Foucault
Foucault’ya göre biyoiktidar bir iktidar teknolojisidir yani bir tek iktidar teknolojisine değişik teknikleri kapsayan bir iktidarın uygulanmasıdır. Bu politik teknolojinin ayırt edici niteliği tüm toplumun, nüfusun kontrol edilmesine izin vermesidir. Biyoiktidar modern ulus devletin ve modern kapitalizmin ortaya çıkışında önemlidir. Terim tam anlamıyla “bedenler üzerine kurulan iktidar”dan bahseder. Foucault biyoiktidar sayesinde iktidarın yeni bir sürece girdiğini belirtir. Düşünürün disiplin toplumu ve düzenleyici kontroller adını verdiği teknolojiler sayesinde iktidar tek tek bedenlerde varolur, tek tek insanlara hükmeder ve böylece (kabaca söyleyecek olursak) her bireyi bir polis haline getirerek iktidarı dışarıdan içeriye değil, içeriden dışarıya doğru yayar. (Bkz: Panoptik)İktidarın kendini rasyonel olarak aklaması, haklı çıkarması gereken bir çağda, biyoiktidar yöntem değiştirmiş ölüm tehdidinin yerine yaşamın korunması ve sürdürülmesine, bedenin düzenlenmesine ve cinsellik nosyonu gibi diğer iktidar teknolojilerinin üretilmesine vurgu yapar. Sağlığın, kalıtımın, ailenin, “kanın” ve “normalliğin” düzenlenmesi biyoiktidara yönelik doğrudan örneklerdir. Benzer biçimde devlet aygıtına yönelik organizmacı yaklaşım (örneğin devletin baş, işçilerin kol olarak tasvir edilmesi) da bunun bir örneğidir. Bu nedenle biyoiktidar, öjenikle ve devlet ırkçılığıyla doğrudan bağlantılıdır. İlk kez ırk mücadelesi teziyle ilgili derslerinde ortaya çıkan biyoiktidar kavramıyla Foucault iktidarı olumlu bir şey olarak tanımlar ki klasik iktidar anlayışı temelde olumsuzdur, kısıtlayıcıdır ve sansürcülükle benzerlik taşır. Cinsellik Viktorya Döneminde sessizliğe gömülmüş olsa da, aslında “cinsellik dispozitifine” (ya da “mekanizmasına”) bağlıdır ve bu mekanizma özneyi kendi cinsiyeti hakkında konuşmaya zorlar, kışkırtır. Dolayısıyla “cinsellik diye bir şey yoktur”, bu kavram tutarsız bir yaratımdır ve cinselliğimizin kişisel gerçeğimizi içerdiğine bizi inandırır (aynı biçimde “ırk mücadelesi” tezi de, politikanın ve tarihin hakikatini, sözde barışın altında yatan ve sürekli devam eden yer altı savaşında görmektedir).
Bundan başka yaşamı en yüksek değerine çıkarma amacındaki iktidarın karanlık bir temelde yükseldiğini söyler. Eğer devlet kendi halkını korumak için yatırım yapıyorsa, eğer yatırım hayat demekse, her şey haklı çıkartılabilir. Ulusun ya da insalığın yaşamına yönelik tehdit oluşturduğu söylenen herhangi bir grup, örgüt hiçbir ceza görmeden, kınamayla karşılaşmadan ortadan kaldırılabilir. “Eğer soykırım aslında modern iktidarın hayaliyse, bu onun eski çağlardaki öldürme hakkına bir geri dönüş yaptığı anlamına gelmez; bu iktidar hayatın, türlerin, ırkların ve nüfusun büyük ölçüde her aşamasında varolduğu ve hükmettiği içindir.” (Cinselliğin Tarihi)
Terimin Diğer Kullanıcıları
Foucault için “biyoiktidar” belirli bir tür “iktidar teknolojisi” anlamına geliyorken Giorgio Agamben klasik egemenlik kavramının Antik Yunan’daki başlangıcından beri kendi kendini entegre etmekte olduğunu söyler. Michael Hardt ve Antonio Negri de Marxist teorinin taslağını kullandıkları İmparatorluk adlı eserlerinde bu kavrama değinmişlerdir.Kaynakça
*Michel Foucault, The History of Sexuality, Volume I, "Part Five: Right of Death and Power over Life".- Michel Foucault, The Will to Knowledge
- Michel Foucault, Society Must Be Defended
- Giorgio Agamben, Homo Sacer
- Michael Hardt and Antonio Negri, Empire
Ayrıca Bakınız
*Postmodernizm - Biyopolitika
- Panoptik