* Hafif belirtilerde:
Yapılan tetkiklerle bulunan taşın çapı 4 mm. den küçük ve belirtiler de çok şiddetli değilse, hastanın her gün içtiğinin birkaç katı daha fazla su içmesi önerilir. Bu idrarla birlikte taşın atılmasına ve başka taşlar oluşmasını engellemeye yardımcı olur.Birkaç hafta veya ay beklenir. Aynı zamanda diyetine de dikkat etmesi önerilir.
Bir iki hafta sonra tekrar röntgen veya ultrason tetkiki yapılarak taşın üriner sistem boyunca daha aşağılara ilerlediği görülürse aynı tedaviye devam edilir. Herhangi bir değişiklik olmaz ise başka tedavi yöntemlerine geçilir.
Hareketsiz bir yaşamdansa bolca hareket etmek, örneğin yürüyüş yapmak taşın düşürülmesinde yarar sağlayacaktır.
Bekleme esnasında taş hareketi ile oluşan ağrıların giderilmesi amacıyla ağrı kesiciler kullanılabilir.
Yine taşın düşürülmesi beklenirken idrarın süzgeç görevi yapabilecek bir maddenin içinden geçirilerek yapılması düşürülecek taşın yakalanmasına olanak verir. Böylece taşın kimyasal analizi yapılarak ileride taş oluşumunu engelleyebilecek diyetsel önlemler alınabilir.
* Taşın Çıkarılması
Kendiliğinden düşmeyen taşlar, çok fazla ağrı ve kanamaya neden olan büyük taşlar, idrar akışını durdurarak kalıcı böbrek hasarına sebep olabilecek taşlar, akut batın tablosu oluşturan taşlar çeşitli tedavi yöntemleriyle vücuttan uzaklaştırılmalıdırlar.
* Ureteroskopi:
Bu yöntem orta veya alt üriner sistemin küçük taşlarının çıkarılması için kullanılır. Cerrahi bir işlem gerektirmez. Lokal veya genel anestezi ile yapılır. İnce uzun, kolay bükülebilen, fiberoptik bir aletle urethradan mesaneya girilir, taş tesbit edilir ve özel bir aletle çıkarılır veya laser kullanılarak kırılır. Bu tedaviden sonra hastaya birkaç gün için silikon bir tüp takılır.
litotripsi.gif (10711 bytes)
* Litotripsi:(Taşın kırılması)
Özellikle son 20 yıldır hızla gelişen teknikler sayesinde böbrek taşları çeşitli yöntemlerle kırılarak toz haline getirilmekte ve bu şekilde vücut dışına atılımları sağlanmaktadır. bu iş için şok dalgalarını veya ses dalgalarını kullanan litotripter olarak adlandırılan makinalar geliştirilmiştir.
1980 lerin başlarında üretilen ilk litotripter ler hastanın leğen kemiğine ve böbreklerine zarar vermemek için çok dikkatli kullanılmaları gerekiyordu.Taşları ancak 2-3 parçaya bölebiliyordu. Oysa son yıllarda geliştirilen modern litotripterler taşları oldukça küçük parçalara ayırabilmekte ve iyice ufalanan taş parçacıkları idrarla kolayca atılabilmektedir.
Hastaya gevşemesi için bir sakinleştirici verilir ve local veya genel anestezi uygulanır. İşlem genelde bir saatten uzun sürmektedir. Hasta birkaç gün içinde normal günlük yaşamına dönebilir. Bazı durumlarda taş kırma seansınıntekrarlaması gerekebilir.
* Ultrasonik Litotripsi:
Ureteroskopi benzeri bir işlemle spinal anestezi yapılan hastada taşa yüksek frekanslı ultrason dalgaları verilerek taş kırılır.Fazla başvurulan bir yöntem değildir.
* Elektrohidrolik Litotripsi: ( EHL )
Bu teknikte küçük taşlar elektrikle üretilen şok dalgaları ile kırılır. Genel anestezi gerektirir. Kolay bükülebilen bir ureteroskop kullanılır. Kullanımında bazı zorluklar oluşabilir.
* Extracorporeal Shock Wave Litotripsi (ESWL)
Günümüzde en sık kullanılan ve en çağdaş yöntemdir. Vücut dışında oluşturulan ve vücuda odaklanan şok dalgaları için taşların kırılarak toz haline getirimesi esasına dayanır.
ESWL nin ilk çıkan tiplerinde hastaya sakinleştirici ve/veya anestezi verilerek su dolu özel bir tankın üzerine asılmış sedyenin üzerine yatırılır. Röntgen ışınları ile taşın yeri belirlenip bu bölge şok dalgakları ile taş ufalanıncaya kadar bombardımana tutulur. bu ilk makinalarda hastanın şişman veya zayıf olması, taşın ureterin alt bölümlerinde olması sonuç alınmasını zorlaştırmakta idi.
Son teknolojiye göre üretilen makinelerde ise su tankı yerine özel yastıklar kullanılmakta, hastalarda boy ve kilo kısıtlaması olmamakta, taşın pozisyonunu belirlemek için daha az X ışınına ihtiyaç duyulmakta veya X ışını yerine ultrasonografi kullanılmakta, çok az hastada genel anesteziye gereksinim duyulmaktadır. ayrıca sistin taşları ve alt ureterdeki taşların kırılması da daha kolay olmaktadır. Tedavi süresi de kısalmıştır.
ESWL ile kırılan taşlar idrarla kendiliğinden kolayca atılabilmektedir.
* Perkutanöz Nefrolitotomi
ESWL nin etkili olamdığı bazı durumlarda kullanılır.Taşın çapı 3 cm den büyükse, pozisyonu ve şekli ESWL uygulamaya müsait değilse, böbrek fonksiyonları aşırı zayıflamışsa, hayatı tehdit eden bir kalp hastalığı varsa veya kalp pili kullanıyorsa, hasta hamile ise , mesane hastalığı varsa, idrar yollarında anomali varsa cerrahi bir işlem olan perkutanöz nefrolitotomi uygulanır.
Cerrah veya urolog lokal anestezi ile hastanın belinde 1 cm büyüklüğünde bir delik açarak nefroskop denilen bir aletle direk olarak böbreğe veya idrar yollarına girerek taşa ulaşır.Küçük taşlar direk olarak, büyük taşlar ise ultrasonik, elektrohidrolik veya laserli cihazla kırılarak boşaltılır. Boşalmanın sağlanabilmesi için geçici olarak bir tüp takılır. Hastanın birkaç gün hastanede kalması gerekmektedir. 2 hafta içerisinde hasta normal günlük yaşamına döner.
* Diğer cerrahi yöntemler
Açık nefrolitotomi denilen geniş bir operasyon çok seyrek olarak fazla komplike vakalarda, parsiyel nefrektomi denilen böbreğin bir kısmınınalınması işlemi ise böbreğin geriye dönüşümü olmayacak kadar ağır hasar gördüğü durumlarda seyrek olarak uygulanır.
Tekrarlayan Taşlarda tedavi:
Burada amaç taşın kimyasal yapısının belirlenerek bu kimyasalın idrarda kristalleşmesini önlemektir.