Siğiller bu enfeksiyonun görünebilir belirtileridir ve ancak % 30 olguda ortaya çıkmaktadır. Kalan % 70 lik bölümde ise virüsler deri altında kalmakta ve herhangi bir belirti vermemektedir. Subklinik adı verilen bu belirtisiz formun kanser oluşumu ile bir bağlantısı olduğu düşünülmektedir.
Risk Faktörler:
* 20-24 yaşlar HPV virüsünün alınması için en riskli yaşlardır.
* Siz veya cinsel eşiniz birden fazla kişi ile ilişkiye giriyor ise risk artacaktır.
* Klamidya veya Herpes simpleks gibi başka cinsel ilişki ile bulaşan hastalığınız varsa risk artmaktadır.
* Hamilelik,doğum kontrol hapı kullanımı riski arttırmaktadır.
* Hodgkin, lösemi gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkları olanlarda risk artmaktadır.
* Beyaz ırkta daha fazla görülmektedir.
* Sigara içimi riski arttırmaktadır.
Belirtiler:
Çoğu zaman hastalık herhangi bir belirti vermemektedir.Hastaların yaklaşık %30 unda siğil oluşmaktadır. Siğiller kadınlarda vagina veya anüs çevresinde veya vulvada olabilir. Aynı zamanda kasıklarda, bacaklarda, boyunda, ağızda veya vücudun herhangibir yerinde de bulunabilirler. Erkeklerde ise siğiller genellikle penis veya torbalardadır.
Siğiller büyüklü küçüklü olabilirler. Tek veya kümelenmiş bir şekilde olabilirler. Bazen siğillerden oluşan küme bir karnıbahar görüntüsünde olabilir.Genellikle cilt renginde ve ağrısızdırlar. Bazen pembe veya gri renk alabilirler. Çok seyrek olarak kaşıntı, ağrı ve kanama yapabilir.
Bulaşma:
Vajinal, anal veya oral sex esnasında cildin cilde teması sonucu bulaşır. Virüs cildin zayıfladığı bir noktadan vücuda girer ve derinin derinliklerine doğru ilerler. Burada aylar hatta yıllar boyunca sessiz olarak kalabilir. HPV tanısı konmuş bir kişide virüs cinsel hayatın herhangi bir döneminde bulaşmış olabilir.
Kuluçka Dönemi:
Virüs HPV enfeksiyonu bulaşmış bir kişi ile ilişkiden 4-6 hafta sonra etkisini gösterir. Siğillerin oluşumu 9 ayı bulabilir.
HPV nin sağlık üzerine olası etkileri:
HPV ile enfekte olmuş kadınlarda vulva ve serviks kanseri riski artmıştır. Ancak sadece birkaç tipi (tip 16, 18, 31, 33, 35) kanser ile ilişkilidir. Bu tipler genellikle sessiz (subklinik) seyreden hastalığa sebep olurlar.
Tanı:
HPV için geliştirilmiş herhangi bir özel laboratuvar veya kan testi mevcut değildir, kültürü yapılamamaktadır. Bu nedenle çoğu zaman gizli kalır. Hastaların ancak % 30 unda oluşan siğiller görülerek tanı konulabilir. Bunun için doktorunuzun kolposkop adı verilen bir mercek kullanması gerekebilir.
Ayrıca bu bölgeye asetik asit uygulandığında HPV li ciltte beyazlaşma oluşur ve siğiller ortaya çıkar.
Rutin olarak yapılan pap-smear testlerinde bulunan normal dışı bir bulgu HPV için uyarıcı olabilir; ancak pap-smear HPV ye özgü bir test değildir.
Kanser şüphesi olan olgularda biopsi alınması gerekebilir.
HPV-DNA nın moleküler biyoloji teknikleri ile belirlenmesi ne dayanan testler ülkemizde yaygın değildir.
Tedavi:
HPV nin tedavisi daha çok estetiğe yöneliktir. Çünkü virüsü yok edebilecek bir tedavi yoktur. Lezyonların boyutu, şekilleri, sayısı gibi etkenlere bağlı olarak çeşitli tedavi seçeneklerinden biri seçilebilir.Tedavi yöntemine bağlı olmaksızın 4 hastadan birinde siğiller 3 ay içerisinde yineleyebilmektedir.
Tedavi seçenekleri:
* Hiçbirşey yapılmaz: Herhangi bir tedavi uygulamadan siğillerin kendiliğinden uzaklaşması beklenebilir. Nonservikal siğillerde hastaların yaklaşık % 20-30 unda siğiller 3 ay içinde kendiliğinden kaybolabilmektedir.
* Krioterapi: Siğiller likid nitrojen ile dondurulur. Nisbeten ucuz ve küçük siğillerde oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Uygulamanın yapıldığı yerde ağrı duyulabilir.
* Kimyasallar:Siğillerin uzaklaştırılması için birtakım kimyasal maddeler kullanılabilir.
* Trikloroasetik asit: Siğiller tarafından emilir. Haftada bir tekrarlanır ve 6 hafta uygulanır.
* Elektrokoterizasyon: Siğiller elektrik akımı ile imha edilir. Ağrının azaltılması için lokal anestezi uygulaması gerekebilir.
* Lazer tedavisi: Siğiller laser ışını ile yok edilir. Genital bölgedeki ve ses tellerindeki büyük siğillerde yararlı olmaktadır. Diğer tedavi yöntemleri denendikten sonra uygulanır. Lokal anestezi ile yapılır. İz bırakması veya enfekte olması mümkündür. İşlemden sonra yaklaşık 3 hafta boyunca ağrı kesici kullanmak gerekebilir. Pahalı bir tedavi yöntemidir.
* İnterferon tedavisi: Siğilin içine bu antiviral ilaç enjekte edilir. ancak pahalı bir tedavi yöntemidir, yan etkileri fazladır ve diğer tedavilere çok fazla üstünlüğü yoktur. Bu sebeple fazla tercih edilmez.
Eşlerden herhangibirisi HPV tedavisi görüyorsa bu sırada cinsel ilişkiden kaçınmak uygun olacaktır. İlişki esnasındaki sürtünme iyileşmeyi engelleyebilir.
Eşlerden biri tedavi görüyor, diğer eşte siğil yok ise bu eş için tedaviye gerek yoktur.
Korunma:
Kondom kullanılması kısmen koruyucu olabilmektedir. Çok eşlilikten kaçınılmalıdır. Spermisitlerin etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Virüsün girişini engellemek için ciltte oluşabilecek küçük aşınmalardan kaçınmak gereklidir. Özellikle cinsel ilişki esnasında vajen kuru ise zedelenmelere yol açabileceğinden yeterli ıslaklığı sağlayacak bir nemlendirme maddesi kullanılması önerilir.
Kadınlar periyodik olarak pap smear yaptırmalı, şüpheli durumlarda hpv tanısı için gereken tetkiklere başvurulmalıdır.
Bazı çalışmalar yeşil lifli sebzelerle alınan yeterli folik asitin (400 mg) HPV den korunma konusunda faydalı olabileceğini göstermiştir.
Şu anda araştırmacılar HPV için iki tip aşı geliştirmek için çalışmaktadırlar. Birinci tip aşı siğilleri ve prekanseröz doku değişikliklerini önlemek için, ikinci tip aşı ise cervical kanserlerin tedavisi için kullanılmak üzere kullanılacaktır. Her iki tipte henüz araştırma aşamasındadır.
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce
misafir - 9 yıl önce