Almanya, Sıfır Yılı

Kısaca: Almanya, Sıfır Yılı Türkçe isim için referans1. Türkçe isim için referans2., 1948 İtalya yapımı dramatik Yeni Gerçekçi filmdir. İtalyanca özgün adı Germania Anno Zero olan ve Almanca çekilen filmin Almanya'daki adı ise Deutschland im Jahre Null'du. Film Türkiye'de ilk kez Mart 1966'da Türk Sinematek Derneği'nde gösterilmişti.. Filmin sonradan yapılan İtalyanca dublajlı bir versiyonu da yaygın olarak gösterilmiştir. ...devamı ☟

Almanya, Sıfır Yılı, 1948 İtalya yapımı dramatik Yeni Gerçekçi filmdir. İtalyanca özgün adı Germania Anno Zero olan ve Almanca çekilen filmin Almanya'daki adı ise Deutschland im Jahre Null'du. Film Türkiye'de ilk kez Mart 1966'da Türk Sinematek Derneği'nde gösterilmişti.. Filmin sonradan yapılan İtalyanca dublajlı bir versiyonu da yaygın olarak gösterilmiştir. Yeni Gerçekçilik sinema akımının öncü yönetmeni İtalyan Roberto Rossellini'nin 1948 yılında çektiği bu film, yönetmenin "Savaş Üçlemesi" nin son filmidir. Üçlemenin ilk filmi olan 1944 tarihli "Roma, Città Aperta" (Roma, Açık Şehir) İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımını başlatan film olarak bilinir. Üçlemenin ikinci filmi olan "Paisa" (Hemşehri) ise 1946 tarihinde çekilmişti. Kendi yazdığı hikayeden uyarladığı senaryonun da yazarı olan Rossellini'ye senaryoda yardımcı olan Sergio Amidei, üçlemenin diğer filmlerinde de vardı. II. Dünya Savaşı sonrası Almanyası'nın acı gerçeklerini, neredeyse yeryüzünden silinmiş bir kent olan Berlin'i ve burada hayatta kalmaya çalışanların dramını 12 yaşında bir çocuğun gözünden, karamsar ve duygusuz bir nesnellikle anlatan Rossellini, diğer yeni gerçekçi filmlerde olduğu gibi çekimlerini çoğunlukla amatör oyuncularla ve bombardımanın yıkıntılarının henüz kaldırılmadığı Berlin kentinin sokaklarında, bina enkazlarının arasında ve içlerinde gerçekleştirmiştir. Bu sinema akımının karakteristiklerinden olan serbest kamera hareketleri, doğal ışıklandırma ve doğal kurgu, doğaçlama oyunculuk vb. bu siyah beyaz filmde de görülmektedir. Filmin etkileyici müziğini Roberto Rossellini'ni kardeşi Renzo Rossellini bestelemiştir. İsviçre'de iki yıldır düzenlenmekte olan Locarno Uluslararası Film Festivali'nin büyük ödülü "Grand Prix", 1948'de Roberto Rossellini'ye verildi (Bu ödülün adı 1968'den sonra "Altın Leopar" olmuştur). Aralarında Rossellini'nin de bulunduğu filmin senaryo ekibi ise aynı yarışmada "En İyi Senaryo" ödülünü "La vie en rose" adlı Fransız filmiyle paylaştılar. Konusu Film 1948 yılında Berlin'de geçer. 2. Dünya Savaşı yeni bitmiştir ve savaşın mağlubu olan Almanya'nın başkenti neredeyse yerle bir olmuştur. Sağlam tek bir yapının bile göze çarpmadığı bu kentte insanlar güçlükle hayatta kalmaya çalışırlar. Birkaç ailenin birden tek bir salaş daireyi paylaştığı yarısı yıkılmış apartmanlardan birinin tek göz odasına sığınmış 12 yaşlarında Edmund adında bir çocuk, hasta babası, ağabeyi ve ablasıyla birlikte yarı aç yarı tok yaşamaya çalışırlar. Annesi bombardımanlar sırasında ölmüş olan Edmund ailenin eve para getirebilen tek ferdidir. Babası yatalaktır, ağabeyi ise savaşın son yıllarında Nasyonel Sosyalistler için çalışmış olduğu için korkusundan evde saklanmak zorundadır, zaten kimlik belgelerini de yok etmiştir, üstelik çalışmaktan da pek hoşlanmaz. Ablası geceleri kulüplerde işgal güçlerinin askerleriyle dans etme karşılığınde kendisine verilen ufak tefek yiyecek parçalarını ve sigaraları eve getirerek ailesiyle paylaşır. Hatta bu yüzden çevresi tarafından fahişelik yapmakla suçlanır. Edmund'un yaşı küçük olduğu için bir çalışma karnesi edinemez, mezarlıklarda, şurada burada girdiği ufak tefek işlerden de bu nedenle hemen kovulur. Arabalardan dökülen kömürleri toplar, küçük komisyonlar karşılığında komşuların verdikleri eşyaları karaborsada satar. Bir keresinde de yolda ölmüş bir at leşinden bir parça et koparabilmek için toplanmış ahaliyle itişip kakışmak zorunda kalır, o da leşten kendisine düşen payı almak ister ama başaramaz. Eve çoğu gün tek lokma yiyecek girmez. Yatalak babasına birkaç günlüğüne hastaneye yatması için bir torpil bulunur. Aslında babanın hastaneden beklentisi iyi bir tedaviden çok oranın doğru dürüst yemekleridir. Ailesi doğru dürüst ilgilenemediği için başıboş kalan Edmund günlerini hatta bazı gecelerini akranlarıyla sokaklarda