Kalp Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Cildiye gibi branşlardan farklı olarak Aile Hekimliği, hastalarında yaş, cinsiyet, organ ya da sistem ayırımı yapmaz, eğitimi dahilindeki tüm hastalara hizmet verir.
Bu dalda eğitim görmüş hekime bazı ülkelerde Aile Hekimi, bazı ülkelerde de Pratisyen hekim denir. Tıp fakültesinden mezun olunarak temel tıp eğitimi alındıktan sonra birinci basamak hekimi olabilmek için ek bir eğitim gerekmektedir. Bu eğitimin süresi ve şekli ülkeden ülkeye değişmekle birlikte Türkiye'de en az 3 yıl sürmektedir. Aile Hekimliği eğitiminin en az yarısı birinci basamakta geçmeli ve eğiticileri ağırlıklı olarak birinci basamak hekimleri olmalıdır. Ancak Türkiye'deki eğitimin tamamı 2. ya da 3. basamak kurumlarda geçmekte ve eğiticileri klinik branşlardaki öğretim üyelerinden oluşmaktadır.
(Ülkemizde bu eğitimi görmemiş, sadece Tıp Fakültesi mezunu doktorlar pratisyen hekim olarak çalışmaktadırlar. Bu durum Dünya genelindeki uygulamaya uymamaktadır. Nitekim Türkiye'de de bu konudaki değişiklik pilot uygulama aşamasındadır.Çünkü Tıp Fakültesi mezunu bir doktor, birinci basamak hekimliği açısından yeterli olmamakta, ek eğitim alması gerekmektedir. Ancak pilot uygulama en az 3 yıl olmak özelliğinden uzak 7-10 günlük kurslarla yapılmakta olup bilimsellikten uzaktır. Tıp Fakültelerinin amacı birinci basamak hekimi yetiştirmek değildir. Yeni mezun pratisyen hekimler birinci basamak açısından eksiklerini zaman içinde gidermeye çalışmakta, ancak bu arada da hasta bakmaya devam etmektedirler.)
Birinci basamak, bir hastanın ilk başvurduğu sağlık kurumudur. Hasta gereği halinde birinci basamak hekimi tarafından 2. basamağa ya da daha üst kurumlara sevk edilir.
Aile hekimi/genel pratisyen hastaların ilk başvuracakları hekimdir (birinci basamak hekimliği).
Aile hekimi bir ailenin tüm bireylerinin tüm sağlıklarından sorumludur ve bütün sağlık sistemiyle kendine kayıtlı bireyler arasında köprü görevi yapar. Kendine kayıtlı hastaların sağlık sisteminden en iyi şekilde faydalanmalarından sorumludur. Bu tanımı gereği hastaların acil durumlar dışında kendi aile hekimlerine görünmeden 2. ve 3. basamak kurumlara (hastanelere) gitmeleri bazı sakıncalar taşımaktadır.
Aile hekimleri sadece aile merkezli bir yaklaşım göstermez, aynı zamanda toplum sağlığının gereklerini gözeten bir yaklaşım sergiler.
Aile hekimi hastalarının farketmedikleri, şikayet etmedikleri sağlık sorunlarından da sorumludur. Hastalarını bilgilendirir, gerekli sağlık kontrollerini yaparak hastalıkları erken dönemde yakalamaya çalışır, hastalıklara karşı alınabilecek önlemleri uygular. Koruyucu hekimlik aile hekimliğinde önemli bir yer tutar.