Yaya Yaralanmaları
Araç Yolcuları Kazaları
Kazalarda Çocuklar Nasıl Etkileniyor?
Hava yastıkları ve emniyet kemerlerinine kadar güvenli ?
Çarpma Testleri
Otomotiv Adli Danışma
Ülkemiz bir halk sağlığı sorunu olan kazalardan olan yaralanma ve ölümlerde dünyada ön sıralarda yer almaktadır.
Trafik kazalarında oluşan yaralanma ve ölümlerde uğranılan zararın belirlenmesi, ileride ortaya çıkabilecek dava ve sigorta taleplerinin herhangi bir yanılma olmaksızın karşılanabilmesi için, tüm trafik kazalarında adli tıbbi incelemenin ayrıntılı olarak yapılması zorunludur. Trafik kazaları ile ilgili adli soruşturma sürecinde adli tıp açısından yaralanan ya da ölen kişilerin muayenelerinin yapılması, kaza ile ilgili bilgilerin edinilmesi, kazanın oluş şeklinin irdelenmesi, daha sonra ortaya çıkabilecek iddiaların yanıtlanması gerekmektedir.
Trafik kazalarında adli tıbbi açıdan olay yeri incelemesi, adli muayene ve otopsi bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu bileşenlerden herhangi birinin eksikliği olayı çözümsüzlüğe götürerek zamanında incelenmeyen delillerin yitirilmesine ve adli bir olgunun sonuçsuz kalmasına yol açmaktadır.Trafik kazalarında sürdürülecek araştırma evrelerinde;
1) Olayın hukuki yönden araştırmalarını sürdürecek hukukçu ve ekibine, 2) İşin mekaniğe dayalı teknik yönlerini araştıracak bu işler için özel eğitimli trafik mühendislerine, 3)Olay yerinde varolan çeşitli artıkların değerlendirilmesinde görev yapabilecek elemanlara, 4) Biyolojik materyalin incelenmesinde görev alacak adli serologlara, 5) Yaralıların bulunduğu kazalarda bu işler için eğitimli acil yardım ekiplerine, 6) Ölümlü kazalarda eğitimli adli tıp uzmanına, 7) Olayda rol alan ya da zarar gören kişilerde alkol, uyuşturucu, zehir ya da ilaç araştırmalarını yürütecek adli toksikologlara gereksinim vardır.
Ülkemizde trafik kazası sonucu ortaya çıkan ölümlerde yalnızca dış muayene ile yetinilerek ölüm nedeninin saptanabileceği görüşü yaygındır. Oysa, adli otopsi aşağıdaki sorunların açıklanmasında bir zorunluluktur.
1- Kişinin varolan hastalığı nedeniyle kazaya neden olması. 2- Kişinin varolan hastalığının ölümü kolaylaştırdığı iddiaları. 3- Kaza sonrası yaralının ihmal edildiğinin ya da özensiz taşınmasının ölümde rolü olduğu iddiaları. 4- Yaralının tedavi kurumuna geç taşınmasının ölümün gerçekleşmesinde rolü olduğu iddiaları. 5- Tedavi kurumunun gecikmiş tıbbi girişim ya da yetersiz tıbbi girişimler nedeniyle ölümde sorumluluğu olduğu iddiaları. 6- Kişinin başka nedenlerle ölüp cesedinin trafik kazasının gerçekleştiği yerde bulunduğu iddiaları. 7- Kişinin alkol , uyuşturucu ya da ilaç etkisinde olması. 8- Olay sırasında ortaya çıkan yangının ölümde önemli rol oynadığı iddiası. 9- Kimliği bilinmeyen veya saptanması zor olan bir cesedin bulunması
Trafik kazası sonucu ölen yaya, sürücü ya da yolcuların muayenesinde yaralardaki yabancı cisimler de çok önemlidir. Bunlar büyüteç yardımı ile en iyi şekilde görülebilir. Bu tür cisimler toplanıp etiketlenerek saklanmalıdır. Muayenede mutlaka vücut diagramlarına yaraların lokalizasyonu, şekli, yaraların özelliklerine göre ölçülmesi gereken boyutları, rengi işaret edilmeli ve not edilmelidir. Mümkünse yaralar yakın planda fotoğraflanmalıdır. Trafik kazaları künt travmatik yara özelliği taşımaktadır. Künt travmalara bağlı mekanik güçler vücudun anatomik bütünlüğünü bozacak şekilde vücuda isabet ettiklerinde sıyrık, ezik, ekimoz (çürük), laserasyon (yırtık), kırık, çıkık gibi lezyonlar oluşturmaktadır. Ancak bu lezyonlarda özelliklerin tümünün dış muayene ile anlaşılması olası değildir. Mekanik güçlerin oluşturduğu yaraların özelliklerini bilmek gerekir.
