Aba vakti aba, yaba vakti yaba alan yanılmaz.
Aba vakti yaba, yaba vakti aba.
Abanın kadri yağmurda bilinir.
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Abdalın dostluğu köy görününceye kadar.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır.
Abdalın yağı çok olursa gah borusuna çalar, gah gerisine.
Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da.
Acele giden ecele gider.
Acele ile menzil alınmaz.
Acele işe şeytan karışır.
Acele yürüyen yolda kalır.
Aceleci sinek süte düşer.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Acemi marangozun talaşı tahtasından çok olur.
Acemi nalbant gibi kâh nalına vurur, kâh mıhına.
Acemi nalbant kürt eşeğinde dener kendini.
Acı acıyı bastırır, su sancıyı.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Acı söz insanı dininden çıkarır, tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
Akacak kan, damarda durmaz.
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
Acıkan doyman , susayan kanmam sanır.
Acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler.
Acıkan yanağından, susayan dudağından belli olur.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız olur.
Acıyan çok, ama ekmek veren yok.
Acı acıyı keser, su sancıyı.
Acıklı başta akıl olmaz.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış.
Aç ayı oynamaz.
Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.
Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.
Aç ayı oynamaz
Aç gözünü, açarlar gözünü.
Aç ne yemez, tok ne demez.
Aç doymam, tok acıkmam sanır.
Aç koyma hırsız olur, çok söyleme yüzsüz olur, çok değme arsız olur.
Aç koynunda azık durmaz.
Aç köpek fırın deler.
Aç kurt arslana saldırır.
Aç tavuk rüyasında kendini buğday ambarında görür.
Aç tokun halinden anlamaz.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
Açık yaraya kurt düşmez.
Açık ağız aç kalmaz.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır.
Açılan solar, ağlayan güler.
Açın imanı olmaz.
Açın karnı doyar gözü doymaz.
Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.
Açtığın kapıyı selamla aç, selamla kapın açılsın!
Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.
Adım çıkmış dokuza, inmez sekize
Ada bana, adayım sana.
Adam adam, pehlivan başka adam.
Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu.
Adam adama gerek olur,.
Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.
Adam adamdan korkmaz, utanır.
Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu.
Adam adamı bir kere aldatır.
Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke'ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?.
Adam iş başında belli olur.
Adam olacak çocuk bokundan belli olur.
Adam olana bir söz yeter.
Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile.
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Adamakla mal tükenmez.
Adamın ahmağı malını över.
Adamın iyisi alışverişte belli olur.
Adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola.
Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından kork.
Adamın yiğitliği, dayısından belli olur!
Âdemoğlu hîlebâzdır, kimse bilmez fendini! Her kime rağbet edersen, sakın andan kendini.
Ağaca da çıksa pabucu yerde kalmaz Tarif edilen kişinin hem kurnaz, hem de tedbirli olduğunu ima eder.
Ağaç düşse de yakınına yaslanır.
Ağaç ne kadar uzasa göğe ermez.
Ağaçtan maşa olmaz.
Ağacın iyisi özünden, Yiğidin iyisi sözünden olur. Karacoğlan'dan alınmıştır.
Ah alan onmaz.
Ahali isterse padişahı tahttan indirir.
Ahlatın iyisini ayılar yer.
Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır.
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar.
Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.
Ak akçe kara gün içindir.
Ak curun akmazsa kara curun kol gibi.
Ak göt geçit başında belli olur.
Ak gün ağartır, kara gün karartır.
Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır.
Ak koyun kara koyun geçit başında belli olur.
Ak koyunu gören, içi dolu yağ sanır.
Ak koyunu kara kuzusu da olur.
Ak koyunun kara kuzusu da olur.
Ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır.
Ak şeker, kara şeker, bir damar soya çeker.
Akacak kan damarda durmaz.
Akan su yosun tutmaz.
Akan çay her zaman kütük getirmez.
Akara kokara bakma, çuvala girene bak.
Akarı, kokarını geçer derler!
Akarsu pislik tutmaz.
Akarsu çukurunu kendi kazar.
Akarsuya inanma, eloğluna dayanma.
Akıl kazanına şans kepçesi (kepçe-i ikbal) gerek.
Akıllı adam kendi işini kendisi görendir.
Akıllı adam bildiğini söylemez; salak adam söylediğini bilmez.
Akıllı düşmandan değil; salak dosttan kork.
Akıllı düşünene kadar, deli kızını everir!
Akıllı görgüyü görgüsüzden öğrenir.
Akıllı her an çalışır, salak gün gelir çalışır.
Akıllı sohbetinden salak gülmesinden anlaşılır.
Akıllı bilgi bilir; kurnaz ortamı bilir.
Akıllı bir kez aldanır.
Akıllı sır saklar; aptal sır verir.
Akıllı sözünü aptala söyletir.
Akıllı tez kocar.
Akla gelmeyen başa gelir.
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama.
Akmasa da damlar.
Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini.
Aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz.
Aktan kara kalktı mı.
Akça akça kazanır; fakir yol teper.
Akça akıl öğretir, don yürüyüş.
Akçanın iyisi kesede duran, bahçanın iyisi eve yakın olan.
Akı karası geçitte belli olur.
Akıl adama sermaye.
Akıl akıldan üstündür.
Akıl akıldan, don yağı pekmezden (olur).
Akıl için tarik birdir.
Akıl olmayınca ne yapsın sakal?.
Akıl ortak ortak, mal ortağı kaypak.
Akıl para ile satılmaz.
Akıl yaşta değil, baştadır.
Akıl yiğide sermayedir.
Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış.
Akıllı, söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler.
Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.
Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir.
Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer.
Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi.
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Akılsız iti yol kocatır.
Akılsız kafanın, ayak çeker zahmetini…
Akılsız kasabın gerisine kaçar masadı.
Akılsız köpeği yol kocatır.
Akıntıya kürek çekilmez.
Akşama karşı gitme, tana karşı yatma.
Akşamdan sonra gelene ya lepe, ya sopa!
Akşamın hayrından, sabahın şerri…
Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
Akşamın işine gündüz gülermiş...
Al elmaya taş atan çok olur.
Al giyen aldanmaz.
Al gömlek gizlenemez.
Al gününde al; ver gününde ver.
Al ile arslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz.
Al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur.
Al malın iyisini, çekme kaygısını.
Ala bakan iki bakar.
Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz.
Alacağını alamayan, vereceğini veremez!
Alacakla verecek ödenmez.
Alacağım olsun da alakargada olsun.
Aleme cellat lazım; senin olman ne lazım?.
Alet işler, el övünür.
Ali Fakı’yı arayıp lafı üstüne taratma!
Alim ile eyle ülfet, alırsın mertebe! Cahil ile etme sohbet, dönersin merkebe!.
Alim ile sohbet etmek lal-ü mercan, incidir; Cahil ile sohbet etmek günde bin can incitir.
Alim unutmuş, kalem unutmamış.
Alim unutur, kalem unutmaz!
Allah'tan umut kesilmez.
Allah'ın bildiği kuldan saklanamaz.
Allah'ın ondurmadığını; Peygamber sopa ile kovar.
Allah balmumu yakana balmumu, yağmumu yakana yağmumu verir.
Allah bilir ama kul da sezer.
Allah dağına göre kar verir.
Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz.
Allah doğrunun yardımcısıdır.
Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini yitirtir, sonra buldurur.
Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar.
Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken.
Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış.
Allah kulundan geçmez.
Allah kulunu kısmeti ile yaratır.
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin.
Allah sevdiğine dert verir.
Allah son gürlüğü versin.
Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir.
Allah var. Gam yok.
Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez.
Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir.
Allah’ın verdiği canı, sadece Allah alır!
Allı yelek, pullu yelek; gömlek yok canfes neye gerek?.
Alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı.
Alma alı, satma kırı, ille doru, ille doru; yağızın da binde biri.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
Alma mazlumun ahını! Çıkar aheste aheste!
Alma yetimin ahını! Çıkar aheste aheste.
Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı.
Alma soysuzun kızını, sürer anası izini.
Almadan vermek, Allah'a mahsus.
Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.
Alna yazılan başa gelir.
Alt değirmen güçlü akar.
Altı olur, yedi olur, hep Allah'ın dediği olur.
Altın anahtar her kapıyı açar.
Altın ateşte, insan mihnette belli olur.
Altın eli bıçak kesmez.
Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur.
Altın kepeğe muhtaç.
Altın leğenin kan kusana ne faydası var?.
Altın pas tutmaz,.
Altın tasın, kan kusana faydası olmaz!
Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz.
Altın yere düşmekle pul olmaz.
Altının kıymetini sarraf bilir.
Alçacık eşeğe herkes biner.
Alçak at binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay.
Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar.
Alçak yer yiğidi hor gösterir.
Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır.
Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yere yatma yel alır.
Aldım kızınızı, görmeyeyim yüzünüzü!
Alışmadık götte don durmaz.
Alışmış kudurmuştan beterdir.
Alışmış kursak, bulamacını ister.
Aman diyene kılıç kalkmaz.
Amca baba yarısı.
Amcam dayım herkesten aldım payım.
An beni bir kozla, o da çürük çıksın.
Ana, yürekten yana.
Ana besler hurmayla, eloğlu karşılar yarmayla.
Ana gezer, kız gezer, ala dana ev bozar.
Ana gezer, kız gezer; bu çeyizi kim düzer?.
Ana gibi yar olmaz, Bagdat gibi diyar olmaz.
Ana hakkı Tanrı hakkı.
Ana ile kız, helva ile koz.
Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar.
Ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış.
Ana yılan, sözü yalan, karı çiçek, sözü gerçek.
Anaç tavuğun bastığı cücük, ölmezmiş.
Anadan olur daya, hamurdan olur maya.
Anahtar doğruyadır.
Analı kuzu, kınalı kuzu.
Analık usta, yumağı ufak yapar; çocuklar usta, ekmeği çifte kapar.
Anam babam kesem, elimi soksam yesem.
Anamın adı! Ağzımın tadı (kızım)!
Anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım.
Anan güzel idi, hani yeri, baban zengin idi, hani evi.
Ananın bahtı kızına.
Ananın bastığı yavru incinmez.
Ananın çıktığı dala kızı salıncak kurar.
Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al!
Anayı kızdan ayıran para.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Aptal ata binerse bey oldum sanır, şalgam aşa girerse yağ oldum sanır.
Aptala malum olur.
Aptala malum olur!
Ar dünyası değil, kar dünyası.
Ar yılı değil, kar yılı.
Araba devrilince yol gösteren çok olur.
Araba ile tavşan avlanmaz.
Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer.
Arayan Mevlasını da bulur, belasını da.
Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz.
Ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz.
Arife tarif gerekmez.
Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne?.
Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar.
Arka gerektir arka, ya utana ya korka.
Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim.
Armudu soy ye, elmayı say ye.
Armudun önü, kirazın sonu.
Armutun iyisini ayılar yer.
Arpa eken buğday biçmez.
Arpa samanıyla, kömür dumanıyla.
Arpa unundan kadayıf olmaz.
Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez.
Arpacıya borç eden, ahırını tez satar.
Arslan kocayınca sıçan deliği gözetir.
Arslan kükrerse atın ayağı kösteklenir.
Arslan postunda, gönül dostunda.
Arslan yatağından bellidir.
Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır.
Arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur yağıyor demiş.
Arı, bal alacak çiçeği bilir.
Arı, bey olan kovana üşer.
Arı bal alacak çiçeği bilir.
Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur.
Arı kızdıranı sokar.
Arıca etek, kuruca yatak.
Arık arınır, ad arınmaz.
Arık ata kuyruğu yüktür.
Arık etten yağlı tirit olmaz.
Arık öküze bıçak çalınmaz.
Arşın malı kantar ile satılmaz.
Asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı.
Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar aslı katıktır (ayrandır).
Asıl azmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar!
Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir.
Aslan kükrerse beygir titrer.
Aslan yattığı yerden belli olur.
Aslını saklayan haramzadedir.
Astar bol olmayınca yüze gelmez.
Asıl ara, soy ara, bulamazsan ne çare.
Asıl azmaz, bal kokmaz;.
Aslandan aslan doğar! İyi fıtratlının neslinden yine asil nesiller türer.
Aşkın gözü kördür.
At, adımına göre değil, adamına göre yürür.
At arıklıkta, yiğit gariplikte.
At at oluncaya kadar sahibi mat olur.
At beslenirken, kız istenirken.
At binicisini tanır.
At, biniciyi tanır!..
At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz.
At ile avrat yiğidin bahtına.
At kaçmaz, et kaçar.
At kudümüy yurt kudümü, avrat kudümü.
At sahibine göre eşer.
At yedi günde, it yediği günde.
