Okul misyonerler tarafından kurulmuştur. Başlangıçta gayri müslim azınlıkları eğiten okul, Cumhuriyetten sonra daha çok Türk öğrencilere hizmet vermeye başladı. 5 sınıflı küçük bir okuldu. Ülkedeki diğer Amerikan okulları arasında büyük bir önemi yoktu. Ancak 1928’de meydana gelen ve kapatılmasına neden olay nedeni ile çok gündeme gelmiştir. Kapatılan okulun binası, Türk Maarif Cemiyeti tarafından alınarak Atatürk'ün himayesinde Bursa Kız Lisesi binası olarak kullanılmıştır.
Okulun kapatılması ile sonuçlanan olaylar şöyle gelişti: 22 Ocak 1928’de Cumhuriyet Gazetesinde Bursa Amerikan Kız Koleji’nde okuyan 4 kız öğrencinin Hıristiyanlığa geçtiği yolunda bir haber çıktı. İddiaya gore öğrenciler, sabah erken vakitte Amerikalı öğretmenlerle beraber dağlara-tepelere çıkıyor, yemeklerden once hızlı hızlı bazı dualar okuyorlardı. Bu iddia Türk ve Amerikan basınında çok yer tuttu. Müfettişlerin incelemesi sonucu 4 arkadaşın davranışlarında tuhaflık sezen ve onları takibe alan 12 kişilik bir öğrenci gurubu arkadaşlarının hatıra defterlerini gizlice alarak içlerinde İsa’ya duyulan sevgi ve hristiyanlığın yüceliğine ilişkin ifadeler bulmuşlar, bunu Milli Eğitim Müdürüne ihbar etmişlerdi. Müfettişlerin incelemesi sırasında olay çığ gibi büyüdü, Öğretmenlerin , öğrencileri Hristiyanlığa teşvik etmek için yortu, yılbaşı ve Pazar günlerinde öğrencilere hediyeler verdikleri, hatıra olarak İncil dağıttıkları, yemekten once İncil’den dualar okudukları, Protestan öğrencilere okul ücretlerinde indirim yaptıkları, karşı çıkanlara düşük notlar verdikleri iddiaları ortaya atıldı. Okulun eski öğrencilerinden Sabiha Hanım ile Pakize Tarzi’nin de okulda okurken din değiştirdiği iddiası öne sürüldü. Müfettişler, 4 öğrencinin telkinler sonucu din değiştirdiği, öğretmenlerin görevlerini kötüye kullanmış oldukları yolunda rapor hazırladılar. Okul derhal kapatıldı. 3 Amerikalı kadının (okul müdürü Miss Jillson, jimnastik öğretmeni Miss Sanderson, biyoloji öğretmeni Miss Day) Hristiyanlık propogandası yaptıkları gerekçesiyle yargılanması, 3’er gün hapis ve 3’er lira para cezasına çarptırılması Amerikan kamuoyunda Türkiye aleyhine bir tepki yaratmıştı. Bu olayın bu kadar büyümesi ve ulusal bir mesele halini alması tarihçiler tarafından cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan kimlik krizi ile açıklanmaktadır.