Yaya Yaralanmaları Motorlu araç bir yayaya çarptığında yaranın ciddiyeti ve etyolojik mekanizma 4 etkene bağlıdır; aracın hızı, fiziksel özelliği, fren yapılıp yapılmadığı ve kurbanın çocuk ya da erişkin olması. Motorlu araçların çarptığı yayalarda yaralanmalar, çok iyi tanınan tiplerdir.
Bunlardan
a- Primer (Birincil) olanlar, aracın çarpmasına bağlıdır.
b- Sekonder (ikincil) olanlar, yere düşme ya da başka bir objeye çarpmayla olur.
Bir yetişkine araba çarptığında öncelikle ön tampon vurur ve mağdurun diz kapağı hizası veya altına rastlar. Baldır veya kalçada radyatörün, farların veya kaputun sıkıştırmasına bağlı primer yaralanmalar oluşur. Eğer çarpan kamyon veya otobüs gibi büyük araçsa primer yaralar göğüs, kollar ve baş gibi daha yüksek bölümlerde olur. Çarpmalar genellikle aracın önü ve ön köşesince olduğundan mağdur öne veya oblik (eğik) olarak yanlara doğru fırlatılır. 20km/saatlik düşük hızlarda bile vücut şiddetli bir şekilde savrulabilir. 60-100 km/saatlik yüksek hızlarda mağdur havaya fırlatılabilir ve yere çarpmadan önce belirgin mesafe kaydedebilir. Bunlar sekonder yaralanmalara neden olur ki özellikle baş, göğüs ve kalçaya olan primer yaralanmalardan sıklıkla daha öldürücüdür. Fırlayan gövde yola çarpınca ciltte erozyonlar (sıyrıklar), ekimozlar , laserasyonlar ve baş yaralanmaları olur. Bazen kişinin ayakları vücudun altından savrularak ekseni etrafında döner ve arabanın arka kaputuna çarpar ki buna toplayıp savurma denir.Çocuklarda, fren yapmama ya da geç fren yapma durumunda aracın önü ile çarpması vücudun ağırlık merkezinin üzerindedir. Araç kurbana çarpıp, yukarı atabilir, ya da kurban aşağı düşer ve araç üzerinden geçerek onu ezebilir. Eğer araç çarpmadan önce yönü değişirse çocuğun ağırlık merkezinin altında kalır ve onu ileri doğru atabilir.
Bir kişi tekerlek ya da tekerlekler altında ezilirse, sıklıkla tekerlek değme izi vücut yüzeyine çıkar ve betona değen yanın karşı yanında iz çıkarken beton tarafında kazıma tarzında sıyrık oluşur. Sıyrığın nedeni toprak üzerindeki vücudun üzerinden lastiğin geçmesidir. Tekerlek izi deri yerine giysiler üzerinde de olabilir. Bu izler daha sonra tekerlek ile karşılaştırmak üzere fotoğraflanmalıdır. Lastik vücut üzerinden geçerken arabanın üzerindeki yağ ya da kirler kişinin vücudu ya da giysileri üzerinde kalabilir. Vücuttan alınan yağ örnekleri ve saç, olası karşılaştırmalar için saklanmalıdır. Tekerlek kol, bacak gibi uzuvlar üzerinden geçerken, deri , fasya ve kasların deri altı dokuları ayrılabilir. Kuşkulanılan araç bulunursa alt yüzünde kan, saç ya da giysi lifleri araştırılabilir.