At yedi günde, it yediği günde unutur.
At yiğidin yoldaşıdır.
At ölür, itlere bayram olur.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Ata arpa, yiğide pilav.
Ata binen nalını, mıhını arar.
Ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma.
Ata da soy gerek, ite de.
Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli.
Ata dostu oğla mirastır.
Ata eyer gerek, eyere er gerek.
Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek.
Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar.
Atalar çıkarayım der tahta, döner dolanır gelir bahta.
Ataların sözü Kura'a girmez; ama yanınca yürür.
Atasını tanımayan Allah'ını tanımaz.
Ateş alev ile söndürülmez.
Ateş demekle ağız yanmaz.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Ateş düzene girdi hamur bitti, işler düzene girdi ömür bitti.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Ateşe yakın olan, ısınır!
Atı zorla çeşmeye götürürsün ama, zorla su içiremezsin!
Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz,.
Atlar tepişir, arada eşekler ezilir.
Atlı kaçar, kaçar; yaya arkasına ne düşer?.
Atlıya saat olmaz.
Atta, avratta uğur vardır.
Atta karın, yiğitte burun.
Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değse bari!
Attığın taş ürküttüğün kuşa değmez.
Atılan ok geri dönmez.
Atım tepmez, itim kapmaz deme.
Atın bahtsızı arabaya düşer.
Atın dorusu, yiğidin delisi.
Atın varken yol tanı ağan varken el tanı.
Atın ölümü arpadan olsun.
Atın ürkeği, yiğidin korkağı.
Atına bakan ardına bakmaz.
Av avlanmış, tav tavlanmış.
Av avlayanın, kemer bağlayanın.
Av köpeği avdan kalmaz.
Av vuranın değil alanın.
Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz.
Ava giden avlanır.
Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir.
Avcı ne kadar hile bilse, ayı o kadar yol bilir.
Avradı boşayan topuğuna bakmaz.
Avradı eri saklar, peyniri deri.
Avrat malı, kapı mandalı.
Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar.
Karı vardır arpa ununu aş eder
Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.
Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur.
Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez.
Ay ışığında ceviz silkilmez.
Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz.
Ayaklar baş, başlar ayak oldu.
Ayağı yürüten baştır.
Ayağında donu yok, fesleğen takar başına.
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut düşünme derin.
Ayağını yorganına göre uzat.
Ayağının bastığı yerde ot bitmez.
Ayda bir gel dostuna, kalksın ayak üstüne; günde bir gel dostuna, yatsın sırtı üstüne.
Ayrandan aşağı katık olmaz.
Ayranı yok içmeye, tahtıravanla gider sıçmaya.
Ayranım ekşidir diyen olmaz.
Ayvaz kasap hepsi bir hesap.
Ayyar tilki art ayağından tutulur.
Ayı akım, kirpi yumuşağım demiş.
Ayı gördüm, yıldıza itibarım yok.
Ayı görmeden bayram etme.
Ayı sevdiği yavrusunu hırpalar.
Ayın on beşi karanlık, on beşi aydınlıktır.
Ayıpsız yar arayan kalır.
Ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış.
Az ada, çok öde.
Az ateş çok odunu yakar.
Az el aş kotarır , çok el iş kotarır.
Az kaz, uz kaz, boyunca kaz.
Az mal kan yutturur, çoğu birbirini güttürür.
Az olsun, uz olsun.
Az söyle, çok dinle.
Az tamah çok ziyan getirir.
Az veren candan, çok veren maldan.
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur.
Aza demişler, nereye.
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.
Aza sormuşlar nereye, çoğun yanına demiş.
Azı karar! Çoğu zarar! Ortası yarar! (
Azıcık ağrıya aş bastırır.
Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında kalır.
Aç, yanından kaç.
Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.
Aç anansa da kaç.
Aç arslandan tok domuz yeğdir.
Aç at yol almaz, aç it av almaz.
Aç ayı oynamaz.
Aç aç ile yatınca arada dilenci doğar.
Aç domuz darıdan çıkmaz.
Aç doymam, tok acıkmam sanır.
Aç elini kora sokar.
Aç esner, aşık gerinir.
Aç gezmekten tok ölmek yeğdir.
Aç gezmektense tok ölmek yeğdir.
Aç gözünü, açarlar gözünü.
Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun.
Aç ile eceli gelen söyleşir.
Aç karın katık istemez.
Aç kurt arslana saldırır.
Aç kurt yavrusunu yer.
Aç köpek fırın deler.
Aç ne yemez, tok ne demez.
Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır.
Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır.
Aç yar onda sarpın kurcalanmaz.
Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır.
Aça kuru ekmek bal helvası gibi gelir.
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka.
Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.
Açık göte herkes tükürür.
Açık kaba it değer.
Açık yaraya tuz ekilmez.
Açılan solar, ağlayan güler.
Açın gözü ekmek teknesinde olur.
Açın imanı olmaz.
Açın koynunda ekmek durmaz.
Açın kursağına çörek dayanmaz.
Ağa borç eder, uşak harç.
Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş.
Ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş.
Ağaca dayanma kurur dayanma ölür.
Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur.
Ağacı kurt, insanı dert yer.
Ağacın kurdu içinde olur.
Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla.
Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz.
Ağanın gözü, yiğidin sözü.
Ağanın gözü ata tımardır.
Ağanın gözü öküzü semiz eder.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez.
Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar.
Ağaç ağaç içinde büyür.
Ağaç, dalıyla gürler!
Ağaç yaprağıyla gürler.
Ağaç yaş iken eğilir.
Ağaç yaşken eğilir.
Ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz.
Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz.
Ağlama ölü için, ağla deli için.
Ağlamakla yar ele girmez.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar.
Ağlatan gülmez.
Ağlayanın malı gülene hayır etmez.
Ağrılarda göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı.
Ağrısız baş mezarda gerek.
Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar.
Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar.
Ağustosta yatanı zemheride büğelek tutar..
Ağustos'tan sonra ekilen darıdan, bal vermeyen arıdan, sabah erkeğinden sonra kalkan karıdan hayır gelmez!
Ağustosun 15'inden sonra ere kaftan, ata çul.
Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır.
Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur.
Ağzın karnından büyük olmasın.
Ağzına bir zeytin verir, altına tulum tutar.
Ağzına tat bulaşanın gözü pekmez tutumundadır.
Ağılda oğlak doğsa, dere boyunda otu biter.
Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter.
Ağır git ki yol alasın.
Ağır ol batman gel.
Ağır otur ki bey desinler.
Ağır taş batman döver.
Ağır yongayı yel kaldırmaz.
Ağırlık altın kale, hafiflik başa bela.
Ağız büzülür, göz süzülür, ille burun, ille burun.
Ağız yer yüz utanır.
Ağızdan burun yakın, kardeşten karın.
Aş taşarsa çömçenin değeri kalmaz.
Aş taşınca kepçeye paha olmaz.
Aş tuz ile, tuz oran ile.
Aşk ağlatır, dert söyletir.
Aşk başa gelirse akıl baştan çıkar.
Aşk olmayınca meşk olmaz.
Aşure yemeye giden kaşığını taşır.
Aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur.
Aşık alemi kör, dört yanını duvar sanır.
Aşık daima bey oturmaz.
Aşını, eşini, işini bil.
Aşığın gözü kördür.
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister.
Abdal ata binmiş bey oldum sanmış.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Abdala "kar yağıyor" demişler, "titremeye hazırım" demiş.
Abdalın arkadaşlığı yol görününceye kadardır.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır.
Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olsa da çulu.
Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.
Adam kıtlığında keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Adam olana bir söz yeter.
Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği.
Adam sandım eşeği, alnıma çarptı daşşağı!
Adam yenilmekle marifetli olur, yanılmakla alim.
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Adamakla mal mı tükenir?
Adamın iyisi iş başında belli olur.
Adı çıkacağına canı çıksın.
Adı çıktı dokuza, inmez sekize.
Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir.
Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez.
Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.
Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer.
Ağaç yaşken eğilir.
Ağaca balta vurmuşlar "sapı bendendir" demiş.
Ağacın kurdu içinde olur
Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız.
Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur.
Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur.
Ağaca dayanma çürür, insana güvenme ölür.
Ağacı kurt, insanı dert bitirir.
Ağaçlı köyü su basmaz.
Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer.
Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz.
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez.
Ağır baş iyidir, yenlik olsa uçar.
Ağır git ki yol alasın.
Ağır kazan geç kaynar.
Ağır otur, batman götür.
Ağır taş batman döver.
Ağır taş yerinden oynamaz.
Ağız yemeyince yüz utanmaz.
Ağlama ölü için, ağla deli için.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
Ağlayak da gözden mi olak?'.
Ağrısız baş mezarda olur.
Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (Zahmarıda) kazanı kaynar.
Ağustosta beynin kaynasın, kışın da tencere kaynasın.
Ağzı açık ayran delisi.
Ağzına bir zeytin verir, ardına tulum tutar.
Ağzından bal akıyor.
Ah alan unmaz, ah yerde kalmaz.
Ak gün ağartır‚ kara gün karartır.
Ak ile kara dere kenarında belli olur.
Ak köpeğe koyun diye sarılma.
Akan su, pis tutmaz.
Akçe bulsam, çıkı yok.
Akıl, akıldan üstündür.
Akıl para ile satılmaz.
Akıl yaşta değil baştadır.
Akıl yiğide sermayedir.
Akılı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan götürür çakal.
Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır
Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.
Akıllı olan katar katar yer, akılsız olan satar satar yer.
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Akılsız köpeği yol kocatır.
Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.
Akıllı deliye söyletirmiş!
Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme.
Alet işler el övünür, talih işler kul övünür!
Alışkın olmayan götte don durmaz!
Alışmış, kudurmuştan beterdir!.
Allah yolu yolsuza düşürmesin
Alma yetimin ahını! Çıkar aheste aheste.
Altın, yere düşmekle pul olmaz'
Anam babam kesem!.. Elimi soksam soksam yesem.
Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al!
Anası ölen hanım olur, babası ölen bey olur.
Aptal ata binince bey oldum sanır
Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.
Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.
Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
Al elmaya taş atan çok olur.
Al malın iyisini çekme kaygısını.
Al yakışırken, el bakışırken.
Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun.
Alçak tavuk kendini ferik gösterir.
Alim unutmuş, kalem unutmamış.
Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir(miş).
Allah dağına göre kar verir.
Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.
Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?
Alma el kızının ahını, gökten indirir şahini.
Alma mazlumun ahını, gökden indirir şahını
Almadan vermek Allah'a mahsustur.
Almak kolay ödemek zordur.
Altın anahtar, her kapıyı açar.
Altın eşik, ağaç eşiğe muhtaçtır.
Altın kılıç demir kapıyı açar.
Altının değerini sarraf bilir.
Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz.
Anan gibi saç büyüteceğine, baban gibi bıyık büyüt.
Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker.
Ananın bastığı yavru incinmez.
Ananın bastığı yerde yavru ölmez.
Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur.
Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır.
Ar namus hak getire.
Arap eli öpmek, dudak karartmaz.
Arayan belasını da devasını da bulur.
Arayan bulur, inleyen ölür.
Arayan Mevla'sını da bulur, belasını da...
Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.
Arı bal yapacak çiçeği bilir.
Arı kahrını çekmeyen balın kadrini ne bilir.
Arı satmış namusu tell&arirc;la vermiş.
Arkadaş dediğinin gölgesinde suç işlenir.
Arkadaşını söyle ki, sana kim olduğunu söyleyeyim.
Arkalı it kurdu boğar.
Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.
Armudun iyisini ayılar yermiş.
Arpa eken darı biçmez.
Arpa ekip buğday bekleme.
Aslan yattığı yerden belli olur.
Aslı neyse nesli odur.
Aslına çekmeyen haramzadedir.
Aslında olan tırnağına getirir.
Aslını inkâr eden haramzâdedir.
Aslını inkar eden, haramzade olur
Aslını inkâr edenin nesli gevşek olur.
Asılmış adamın evinde ipten söz edilmez.
Aş kaşık ile, iş keşik ile.
Aş sabahın iş sabahın.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Aşk olmayınca meşk olmaz.
At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.
At binenin kılıç kuşananındır.
At ile avrat yiğidin ikbalindendir.
At karnından yiğit burnundan bellidir.
Atlar tepişir olan eşeklere olur.
At olacak tay yürüyüşünden belli olur.
At ölür itlere bayram olur.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
At yedi günde, it yediği günde unutur.
At, sahibine göre kişner.
Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp.
Ata et, ite ot verilmez.
Ata sözü tutmayan, uluya uluya kalır.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Ateş ile barut bir arada olmaz.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler
Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem
Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.
Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana.
Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş.
Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk.
Baba borç yapar çol çocuk aç yatar.
