Bağda (asmada) zarar yapan homojen kanatlılar (Homoptera) takımına bağlı küçük bir böcek. Asma biti de denir. Amerika menşeli bir zararlıdır. İlk defa yabani Amerikan asmalarında (``Vitis riparia`` ve ``V. rupestris``) üzerinde rastlanmıştır. Göçlerle Amerika`dan Avrupa`ya geçmiştir. Türkiye`de 1881 yılından itibaren ilk defa Trakya taraflarında görülmüştür. Asmanın kök ve yapraklarında yaşayan iki formu vardır. Gelişimini asmada tamamlar. Uzun emici hortumlarıyla yaprak ve kökleri emerler. Emme sonucu kök ve yapraklarda urlar (şişkinlikler) meydana getirirler. Bitkinin zayıflamasına, veriminin düşmesine ve zamanla kurumasına sebeb olurlar. Filokseraya karşı yapılan zirai mücadele çalışmaları kesin netice vermemektedir.
Hayat dönemlerinin çoğunu kanatsız olarak geçirirler. Asma köklerinde yaşayan ergin filoksera, yaklaşık 1 mm boyunda, kirli sarı renkte ve sırtı esmer lekelidir. Uzun bir emici hortumu vardır. Kuvvetli bacaklara sahiptir. Filoksera emdiği asma köklerinin ucuna bir madde salgılayarak köklerde şişkinlikler yapar. Genç köklerde ortaya çıkan sarımsı yuvarlakça şişkinliklere ``tüberozite`` adı verilir. Kök filokserası; kanatlılar, rüzgar, yağmur suları, insan, heyelan, köklü, köksüz asma fidan ve çubuklar gibi aracılarla yayılır. Yaprakta yaşayan formu ise daha büyük olup, 1,5-1,7 mm kadardır. Yapılan araştırmalarda Amerikan asmalarının kök filokserasına karşı dayanıklı ve bağışıklı olduğu gözlenmiştir.
Bunun sonucu olarak ABD`nin doğusunda yetişen ve filokseraya karşı bağışıklık kazanmış olan yabani Amerikan asma anaçları üzerine yerli asmalar aşılanarak, bağlar bu zararlıdan korunmuştur. Böylece dünyada aşılı bağcılık doğmuştur ki, buna yeni bağcılık da denir. Kök formu % 60`tan fazla kumlu topraklarda yaşayamaz. En iyi mücadele yolu, toprağın durumuna uygun Amerikan asma anaçları dikmeli ve bunların üzerine istenilen yerli asma çeşitleri aşılanmalıdır. Bu en garantili ve ekonomik yoldur. Bu usul birçok yerlerde başarıyla sürdürülmektedir. Başka bir tedbir olarak filoksera ile bulaşık bağ, sonbaharda yaprakların sararıp dökülmeye başladığı dönemde 50-60 gün su altında bırakılırsa, kök formları boğulur. Ayrıca m²ye 24 gr (CS2) karbon sülfürün toprağa tatbiki tavsiye edilmekte ise de, bu iş güç ve tehlikelidir.
Filokseranın gelişimi
Asma bitlerinin hayat devri oldukça karışıktır. Yılda 6-8 döl verirler. Eşeyli ve eşeysiz (partenogenetik) üreyen formları vardır. Partenogenetik (döllemsiz) çoğalan kanatsız dişilerin kısa antenleri 3`er, kanatlılar 5`er halkalıdır. Cinsel çoğalan kanatsız dişi formlarda ise, 4`er halka mevcuttur.Kökte yaşayan kanatsız formlar (``radisikol``) yaz sonlarında veya sonbaharda toprak yüzeyine çıkarak partenogenetik üreyen ve göç edebilen kanatlı formlara dönüşürler. Bu kanatlı dişiler (``sexuparae``), asmanın dal, yaprak veya toprak yüzeyine değişik büyüklükte yumurtalar bırakırlar. Büyük yumurtalardan, barsaksız ve emici hortumdan mahrum kanatsız dişiler çıkar. Küçük yumurtalardan da, barsak ve emici hortumu bulunan kanatsız erkek filokseralar çıkar. Bunlar aralarında eşleşirler. Eşleşen dişiler, birer tek yumurta yumurtlayarak asma kabuk pullarının altına yapıştırırlar. Bu yumurtalar pulların altında kışlarlar. Bunlardan baharda kanatsız formlar çıkar. Yapraklarda yaşayıp gal yaptıklarından, gallikol (gallicol) adını alırlar. Bitkilerin dal ve yapraklarında meydana gelen yumru ve şişkinliklere, gal veya bitki uyuzu denir. Partenogenetik (döllemsiz) çoğalarak kendileri gibi kanatsız formlar üretirler. Bunlardan bazıları köklere geçerek döllemsiz çoğalmalarına devam ederler. Kökte yaşayanlara radisikal (radicicol) denir. Bazı radisikoller (yukarıda bahsedildiği gibi) sonbaharda toprak yüzüne çıkarak kanatlı seksuparlara (farklı cinsiyetli yavru veren) dönüşürler. Filokseranın çeşitli formları ihtiva eden hayat devri, Amerika asmalarında görülür. Avrupa asmalarında ise, çoğunlukla yalnız kök formlarına rastlanır.