Otomobilin muayenesinde çarpma nedeniyle aşınma izleri ve çukurlar görülebilir, özellikle motor kapağı üzerinde çukur saptanabilir. Araç kalça ya da uyluktan çarparsa, kas ayrılması sonucu çok kanamalı bir durum oluşur, 1-2 litre kanayabilir. Araç altından kişi çıkarıldığında giysileri çıkmış olabilir. Bazı olgularda kişilerin yarı çıplak olduğu, sonradan olay yeri araştırması ile bulunan pantolonlarının dış yüzünde boya, işaret vb. deliller olduğu görülmüştür. Yaya kazalarında en sık ölüm nedeni baş yaralanmaları ve özellikle atlantooksipital olmak üzere servikal (boyun omurları) çıkık ya da kırıklardır. Göğüs ve karın yaralanmaları minimaldir. Yaralanma miktarı aracın hızına bağlıdır. Genellikle baştan çarpıldığında yüzde sıyrık ve laserasyon olur. Vücut yaralanmasında kişinin giysileri koruyucu olabilir.
Bazen yolda ya da parkta çarpılmış bir kişi bulunabilir. Bu kişinin üzerinde tekerlek izleri vb. olabilir. Motorlu aracın olmaması nedeniyle delil yoktur. İncelemede alkol entoksikasyonu olduğu belirlenir. Bu kişi park ya da yolda uyurken kendisini görmeyen bir motorlu araç sürücüsü tarafından çarpılmış olabilir.
Araç Yolcuları Kazaları Birçok araba kazası arabanın ön kısmından olur. %80 olayda araba başka bir araca ya da duran nesneye önü ya da ön köşesi ile çarpar. Bu aracı saniyenin bir bölümü kadar kısa bir zamanda durdurur, aracın ve içinde bulunan sürücüyle yolcuların ivmelerinin şiddetle azalmasına neden olur. Daha ender olarak araca arkadan çarpılır, bu da ivme artışına bağlı yaralanmaya yol açar. Diğer çarpmalar yandan çarpmalar ve aracın üzerinden yuvarlanmadır.
İvme azalması durumlarında görülenler;
1) Ön koltuklarda oturanlarda emniyet kemeri yoksa öne doğru fırlatılırlar ve aracın önlerinde bulunan bölümlerine çarparlar.
a) Yüz ve kafa ön cama, çerçeveye veya yan çerçevelere çarpar. b) Yolcu camı kafasıyla kırıp aracın ön tarafından fırlayabilir. c) Göğüs ön panel veya direksiyona çarpıp ezilebilir ve bu da kot (kaburga), sternum (göğüs kemiği), kalp veya karaciğer hasarına neden olabilir. d) Dizler ön panel raflarına çarpıp yaralanabilir veya kırılabilir. e) Bacaklar özellikle de sürücününkiler (frene ve diğer pedallara basınç uygular), geçen strese bağlı olarak kırılabilir ki bu ayrıca kalça çıkığına veya pelviste kırıklara neden olabilir. f) İvmenin azalması sırasında şiddetle öne doğru yaylanan başın ağırlığı aşırı fleksiyona bağlı servikal veya torakal omur yaralanmalarına yol açabilir. Eğer baş sert bir cisme çarparsa koltuk arkalarına da başlık yerleştirilmemişse geri tepme ileri derecede ekstansiyon yaralanmasına neden olur. g) Göğüs boşluğu içindeki kalbin momenti olasılıkla aşırı fleksiyonun da yardımıyla aortu, sıklıkla damar sisteminin omurgayla buluştuğu yer olan inen arkusun bitiminde parçalar.
2) Arka koltuktaki yolcular; eğer emniyet kemerleri yoksa arabanın önündekiler kadar olmasa da yaralanmaya yatkındır. Emniyet kemeri çok yaygınlaştığından beri arka koltukta oturanların taşıdığı risk daha gözle görülür hale gelmiştir. Bu yolcular ön koltukların arkaları ve öndeki yolcuların üzerinden fırlayarak ön cama çarpabilir, hatta camdan dışarı fırlayabilirler.
