Cüneyd-I Bağdadi

Kısaca: Cüneyd-i Bağdadi evliyanın büyüklerinden. İsmi Cüneyd, babasının ismi Muhammed’dir. Künyesi Ebü’l-Kasım’dır. Tasavvuf ehlinin çok tanınmışlarından olduğu için Seyyid-üt-Taife yani tasavvuf büyüklerinin seyyidi, efendisi diye meşhurdur. 822 (H.207)de Nihavend’de doğdu, 911 (H.298)de Bağdat’ta vefat etti. Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Cüneyd-i Bağdadi, Süfyan-ı Sevri’nin mezhebinde yetişti. Tasavvuf ilmini dayısı Sırri-i Sekati’den öğrendi. Fıkıh, tefsir, ...devamı ☟

evliyanın büyüklerinden. İsmi Cüneyd, babasının ismi Muhammed’dir. Künyesi Ebü’l-Kasım’dır. Tasavvuf ehlinin çok tanınmışlarından olduğu için Seyyid-üt-Taife yani tasavvuf büyüklerinin seyyidi, efendisi diye meşhurdur. 822 (H.207)de Nihavend’de doğdu, 911 (H.298)de Bağdat’ta vefat etti.

Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Cüneyd-i Bağdadi, Süfyan-ı Sevri’nin mezhebinde yetişti. Tasavvuf ilmini dayısı Sırri-i Sekati’den öğrendi. Fıkıh, tefsir, hadis gibi ilimleri İmam-ı Şafii’nin talebesi Ebu Sevr’den öğrendi. Ayrıca Haris-i Muhasibi, Muhammed Kassab ve başka zatların da sohbetinde bulundu. Hocası, aynı zamanda dayısı olan Sırri-i Sekati ile hacca gitti. Mescid-i Haram’da dört yüz kadar alim zat şükür hakkında konuşuyordu. Herbiri şükrü tarif ve izah ettiler. Hocası Sırri-i Sekati ona; “Şükür hakkında bir izah da sen yap.” dedi. Bunun üzerine Cüneyd-i Bağdadi; “Şükür, Allahü tealanın ihsan ettiği nimet ile O’na isyan etmemek, O’na isyan için ihsan ettiği nimeti kullanmamaktır.” buyurdu. Orada bulunanların hepsi bu cevaba sevinip; “Seni tebrik ederiz. Maksadı en güzel şekilde ifade ettin.” dediler.

İlim ve marifette yüksek dereceye yükselmiş olan Cüneyd-i Bağdadi, Resulullah efendimizin manevi işaretiyle ilim öğretmeye başladı. Cüneyd-i Bağdadi, bu hususu şöyle anlattı:

Hocam Sırri-i Sekati daima bana; “İlim meclisi kur, insanlara ilim öğret, nasihat et.” derdi. Ben ise kendimi bu işe layık görmezdim. Bir Cuma gecesi Resulullah efendimizi rüyada gördüm, bana; “İnsanlara anlat.” buyurdu. Uyandım, sabah erken hocamın kapısına varıp çaldım. Açınca; “Peygamberimiz söylemeden bana inanmadın.” dedi. O sabah ilim meclisi kurup insanlara anlatmaya başladım.

Ders vermeye başlayınca, şöhreti git gide yayıldı. Hıristiyan bir genç bir gün ilim meclisinin kenarına gelip durdu. Fakat üzerinde Hıristiyan elbisesi yoktu. Cüneyd’e hitaben; “Efendim Resulullah’ın (aleyhisselam); “Mü’minin firasetinden korkunuz. Çünkü o, Allahü tealanın nuru ile bakar” buyurmalarının hikmeti nedir?” diye sorunca; “Belindeki zünnarı (Hıristiyanlara ait alameti) çıkar ve Müslüman ol, Müslüman olmak zamanı geldi.” cevabını verdi. Bu cevap üzerine onun büyüklüğünü anlayan genç, hemen belindeki zünnarı çıkarıp attı ve Müslüman oldu.

Din ve fen ilimlerinde çok yüksek, zamanının büyüğü olan Cüneyd-i Bağdadi, binlerce talebe yetiştirdi. Talebeleri arasından pekçok veli çıktı. Yaya olarak otuz defa hacca gitti. Çok kerametleri görüldü. Bir defasında Cüneyd-i Bağdadi’nin gözleri ağrıdı. Doktor çağırdılar. Gelen Hıristiyan doktor muayene edip gözlerine su değdirmemesini söyledi. Cüneyd-i Bağdadi; “Su değdirmeden nasıl abdest alırım?” deyince doktor; “Gözleriniz size lazım ise su değdirmeyeceksiniz!” dedi. Cüneyd-i Bağdadi abdest alıp namaz kıldı ve namazdan sonra bir müddet uyudu. Uyandığında gözlerinde ağrı kalmamıştı. O anda bir ses duydu ki;“Sen bizim için gözlerini feda etmen sebebiyle o ağrıyı senden giderdik.” diyordu. Bir zaman sonra Hıristiyan doktor tekrar gelip gördü ki Cüneyd-i Bağdadi’nin gözleri tamamen iyileşmiş. Hayret edip; “Nasıl yaptın da iyi oldu?” dedi Cüneyd-i Bağdadi olanları anlatınca, Hıristiyan doktor onun elini öpüp Müslüman oldu ve dedi ki:“Esas ağrıyan göz sizin değil, benim gözlerimmiş!”

