Güneydoğu Anadolu fay kuşakları boyunca uzanan sahalar ile Ege Bölgesi ve Göller Yöresi’ni kapsar.II. derece deprem bölgesi; I. derece deprem bölgelerinin çevresini kuşatır. Trakya’nın kuzeyi, Karadeniz kıyıları. İç Anadolu’nun çevresi ile Güneydoğu Anadolu’nun güneyi III. Ve IV. Derece deprem alanlarını oluşturur. Tuz Gölü ile Akdeniz kıyısı arasındaki saha deprem tehlikesinin en az olduğu V. Derece deprem bölgesidir.Bazı büyük şehirlerimizin I. Derece deprem bölgeleri üzerinde kuruldukları, nüfusumuzun yarıdan fazlasının bu sahalarda yaşadığı bir gerçektir. Türkiye, deprem riski açısından dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolu depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmektir. Yaşadığımız mekanlarda depremin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için bazı önlemler alınmalıdır. Bunun ötesinde sarsıntı sırasında ve sonrasında yapılması gereken işler ile uygulanması gereken kurallar özellikle can kaybını azaltmak açısından çok önemlidir. Depremin ne zaman olacağını belirlemek günümüzde teknik açıdan mümkün olmadığından deprem bölgelerinde yaşayan insanların bu konuda her sn hazırlıklı olmaları gerekmektedir.