Acıpayam

Kısaca: Acıpayam Türkiye'nin Ege Bölgesi'nin güneybatısında bulununan Denizli ilinin bir ilçesidir. ...devamı ☟

Acıpayam
Acıpayam

Acıpayam Haritası

Acıpayam Türkiye'nin Ege Bölgesi'nin güneybatısında bulununan Denizli ilinin bir ilçesidir.

Acıpayam'ın coğrafi konumu

Coğrafi yönden Ege Bölgesi'ndedir. Acıpayam, 1700 km yüzölçümü ile Denizli'nin en büyük ilçesidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 950 metredir. Anadolu yarım adasının güneybatısında, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer almaktadır. Ege Bölgesi'nden Akdeniz Bölgesi'ne geçiş noktasında olan ilçenin doğusunda Burdur İli'ne bağlı Çavdır, Yeşilova ve Gölhisar İlçesi batısında Tavas ve Beyağaç, Kuzeyinde Serinhisar ve Çardak İlçeleri, güneyinde ise Köyceğiz ve Çameli İlçeleri ile sınırı bulunmaktadır. İlçe merkezi ve merkeze bağlı 14 belediye, 38 köy ile 52 yerleşim biriminden ibarettir

Acıpayam adının tarihçesi

Acıpayam en eski adı Hamit Ovası'dır. Acıpayam, Isparta Sancağı'na bağlanmasıyla birlikte adı "Garbikaraağaç" olarak değiştirilmiştir. Germiyanoğulları zamanında ise adı, Asi Karaağaç olmuştur. Bölgenin "Acıpayam" adını alışı tam olarak bilinmemektedir. Bölgede badem ağaçlarının çok oluşu ve de badem ağaçlarının da acı oluşu nedeniyle "Acıpayam" adı verildiği kuvvetli ihtimallerdendir. Zaten bölgede bademe "payam" denildiğinden dolayy bu adın yukarıdaki açıklamalardan ortaya çıktığını doğrulamaktadır.

Türklerden önce Acıpayam

Acıpayam'da ilk yerleşim tarihinin M. Ö. 2000'li yıllara kadar gittiği kesindir. Diokayseria'nın tarihinin daha da eski olduğunu biliyoruz. M.Ö. 1500 yıllarında Bölgede Hititleri görüyoruz. 200 yada 300 yıl kadar hüküm süren Hitit Egemenliğinden sonra Acıpayam ve yöresi, 1200 yılında İyonların Egemenliğine geçti. 800 yılında ise Lityalılar hüküm sürmeye başladı. 456 yılında Persler'in, 440 yılında ise Büyük İskender'in Ordularınca Makedonya topraklarına katıldı. Sürekli el değiştiren Acıpayam ve yöresi 200 yılında Makedonya İmparatorluğunun dağılmasından sonra Güney ve Honaz İlçelerinin olduğu yerde şehirler kuran Seleikos'ların eline geçti. Fazla uzun ömürlü olmayan bu devletlerden sonra ,diğerlerine göre daha uzun süreli Hükümranlık yapacak olan Roma İmparatorluğu 133 yılında Acıpayam ve çevresini ele geçirdi. Milattan sonra 395 yılında Roma İmparatorluğunun parçalanmasından sonra,Acıpayam ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğunun Egemenliğine geçti. Doğu Roma'nın da dağılmasından sonra Bizans hakimiyetine geçen Acıpayam 1195 yılından itibaren Türk Egemenliğine geçmiştir.