geçirir. Karaborsa, dolandırıcılık, kapkaç ve fuhuş yaparak geçinen akranlarına takılır ama bu konuda onlar kadar becerikli değildir, üstelik zaman zaman da diğer çocuklarca dışlanır. Gittikçe yalnızlığa itilen Edmund harap kentte amaçsızca dolaşırken sokakta eski okul öğretmeni Bay Henning'e rastlar. Eski bir Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi hayranı olduğu için iş bulamamış olan Henning, şimdilerde Nasyonel Sosyalistlere ait hatıra eşyalarını işgal güçleri subaylarına karaborsada satarak geçinmektedir. Bu amaçla eski öğrencisi Edmund'u da işe alır, karşılığında ona para da verir. Bay Henning küçük erkek çocuklarına ilgi duyan bir pedofil'dir, ve kaldığı evine getirdiği diğer çocuklar gibi Edmund'a da sarkıntılık eder, ancak kendi derdindeki Edmund olan bitenin farkında bile değildir. Babasının yatalak bir hasta olduğunu öğrenen Bay Henning'in, Faşişt inançları gereği "zayıfların, yaşlıların ve asalakların yaşamaya hakkı olmadığı" şeklindeki telkinlerini ciddiye alan Edmund, çayına zehir atarak babasının ölümüne neden olur. Amacı zaten çok yaşlı olan babasının acılarına son vermek ve ailesini bir yükten kurtarmaktır aslında. Öğretmeninin nasyonal sosyalist, öğretisini ciddiye almıştır, çünkü savaştan önce o da Hitler Gençliği'nin inançlı bir neferi olarak yetiştirilmiştir. Bu nedenle cinayeti soğukkanlılıkla işlemiştir. Sonradan tekrar karşılaştığı Bay Henning'e babasını öldürdüğünü söyleyince korkan ve paniğe kapılan eski öğretmeni söylediklerini inkar eder ve Edmund'u tartaklar. Yaptığından son derece pişmanlık duyan ve vicdan azabı çeken Edmund kendini sokaklara vurur. Şimdi kendini daha da yalnız hissetmektedir. Gerçekte çocukluğunu hiç yaşamamış olan Edmund harap kentin sokaklarında amaçsızca dolaşırken bir grup 'gerçek çocuk'la karşılaşır, onların oyunlarına katılmak ister fakat reddedilip dışlanınca kendini iyice boşlukta hisseder. Üst katlarına tırmandığı harap bir apartmandan kendini boşluğa bırakarak intihar eder. Film eleştirmeni Rekin Teksoy'a göre "Kaldırımda yatan cansız bedeni, bütün değerleri altüst eden Nasyonel Sosyalistzm'in yol açtığı çöküşün "mahkeme ilamıdır" sanki". Almanya'nın yenik çıktığı 2. Dünya Savaşı sona ereli henüz bir yıl olmuş ve yerle bir olan III. Reich'ın başkentinin enkazı henüz kaldırılmamıştır. Roberto Rossellini, üçlemenin diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmde de film setleri yerine gerçek mekanları kullanmayı tercih etmişti. Yönetmen içindeki 3,5 milyon insanın umutsuzca hayatta kalmaya çalıştığı harabe bir kentin portresini çizmeye çalışmıştır. içinde yaşadıkları şehirleri gibi birer enkaz haline gelmiş insanlar adeta durumlarını kanıksamışlardır, sanki içgüdüleriyle hayatta kalmaya çalışır gibidirler. Filmde hiçbir dinsel seremoni gösterilmez, insanlar onca çaresizliklerine rağmen dua etmez tanrıdan yardım istemezler. Filmde yalnızca bir kez yıkık bir kilise gösterilmiştir. Tavanı yok olmuş ve içeriden gökyüzünün görüldüğü bu Gotik mimarili kilisede tek başına bir din görevlisi org çalar, dışarı taşan dinsel temalı müziği sokakta sadece birkaç yaşlı insan durarak dinler. Film belgeseli andırır bir tarzı içinde barındırsa da bu etki diğer Yeni Gerçekçi filmler kadar belirgin değildir. Sadece nesnel olmayı amaçlayan film fazlaca bir ikincil tema içermez. Ders verir tarzda önermeler de yoktur. "Yeni Gerçekçilik" akımının diğer filmlerinin aksine "Almanya Sıfır Yılı"nda duygusallığa da fazlaca yer verilmemiştir. Savaşın acımasız ve sert yüzünü gözler önüne sererken bir yandan da masumiyetin parça parça oluşunu vurgulayan bu karamsar filmin kasvetli ve yürek parçalayıcı müziğini Roberto Rossellini'ni kardeşi Renzo Rossellini bestelemiştir. Sonuçta ortaya rahatsız edici, umutsuzluk aşılayan ve acıtıcı bir sinema çıkmıştır. Bir yazar bu filmi "fantezi ile gerçeğin birbirine geçtiği, Yeni Gerçekçi tarzda çekilmiş bir dehşet filmi" olarak nitelendirmişti. Filmin hemen başındaki ibareye göre Roberto Rossellini bu filmini 1946 yazında 9 yaşındayken peritonitten ölen oğlu Romano'ya ithaf etmiştir. Oyuncular Roberto Rossellini'nin "Savaş Üçlemesi" Roberto Rossellini'nin "Savaş Üçlemesi" şu filmlerden oluşmaktadır: Dış bağlantılar * * Allrovi.com'da "Germania anno zero" * Filmin çeşitli afişleri

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.