Sorumluluk, iki yönlü anlaşılması gereken bir kavramdır. Borçlu açısından sorumluluk, borç ilişkisi dolayısıyla girmiş olduğu yükümlülüğü yerine getirmediği taktirde, alacaklının onun mal varlığı üzerinden bu yükümlülüğü karşılama durumuna razı olmak anlamına gelir. Alacaklı açısından sorumluluk ise, borçlunun edimini yerine getirmemesi halinde onun mal varlığının bir bölümüne el konulması için cebri icra yoluna başvurabilme hakkıdır.
Hukuk düzeni, bir borç ilişkisinde borçlu tarafın yükümlülüğünü yerine getirmesinden kaçınması durumunda alacaklı tarafın haklarını korumak noktasında devreye girmektedir. Bu bağlamda hukuk düzeni, alacaklının borç ilişkisinden doğan haklarını koruma altına almaktadır.
Sorumluluğun Türleri
Kişisel Varoluşla Sorumluluk
Antik toplumlarda, borçlu tarafı, edimini yerine getirmeye zorlamak için kişisel varoluşla -bedeni ile- ilgili sorumluluk tarzları uygulanmıştır. Eski uygarlıklarda, borçlunun borç ilişkisinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, alacaklının talebiyle vücudundan bir parçanın kesilmesi ya da öldürülmesi kuralı benimsenmiştir. Daha sonraki tarihlerde, alacaklının kölesi olması, ya da belirli bir süre onun hizmetinde köle olarak çalışması prensibi benimsenmişti. En yumuşatılmış şekliyle kişisel sorumluluk, borçlunun belirli bir süre hapsedilmesi yoludur.
Günümüzde borç ilişkilerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin kişisel varoluş sorumluluğu, hukuk düzenince kabul edilmemektedir. Ne var ki halen hukuk düzenini çağdaş biçimiyle yerleşmediği ülkelerde uygulana gelmektedir.
Mal Varlığı ile Sorumluluk
Çağdaş hukuk sistemi, borçlunun yükümlülüğünü mal varlığı ile teminatlandırmasını esas almaktadır. Diğer anlatımla alacaklı, borçlunun borç ilişkisinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde, borçlunun mal varlığının bir bölümüne el konulması talebinde bulunabilir.
Mal varlığı ile sorumluluk, borç ilişkisinin niteliğine göre iki biçimde olabilir.
Sınırsız Sorumluluk
Kişinin bir borç ilişkisinden doğan sorumluluğunun, tüm mal varlığını kapsaması durumudur. Yani alacaklı, borçlunun yerine getirmemiş olduğu yükümlülüğü için onun tüm mal varlığı üzeriden yasal takibe geçebilir. Genelde, borç ilişkilerinde doğan sorumlulukta sınırsız sorumluluk esastır. Sınırsız sorumluluğa, şahsi sorumluluk da denilmektedir. Ancak şahsi sorumluluk, şahıs ile sorunluluktan tümüyle farklıdır, burada şahsi sorumluluk, borçlunun tüm şahsi mal varlığını tanımlamaktadır. Sınırsız sorumluluk, borçlunun, borç ilişkisinden doğan yükümlülüklerini tüm mal varlığıyla karşılamasını esas almakla birlikte, İcra ve İflas Kanunu, borçlunun mesleki etkinliklerini ve makul biçimde yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan mal varlığını bu kapsam dışında tutar. Haczi caiz olmayan mallar bu kapsamdadır. Örneğin bir dişçinin muayenehanesindeki iş araçları ve bazı durumlarda maluliyet ya da emekli aylıkları haczi caiz olmayan mallardır.
Sınırlı Sorumluluk
Bir borç ilişkisinden doğan sorumlulukta sınırsız malla sorumluluk esas olmakla birlikte hukuk düzeni bazı durumlar için sınırlı sorumluluk kuralını koymaktadır.
İstisnai bazı durumlarda borçlu tüm mal varlığı ile değil, belirli bir mal varlığıyla sorumludur. Buna belli mallarla sorumluluk denilmektedir.
Belli miktarla sorumlulukta ise borçlu, yine tüm mal varlığı ile sorumlu olmakla birlikte, sorumlu olduğu miktar belirli ve sınırlıdır. Örneğin kefalet sözleşmelerinde kefilin sorumlu olacağı tutar belirtilmiş olmalıdır, kefil bu miktara kadar sorumludur.