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği.
Baba mirası yanan mum gibidir.
Baba oğula bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş.
Babadan mal kalır, kemal kalmaz.
Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.
Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.
Babasına hayır etmeyenin kimseye hayrı olmaz.
Babaya dayanma, karıya güvenme.
Baca eğri de olsa, dumanı doğru çıkar.
Bacası görülmeyen yerden kız alınmaz
Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
Bağ dua değil, çapa dua ister.
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
Bağa gir izin olsun ki, yemeye yüzün ola.
Bağlı aslana tavşan bile hücum eder.
Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa
Bahar çiçeğiyle güzeldir.
Baht olmayınca başa, ne kuruda biter ne de yaşta.
Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma.
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir.
Bakmakla öğrenilseydi, kediler kasap olurdu
Bal döksen yalanır.
Bal olan yerde sinek de bulunur.
Bal tutan parmağını yalar.
Bal yiyen baldan bıkar.
Bal demekle ağız tatlanmaz.
Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer.
Baş olan boş olmaz.
Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.
Baskın basanındır.
Baskısız yongayı yel alır.
Bastığın yer bayram olsun.
Baş başa, baş da padişaha bağlıdır.
Baş nereye giderse, oyak oradadır.
Başıma uymayan takke elin olsun.
Başındaki fese bak, girdiği kümese bak.
Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.
Başsız evin köpeği çok havlar.
Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur.
Babadan mal kalır,kemal kalmaz.
Babanın sanatı oğula mirastır.
Babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır.
Babaya dayanma,karıya güvenme.
Baca eğri de olsa duman doğru çıkar.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar.
Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta.
Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu.
Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle.
Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma.
Bakan göze bağ olmaz.
Bakan yemez, kapan yer.
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ.
Bakmakla usta olunsa kasap olurdu.
Baktın ibrik akıyor; önce götünü yu, sonra aptes boz.
Baktın ki kar havası, eve gel kör olası.
Baktın yarın yar değil, terkini kalmak az değil.
Bal bal demekle ağız tatlanmaz.
Bal demekle ağız tatlanmaz.
Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek.
Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil.
Bal olan yerde sinek de olur.
Bal tutan parmağını yalar.
Balcı kızı daha tatlı.
Balcının var bal tası, oduncunun var baltası.
Balta değmedik ağaç olmaz.
Balta sapını yonamaz.
Balı, parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer.
Balı dibinden, yağı yüzünden.
Balı olan bal yemez mi?.
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.
Balık baştan avlanır.
Balık baştan kokar.
Balık demiş ki: Etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin.
Balık çok konuşurum ama ağzım su dolu demiş.
Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir.
Baskın basanındır.
Baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır.
Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
Bayram etiyle it tavlanmaz.
Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir.
Bayramdan sonra gelen kınayı götüne yak.
Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla.
Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.
Bağ bayırda, tarla çayırda.
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
Bağı ağlayan yüzü güler.
Bağın taşlısı, karının saçlısı.
Baş ağır gerek, kulak sağır.
Baş başa bağlı, baş da şeriata.
Baş dille tartılır.
Baş kes, yaş kesme.
Baş nereye giderse, ayak da oraya gider.
Baş ol da eşek başı ol.
Baş sallamakla kavuk eskimez.
Baş sağ olursa börk çok bulunur.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır kürk içinde.
Baş yastığı baş derdini bilmez.
Başa gelen çekilir.
Başa gelmeyince bilinmez.
Başak büyüdükçe boynunu eğer.
Başım acemi berbere teslim eden, cebinden pamuğunu eksik etmez.
Başın başı, başın da başı vardır.
Başın sağlığı, dünya varlığı.
Başına gelen başmakçıdır.
Başını sallamayan kavak olmaz.
Bebeler birbirinden huy kapar, ayranlarına su katar.
Bedava sirke baldan tatlıdır.
Bekâr gözü ile kız alınmaz.
Bekâr gözü kör gözü.
Bekâra karı boşamak kolay gelir.
Bekârlık maskaralıktır.
Bekarın ahmağı akşam, evlinin ahmağı sabah traş olur.
Bekârın parasını it yer, yakasını bit.
Bekleyen derviş muradına ermiş.
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.
Ben ağa, sen ağa! İnekleri kim sağa?
Bedava sirke baldan tatlıdır.
Bekar gözü, kör gözü.
Bekarlık maskaralık.
Bekarlık sultanlık.
Bekarın parasını it yer, yakasını bit.
Beleş atın dişine bakılmaz.
Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur.
Berber berbere benzer ama, başın Allah'a emanet.
Berberin solumazı, tellağin söylemezi, kahvecinin söylemezi.
Berk kaçan atın boku seyrek düşer.
Besle kargayı, oysun gözünü.
Besle kargayı oysun gözünü.
Beslemeyi eslemeden alma.
Beterin beteri var.
Bey ardından çomak çalan çok olur.
Bey aşı borç, düğün aşı ödünç.
Bey buyurur, cellat keser.
Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik.
Beyazın adı tadı.
Beyden gelen bey sayılır.
Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır.
Beylik çeşmeden su içme.
Bez alırsan Musul'dan, kız alırsan asilden.
Bezi herkesin arşınına göre vermezler.
Beş kuruşun varsa beş yere düğümle.
Beş kuruşun üstünde oturmaya beş batman göt gerek.
Beş para giren ev yıkılmamış.
Beş parmak bir olmaz.
Beş parmağın hangisini kessen acımaz?.
Beş tavuğa bir horoz yeter.
Beşe, bakma çiftten başka işe.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp.
Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır.
Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin.
Bin bilsen de bir bilene danış.
Bin dost az, bir düşman çok.
Bin işçi, bir başçı.
Bin kişi değmez bir kişi, bir kişi değer bin kişi.
Bin merak, bir borç ödemez.
Bin nasihattan bir musibet yeğdir.
Bin nasihatten bir musibet yeğdir.
Bin tasa bir borç ödemez.
Bin ölçüp bir biçmeli.
Binin yarısı beş yüz o da ben de yok.
Bir abam var atarım, nerde olsam yatarım.
Bir adama kırk gün ne dersen o olur.
Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın.
Bir adamın sözü bir adama kolay.
Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur.
Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun.
Bir ağacın gölgesinde bir sürü yatar.
Bir ağaçta gül de biter diken de.
Bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da.
Bir ağızdan çıkan bin ağıza yayılır.
Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez.
Bir baba dokuz oğlu besler, dokuz oğul bir babayı beslemez.
Bir baş soğan bir kazanı kokutur.
Bir başa bir göz yeter.
Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.
Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bir dirhem et bin ayıp örter.
Bir dirhem gümüşün üstünde oturmaya bir kantar göt gerek.
Bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir.
Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin.
Bir ev donanır, bir kız donanmaz.
Bir evde düzen varsa düzen olmaz o evde.
Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Bir fit bin büyü yerini tutar.
Bir görüş, bir kör biliş.
Bir gözün gördüğü bir göze hayır etmez.
Bir günlük beylik, beyliktir.
Bir günlük ölüye üç gün yiyecek gerek.
Bir hatır, iki hatır, üçüncüde vur yatır.
Bir inat, bir murat.
Bir kararda bir Allah.
Bir katar deveyi bir eşek yeder.
Bir korkak bir orduyu bozar.
Bir koyundan iki post çıkmaz.
Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır.
Bir kılın bir örmeye faydası var.
Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır.
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır.
Bir ocaktan okluk da çıkar, bokluk da.
Bir pire için bir yorgan yakılmaz.
Bir selam bin hatır yapar.
Bir senden büyüğün, bir de senden küçüğün sözünü dinle.
Bir söz ara bozar,bir söz ara düzer.
Bir söz bin büyüye bedeldir.
Bir söz yola getirir, bir söz yoldan çıkarır.
Bir sürçen atın başı kesilmez.
Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge.
Bir tepe yıkılır, bir dere dolar.
Bir uyuz keçi bir sürüyü boklar.
Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden.
Bir çiçekle bahar olmaz.
Bir çiçekle yaz olmaz.
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Birden çıkan bine yayılır.
Biri bilmeyen bini hiç bilmez.
Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.
Biribiri, adamı yer diri diri.
Birlikten kuvvet doğar.
Bitli baklanın kör alıcısı olur.
Boka nispetle tezek amberidir.
Bol bol yiyen bel bel bakar.
Borca haylık bir aylık.
Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek.
Borç iyi güne kalmaz.
Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır.
Borç vermekle, düşman vurmakla.
Borç yiyen kesesinden yer.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir.
Borçlu ölmez, benzi sararır.
Borçlunun dili kısa gerek.
Borçlunun duacısı alacaklıdır.
Borçlunun döşeği ateşten olur.
Borçlunun yalımı alçak olur.
Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir.
Borçtan korkan kapısını büyük açmaz.
Bostan gök iken pazaryapılmaz.
Bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz.
Boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer.
Boyuma göre boy buldum, huyuma göre huy bulamadım.
Bozacının şahidi şıracı.
Boğaz dokuz boğumdur.
Boş başak dik durur.
Boş eşek yorga gider.
Boş fıçı çok langırdar.
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.
Boş ite menzil olmaz.
Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş demiş.
Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış.
Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaşdiye bağırmış.
Bu abdestle daha çok namaz kılınır.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir.
Bulanık su, balıkçının yarı kazancıdır.
Buldum bilemedim, bildim bulamadım.
Burun yüzden düşmez.
Buyuran yorulmamış.
Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at.
Buğday Hicaz'a giderken arpaya ince yufkaya karışma demiş.
Buğday başak verince, orak pahaya çıkar.
Buğday başak verince orak pahaya çıkar.
Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?.
Buğday ile koyun, geri yanı oyun.
Buğday mısıra demiş ki: Aş ol, keş ol, hamur işine karışma.
Buğday yanında acı at da sulanır.
Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince.
Böyle baş böyle tıraş.
Böyle gelmiş böyle gider.
Böyle gerek danaya, buzağının hakkını yemeye.
Bükemediğin eli öpeceksin.
Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş.
Bülbülün çektiği dili belası.
Büyük balık küçük balığı yer.
Büyük balık küçük balığı yutar.
Büyük başın derdi büyük olur.
Büyük lokma ye büyük söyleme.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme.
Bıldırcının beyliği arpa biçilene kadar.
Bıyığın uzunsa borazan çal.
Bıçak kınını kesmez.
Bıçak yarası onulur, dil yarası onulmaz.
Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete... (Anonim)
Beleş peynir fare kapanında bulunur.
Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.
Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt.
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.
Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin.
Besle kargayı oysun gözünü.
Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı.
Beş kuruşluk fener o kadar yanar.
Beş parmağın beşi de bir değil
Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir.
Bıçak sapını kesmez.
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.
Bıldır ki hurmalar götünü tırmalar.
Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer.
Bilinmedik aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz.
Bilmediklerimi ayağımın altına koysam, başım göğe değer.
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.
Bin atın varsa bin dinlen, bir atın varsa in dinlen.
Bin bilsen de bir bilene danış.
Bin dinle, bir söyle.
Bin ölçüp bir biçmeli.
Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.
Binin yarısı beş yüz o da ben de yok.
Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın.
Bir adamın karısı onun yarısıdır.
Bir ağaçta gül de biter, diken de.
Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta.
Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır.
Bir ahırda at da bulunur eşek de.
Bir ayağı çukurda
Bir bulutla kış gelmez.
Bir bütün bir yarımdan iyidir.
Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir.
Bir dirhem et, bin ayıp örter.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın.
Bir eve bir baca, bir kadına bir koca.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.
Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer.
Bir koyundan iki post olmaz.
Bin nasihatten bir musibet yeğdir.
Bir nalına vurur, bir mıhına.
Bir yerim diyenden bir de yemem diyenden kork.
Bir yiğit kırk yılda meydana gelir.
Biri eşikte, biri beşikte.
Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar.
Birlikten kuvet doğar.
Bitli baklanın kör alıcısı olur.
Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim.
Boğulursan büyük suda (denizde) boğul.
Bugün elini veren yarın götünü verir.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Boş çuval dik durmaz
Boş duranı Allah da sevmez kulu da...
Boş fıçı çok langırdar.
Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış.
Boşboğazın sigarası yanmaz.
Bozacının şahidi şıracı.
Bu dünya iki kapılı handır, gelen bilmez giden bilmez.
Bugünün küçükleri yarının büyükleri.
Budalanın yağı çok olursa sakalına sürer.
Bugün bana ise yarın sana.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Bugünkü tavuk, yârınki kazdan iyidir.
Buğday başak verince orak pahaya çıkar.
Bülbülü altın kafese koymuşlar "ah vatanım" demiş.
Bülbülün çektiği; dili belasıdır.