Emniyet kemeri kullanımı ölüm ve ağır yaralanma oranlarını azaltmış, trafik kazası yaralanmalarının çehresini değiştirmiş ama yaralanma riskini tamamen yok edememiştir. 1960 larda kullanılmaya başlanması ile beraber yeni tip yaralanmalar ortaya çıkmıştır.
Kemerin omuz ve kucak bölümleri vardır. Kucak bölümündeki parçanın mide , ince barsak , karaciğer , dalak ve bel omurları ya da omurilik yaralanmasına neden olması durumuna "emniyet kemeri sendromu" denilmektedir. Kemer yaralanmaları basitten ölümcüle kadar farklılık gösterebilir. En sık karşılaşılan yaralar karın ve göğüs duvarında görülen sıyrıklardır ama tehlikeli yaralanmalar iç organlarda görülür. Emniyet Kemerleri nadirende olsa ciddi yaralanma yapabilir. Emniyet kemeri kullanmayanlarda en çok görülen karın yaralanması karaciğer ve dalak gibi katı organ yırtılmalarıdır. Kemer kullanımıyla bunlar azalırken, kalın barsak ve ince barsak gibi içi boş organların yaralanmaları artmıştır. Yine omuz-kucak tipi denilen 3 noktadan bağlı emniyet kemerleri çarpma anında etkiyi direk olarak vücuda aktarmakta , köprücük ve göğüs kemiği ,boyun ve göğüs omurlarında kırık , kalp ,boyun ve karın damarlarında yaralanmaya ve omuz çıkıklarına yol açmaktadır.
Bazı kadınlarda kemer kullanımında, normal kullanımda bile meme basısı ve meme yaralanmaları olmaktadır. Uygunsuz pozisyonda takılmış emniyet kemeri yemek borusunda da yaralanmaya yol açabimektedir .
Çocuklara etkisi Emniyet kemerleri büyükler için dizayn edilmiştir. Bu yüzden kemer kullanımının artmasıyla çocuklarda kemerin yanlış kullanılması ile ilgili yaralanmalar artmıştır. Kucak omuz kemerlerinin dizaynının çocuklara uygun olmayışı ve çocukların omuz kemerinin üstüne yaslanması veya koltuk altından geçirmeleri nedeniyle boyun ve yüz yaralanmaları görülebilir. Kişi bağ için çok küçükse (Çocuk veya küçük kadın) vücut kemerin altına kayabilir, kemer boynun etrafına dolanabilir ve kişi boğulabilir .
Çocuklar, büyüklere oranla anatomik farklılıkları nedeniyle daha fazla etkilenirler. Çocuklarda daha az gelişmiş bulunan omurganın arka bağları büyüklerden daha kolay yırtılır, kemerin destek aldığı kalça (leğen kemiği) çıkıntıları çocuklarda daha az gelişmiştir. Kemer takmış hamile kadınlarda düşük görülebilir, rahim ve bebek yaralanmaları olabilir , ancak kullanılmadığı taktirde sonuçlar muhtemelen daha kötü olacaktır.
Emniyet kemeri yaralanmalarına yol açan bir çarpışmada, emniyet kemeri takılmadığı taktirde daha ciddi yaralanma veya ölüm olabilir. Gevşek kemer sadece daha az etkili değil tehlikelide olabilir.Temas alanını azaltan yanlış olarak ayarlanmış veya yerleştirilmiş kemerler (bükülmüş kemer gibi) yaralanma tehlikesini arttırır. Gevşek kemerler ani gerilme oluşmadan vücudun kemere ve öne doğru göreli olarak hareket etmesine izin verir
Hava yastıkları ve emniyet kemerleri Pasif güvenlik sistemlerinden biri olan hava yastıkları saatte 158-340 km hızla şişmektedirler. Yüzdeki temasta hız yaklaşık 74-296 km/saattir. Bu durumda emniyet kemeri takmamış sürücünün yüzü ve göğüs kemiği direk hava yastığına çarpmaktadır. Çarpışma anında şişen hava yastığına doğru hızla ileri fırlayan sürücünün göğsü hava yastığının baskısına maruz kalmaktadır. Bu basıncın etkisiyle kalpte harabiyet meydana gelebileceği gibi , kaburga, göğüs kemiği ve omurganın üst kısımlarında kırıklar oluşabilmektedir.
