Ancak Birinci Dünya Savaşının patlak verip Osmanlı Devleti’nin 3 Ağustos 1914’te seferberlik ilan etmesi ve bilahare savaşa girmesi üzerine, Osmanlı Hükümeti 31 Aralık 1914’te ilan ettiği bir irade ile bu işe resmen son vermiştir.Böylece ıslahat bahanesiyle Batılıların müdahalesi ve Ermenilerin gayretleriyle ortaya atılan suni “Ermeni Meselesi” savaş sırasında yerini, bu defa Ermenilerin baş rolünü oynadıkları, yeni bir meseleye bırakıyordu:“Ermeni Katliamı”. Amillerinin de yine Ermeniler olmasına ve bu hususun hem Ermeni, hem Batılı yazarlarca dile getirilmesine ve Türk ve yabancı Arşivlerde de tevsik edilmesine rağmen, sorumluluğu yine Türklere yüklenmeye çalışılmış ve bu gayret günümüze kadar artırılarak intikal etmiştir.
Amacımız, Batının tahrikleri ve vaatleriyle gerek içerideki ve gerek dışarıdaki Ermenilerin nasıl harekete geçtiklerini; düşmanların saflarında ve Anadolu’da Osmanlı Devleti’ne karşı nasıl savaştıklarını; gönüllü çetelerin faaliyetlerini; cephe gerisinde yaptıkları tahribatı, katliamı, mezalimi; Osmanlı milletvekili, bakanı, müsteşarı..., olarak görev yapıp seferberliğin ilanıyla düşman saflarına katılıp çetebaşılığı yapan Ermenilerin iki yüzlülüğünü ve nihayet “Islahat Meselesi”nde olduğu gibi “Katliam Meselesi”nde de suçu Osmanlılara yüklemek gayesiyle girişilen propaganda faaliyetlerini sözünü ettiğimiz belgeler ışığında incelemektir.
Ermeni Komiteleri ve Gönüllülerinin Faaliyetleri
Savaş başlar başlamaz herkes kendince bir hesap içine girmiştir. Ermeniler, Türk hatta Rus ve İran hakimiyetinden kurtularak bağımsız bir Ermenistan kurmak için harekete geçmişlerdir. İtilaf Devletleri, hem içerideki, hem dışarıdaki Ermenileri silahlandırıp bağımsızlık vaat ederek Osmanlı Devletini kısa sürede saf dışı etmek üzere faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Osmanlı Devleti ise, savaş sebebiyle son verdiği ıslahat baskılarına karşılık, Ermenilerin cephede ve cephe gerisinde başlattıkları terör hareketlerini etkisiz kılmak, hem Türk, hem de Ermeni tebaasını bunlardan korumak amacıyla başka bölgelere nakletmek ve birçok cephede İtilaf Devletleriyle savaşmak durumunda kalmıştır.
Yukarıda da temas ettiğimiz üzere, bir taraftan komiteler, diğer taraftan da içerideki ve dışarıdaki kiliseler, bağımsız bir Ermenistan’ın kurulması için bundan daha iyi bir bahane bulunamayacağı kanaatine varmışlardır. Bu amaçla daha 1914 Haziranında Erzurum’da yapılan kongresinde Taşnaksutyun, İttihat ve Terakki Hükümetinin Hıristiyan unsurlara ve özellikle Ermenilere karşı eskiden beri takip ettiği iktisadi, sosyal ve idari politika ve ıslahatı uygulama konusundaki tutumunu bahane ederek ittihat ve Terakkiye karşı muhalefet etmeye, onun siyasi programını tenkit etmeye, kendisine ve teşkilatına karşı şiddetle mücadele etmeye karar vermiştir.
Bu karar, savaşın ilk günlerinden itibaren sadece Taşnaksutyun tarafından değil, Hınçak, Reforme Hınçak, Ramgavar komiteleri, Ermeni gönüllüleri, çeteleri tarafından da uygulamaya konulmuştur. Böylece Osmanlı Devleti’nin siyasi ve askeri durumu hakkında casusluk yapmışlar ve Erzurum, Trabzon, Van, Bitlis gibi savaş sahası olması muhtemel vilayetlerde bulunan Ermenilerin büyük bir kısmı kendi silahlarıyla, silah altına alınanlar ise, firar ederek Ruslara katılmışlardır. Sınır boylarında Ermeni çeteleri saldırıya geçmişler, Erzincan ve civarındaki Ermenilerin dörtte üçü doğrudan doğruya veya İran üzerinden Rusya’ya geçmişlerdir. Osmanlı ordusunda silah altına alınanlar ise, firar edip yollarda rastladıklarına ve çevreye saldırmışlardır. Sadece Türkiye’deki ve Rusya’daki Ermeniler değil, aynı zamanda İran, Romanya, İtalya, İngiltere ve Amerika’daki Ermeniler de gönüllü alayları kurmuşlar ve Kafkas cephesine katılmışlardır.
Bu arada Ermeni komiteleri Osmanlı topraklarındaki şubelerine şu talimatı vermişlerdir:
“Rus ordusu hududdan ilerler ve Osmanlı askerleri çekilirse, her tarafta birden eldeki vesait ile (vasıtalarla) kıyam olunacak (baş kaldırılacak), Osmanlı ordusu iki ateş arasında bırakılacak, mebani ve müessesat-ı emiriyye (binalar ve resmi daireleri bombalarla berhevi edilecek (uçurulacak), yakılacak, Hükümetin kuvveti dahilde işgal olunacak, levazım kafileleri örülecek(tir). Bilakis Osmanlı ordusu ilerlerse, Ermeni askerleri silahlarıyla Ruslara iltica edecek ve kıtalarından firarla çeteler teşkil edecek(lerdir)”.