Büyük ekmek, büyük bezeden olur.
Büyük lokma çukurda kalır
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
Büyük zekâlar birlikte düşünürler.
Ben diyorum hadımın sen diyorsun oğuldan uşaktan neyin var.
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer.
Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür.
Cahile söz anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak iyidir.
Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.
Cahille bal yenmez! Alimle taş taşı
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir.
Cambaz ipte, balık dipte gerek.
Cami duvarına işeyen itin ölümü yakındır.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur.
Cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur.
Cami ne kadar büyük olursa olsun, imam bildiğini okur!
Caminin kapısını bilmez, sofuluk taslar.
Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur.
Can çıkmadan ümit kesilmez.
Canı yanan eşek atı geçer.
Can bostanda bitmez.
Can boğazdan gelir.
Can candan şirindir.
Can canın yoldaşıdır.
Can ciğerden tatlı.
Can cümleden aziz.
Can cümleden azizdir.
Can çıkmayınca huy çıkmaz.
Cana gelecek mala gelsin.
Canı acıyan eşek,atı geçer.
Canı cana ölçmeli.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır.
Canı yanan eşek attan yürük olur.
Cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez.
Cennet de bu dünyada cehennem de.
Cin tutana bir muska yeter.
Cins horoz yumurta da öter.
Cins kedi ölüsünü göstermez.
Cinstir çeker, b.ktur kokar!
Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler.
Cömert ile nekesin harcı birdir.
Cumhura muhalefet kuvve-i hatadandır.
Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir.
Dağ dumansız insan hatasız olmaz.
Damdaki iti avluya sıçırtma.
Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir.
Damlaya damlaya göl olur.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Darlıkta dirlik olmaz.
Davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun.
Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
Davul dengi dengine diye çalar.
Davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Dayak cennetten çıkmıştır.
Dayanık öküze oha! neymiş?.
Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer.
Dağ adamı! Hasta eder sağ adamı.
Dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma, öğütürsün.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir.
Dağ başından duman eksik olmaz.
Dağ dağ üstünde olur,ev ev üstünde olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Dağ yürümezse abdal yürür.
Dağda gez; belde gez insafı elden bırakma.
Dağdaki kekliğin bini bir paraya.
Dağları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.
Dede koruk yer, torununun dişi kamaşır.
Dediğim dedik, çaldığım düdük.
Deh! denmiş dünyayı, Çüş! diye sen mi durduracaksın?.
Deli arlanmaz soyu arlanır.
Deli deli akanı, bura bura tıkarlar.
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden.
Deli deliyi görünce değneğini saklar.
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun.
Deli ile çıkma yola, başına getirir bela.
Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş.
Deliden al uslu haberi.
Delik büyük, yama küçük.
Delikli boncuk yerde kalmaz.
Delikli taş yerde kalmaz.
Delilsiz cennete bile girilmez.
Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış.
Deliye el ver, eline bel ver.
Deliye geçit yoklatırlar.
Deliye her gün bayram.
Deliye taş atma, başını yarar.
Deme dostuna, der dostuna. Bir gün olur tuz basarlar postuna.
Demir nemden, insan gamdan çürür.
Demir tavında, dilber çağında.
Demir tavında dövülür.
Demir ıslanmaz, deli uslanmaz.
Demircinin canı demirden berk gerek.
Dene altını mihenk taşında, dene insanı bir başında.
Denenmişi denemek ahmaklıktır.
Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış.
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz.
Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız.
Deniz kenarında dalga eksik olmaz.
Denizdeki balığın pazarlığı olmaz.
Denize düşen yılana sarılır.
Densiz deve kuyruğu, deh! demeden sallanır.
Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Derede tarla sel için, tepede harman yel için.
Dereyi, tepeyi sel bilir; iyiyi kötüyü el bilir.
Derin su yavaş akar.
Dereyi görmeden paçayı sıvama.
Dert, çekene göredir.
Dert Deli Ahmet'in başında.
Dert ağlatır, aşk söyletir.
Dert bir olaydı ağlamak kolaydı.
Dert gezmiş, derman beraber gezmiş.
Dert gider amma yeri boş kalmaz.
Dert saklayanda kalır.
Dertsiz baş, bostan korkuluğunda.
Dertsiz baş, mezara taş.
Dertsiz baş olmaz.
Dertsiz baş terkide gerek.
Dertsiz bir kabak varmış, onun da başını kesip içini oymuşlar.
Derviş tekkede, hacı Mekke'de bulunur.
Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka.
Destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar.
Destursuz bağa girilmez.
Deve Kabe'ye gitmekle hacı olmaz.
Deve bir akçeye , deve bin akçeye.
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş.
Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder.
Deve deve yerine çöker.
Deve yerine deve çöker.
Deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı.
Deveci ile konuşan kapısını büyük açar.
Deveden büyük fil var.
Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.
Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş.
Deveye burç gerek olursa boynunu uzatır.
Deveye inişi mi seversin, yokuşu mu? demişler; düz yere mi girdi?.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Deveyi yük değil zelber yıkar.
Devlet adama ayağıyla gelmez.
Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen.
Devletin malı deniz, yemeyen domuz.
Devletli gözü perdeli olur.
Devletli ile deli bildiğini işler.
Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır.
Devletlinin karnı gen gerek.
Devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz.
Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz.
Değirmenden gelenden poğaça umarlar.
Değirmene gelen nöbet bekler.
Değirmi yurt tutmaya değirmi göt ister.
Değme bana, değmeyim sana.
Değme sarhoşa, yıkılana kadar gitsin.
Dibi görünmeyen sudan geçme.
Diken battığı yerden çıkar.
Dikensiz gül olmaz.
Dil ebsembaş esen.
Dil yüreğin kepçesidir.
Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur.
Dile gelen ele gelir.
Dilenci bir olsa şekerle beslenir.
Dilenci dilenciyi istemez; ev sahibi ikisini de.
Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş.
Dilencinin torbası dolmaz.
Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister; ya bayramda.
Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda.
Dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim.
Dilin cirmri küçük, cürmü büyük.
Dilin kemiği yok.
Dilsizin dilinden anası anlar.
Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Dinsizin ipi ile kuyuya inilmez.
Dirlik nerde, devlet orda.
Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez.
Dokuz keçe, su geçe; bir deri, soğuk geri.
Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı.
Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz.
Domuzdan tokludoğmaz.
Domuzun kuyruğunu kes yine domuz.
Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer.
Dost acı söyler.
Dost ağlatır, düşman güldürür.
Dost başa, düşman ayağa bakar.
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.
Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
Dost dostun eğerlenmiş atıdır.
Dost evinde başını bağla, düşman evinde tırnağını kes.
Dost ile ye, iç, alışveriş etme.
Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli.
Dost kara günde belli olur.
Dostlar alışverişte görsün.
Dostluk başka, alışveriş başka.
Dostluk kantarla, hesap miskalle.
Dostun alttğı taş baş yarmaz.
Dostun attığı taş baş yarmaz.
Dostun ndu cehennem odundan beterdir.
Dostunu överken yerecek yer bırak.
Doğan anası olma, doğuran anası ol.
Doğmadık çocuğa don biçilmez.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
Doğru söz acıdır.
Doğru söz katarından belli olur.
Doğru söz yemin istemez.
Doğruluk dost kapısı.
Doğruluk minarede kalmış.
Doğrunun yardımcısı Allah'tır.
Doğuran avrat Azrail'i yenmiş.
Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.
Domuzdan post gâvurdan dost olmaz.
Dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz.
Dut kurusu ile yar sevilmez.
Dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin.
Duvarın beri yüzü beri, öte yüzü öte.
Duvarın kulağı var, gözünü de unutma.
Dövüşerek pazarlık et, güle güle ayrıl.
Dört atanın dördü de hak.
Dün öleni dün gömerler.
Dünya Süleyman'a bile kalmamış.
Dünya bir, işin bin.
Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kolla kendini, göreyim seni.
Dünya bir yağlı kuyruktur; yiyebilene aşk olsun.
Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra.
Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan.
Dünya gençten gence, dinçten dince.
Dünya iki kapılı handır.
Dünya malı dünyada kalır.
Dünya tükenir, yalan tükenmez.
Dünya ölümlü, gün akşamlı.
Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur.
Dünyanın iki başı bir gelmez.
Dünyanın ucu uzun.
Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir.
Dünyayı umutla yemişler.
Düt demeye dudak gerek.
Düt demeye dudak ister.
Düzlükte kurt ulusa, evde itin bağrı sızlar.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü.
Düğün el ile, harman yel ile.
Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya.
Düğünde Fatmacığı kim bilir?.
Düğünü okuyucu boklar.
Düş uykudan sonra olur.
Düşenin dostu olmaz.
Düşman, düşmanın halinden bilmez.
Düşman düşmana gazel okumaz.
Düşmana yarak gerek, ya düşmandan ırak gerek.
Düşmanın karınca ise de hor bakma.
Düşmez kalkmaz bir Allah.
Düştünse toprağa sarıl.
Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi.
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane.
Ecele çare olmaz.
Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır.
Eceli gelen it cami duvarına siyer.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer.
Eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır.
Edebi, edepsizden öğren.
Eden bulur, inleyen ölür.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Ekici ol, bilici olma.
Ekincinin karnını yarmışlar; kırk bu yılcık, kırk bıldırcık çıkmış.
Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır.
Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil.
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver.
Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur.
El ağzına bakan, karısını tez boşar.
El el ile, değirmen yel ile.
El el için ağlamaz; başına kara bağlamaz.
El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
El elden kalmaz, dil dilden kalmaz.
El elden üstündür.
El eli yıkar yüzü.
El elin aynasıdır.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
El elin nesine, gülerek gider yasına.
El ile bozgun düzgün.
El ile gelen düğün, bayram.
El için ağlayan gözden olur,.
El için kuyu kazan, evvela kendi düşer.
El için yanma nare ara.
El kazanı ile aş kaynamaz.
El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım.
El terazi, göz mizan.
El yarası onulur , dil yarası onulmaz.
El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır.
El öpmekle ağız aşınmaz.
El üstünde gömlek eskimez.
Elde yiyen, yolda acıkır.
Elde bulunan beyde bulunmaz.
Eldeki yara, yarasıza duvar deliği.
Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.
Elden yiyen börkmüş, keseden yiyen çökmüş.
Eli boşa ağa uyur derler; eli doluya ağa buyur derler.
Elifin hecesi var, gündüzün gecesi var.
Elime ne döktün ki, yüzüne süreyim?
Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Elmas çamura düşse yine elmas.
Elmayı havaya at, düşünceye kadar Allah kerim.
Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
Elmayı çayıra, armudu bayıra.
Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar.
Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz.
Elvergisi, gönül.
Elçiye zeval olmaz.
Emanet eşeğin yuları gevşek olur.
Emanete hıyanet olmaz.
Emek olmadan yemek olmaz.
Emmim, dayım kesem; elimi soksam yesem.
En kolay iş yemek, çiğnemeden yutulmaz.
Er ek, geç ek, tava ek.
Er ekmeği, meydan ekmeği.
Er gönülü ibrişim, dolaşırsa açılmaz.
Er kocar, gönül kocamaz.
Er lokması er kursağında kalmaz.
Er olan ekmeğini taştan çıkarır.
Er oyunu üçe kadar.
Erenlerin sağı, solu olmaz.
Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma.
Ergene karı boşaması kolay.
Ergene var ergene, kaygısız gir yorgana.
Erikenin başına kar yağar.
Erim er olsun da yerim çalı gibi olsun.
Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını.
Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?.
Erkek koyun kasap dükkanına yakışır.
Erkek sel, kadın göl.
Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.
Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma.
Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa kaldır at.
Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.
Erkeğin şeytanı kadın.
Esirgenen göze çöp batar.
Eski diye atma kürkünü; gerek olur bürünürsün bir günü.
Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez.
Eski düşman dost olmaz.
Eski kaçmış; iğne iplik geri getirmiş.
Eski çamlar bardak oldu.
Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı.
Esmere al bağla, karşısına geç ağla.
Esrik devenin çulu eğri gerek.
Et kanlı gerek, yiğit canlı.
Et kokarsa tuzlanır; ya tuz kokarsa ne yapılır?.
Et ne kadar arık olsa ekmek üstünde yaraşır.
Et ola, it ola.
Et tırnaktan ayrılmaz.
Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de.
Etin çiği et getirir, ekmeğin çiği dert getirir.
Etle deri, yemekle diri.
Etme bulma dünyası.
Ev alma, komşu al.
Ev dememişler, evran demişler.
Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Evden bir ölü çıkacak demişler, herkes hizmetçinin yüzüne bakmış.
Evceğizim evceğizim, saklar benim halceğizim.
