Travma ya da hastalık nedeniyle, beyin ödemi ya da hipoksi (dokuların oksijensiz kalması) nedeniyle beyninin nekrozu (hücre ölümü) halinde beynin fonskiyonlarını yapamaz hale gelir.
Bilinç kaybolur, refleksler büyük oranda kaybolur ve ek olarak beyin sapının da hasarı ile kendiliğinden solunumun durur, göz bebekleri büyür ve EEG aktivite kaybı görülür. Genel olarak başa ya da kalp gibi hayati organlara gelen agır darbeler, yaralanmalar, kan kaybı şok, oksijensizlik , ödem vb durumlarda gerçekleşir.
Beyin ölümü tanısını esas olarak nörologlar koyar. Bu tanının konması, geri dönüşü mümkün olmayan bir ölüm sürecinin başladığı anlamına gelir. O sırada kalp çarpıyor solunum makineler yardımıyla sürdürülüyor olsa bile beynin kalıcı hasar gördüğü ve kişinin yaşama geri dönme olasılığının kalmadığı kabul edilmiş olunur. Eger kendi rızası da varsa ve yakınlarının da itirazı yoksa organları başka bir insana nakledilebilinir.
Beyin ölümü tanısı ve buna bağlı olarak organ bağışı bir çok ülkede yasalarla standardize edilmiş, kesin kurallara kanıtlara dayalı kurul kararlarına bağlanmıştır. Fakat halk arasında konu iyi bilinmedigi için bir çok spekülasyonlara konu olmaktadır. Oysa tamamen bilim dünyasının , bilim adamlarının belirledigi prensiplere bağlı olarak işlyen bir tanı süreci söz konusudur.
tıp-taslak
inerwiki -->