Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay vermişti. 9 Kasım 1989'da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüz binlerce insan birikmeye başladı. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı'ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar duvarın üzerinde buluştular. İnsan seli bir saat içinde yüz binlere ulaştı. Duvarın yıkımına resmi olarak 13 Haziran 1990'da, daha önce de burada adı geçen Bernauer Straße'de 300 Doğu Alman sınır askeri tarafından başlandı. Alman Demokratik Cumhuriyeti de duvarın yıkımından sonra çok fazla dayanamamış, 13 Ekim 1990´da resmen sona ermiştir. Duvarın şehrin içinden geçen kısmı aynı yılın Kasım ayına kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı. Nitekim Berlinliler onlarca yıl bölünmüşlüğün yara izlerini bir an önce bertaraf etmek istiyordu.
Duvar yıkıldıktan bir süre sonra yapılan ankette halkın duvar yıkılmadan önce daha memnun olduğu görülmüştür. Bunun başlıca sebeplerinden birisi, Doğu tarafında insanların eğitim, sağlık gibi hizmetleri parasız alıyor olması ve sosyalizmin eşit koşullar sağlıyor olmasıydı. Duvarın yıkılmasıyla beraber bu tarz hizmetlerin eksikliği duyulmaya başlandı, Batı Almanya'nın kapitalist sisteminin her kapitalist ülkede olduu gibi adaletsiz ve bir avuç sermayedara hizmet ettiği adaletsiz bir sistem kuruldu. Batı tarafındakiler ise Doğu'nun yapılandırılmasına yönelik ek vergilerden rahatsızlık duymaktaydılar. İki Almanya'nın birleşmesinden sonra Batı Almanya'dan ve uluslararası sermaye çevrelerinden Doğu'ya sermaye akışı gerçekleşti. Emeğin daha ucuz olduğu bu bölgelerde ücretler hala Almanya'nın batı bölgelerine göre daha düşük seyretmektedir. Halen, Almanya'nın en yüksek işsizlik oranları Doğu şehirlerindedir.