Evi ev eden avrat.
Evine göre pişir aşını; erine göre bağla başını.
Evladı ben doğurdum, ama gönlünü ben doğurmadım.
Evladın var mı, derdin var.
Evlenenle ev alana Allah yardım eder.
Evli evinde köylü köyünde gerek.
Evlinin bir evi var, evsizin bin evi var.
Evvel can, sonra canan.
Eğilen baş kesilmez.
Eğreti ata binen tez iner.
Eğretinin canı berk olur.
Eğri otur , doğru söyle.
Eşek, kulağı kesilmekle küheylan olmaz.
Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez.
Eşek büyümekle tavlabaşı olmaz.
Eşek eve gelmiş, yorga yolda kalmış.
Eşek eşeği ödünç kaşır.
Eşek hoşaftan ne anlar?.
Eşek kocamakla tavla başı olmaz.
Eşek kocamakla tavlabaşı olmaz.
Eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz.
Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir.
Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış.
Eşeğe kaç gün yol gidersin demişler; onu bizlengiç bilir demiş.
Eşeğe marifetini göster demişler, yıkılıp ağnamış.
Eşeğe rakı içirmişler; çulunu bahşış vermiş.
Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik, ya su demiş.
Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin.
Eşeği süren osuruğuna katlanır.
Eşeğin gönlüne kalsa bir bağ maydanozu götürmez.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa.
Eşeğin yorulduğu yere han yapılmaz.
Eşeğin ölümü köpeğe düğündür.
Eşeğini sağlam bağla, sonra Allah'a ısmarla.
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp.
Fala inanma, falsız kalma.
Fare, çıktığı deliği bilir.
Farz sünneti bastırır.
Faydasız baş, mezara yaraşır.
Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Fazla mal göz çıkarmaz.
Fazla naz aşık usandırır.
Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek.
Fırsat her vakit ele geçmez.
Fırsat sakal altından geçer.
Fıs fıstığı kırıp düşman gözü çıkarmalı.
Fısıltı ev yıkar.
Fincancı katırını ürküten sayısız dayak yer.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
Gafile kelam, nafile kelam.
Gammaz olmasa tilki pazarda gezer.
Garibe bir selam bin altın değer.
Garibin yardımcısı Allah'dır.
Garip itin kuyruğu bacağı arasında gerek.
Garip kim, kör o.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gavura kızıp oruç yenmez.
Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını çalar.
Gavurun tembeli keşiş, Müslüman'ın tembeli derviş.
Gavurun tembeli keşiş, Müslümanın tembeli derviş olur.
Gece işi kör işi.
Gece yağar gündüz açar, yıl düzgünlüğü; erkek söyler kadın susar, ev düzgünlüğü.
Geceler gebedir.
Gel demek kolay, git demek güçtür.
Gel demek kolay ama git demek güçtür.
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme; gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme.
Geldik yüze, çıktık düze.
Gelen geçer, konan göçer.
Gelen gidene rahmet okutur.
Gelen gideni aratır.
Gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş.
Gelin atta buyruk Hak'ta.
Gelin eşikte oğlan beşikte.
Gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz.
Gelin olmayan kızın vebali amcası oğlunun boynuna.
Gem almayan atın ölümü yakındır.
Gemisini kurtaran kaptan.
Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan.
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
Getir bana hıdrellezi, göstereyim sana yazı.
Gezen ayağa taş değer.
Gezen kurt aç kalmaz.
Geç olsun da güç olmasın.
Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler.
Gideceğin Antep, yiyeceğin pekmez.
Giden gelse dedem gelirdi.
Gidilmeyen yer senin olmaz.
Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var.
Gizlide gebe kalan aşikarede doğurur.
Gurkun cücüğü güzün sayılır.
Gök gürlemeden yağmur yağmaz.
Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi.
Gökten yere yağar, yerden göğe değil.
Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.
Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez.
Gölgeyi hoş gören tekneyi boş görür.
Gön yufka yerinden delinir.
Gönlün yazı var, kışı var.
Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
Gönül düştü bir boka o da misk gibi koka.
Gönül ferman dinlemez.
Gönül karımaz.
Gönül ummadığı yere küser.
Gönül var otluğa, gönül var bokluğa.
Gönül verme evliye; eve gider unutur.
Gönülden gönüle.
Gönülsüz namaz göğe ağmaz.
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Gördün deli, savul geri.
Gören gözün hakkı vardır.
Görenedir görene, köre nedir köre ne?.
Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?.
Görmemiş görmüş, gülmeden ölmüş.
Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış.
Görünen dağın uzağı olmaz.
Görünen köy kılavuz istemez.
Görünüşe aldanma.
Göte yakın yerden et yememeli.
Göz gördüğünü ister.
Göz görmeyince gönül katlanır.
Göz görür, gönül ister.
Göz görür,gönül çeker.
Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.
Göz var, izan var.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Göze yasak olmaz.
Gözlüye gizli yoktur.
Gözsüzden gözlü doğar, dilsizden dilli doğar, ille deli soy kovar.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.
Göç dönüşü topal eşek öne geçer.
Göçtük yurdun kadri konduk yurtta bilinir.
Göğe direk, denize kapak olmaz.
Gücük , ya iti soludurum, ya devenin kuyruğuna çıkarım demiş.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Gülme komşuna, gelir başına.
Gülü seven dikenine katlanır.
Gün doğmadan neler doğar.
Gün geçer, kin geçmez.
Gün güne uymaz.
Gün varken davarını eve götür.
Gündüz yağar gece açar, yıl bozgunluğu; kadın söyler erkek susar, ev bozgunluğu.
Gündüzün mum yakan geceyle bulamaz.
Güne göre kürk giyinmek gerek.
Güneş girmeyen eve doktor girer.
Gürültü istemeyen kazancı dükkanına girmez.
Güvenme dostuna, saman doldurur postuna.
Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
Güzel bürünür, çirkin görünür.
Güzel kanda kavga anda.
Güzele bakmak sevaptır.
Güzele bakmanın göze faydası var.
Güzele köken yakışır, çirkine allar neylesin.
Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz.
Güzele ne yaraşmaz.
Güzeli herkes sever.
Güzeli kızken görme, beşik ardında gör.
Güzellerin talihi çirkin olur.
Güzellik ondur, dokuzu dondur.
Geç olsun da güç olmasın.
Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler.
Geçtiğin köprüleri yakma.
Gel demek kolay, git demek güçtür.
Gelen gideni aratır.
Gelin ata binmişde, görkü kimin kapıya inmiş.
Gelin bindi deveye gör kısmeti nereye.
Gem almayan atın ölümü yakındır.
Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı.
Geniş günün de dar gezen, dar günün de geniş gezer.
Gerçek dost kötü günde belli olur.
Gergin ip, çabuk kopar.
Gezen ayağa taş değer.
Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler.
Gittiğin yer kör ise, gözünü yum da bak.
Gizliden gebe kalan, aşikâre doğurur.
Göz görmeyince gönül katlanır.
Göz görür, gönül çeker.
Göz odur ki dağın arkasını göre,akıl odur ki başa geleceği bile.
Gözün ile görmediğini söyleme.
Gülme komşuna gelir başına.
Gülü seven, dikenine katlanır.
Gün, gece olduğu için vardır. (Anonim)
Gündüz yenilen hurmalar, gece mideni tırmalar.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Güneş girmeyen eve doktor girer.
Güttüğü iki keçi, ıslığı dağı taşı tuttu.
Güzel gözünden, yiğit sözünden belli olur.
Haberi verenden alan uz gerek.
Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke'ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye.
Hacı hacıyı Mekke'de bulur.
Hacı Mekke’de, derviş tekkede.
Hacı olmayacak hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hak deyince akan sular durur.
Hak doğrunun yardımcısıdır.
Hak yerde kalmaz.
Hak yerini bulur.
Haklı söz haksızı Bağdat'tan çevirir.
Hal halin yoldaşıdır.
Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun olmaz.
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı.
Halıda nakış bir gerek.
Hamala semeri yük olmaz.
Hamama giren terler.
Hamsin, zemheriden kemsin.
Hamı tatlı, yetkini acı.
Hangi gün vardır akşam olmadık.
Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza,.
Haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar.
Haramın temeli olmaz.
Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.
Harman dövmek keçinin işi değil.
Harman sonu dervişlerindir.
Harman yel ile, düğün el ile.
Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz.
Harmanı yakarım diyen, orağa yetişmemiş.
Hasta ol benim için, öleyim senin için.
Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez.
Hastalık kantarla girer, miskalle çıkar.
Hastalık sağlık bizim için.
Hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir.
Hastaya yatak sorulmaz.
Hatasız kul olmaz.
Hatır alma bir elma.
Hatır için çiğ tavuk yenir.
Havlayan köpek ısırmaz.
Haydan gelen huya gider.
Hayıf ölene olur.
Hayır dile eşine , hayır gele başına.
Hazıra dağlar dayanmaz.
He demek de iş bitirir, yok demek de.
Hekim kim, başına gelen.
Hekimsiz, hakimsiz memlekette oturma.
Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.
Helale cömertlik olmaz.
Helva şirin, nefis kafir.
Her ağacın meyvesi olmaz.
Her ağaç kökünden kurur.
Her ağaçtan kaşık olmaz.
Her başın bin derdi var, değirmencininki su.
Her damardan kan alınmaz.
Her delinin başına bayrak dikilse bedestende bez kalmaz.
Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.
Her düşüş bir öğreniş.
Her gün baklava börek yense bıkılır.
Her gün gezen kırda, bir gün uğrar kurda.
Her horoz kendi çöplüğünde öter;.
Her inişin bir yokuşu vardır.
Her inleyen ölmez.
Her işin başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her kapının bir anahtarı vardır.
Her kaşığın kısmeti bir olmaz.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.
Her sakallıyı baban mı sanırsın?.
Her taş baş yarmaz.
Her vaktin bir padişahı var.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez.
Her zaman çiğdem çıkmaz; bazen de küsküç kırılır.
Her ziyan bir öğüttür.
Her çiçek koklanmaz.
Her çok, azdan olur.
Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her şeyin yokluğu yokluktur.
Herkes aklını pazara çıkarmış , yine kendi aklını almış.
Herkes bildiğini okur.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
Herkes evinde ağadır.
Herkes gübresini kendi tarlasına kor.
Herkes karının rengine boyanır.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.
Herkes kendi ayıbını bilmez.
Herkes kendi ölüsü için ağlar.
Herkes ne ederse kendine eder.
Herkes sakız çiğner ama kızı tadını çıkarır.
Herkes sevdiğini öper, bayram da bahane.
Herkes zibilliğinin horozu.
Herkese tükrüğü bal.
Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.
Herkesin arşınına göre bez vermezler.
Herkesin delisi evinde, derdi karnında.
Herkesin ettiği yoluna gelir.
Herkesin geçtiği köprüden sen de geç.
Herkesin hamuru ekmeğine göredir.
Herkesin tenceresi kapalı kaynar.
Herkesin yorulduğu yere han yapmazlar.
Hile ile iş gören mihnet ile can verir.
Hilekardan yumurta alan, içinde sarısını bulamaz.
Hoca okurken yanılır.
Hocanın dediğini yap , yaptığını yapma.
Hocanın vurduğu yerde gül biter.
Horoz ne kadar öterse ötsün, civciv tavuğun dıkdıkına bakar.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horoz ölür,gözü çöplükte kalır.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır.
Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten.
Hırsızlığı da öğren, başucunda dursun.
Hıyar akçesiyle alınan eşeğin ölümü sudan olur.
Hıyarın önü, dutun sonu.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.
Hak deyince akan sular durur.
Hak doğrunun yardımcısıdır.
Hak yolu varken bok yolu seçilmez.
Halaya giren kolunu sallar.
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı.
Hamala semeri yük olmaz.
Harman yel ile, düğün el ile olur.
Hasta sağ kalırsa hekime karşı gelir.
Hasta yatan değil, eceli gelen ölür.
Havada ahreni ile uçmayan kuşun sesi havadan değil, tavadan gelir.
Hazıra hanak, pişmişe konak.
Helal kazanç ile pilav yenmez.
Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu?
Her akla geleni işleme her ağacı taslama.
Her günün bir gecesi vardır.
Her işin başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her kuşun eti yenmez.
Her şakanın altında bir gerçek yatar.
Her şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her taş baş yarmaz.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
Her zamanı bir sayma.
Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez.
Herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını beğenmiş.
Herkes bildiğini okur.
Herkes ektiğini biçer.
Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz.
Hıdrellez yaz kapısı, yedi gün sürer tipisi.
Hırsız sekiz, köşe dokuz.
Hızlı giden atın boku seyrek düşer.
Hiçbir şeye sahip olmayanın kaybedeceği hiçbir şey yoktur.
