Arnavut Ortodoks Kilisesi`nin Tarihi
Antik Çağ`da Hıristiyanlığın Arnavutluk`a yayılması çok erken tarihlerde gerçekleşti. Durres kenti dünyadaki en eski piskoposluk merkezlerinden biridir. Aziz Paulus daha 1.yüzyılda İllirya`ya Hıristiyanlığı tanıtmıştı.325 yılındaki İznik Konsili`nde tüm İllirya Roma idaresine bırakılmıştı. 731 yılında ise Bizans İmparatoru III. Leo Durres Metropollüğünü Bizans`a bağladı. 927 yılında Bizans Bulgar Patrikhanesini kabul etmeye mecbur kalınca, Arnavut Kilisesi de Bağımsız Ohri Piskoposluğuna bağlandı. 1054 yılındaki Roma ve Bizans Kiliseleri arasındaki büyük bölünme (Schisma), önceleri Arnavut Kilisesi için etki yapmadıysa da, 13. yüzyılda Arnavut Kiliseleri de iki rakip olan Katolik ve Ortodoks yani Roma ve Bizans Kiliseleri arasında ikiye bölündüler.
Osmanlı Dönemi
Arnavutluk`un Osmanlılarca fethinden sonra İslam dini, Arnavutlar`a üçüncü bir din olarak katıldı. 15. ve 16. yüzyıllarda yarım milyon civarında islamlaşmak istemeyen Arnavut İtalya`ya kaçmak zorunda kaldı. 17. yüzyıldan sonra diğer Balkan milletleri gibi Arnavutlar da müslümanlaştılar. Bu sayede İstanbul`da yüksek mevkiler (sadrazamlık, paşalık) elde ettiler. Osmanlılar`ın Katolik Arnavutlara karşı politika sürdürmelerine karşın, Arnavut Ortodoks kilisesi herhangi bir baskı görmedi, ayrıca 17. yy.`dan sonra bir kalkınma ve gelişim yaşadı. Pek çok ortodoks kilise imar gördü, en son imar gören kilise 1797`de Berat katedraliydi. 17.yy`ın başında Korça metopolitliği kuruldu.
1766`ya kadar Ohri`ye bağlı olan ortodoks Arnavutlar, 1766`da Ohri kilisesinin özerkliğinin İstanbul`da padişahlık tarafından kaldırılmasıyla tekrardan Fener Patrikliği`ne bağlanmış oldular.
Ortodoks Arnavutlar 19.yüzyıl sonuna kadar Yunan Ortodoks Kilisesine çok yakındılar. 1912`deki Arnavut bağımsızlığı ve kültürel yeniden doğuş (Rilindija) döneminde Katolik ve Müslüman Arnavutların birlikte mücadele etmesi ve Arnavut Devletini birlikte kurma azim ve iradelerine karşın, Arnavut Ortodoks Kilisesi Arnavutluk`un güneyinin Yunanistan ile birleşmesine yönelik bir çizgideydi (Bkz. Arvanitler).
20. yüzyıl
İlk bağımsız Arnavut Kilisesinin oluşumu, ABD`de yaşayan Arnavutlarca gerçekleşti. Kendilerini buradaki Yunanlıların baskısı altında hisseden Arnavutlar ayrı bir cemaat oluşturdular. 1908`de New York`da, daha sonra Korça piskoposu olacak olan Fan Noli, Arnavut Kilisesi`nin piskoposluğuna getirildi. Fan Noli ayinlerin arnavutça dilinde okunmasını sağladı. İstanbul Patrikliği`nin karşı çıkmasına rağmen 1921`de dört Yunan vatandaşı piskopos Arnavutluğu terke mecbur bırakıldı. Yunanca ayinler Arnavutluk`ta yasaklandı. 1929`da Arnavut Ortodoks Kilisesi tek taraflı olarak kendini bağımsız (autokefal) ilan etti ve Archimandrit Bessarion Juvani`yi Metropol`lüğe getirdi. İstanbul Patriği bağımsızlığı ancak 1937`de tanıdı.1929 - 1943 arasında Arnavutluk`u yöneten İtalyan ordusu, Arnavut ortodokslarını katolikliğe geçmeye ve İtalyan-Arnavut Katolik kilisesi ile birleşmeye zorladı ancak ortodokslar buna karşı direndiler. Bu dönemde Arnavut Ortodoks kilisesinin 440 papazı vardı.
1944`de Enver Hoca önderliğinde komünistler Arnavutluk`ta iktidara geldi. Ortodokslar başlangıçta komünist yönetimle iyi geçinebileceklerini zannettiler, ancak kilise üzerindeki baskılar giderek daha da arttı. Piskoposlar ve papazler çok uzun ve ağır hapis cezalarına çarptırıldılar.
1967`de Arnavutluk dünyanın ilk ve tek ateist devleti olarak ilan edildiğinde Arnavut Ortodoks Kilisesi artık yıkılmış sayılırdı.
İlk ayin tekrar ancak 1990 yılının sonbaharında gerçekleşebildi.