Emniyet kemerleri ciddi karın yaralanmalarına yol açsalar da trafik kazalarında baş yaralanması ve ölüm oranlarını o kadar azaltmaktadırlar ki, kullanılmamaları tartışma konusu edilmemektedir. Emniyet kemerleri yaralanmayı azaltmaktadır ancak uygun biçimde takılmalıdırlar. Özellikle çocuklarda emniyet kemeriyle meydana gelen yaralanmaları azaltmak için kemer dizaynları yeniden gözden geçirilmeli ve kazada köprücük kemiği ve göğüs duvarına iletilen kuvveti daha iyi dağıtacak ve emebilecek şekilde düzenlenmelidir.
Kazadan sonra trafik polisi tarafından tutulan kaza tespit tutanaklarının ve kazanın nedenlerini bulmak için yapılan araştırmanın önemi büyüktür.Ancak şunu açıkça belirtmek gerekirki kazayı rapor etme ile araştırma arasında farklar vardır. Kazayı rapor etmek, tespit raporu veya tutanağı hazırlamak, polisiye birgörevdir.
a. Kazanın şehrin neresinde olduğu ? b. Ne zaman meydana geldiği ? c. Şoför, yaralı ve şahitlerin kimler olduğu ? d. Nasıl bir aracın kazaya karıştığı ? e. Kazanın şiddeti ? f. Kaza ile ilgilenen ünitenin amaçlarının neler olduğu ? hususlarını kapsar.
Kaza araştırması ise bilirkişi tarafından yapılan adli işlemdir. a. Kazanın nasıl meydana geldiği ? b. Niçin olduğunu ? c. Kimin hatası olduğuna dair bir fikir, bir kanaat ve bir netice elde etmek için bilgiler toplama ve değerlendirmedir. Pratikte bilirkişi olarak Trafik Polisleri görev almakla birlikte itiraz halinde ileri bilirkişilik kurumu olarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi , KarayollarıGenel Müdürlüğü ve Teknik Üniversitelerden yararlanılmaktadır.
Trafik kazalarından korunmak için en doğru yol; kazaların nedenlerini ve doğuran olayları bilmektir. Kanun yapıcılar sebep ve nedenleri bilmeden önleyicikanun yapamazlar. Eğitimciler nedenlerin sebep ve noksanlarını bilmeden asla eğitim yapamazlar. Mühendisler yol ve kontrol cihazlarını sebep ve kusurlarını bilmeden inşaa ve imal edemezler.
Çarpma Testleri Amerika'da her 8.5 sürücüden 1’i otomobil kazasına karışmaktadır. Arabaları daha güvenli yapmak için crash-test (çarpışma testi) uygulanmaktadır.
Bütün motorlu araç çarpışmalarının %48’i önden vurma ile oluşmakta, yandan çarpma oranı %48 ve arkadan ise %4 olarak belirlenmektedir. İki kapılı spor arabalar ile küçük spor arabalarda ölüm oranı 4 kapılılardan fazla; station vagonda ise 4 kapılıdan az bulunmaktadır.
ABD'de NHTSA(Ulusal Yol Trafik Güvenlik Yönetimi) güvenlik bilgilerini sağlamak için çalışmaktadır.
Otomotiv Adli Danışma ABD'de hükümet şirketleri, sigorta şirketleri ve avukatlık firmalarına hizmet veren şirketler çarpışma analizleri yaparak otomobil davaları ve trafik kazaları alanında danışma hizmeti vermektedir. Danışmanlar adli otomobil çarpışma rekonstrüksiyonunda uzmandır. Araştırmalar, muayene ve bütün karışık etkenlerin değerlendirilmesi, multidisipliner yaklaşım, insan, çevre ve araç etkenlerinin de karışması ile ayrıntılandırılır. Yasal stratejiler ve görüşmenin gelişiminde danışmanlar müşterilere yardım eder. Bu; araştırma desteğinin sağlanması, demonstratif (gösterilebilen) deliller ve olası delilleri içerir.