Hile ile iş gören mihnet ile can verir.
Hocanın dediğini tut, yoluna gitme.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Ihlamurdan odun olmaz,beslemeden kadın olmaz.
Irak yerin haberini kervan getirir.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Irz insanın kanı pahasıdır.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur.
Ismarlama hac, hac olmaz.
Isıracak it dişini göstermez.
Isıramadığın eli öp başına koy.
Isıramadığın eli öp de başına koy.
Isıran it,dişini göstermez.
Isırgan, ocağında biter.
Isırgan ile taharet olmaz.
Isıtma ben tuttuğumu kırk yıl sonra tanırım demiş.
Işığını akşamdan önce yakan,sabah çırasına yağ bulamaz.
Işığını akşamdan önce yakan sabaha çırasında yağ bulamaz.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
İbadet de gizli kabahat de.
İğneyi evvel kendine batır, sonra çuvaldızı başkasına.
İki testi tokuşturulunca biri elbet kırılır.
İşleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar).
İt ite buyurur it ise kuyruğuna buyurur.
Kabahat da gizli olmalı, ibadet de.
Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz.
Kabahat öldürende değil, ölendedir.
Kabahat ölende değil, öldürendedir.
Kabiliyetli çırak ustayı geçer Bunun ustası falancadır.
Kabul olunmayacak duaya amin denmez.
Kader olmayınca kadir bilinmez.
Kadı anlatana göre fetva verir.
Kadı anlatışa göre fetva verir.
Kadı ekmeğini karınca yemez.
Kadın kocasını isterse vezir, isterse rezil eder.
Kadın kocasının çarığı, anasının sarığıdır.
Kadının fendi erkeği yendi.
Kadının sofusu, şeytanın maskarası.
Kadının şamdanı altın olsa mumu dikecek erkektir.
Kadıyla mı iyisin, kapıyla mı? Kapıyla.
Kalaylı bakır küflenmez.
Kalbin yolu mideden geçer.
Kaldın mı oğul eline, müdara eyle geline.
Kalem kılıçtan keskindir.
Kalendere kış geliyor demişler, titremeye hazırım diye cevap vermiş.
Kalkacağın yere oturma.
Kalp kazanır, kaltaban gönenir.
Kalın incelene kadar ince üzülür.
Kalıp kıyafetle adam adam olmaz.
Kan, kanla yunmaz.
Kan kus, kızılcık şerbeti içtim de.
Kanaat gibi devlet olmaz.
Kanatsız kuş uçmaz.
Kancık yalanmadan erkek dolanmaz.
Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar.
Kapıyı kırarsan odun çok olur.
Kar, zararın kardeşidir.
Kar erir, bok ayaza çıkar.
Kar kuytuda, para pintide eğleşir.
Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz.
Kar susuzluk kandırmaz.
Kar yağdığı gün tozar.
Kar yılı var yılı.
Kara gün kararıp kalmaz.
Kara haber tez duyulur.
Karakışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine.
Karaya sabun, deliye öğüt neylesin.
Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister; ne onduğunu.
Kardeşim ağa, avradı hatın, almaz beni kulluğa satın.
Kardeşim olsun da kanlım olsun.
Karga dermiş ki: Çocuklarım olalı burnumu göme göme bok yiyemedim.
Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış.
Karga mandayı babası hayrına bitlemez.
Karga yavrusuna bakmış, benim ak pak evladım demiş.
Karga şakırdamış bülbülüm sanmış.
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme.
Karpuz kabuğuyla büyüyen eşeğin ölümü sudan olur.
Karpuz kesmekle bararet sönmez.
Karpuz kökeninde büyür.
Kartala bir ok değmiş, yine kendi yeleğinden.
Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır.
Karıkoca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır.
Karın tok it gölgede yatar.
Karınca kanatlanınca serçe oldum sanır.
Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
Karıncazevali gelince kanatlanır.
Kartala bir ok değmiş, yine kendi yeleğinden.
Kasap, yağı bol olunca gerisini yağlar.
Kasavetsiz ağız anahtarsız açılır.
Kasım yüz elli, yaz belli.
Kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme.
Katranı kaynatsan olmaz ki şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker.
Katıra baban kim? demişler,at dayım olur demiş.
Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur.
Kavak uzaya uzaya göğe yetmez.
Kavanoz dipli dünya.
Kavgada kılıç ödünç verilmez.
Kavun, karpuz yata yata büyür.
Kavurganın yananı sıçrar.
Kaya uçmazsa dere dolmaz.
Kaymağı seven mandayı yanında taşır.
Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar.
Kaynana öcü, oğlu cici.
Kaynayan kazan kapak tutmaz.
Kayış bilir kutan ne çeker.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.
Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kelhorozla.
Kaza geliyorum demez.
Kazan kazana kara demiş.
Kazan taşarsa kepçenin değeri olmaz.
Kazanmayanın kazanı kaynamaz.
Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur.
Kazaya rıza gerek.
Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.
Kaçan balık büyük olur.
Kaçanı kovmazlar , yıkılanı vurmazlar.
Kaçanın anası ağlamamış.
Kaş ile göz, gerisi söz.
Kaş çatmakla çatık kaşık olunmaz.
Kaşığı herkes yapar ama sapını ortaya getiremez.
Kedi, yavrusunu yerken sıçana benzetir.
Kedi götünü görmüş, yaram var demiş.
Kedi törpüyü yalar da kanlar çıktıkça oh der.
Kedi uzanamadığı ciğere, pis der.
Kedinin boynuna ciğer asılmaz.
Kedinin gideceği samanlığa kadar.
Kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler.
Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı.
Kedinin usluluğu sıçan görünceye kadar.
Kediye bokun kimya demişler, üstünü örtmüş.
Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır.
Kefen alacak adam gözünün yaşından belli olur.
Kefenin cebi yok.
Kefilin ya saçı, ya sakalı.
Kehlesi muteber olur, talihi yaver gidenin.
Kel kız teyzesinin saçıyla övünür.
Kel yanında kabak anılmaz.
Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
Kele köseden yardım olmaz.
Kelin ayıbını takke örter.
Kelin ilacı olsa başına sürer.
Kelle sağ olsun da külah bulunur.
Kem söz, kalp akça sahibinindir.
Kemikle deri, yemekle diri.
Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz.
Kendi düşen ağlamaz.
Kepenek altında er yatar.
Kes parmağını çık pazara, em buyuran çok olur.
Keseye danış, pazarlığa sonra giriş.
Kesilen baş yerine konmaz.
Keskin akıl keramete kıç attırır.
Keskin sirke kabına zarar.
Keçi geberse de kuyruğunu indirmez.
Keçi kurttan kurtulsa gergedan olur.
Keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar.
Keçide de sakal var.
Keçinin sumağa ettiğini sumak keçiye edecek.
Keçiye can kaygısı, kasaba et kaygısı.
Keçiye can kaygısı, kasaba yağ kaygısı.
Keçiye içki içirmişler kurdun evini sormuş.
Kızım sana söylüyorum. Gelinim sen dinle.
Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye.
Kiminin devesi , kiminin duası.
Kimse ayranım ekşi demez.
Kimse bilmez, kim kazana kim yiye.
Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz.
Kimse kimsenin kısmetini yemez.
Kimse kimsenin çukurunu doldurmaz.
Kimseden kimseye hayır yok.
Kimsenin ahı kimsede kalmaz.
Kimsenin çırası tana kadar yanmaz.
Kimseye arşınına göre bez vermezler.
Laf lafı açar.
Laf torbaya girmez.
Lafla peynir gemisi yürümez.
Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden.
Latife latif gerek.
Leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer.
Leyleğin ömrü laklaka ile geçer.
Lokma çiğnemeden yutulmaz.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır.
Mahkeme kadıya mülk değil.
Mal adama hem dost, hem düşmandır.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır.
Mal istersen bedeninden, evlat istersen belinden.
Mal malamatı örter.
Mal melameti örter.
Malı mala canı cana ölçmeli.
Malı ongun olanın adı angın olur.
Malın iyisi boğazdan geçer.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür.
Mart ayların çingenesidir.
Mart ayı, dert ayı.
Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda.
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
Mart martladı, tavuk yumurtladı.
Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür.
Mart çıkmadıkça dert çıkmaz.
Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak.
Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye.
Martta yağmasın, nisanda dinmesin.
Mayasız yoğurt tutmaz.
Maymun yoğurdu yemiş, artığını ayının yüzüne sürmüş.
Mazlumun ahı, indirir şahı.
Maşa varken elini ateşe sokma.
Meramın elinden bir şey kurtulmaz.
Merdiven ayak ayak çıkılır.
Merhametten maraz doğar.
Meyhaneciden kefil istemişler,bozacıyı göstermiş.
Meyhaneciden şahit istemişler bozacıyı göstermiş.
Meyil verme evliye, eve gider unutur.
Meyve veren ağaç taşlanır.
Meyveli ağacı taşlarlar.
Mezar taşı ile övünülmez.
Mısıra yağmur geliyor demişler; çapan birlik mi? demiş.
Mızrak çuvala sığmaz.
Minare ne kadar uzun olursa olsun, hoca bildiğini okur.
Minare de doğru, ama içi eğri.
Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Miras helal, hele al demişler.
Mirasa nereye gidiyorsun? demişler; esip savurmaya demiş.
Miri malı balık kılçığıdır, yutulmaz.
Misafir ev sahibinin kuzusudur.
Misafir kısmeti ile gelir.
Misafir misafiri istemez , ev sahibi ikisini de.
Misafir on kısmetle gelir; birini yer, dokuzunu bırakır.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Misafir üç gün misafirdir.
Misafiri horoz olanın, arpa kalmaz ambarında.
Misafirin umduğu ev sahibine iki övün olur.
Misafirin yüzsüzü sahibini ağırlar.
Misk yerini belli eder.
Miskçiyle konuş, miskine bulaş; pisçiyle konuş, pisine bulaş.
Miyancının kesesi bol olur.
Mum dibine ışık vermez.
Mum yanmayınca pervane dönmez.
Müft olsun da zift olsun.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
Mürüvvete endaze olmaz.
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz.
Namazda meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.
Ne ekersen onu biçersin.
Ne idik, ne olduk.
Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör.
Ne kaa (kadar) ekmek, o kaa (kadar) köfte.
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
Ne verirsen elinle, o gider seninle.
Ne verirsen elinle, o gelir seninle.
Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl.
Nefesin elverirse borazancı başı ol.
Nerde birlik, orda dirlik.
Nerde hareket, orda bereket.
Nerde çokluk, orda bokluk.
Nerede birlik, orada dirlik.
Nerede hareket, orada bereket.
Neren ağrırsa canın orda.
Nereye gitsen okka dört yüz dirhem.
Nikahta keramet vardır.
Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur.
Niyet hayır, akıbet hayır.
Niyetsiz hacı, ya Bağdat'tan döner ya Arafat'tan.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Od yok ocak yok.
Oduncunun gözü omçada ,.
Oduncunun gözü ormanda.
Oğlan babasından öğrenir yazı yazmayı, kız anasından öğrenir sokak gezmeyi..
Oğlum sen doğru dur, eğri belâsını bulur.
Olacakla öleceğe çare bulunmaz.
Olacakla öleceğe çare yoktur.
Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar.
Olgaç oğlak bokundan betli olur.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
Olmaz olmaz deme,olmaz olmaz.
Olsa ile bulsayı ekmişler, yel ile yuf bitmiş.
Olursan kazık olma, tokmak ol.
On beşindeki kız, ya erde gerek ya yerde.
On ceviz alsan ikisi çürük çıkar.
On para on arslanın ağzında.
Onmadık hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar.
Orman olur da domuz olmaz mı?.
Orospu tövbe tutmaz.
Orospuya surat gerek.
Ortak atın beli sakat olur.
Ortak gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş.
Ortaklık öküzden başka buzağı yeğdir.
Osmanlının ayağı üzengide gerek.
Osuranın burnuna sıçmalı ki koku ala.
Osurukla boya boyanmaz.
Ot kökü üstünde biter.
Otu çek, köküne bak.
Otu çek köküne bak.
Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır.
Oynamasını bilmeyen kız; yerim dar demiş; yerini genişletmişler ; gerim.
Oynaşına inanan avrat, ersiz kalır.
Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası.
Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker.{{VS|Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
Oğlan doğur, kız doğur; hamurunu sen yoğur.
Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.
Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni.
Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun.
Oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü.
Oduncunun gözü omcada (bağ kütüğü) dilencinin gözü çömcede (tahta kepçe).
Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü.
Okumayı sevmeyene dokuz hoca az.20 Eylul 2010
Olacakla öleceğe çare yoktur.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
Onbeşindeki kız ya erdedir, ya yerde.
