Bilimsel yazı birkaç sayfalık bir makale olabileceği gibi birkaç yüz sayfalık kitap da olabilir. Esas itibariyle teknik aynıdır. Yazının değil veya "Osmanlı'da Tıp" araştırması yapan yazarın a söze başlarken de denebilir. Önsözün ardından kısa veya uzun bir Giriş bölümü gelir. Giriş'te kitabın iskeleti anlatılır. Konular açıklanır, bilgi verilir. Buna methal de denir. Ana bölümlendirme Kısımlar ve Bölümler şeklindedir. Kitap Sonuç'tan sonra Ekler, Kronoloji, Bibliyografya, İndeks ile biter. Kitabın başında yazarın biyografisi, künyesi, teşekkür, kısaltmalar, resim ve şekil cetveli yer alır.
Teknik
En çok kullanılan üç yazı tekniği vardır: APA, MLA, Chicago.Türkiye'de kullanılan karma usuldeki standart şudur:
Yazar adı, Eser adı, (çeviriyse çevirmeni),Yayınevi, Yer ve tarih. Mesela Vikipedi hakkında Ahmet Sezer adlı yazarın kitabı şöyle gösterilir: Ahmet Sezer, Vikipedi, İstanbul 2006. Burada araya giren ve ençok karıştırılan cilt, sayfa ve basımdır. Bunlar şöyle gösterilmelidir:
Ahmet Sezer, Vikipedi, Viki Yayınları, C.1, İstanbul 2006, s.1. Eser çeviriyse eser adından sonra çevirmeni yazılır. Parantez kullanılmaz. Araştırma bir dergide çıkmışsa format şudur:
Ahmet Sezer, "Vikipedi", Viki dergisi, Sayı:1, s.1.
Yazının kaynakları metinde nasıl gösterilir? Bunun yaygın iki metodu vardır. Birincisi, açıklanan görüş daha önce söylenmişse yeni bir cümleyle anlatılsa dahi üzerine gönderme numarası konulmalıdır. Yahut kaynağı doğrudan alıntılamak ve üzerini numaralandırmaktır. Buna sayfa altı dipnotu metodu denir. Numaralar sayfa altında sıralanıp kaynaklar yazılır. Burada yazar ismi soyadından önce gelir, kitabın sonundaki soyadı sırasıyla karıştırılmamalıdır.
İkinci gönderme metodu yaslanan görüşün veya alıntının yanına parantez açarak yazarın adı ve yayının tarihi verilir. (Sezer:2006) gibi. Bunun yukarıdakinden farkı dipnotlarının bölüm sonlarında verilmesidir, ancak sayfaaltı dipnotu yaygın olduğu üzere bu metod kullanılmasa, doğrudan metinde göndermeler numaralandırılsa da olur.
Doğruluk
Girişte belirtildiği gibi bir yazar daha önce başkalarının söylediklerini belirtmek zorundadır. Bu bilimsel namustur. Eğer başkasının görüşlerini alır ve gönderme yapmazsa bilimsel hırsız durumuna düşer. Buna intihal denir. Tesadüfen iki yazar aynı görüşü söylemiş olabilir mi? Eskiler buna tevarüd derdi. Olabilir ancak bilerek başkasının görüşlerini kendine maletme zaten bilimsel ağda belli olur.Dil (Üslup)
Bir yazarı olduran yahut öldüren dilidir. Mükemmel bir düşünce berbat bir dil yüzünden anlaşılmaz, okunmaz. Tersi de mümkündür, çok parlak, cafcaflı bir dille yazılmış ve bilimsel diye sunulmuş boş eserler görmek mümkündür.Yazar ulusal dili okulda öğrenir, ama bilimsel dili öğrenmesi yıllarını alır. O yüzden bilimsel yazı yazmak kolay değildir. Yazarın anadiline hakim olması önşarttır. Dilbilgisi ve yazım yanlışları düzeltilebilir ama mantık hataları düzeltilemez.
Bilimsel yazı, jargon'dan kaçınmalıdır. Jargon, Webster's' daki tanıma göre: karışık, anlamsız, acayip, ilkel dil-teknik terminoloji-gizemli, dolaylı, uzun kelimelerle önemli hissi veren dil.
Türkçede yazı dilinde -di'li geçmiş zaman kullanılır. -miş'li geçmiş zaman bürokratik bir dil olduğundan artık pek az araştırmada yer almaktadır. Görüşler ifade edilirken eskiden Biz'li anlatım yaygındı, bugün kimse "biz bu hususta şöyle düyünüyoruz" gibi çoğul bir ifade kullanmaz.