İspanyol Merkantilizmi olarak da bilinir. "Bullion" (külçe) sözcüğü kelimenin kökenini oluşturur. Külçeler halinde saklanan altın ve gümüşnü ülkenin zenginliğinin tek kaynağı kabul eder. Ülkenin ödemeler dengesini ülkenin yararına koruyabilmenin değerli madenlerin ülkeden çıkışının kısıtlanmasıyla sağlanabileceği savunulur.
Merkantilizmin ilk ve en basit şeklidir. Buna metalist ya da bülyonist (külçeci) Merkantilizm de dedir. Çünkü sadece İspanyollar metal para darbını biliyor ve İspanyol Merkantilizmi moneter bir himayecilik ruhu taşıyordu. İspanya ve Portekiz ik defa Amerika'nın kıymetli metallerine kapılarını açmıştır. İspanyol Merkantilistlerinin en önemlilerinden Ortiz ve Mariana külçeci bir amaca yönelen himayeciliği eleştirmiştir. Altın miktarının artması,üretimin kısılması fiyatları çok yükselttiğinden dış ticaret bozulmuş ve ithalat zorunluluğu altın stoklarını azaltmaya başlamıştır. Amerikan altınının İspanya'ya akışı ile külçeci politika İspanya ekonomisinin çökmesine sebep olmuştur.
İspanyol Merkantilistlere göre, altın ve gümüş üç şekilde biriktirilebilirdi ;
1- Değerli metallerin çıkışını önlemek (ithalatı kısmak)
2- Ülkede faiz haddini yükseltip yabancı paraları çekmek, ardından bu paraların çıkışını önlemek amacıyla paraların ayarını bozmak
3- Ticari sözleşmeler yapmak (Balance des Contrats). İspanya gemileri mallarını sattıktan sonra mal bedellerini İspanya'ya mutlaka altın olarak getirmelilerdi,buna karşılık İspanya'da mallarını boşaltan yabancı gemilerin yük bedelleri İspanya menşeli mallarla ödenmelidir. Bu şekilde Balance des Contrats daha sonraları "Balance du Commerce" (ticaret bilançosu) şeklini almıştır.