Seyyit Mahmud-i Hayrani durumu görünce sesini çikarmadan geri dönmek ister. Ancak o sirada bir keçi,bir kaç kez üst üste hapsirir. sah Haydar da ne oldu Babam Dervis Mahmud`umu gördün ki bu kadar hapsirirsin, der ve arkasına baktığında babasının kendisine görünmeden gitmek istediğini görür.
Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için utanır mahcup olur.Mahcubiyetinden kaçıp halen Düzgün baba dağı olarak söylenen bir tepeye çıkar ve burada mekan tutar.(Rivayet olunur ki şah Haydar babasına ismen hitap ettiği için Mahcubiyetinden ötürü kaçtığı zaman ayağında kışın karda giyilen hedik veya lekan varmış.Bu hediklerle Zargovit`den Düzgün Baba tepesine kadar (takriben 5km) üç adım atmış bastığý her yerde hedikler taşa iz bırakmış ve bu izler hala durmaktadır.)
Bir iki gün eve gelmeyen şah Haydar`ın annesi endişelenir. Durumunu öğrenmesi için babasına rica eder. O da yanındaki müritlerine gidin bakın bakalım bizim şah Haydar ne alemde? der.
Müritlerinden birkaç kişi bu 24500 m. yüksekliğindeki dağın tepesine çıkar şah Haydar ile görüşürler. Durumun iyi olduğunu her hangi bir sorununun olmadığını öğrenirler ve tekrar Zeve`ye dönerler. Seyyid Mahmud-i Hayrani`ye durumu düzgündü merak edilecek herhangi bir şey yoktur.Selam ve hürmet eder ellerinizden öper derler. (Bu iþi düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı ıah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir. O günden bu güne Düzgün baba olarak söylenir.) Bugün de dahi halk şifa bulmak için Düzgün Baba`ya gider adaklar adar ve ziyaret eder.
misafir - 9 yıl önce