Ortak atın beli kırık olur.
Otu çek köküne bak.
Oynayamayan gelin yerim dar dermiş
Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider.
Ödünç güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider.
Öfke baldan tatlıdır.
Öfke ile kalkan zararla oturur.
Öfkede akıl olmaz.
Öksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar.
Öksüz kuzu öveç olmaz.
Öksüz neden güler? Yanılır da güler.
Öksüz oynaşa çıkmış, ay akşamdan doğmuş.
Öksüz oğlan göbeğini kendi keser.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser.
Öksüzün karnına vurmuşlar arkam! demiş.
Öküz tekini bulmadan çifte yürümez.
Öküz öküzün boynuzunda çamur görmezse korkmaz.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Öküze boynuzu yük değil.
Öküze boynuzu yük olmaz.
Ölenle birlikte ölünmez.
Ölenle ölünmez.
Ölme bayılmaya benzemez.
Ölmek var, dönmek yok.
Ölmüş koyun kurttan korkmaz.
Ölü aşı neylesin, türbe taşı neylesin.
Ölüm dirim bizim için.
Ölüm hak, miras helal.
Ölüm ile öç alınmaz.
Ölümle öç alınmaz.
Ölüm var, dirim var.
Ölüm yüz aklığı.
Ölümden öteköy yoktur.
Ölüme giden gelmiş, paraya giden gelmemiş.
Ölümü gören hastalığa razı olur.
Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin.
Ölüsü olan bir gün ağlar; delisi olan her gün ağlar.
Ölüyü çok yursan sıçağan olur.
Ölüyü örtekorlar , deliğe dürtekorlar.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider.
Önce düşün, sonra söyle.
Önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı ele.
Önceki çarığı, sonraki sarığı.
Öpülecek el ısırılmaz.
Örtük pazar ara bozar.
Ötleğenin baylığı böğürtlenin vakti geçinceye kadardır.
Padişah yasa sürer.
Padişah yasağı üç gün sürer.
Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar.
Palamut çok biterse kış erken olur.
Papaz her gün pilav yemez.
Para dediğin el kiri.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.
Para isteme benden, buz gibi soğurum senden.
Para parayı çeker.
Param seni vereyim de mi düşman olayım, vermeyeyim de mi düşman olayım?.
Paran ucuz olursa sen pahalı olursun.
Paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak.
Paranın yüzü sıcaktır.
Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur.
Parayı domuzun boynuna takmışlar da Domuz Ağa! diye çağırmışlar.
Parayı veren düdüğü çalar.
Parayı zaptetmek deliyi zaptetmekten zor.
Pazar, ilk pazardır.
Pazar körsüz kalmaz.
Pazarda herkes ambarındaki unu kadar konuşur.
Pek yaş olma, sıkılırsın; pek de kuru olma, kırılırsın.
Pekmezi küpten, kadını kökten al.
Perşembenin gelişi,çarşambadan bellidir.
Peynir ekmek, hazır yemek.
Pilav yiyen, kaşığı belinde gerek.
Pilav yiyen kaşığını yanında taşır.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. 29 Ağustos 2010
Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol.
Para insana dil, elbise insana yol öğretir.
Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez.
Paraya nereye gidiyorsun demişler, çoğun olduğu yere demiş.
Pire itte (köpekte), bit yiğitte bulunur.
Pisboğaz ile boş boğaz, beladan kurtulmaz.
Rahat ararsan mezarda.
Rakip ölsün de ne yüzden ölürse ölsün.
Ramazan bereketli aydır, ama duvardan giden kılıca sor.
Ramazanda yalan söyleyenin bayramda yüzü kara olsun.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü,bayramda kara olur.
Rağbet güzel ile zenginedir.
Rençper kırk yılda, tüccar kırk günde.
Rüzgâr eken fırtına biçer.
Rüzgâr esmeyince yaprak oynamaz.
Rüzgâra karşı tüküren,kendi yüzüne tükürür.
Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür.
Rüzgârlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu.
Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar.
Sabah ola, hayır ola.
Sabah sürçen, geceye dek sürçer.
Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış.
Sabahın kızıllığı akşamı kış eder; akşamın kızıllığı sabahı güz eder.
Sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz.
Sabreden derviş, muradına ermiş.
Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
Sabrın sonu selamettir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas.
Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir evlat gerek kazana.
Sade pirinç zerde olmaz,bal da gerek kazana;ata malı tez tükenir,evlat gerek kazana.
Sadık dost akrabadan yeğdir.
Safa ile yenen cefa ile kazanılır.
Sahipsiz eve it buyruk.
Sakla beni varken, bulunayım sana yokken.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Sakınılan göze çöp batar.
Sana taşla vurana sen aşla vur.
Sana vereyim bir öğüt: Ununu elinle öğüt.
Sanat altın bileziktir.
Sanatı ustadan görmeyen öğrenmez.
Sarhoştan deli bile korkar.
Sarmısak içli dışlı, soğan yalnız başlı.
Sarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Sarı altının olacağına sarı samanın olsun.
Sarığı sarar, sarar, ulamı yetiştiği yere sokarsın.
Satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir.
Sayılı günler tez geçer.
Sayılı koyunu kurt kapmaz.
Saç safadan, tırnak cefadan uzar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar.
Saçım ak mı, kara mı? Önüne düşünce görürsün.
Sağ baş yastık istemez.
Sağlık varlıktan yeğdir.
Sağılır ineğin buzağısı kesilmez.
Sağır için iki kere kamet olmaz.
Sağır işitmez uydurur.
Sağırlar birbirini ağırlar.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Sebepsiz kuş bile uçmaz.
Sel gider kum kalır.
Sel ile gelen yel ile gider.
Selam para, kelam para.
Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa.
Sen bilirsin deyince kavga olmaz.
Sen bir garip Çingenesin, telli zurna nene gerek.
Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler.
Sen işten korkma, iş senden korksun.
Sen kazan da düşmana kalsın.
Sen olursan bensiz, ben de olurum sensiz.
Sen sen, ben ben.
Senden devletli ile ortak olma.
Senden çıkmış bir kada imdada.
Serkeş öküz soluğu kasap dükkanında alır.
Sermayen bir yumurta ise taşa çal.
Serçeden korkan darı ekmez.
Serçeye çubuk beredir.
Sev beni, seveyim seni.
Sev seni seveni hak ile yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan ise.
Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur.
Sevenin kuluyum , sevmeyenin sultanı.
Sevip dostuna, boşanıp kocana varma.
Seyrek git sen dostuna, kalksın ayak üstüne.
Sinek küçüktür ama mide bulandırır.
Sinek pekmezciyi tanır.
Sirkesini, sarmısağını sayan paçayı yiyemez.
Sittei Sevir, kapıyı çevir.
Siyah inekten beyaz süt sağılır.
Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz.
Son gülen iyi güler.
Son pişmanlık fayda vermez.
Sona kalan dona kalır.
Sona kalan donakalır.
Sonradan gelen devlet devlet değildir.
Sonradan gelenin evi uç, tarlası kıraç olur.
Sonradan imam olanın camiye sığmaz sesi; sonradan kadın olanın hamama sığmaz.
Sora sora Bağdat bulunur.
Soran yanılmamış.
Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir.
Soy asma, soyuna çeker.
Soydur çeker, ,.
Soğuk; kırk kat keçe, ben ondan geçe; bir kat deri, ben ondan geri demiş.
Su akarken testiyi doldurmalı.
Su aktığı yere akar.
Su başından kesilir.
Su bulanmayınca durulmaz.
Su bulununca teyemmüm bozulur.
Su içene yılan bile dokunmaz.
Su küçüğün, sofra büyüğün.
Su testisi su yolunda kırılır.
Su uyur, düşman uyumaz.
Sus küçüğün, söz büyüğün.
Suyu getiren de bir, testiyi kıran da.
Suyu havana koy, döv döv yine su.
Suçu gelin etmişler, kimse güvey girmemiş.
Söyleyenden dinleyen arif gerek.
Söyleyene bakma, söyletene bak.
Söz ağızdan çıkar.
Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar.
Söz dediğin yaş deridir, nereye çekersen oraya gider.
Söz gümüşse sükut altındır.
Söz var, dağa çıkarır; söz var, dağdan indirir.
Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir.
Söz verme, verdinse dönme.
Sözü söyle alana, kulağında kalana.
Sözünü bil, pişir; ağzını der, devşir.
Sükut ikrardan gelir.
Sür git dememişler, gör geç demişler.
Sürüden ayrılanı kurt kapar.
Sütle giren huy, canla çıkar.
Sütlüyü sürüden çıkarmazlar.
Sütsüz koyun meleğen olur.
Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek içer.
Sıcağa kar mı dayanır?.
Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne.
Sırça köşkte oturan, komşusuna taş atmamalı.
Sıtma ben tuttuğumu kırk yıl sonra tanırım demiş.
Sıçan geçer yol bulur.
Sıçan çıktığı deliği bilir.
Sıçana rakı içirmişler, kediye meydan okumuş.
Sıçılacak ağız göte yakın gelir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Sabreden derviş muradına ermiş.
Saç sefadan, tırnak cefadan uzar.
Sakalda keramet olsa, keçi şeyhlik ederdi.
Sakınan göze çöp batar.
Sen işlersen mal işler, insan böyle genişler.
Sen kendini övme el seni övsün.
Sen seversen oğlunu, o da sever oğlunu.
Sepetteki karnıma, sandıktaki sırtıma.
Sev beni, seveyim seni
Soğuk su, sıcak aş diş düşmanı, genç avrat koca herifin baş düşmanı.
Sopayı yiyen eşek, atı geçer.
Soydur çeker, huydur geçer.
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi; bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni.
Söyleme dostuna, o da söyler dostuna. Bir gün olur kül basarlar postuna.
Söylemeyen ağız, söyleyen ağzı yorar.
Söz büyüğün sus küçüğün.
Söz gümüş ise sükût altındır.
Söz var insanı yola getirir, söz var insanı yoldan çıkartır.
Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.
Su akar yatağını bulur.
Su akarken küpünü doldurur.
Su akmayınca durulmaz.
Su bulanmayınca durulmaz.
Su testisi su yolunda kırılır.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Şahin gözünü ette açmış; karga gözünü bokta açmış.
Şahin ile deve avlanmaz.
Şahin küçük, et yer; deve büyük, ot yer.
Şahin küçüktür ama koca turnayı havadan indirir.
Şakanın sonu kakadır.
Şap ile şeker bir değil.
Şaraptan bozma sirke keskin olur.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar.
Şecaat arz ederken merdikıptı sirkatin söyler.
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin.
Şeyh uçmaz, müridi uçurur.
Şeytan adamı kandırır, ama suyunu ısıtıvermez.
Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
Şimşek çakmadan gök gürlemez.
Şubatın sonundan, martın onundan kork.
Şöhret afettir.
Şöhret felakettir.
Şık şık eden nalçadır, iş bitiren akçadır.
Şapkası dar gelen, başım büyük sanır.
Şaşkın ördek kıçın kıçın dalarmış.
Şaşkın ördek, tersten dalar.
Tabak mısın, it bokuna muhtaçsın.
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar.
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çarpar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi korkutur, boşu kırk kişiyi.
Tabağa sorarsan dünyada fena koku olmaz.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Tamah varken müflis acından ölmez.
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır.
Tarla çayırda, bağ bayırda.
Tarlada izi olmayanın harmanında yüzü olmaz.
Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın.
Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün başlısı.
Tarlayı düz al, kadını kız al.
Tarlayı koçan zaptetmez, saban zapteder.
Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden.
Tas, yere düşmeden çanlamaz.
Taş, yerinde ağırdır.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok.
Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur.
Tatlı ye, tatlı söyle.
Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.
Tavuk gelen yerden yumurta esirgenmez.
Tavuk kaza bakmış da kıçını yırtmış.
Tavuğun sadakası bir yumurta.
Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
Tavşan dağda, suyu ateşte.
Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı satar.
Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur.
Taze bardağın suyu soğuk olur.
Taş altında olmasın da dağ ardında olsun.
Taş düştüğü yerde ağırdır.
Taş taşa söykenir.
Taş çömleğe çarparsa vay çömleğin haline, çömlek taşa çarparsa yine vay çömleğin.
Taşı ısıramayanın öpmesi gerekir.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.
Tebdili mekanda ferahlık var.
Tedbirsiz helaya oturan, domalarak taş arar.
Tek kanatla kuş uçmaz.
Teke eti ilaç olur, keçi eti yel olur.
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
Tembele iş buyur sana akıl ögretsin.
Tembele kapını ört demişler, yel eser örter demiş.