Hayatını ilim öğrenmek, öğretmek ve Allahü tealanın rızasına kavuşmak için sarf eden Cüneyd-i Bağdadi, vefatına yakın mahzun ve üzgün bir haldeydi. Talebeleri onun bu halini görüp; “Efendim bizim ümidimiz, sizin şefaatiniz bereketiyle kurtulmaktır. Sizin ise üzüntülü ve ızdıraplı bir haliniz var. Bu haliniz yüreğimizi parçalıyor!” dediler. Bunlara hitaben; “Ey dostlarım! Ben yaptığım ibadet ve taatımın ve sizlere hoca olmakla kazandıklarımın hepsinin bir kılla asılmış olduğunu ve rüzgar esmesiyle bir tüy misali sallandığını hissediyorum. Bu esen rüzgarın red rüzgarı mı yoksa kabul yeli mi olduğunu bilmiyorum!” buyurdu. Biraz sonra “Allah!” diyerek ruhunu teslim etti. 911 (H.298)’ de 91 yaşındayken vefat eden Cüneyd-i Bağdadi, Bağdat’ta hocası ve dayısı Sırri-i Sekati’nin kabri yanına defnedildi. Kabri, sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir.

Son derece ihlas sahibi olan Cüneyd-i Bağdadi, bütün güzel huyları kendinde toplamıştı. Otuz sene cemaatle namazda ilk tekbiri kaçırmadı. Namazda kalbine dünya düşüncesi gelse, o namazı tekrar kılardı. Daima Allahü tealayı hatırlar her gün 400 rekat namaz kılardı. Otuz yıl yatsı namazından sonra hiç uyumadan ibadetle meşgul oldu.

Nasihatleri ve hikmetli sözleri pekçoktur. Buyurdu ki:

İnsanları Allahü tealanın sevgisine kavuşturacak yol, yalnız Muhammed aleyhisselamın yoludur. Bundan başka olan dinler, inançlar, rüyalar çıkmaz sokaktır. İnsanı saadete kavuşturmazlar. Kur’an-ı kerimin emir ve yasaklarını öğrenmeyen ve hadis-i şeriflere uymayan kimse, cahil ve gafildir. Buna uymamalıdır.

Müslüman temiz toprağa benzer. Temiz toprağa her şey atılır, ezilip hakaret görür. Lakin ondan hep güzel, temiz, faydalı şeyler çıkar.

Bir kimsede hilm (yumuşaklık), alçak gönüllülük, cömertlik ve güzel ahlak bulunursa, bu dört haslet o kimsenin yüksek makamlara kavuşmasına sebeb olabilir. Bunlar, imanın kemalidir.

İlim kendi haddini bilmektir. Tasavvuf kalbi temizlemektir.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

cüneyd-i bağdadi

Osmanlıca cüneyd-i bağdadi kelimelerinin Türkçe karşılığı.
(Hicri: 207-298) Şafii Hz.lerinin talebesinden ders almıştır. Zamanın kutbu sayılmıştır. 30 defa yaya olarak hacca gitmiştir. Büyük velilerdendir. (K.S.)

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Safevî-Kızılbaş tarihi
2 yıl önce

almaktadır. Şeyh Cüneyd devrinde Şiîliğin “İmâmiye-i İsnâ‘aşer’îyye/Onikicilik” ittikadi temeli üzere kurulan Safevî’îyye Tarikâtı, Cüneyd’in torunu İsmâ‘il...

İmam-ı Şibli
2 yıl önce

ve Bağdat'a yerleştiği anlatılır. Tarihte adına çok sık rastlanan Cüneyd Bağdadi'nin talebesi olduğu şeklinde kayıtlara rastlanır. Yine birçok kaynakta...

Kızılbaş
2 yıl önce

hükûmdârı Cihan Şah Şeyh Cüneyd’e Erdebil’i terk etmesini aksi takdirde şehri yakıp yıkacağını bildirmişti. Bu hâdise üzerine Şeyh Cüneyd, Karakoyunlular’ın...

Kızılbaş, Safevi, Taslak şablonları, Türkmen, Taslak madde
Nifferi
2 yıl önce

uzaklaştıracaktır. Nifferi'nin öğretisindeki temel bazı unsurların Cüneyd-i Bağdadi'nin çevresinden ve Hallac'dan gelen öğretilerle benzerlikleri bulunmakla...

Nifferi, Mistisizm Portalı, Tasavvuf
Ekberilik
2 yıl önce

önderleri olmuştur. Bunun yanı sıra Vahdet-i Vücud öğretisi Muhyiddin Arabi'den önce Nifferi, Cüneyd Bağdadi gibi sufilerin metinlerinde de bulunmaktadır...

Tasavvuf
2 yıl önce

gerçekleşmiştir. Abdal Musa, Beyazid Bistâmî, Bişri Hafî, Celâleddîn Rûmî, Cüneyd Bağdadi, Fudayl bin İyâz, Hacı Bektaş, Hâris el-Muhasibî, İbrahim Edhem, İmâm-ı...

Tasavvuf, Abdulkadir Geylani, Abdülkadir Geylani, Ahmed Er Rufai, Allah, Aziz Mahmud Hüdayi, Evliya, Felsefe Portalı, Galip Hasan Kuşçuoğlu, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaşı Veli
Müfessirler ve tefsir kitapları listesi
2 yıl önce

ve'l Beyan fi Tefsir'ul Kur'an Ebu Ali İbn-i Sina (? - 1036) Ebu Mensur Abdulkahir Bağdadi (? - 1037) Ali İbn-i İbrahim Hui (? - 1038) — El Burhan fi Tefsir'ul...