20. yüzyıl müziğine büyük katkılar yapmış Avusturya-Macaristanlı besteci. 1941’den sonra ABD vatandaşı olmuştur.
13 Eylül 1874’te Viyana’da doğdu. 8 yaşında keman çalmayı öğrendiği zamandan itibaren beste yapmaya başladı. Teorik bilgisinin büyük bir kısmını kendi başına çalışarak kazandı. 1894’te kendisinden 3 yaş büyük besteci Alexander von Zemlinsky’den kontrpuan dersleri aldı.
1901-1903 arasında Berlin’de orkestra şefi olarak çalıştı. 1904’te Viyana’da öğretmenlik yapmaya başladı. Webern, Berg öğrencileri oldular. 1919’da yeni müziğin icrası için bir topluluk kurdu. Bu topluluğun verdiği konserlere eleştirmenler alınmıyordu. Alkışlamak yasaktı ve konser programı dağıtılmıyordu.
1925’de öğretmenlik yapmak üzere Berlin’e geri döndü. 1933’te Yahudi olduğu için Nasyonel Sosyalistler tarafından Berlin’i terk etmeye zorlandı. 1898’te Hristiyanlığa geçmiş olmasına rağmen Paris’e sürgün gidince, tekrar Yahudiliğe döndü. 1934’te ABD’ye gitti, o zamana değin Schönberg olan ismini Schoenberg olarak değiştirdi ve 1936’da UCLA’da ders vermeye başladı. 13 Temmuz 1951’de Los Angeles’ta hayatını kaybetti.
Beste yaşamına 1897’de yaylı çalgılar dörtlüleriyle başladı. 1899’da Verklart Nacht’ı tamamlayıp, 1900’de Gurrelieder üzerinde çalıştı. Berlin Konservatuarında görevli olduğu dönemde Pelleas und Melissande’yi besteledi.
Schoenberg, 1903 ile 1907 arasındaki eserlerinde kromatik armoninin limitlerini zorladı. Müziğinde tonal yapı giderek önemini kaybederek, en sonunda 1909’daki 3 piyano eseriyle beraber atonaliteye dönüştü. 1911’de müziğin evrimi açısından bir mihenk taşı olan kitabı, Harmonielehre yayımladı. Bu dönemde Schoenberg aynı zamanda dışavurumcu tarzda resimler yapmaktaydı.
Schoenberg 1913-1921 arası dönemde çok az eser yazdı. 1923’te tamamladığı Op. 23 5 Piyano parçası ve Op. 24 Serenad dünyaya 12’li nota sistemini tanıtan eserlerdi.
ABD’ye gittikten sonraki yılarda kimi zaman 12 nota sistemli ve kimi zaman tonal eserler yazdı. Bu konuyla ilgili olarak “Her besteci, yaratıcılığının durmaması için, farklı tarzlarda yazabilmelidir” demiştir.
Schoenberg’in müziği melodik ve lirik sürprizlerle dolu ve oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Dinleyici için bu müziği anlamak çaba gerektirir.