Temel taşı temelde, köşe taşı köşede gerek.
Temiz iş altı ayda çıkar.
Tencere demiş, dibim altın.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Terazi var, tartı var; her bir şeyin vakti var.
Tereciye tere satılmaz.
Terzi kendi söküğünü dikemez.
Terziye dinlen demişler, ayağa kalkmış.
Terziye göç demişler, ignem başımda demiş.
Tevekkelin gemisi batmaz.
Teyze, ana yarısıdır.
Teyzemin taşağı olsa dayım olurdu.
Teşbihte hata olmaz.
Tilki benim için demem ama üzümsüz bağın kökü kurusun demiş.
Tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider.
Tilkinin dönüp geleceği yer, kürkçü dükkanıdır.
Tilkiye tavuk kebabı yer misin demişler; adamın güleceğini getiriyorsunuz demiş.
Tok, acın halinden bilmez.
Tok ağırlaması güçtür.
Tok iken yemek yiyen, mezarını dişiyle kazar.
Tokmağı baş kazık yer.
Top otu beylikten olunca güllesi Bağdat'a gider.
Topalla gezen, aksamak öğrenir.
Toprağı işleyen, ekmeği dişler.
Turpun sıkından seyreği iyidir.
Tutulan sakal yolunur.
Tutulmayan uğru, beyden doğru.
Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur.
Türk karır, kılıcı karımaz.
Türk'ün aklı gözünde.
Türk'ün aklı sonradan gelir.
Türk'ün aklı ya kaçarken ya da sıçarken gelir.
Tırnağın varsa başını kaşı.
Ucuz etin yahnisi tatsız olur.
Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti.
Uluyu dinlemeyen ulur..
Ulular köprü olsa basıp geçme.
Ulularla havuç ekenin yoğunu götüne gider.
Ummadığın taş baş yarar.
Umut fakirin ekmeğidir.
Una dökülen yağın zararı yok.
Ununu elemiş eleğini duvara asmış.
Ustanın çekici bin altın.
Utanma pazar, dostluğu bozar.
Uyku, uykunun mayasıdır.
Uyku ölümün kardeşidir.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma.
Uzak yerin salığını kervan getirir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.
Uşağı işe koş, sen de ardına düş.
Uz duran çok yaşar
Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir.
Ürümesini bilmeyen köpek , sürüye kurt getirir.
Ürüyen köpek, ısırmaz.
Üslûb-u beyân ayniyle insan.
Üveye etme, özünde bulursun; geline etme, kızında bulursun.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Üzümün ye de bağını sorma.
Üzümün çöpü var,armudun sapı.
Üzümün çöpünü, armudun sapını.
Üzümünü ye, bağını sorma.
Üzümüye de bağını sorma.
Üç göç, bir yangın yerini tutar.
Üç göç,bir yangının yerini tutar.
Üç kuruşluk eşeğin beş paralık sıpası olur.
Üçlenmemiş eken, olmamış biçer.
Üşenenin oğlu, kızı olmamış.
Ürkütme kurbağayı, yiğit edersin.
Üzerine laf düşmedikçe uyu.
Üç sabah erken kalkan, bir gün kazanır.
Vakit, nakittir.
Vakitsiz açılan (açan) gül çabuk solar.
Vakitsiz öten horozun başını keserler.
Var eli titremez.
Var evi kerem evi, yok evi verem evi.
Var ne bilsin yokun halinden.
Varda topu gibi yatsıda patlar.
Vardan, yoktan anlamaz.
Var varlatır, yok söyletir.
Vardı bağım malım, gelirdi kardeşlerim; tükendi yağım balım, gelmiyor kardeşlerim.
Vardığın yer körse gözünü kapa.
Varsa hünerin, var her yerde yerin; yoksa hünerin, var her yerde yerin.
Varsa hünerin,her yerde vardır yerin.
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun.
Varını veren utanmamış.
Varışına gelişim, tarhana aşına bulgur aşım.
Vasiyet ölüm getirmez.
Ver elindeki sapı, git dolan kapı kapı.
Ver yiğidi yiğide, Mevla rızkını yetire.
Veren el,alandan üstündür.
Veren eli herkes öper.
Veren eli kimse kesmez.
Veresiye şarap içen, iki kez sarhoş olur.
Veresiye şarap içen, iki kere sarhoş olur.
Verip pişman olmaktan, vermeyip düşman olmak yeğdir.
Verirsen doyur, vurursan duyur.
Verirsen veresiye, batarsın karasuya.
Vermeyince Mabut, ne yapsın Mahmut?.
Vuran mı yiğit, vur diyen mi? Vur diyen.
Vurmak da yiğitlik, kaçmak da.
Vücut kocar, gönül kocamaz.
Varsa eşin rahattır başın, yoksa eşin zordur işin.
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun dardır yolun.
Venedik'ten tiryâk (panzehir) gelinceye kadar, Mısır'da adamı yılan helâk eder.
Veren el, alan elden üstündür.
Vurursan acıt, yedirirsen doyur.
Ya evlat bir, ya ocak kör.
Ya işten artar, ya dişten..
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Yabancı koyun kenara yatar.
Yabancı koyun kenarda yatar.
Yağmur rahmet, kar berekettir.
Yakın dost hayırsız hısımdan yeğdir.
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı.
Yalanın kemiği yok ki boğazına bata.
Yalnız kalanı kurt yer.
Yalnız taş, duvar olmaz.
Yalnız öküz, çifte koşulmaz.
Yalnızlık, Allah'a mahsustur.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur.
Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat.
Yanlış da bir nakış.
Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
Yanmış harmanın öşrü alınmaz.
Yanık yerin otu tez biter.
Yaprağa yapış, atlas olsun; toprağa yapış, altın olsun.
Yapı taşı, yapıdan kalmaz.
Yar, yıkıldığı gün tozar.
Yara, sıcakken sarılır.
Yarım elma, gönül alma.
Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.
Yarına kalan davadan korkma.
Yatan öküze yem yok.
Yatan ölmez, eceli yeten ölür.
Yatsının faziletini güveyden sormalı.
Yavaş atın çiftesi pek olur.
Yavaş tükürüğün sakala zararı var.
Yavuz at yemini artırır.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
Yaz yalan, kış gerçek.
Yaz yaz gerek, kış kış.
Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.
Yazın araması, kışın taraması olmasa herkes besler mandayı.
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
Yazın gölge kovan, kışın karın ovar.
Yazın harmana sıçan öküzün kışın yemlikte ağzına gelir.
Yazın yanmayan kışın ısınmaz.
Yağ ile yavşan, sirke ile tavşan.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz.
Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi halini bilse hoş değil mi?.
Yağmur yağsa kış olur.
Yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın.
Yağmurda düşmanın koyunu, dostun atı satılsın.
Yağına kıymayan çöreğini yoz yer.
Yaş kesen, baş keser.
Yaş yetmiş, iş bitmiş.
Yaşa yaşa, gör temaşa.
Yaşı at pazarında sorarlar.
Yel gelen deliği kapamalı.
Yel kayadan ne koparır.
Yemeyenin malını yerler.
Yemeğin iyisi hazırıdır.
Yenenle yanana ne dayanır!.
Yengece niçin yan yan gidersin? demişler; serde kabadayılık var.
Yenice eleğim, seni nerelere asayım?.
Yenliceği yel atmış, götüne diken batmış.
Yerdeki yüze basılmaz.
Yerdiğin oğlan yer tutar.
Yerin kulağı var.
Yerinden oynayan yetmiş kazaya uğrar; en küçüğü ölüm.
Yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir.
Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir.
Yetişemediğin köyün alt tarafında yat.
Yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır.
Yigit başından devlet ırak değildir.
Yiyen bilmez, doğrayan bilir.
Yiğidin malı meydandadır.
Yiğidin sözü, demirin kertiği.
Yiğidin yiğide ekmeği ödünç, kötüye sadaka.
Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.
Yiğit ekmeğiyle yiğit beslenir.
Yiğit lakabıyla anılır.
Yiğit meydanda belli olur.
Yiğit, namıyla anılır! "Yiğit, namıyla anılır derler!..”
Yiğit yarasına yiğit katlanır.
Yiğit yiğide at bağışlar.
Yok büyümez, arık büyür.
Yoksul ala ata binse, selam almaz.
Yoktan yonga çıkmaz.
Yol bilen kervana katılmaz.
Yol sormakla bulunur.
Yol yürümekle, borç ödemekle.
Yola yoğurt dökmüş var mı?.
Yolcu yolunda gerek.
Yoldan giden yorulmaz.
Yoldan kal, yoldaştan kalma.
Yolundan giden yorulmaz.
Yorgun eşeğin çüş canına minnet.
Yoğun canı alınmaz.
Yularsız ata binilmez.
Yularsız deve yedilmez.
Yumurtada kıl bitmez.
Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır.
Yumurtlayan tavuk bağırgan olur.
Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir.
Yuvayı yapan dişi kuştur.
Yuyucunun hakkı eline geçsin de ölü ister cennete gitsin ister cehenneme.
Yük altında ancak eşek kalır.
Yük altında eşek anırmaz.
Yük altında eşek kalır.
Yüksek dağın başı dumanlı olur.
Yürük ata kamçı olmaz.
Yürük ata paha olmaz.
Yüz verdik Ali'ye geldi sıçtı halıya.
Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
Yüz yüzden utanır.
Yüzü güzel olanın huyu güzel olur.
Yüzü güzele kırk günde doyulur; huyu güzele kırk yılda doyulmaz.
Yıl uğursuzun.
Yılan ne kadar eğri gitse deliğine doğru girer.
Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış.
Yılana yumuşak diye el sunma.
Yılanın başı küçükken ezilir.
Yılanın sevmediği ot, deliğinin ağzında biter.
Yılın eksiğini nisan getirir, nisanın eksiğini yıl getirmez.
Yırtıcı kuşun ömrü az olur.
Ya aklın erince gücün yetecek, ya aklın ermeyecek dağda gezeceksin!
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
Yağmurlu gün tavuk su içmez.
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.
Yanan harmanın yerinde ne kalır?..
Yanık yerin otu tez biter.
Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
Yardımcının yardımcısı olur.
Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
Yaş kesen baş keser.
Yavşak büyür bit olur, enik büyür it olur.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
Yazın yediğin hurmalar kışın götünü tırmalar.
Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş
Yazın gölge kovanın, kışın unu kara olur
Yazın pisliği, kışa katık olur
Yel esmeyince çöp kımıldamaz!
Yemeye hazır dayanmaz.
Yenice elek duvarda gerek.
Yenilen pehlivan, güreşe doymaz.
Yiğidi öldür; hakkını yeme.
Yol sormakla bulunur.
Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.
Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
Yola giden yorulmaz.
Yolun otu kelin götü tatlı olur.
Yolundan giden yorulmaz.
Yolu yordamıyla, ormanı baltayla (geçersin-bitirirsin).
Yöğrük at yemini artırır.
Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.
Yük altında ancak eşek (HAMAL) kalır.
Zahirenin ambarı sabanın ucundadır.
Zalim kadıdan insaflı subaşı yeğdir.
Zahmetsiz rahmet olmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy.
Zaman, büyük bir ilaçtır.
Zan, hatıranın yalanıdır.
Zannetmediğin yerden tilki çıkar.
Zarar faydanın kardeşidir.
Zararın neresinden dönülse kârdır.
Zelzeleyi gören yangına razı olur.
Zemheride kar yağmadan kan yağması iyi.
Zemheride sür de çalı ile sür.
Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır.
Zengin arabasını dağdan aşırır,züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Zengin giyerse sağlıcakla, fakir giyerse nerden buldu ki derler.
Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz.
Zengin kesesini,züğürt dizini döver.
Zengin kesesini döver, zügürt dizini.
Zengin silkinse fakir bay olur.
Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş.
Zengine dokun geç, züğürtten sakın geç.
Zenginin ayıbı, fukaranın hastalığı meydana çıkmaz.
Zenginin azğını, kürk giyer yaz günü.
Zenginin basması ipekli görünür.
Zenginin gönlü olasıya, fakirin canı çıkar.
Zenginin horozu bile yumurtlar.
Zenginin iki dünyası da mamurdur.
Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar.
Zenginin malı, fakirin dölü kıymetli olur.
Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
Zerdaliden kaval olmaz, al zurnadan haberi.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur.
Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar.
Zora, beylerin borcu var.
Zora dağlar dayanmaz.
Zorla güzellik olmaz.
Zulüm ile âbad(mâmur) olanın akıbeti berbat olur.
Zurnada peşrev olmaz.
Zurnayı biz çaldık parsayı o topladı.
Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.
Züğürtlük, zadeliği bozar.
Zırva tevil götürmez.