İlk fetihler

Eldeki kaynaklara göre Acıpayam ve çevresi ilk olarak Afşin Bey tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten sonra Denizli ve Yöresi Bizanslılar ve Selçuklular arasında sürekli el değiştirmiştir. 1097 yılında Selçuklu Kervanları Ladik (Denizli')de soyulunca Konya Anadolu Selçuklu Sultanı KILIÇARSLAN, Denizli 'nin ikinci kez fethi için Mehmet Gazi ve Server Gazi'yi görevlendirdi. Mehmet Gazi ve Server Gazi emrindeki Birlikler ile beraber Burdur ve Isparta üzerinden Denizli sınırlarına geldiler. Mehmet ve Server Gazi Beyler Yanlarındaki Birlikler ile Çardak üzerinden Honaz'a (COLASİA) geçtiler. Semerkandi Baba ve Beyazid Han ise emrindeki birliklerle Elmadağı'nı geçerek Baş Salan Ve ,Kazlar Yakası,Ada Tepe ve Kayser (Yeşilyuva) DİOKAYSERİA ANTİK Kenti etrafında düşmanla amansız bir savaşa girdiler. En şiddetli ve kanlı çatışmalar bu günkü Yeşilyuva 'nın bulunduğu Yerleşim alanı ile Doğusundaki tepe arasında kalan dere içinde meydana gelmiştir. Binlerce insanın hayatını yitirdiği bu savaştan sonra DİOKAYSERİA(YEŞİLYUVA) fethedildi. Binlerce şehide mezar olan bu tepeye "ADAK DERESİ" adı verildi. Yeşilyuva'da Türbesi yapılmakta olan SEMERKANDİ BABA VE Beyazid HAN burada şehit olmuşlardır. Yeşilyuva'nın Türk Egemenliğine geçmesinden sonra Semerkandi Baba adına bir zaviye kuruldu. Ucarı'da Sıtlan Pınarı mevkii ile Karahöyük'ün göl yerini çevreleyen arazilerden elde edilen yıllık gelirin dörtte biri Zaviyeye ZEAMET olarak tahsil edildi. Kuyucak Köyü yakınlarında bulunan koruluk da bu Zaviyeye verildi. Bu ilk Fetihlerden sonra Bizanslılar adeta deliye döndüler. Zaman zaman Denizli ve yöresine saldırdılar. Düşman sadece Bizansla sınırlı kalmadı. Avrupa harekete geçti. Almanlar,Fransızlar,ve diğer Avrupalılar hem macera amacıyla hemde Hiristiyanlığı Anadolu'da güçlendirmek amacıyla kuvvet toplamaya başladılar. 1147 yılında Fransa Kralı 4. Lui Komutasında binlerce asker Deniz yoluyla Efes'e gelerek buradan Ege'ye çıktılar. Menderes Vadisini talan ederek LADİK (Denizli)'ye kadar geldiler. Türkler Denizli'de büyük kayıplar verdiler. İntikam ateşiyle yanan Türkmenler ve Anadolu Selçukluları Acıpayam (Hamit) ovasında toplandılar. Serinhisar (Kızılhisar) sınırları içinde yer alan Honaz Dağı 'nın Güney eteklerinde mevzilendiler. Düşmanla burada çok büyük çarpışmalar yaşandı. Fransa Kralı 4.Lui Karanlıktan yararlanarak bozulan ordusunu terkederek kaçtı. Bu savaş Tarihe Kazıkbeli Savaşı olarak geçmiştir. Aynı senaryo 1176 yılında bu kez Çivril İlçesi Gümüşsuyu yakınlarındaki Düzbel mevkiinde denenecekti. Nitekim yine öyle olmuş, Selçuklu Sultanı Kılıçarslan 7. Lui ve İngiltere Kralı 2. Henri'yi Perişan etti.70 bin kişiden meydana gelen Haçlı ordusunu tarihte görülmemiş bir askeri deha ile darmadağın etti.

Acıpayamın ikinci kez fethi

Kazıkbeli ve Düzbel'de umduğunu bulamayan Avrupalılar bu yenilgileri bir türlü hazmedemiyordu. Bu kez çok büyük bir kuvvetle yine Ege'den yola çıkarak Denizli'yi ele geçirip, Karaağaç Ovasından Burdur üzerine doğru ilerliyorlardı. Tarihler ilk fetihlerden yüzyıl sonrasını yani 1195'i gösterirken: Selçuklu sultanı Osman Bey ve Hüsamettin Bey komutasındaki birlikleri düşman üzerine gönderdi. Düşmanla Isparta yakınlarında temasa geçildi. Burdur gölü kıyılarında büyük çatışmalar yaşandı. Düşman yine umduğunu bulamayarak geriye çekilmeye başladı. Bunun üzerine Hüsamettin Bey Komutasındaki birlikler Dinar üzerinden Çivril ve Çal tarafına gittiler. Dinar'da Hüsamettin Bey'den ayrılan İsa ve Mahmut Gazi Beyler Başmakçı Üzerinden Anava (Çardak) geçtiler. Osman Bey Komutasındaki Birlikler ise Yeşilova'ya geldiklerinde Abdi Bey ve Seyit Gazi Beyler Gölhisar tarafının fethine gittiler. Gölhisar ve çevresini düşmandan temizleyen Abdi Bey ve Seyit Gazi ,Salda Gölü üzerinden Bayındır'a oradan da Çardak Gölçük Köyüne indi. Burada Mahmut ve İsa Beyle Buluştular. Beylerli Kasabasında toplanan Beyler burada bir durum değerlendirmesi yaptılar. Cumalı Köyünde Cuma Namazı kıldıktan sonra Köpek Beline hareket ettiler. Köpek belinde çok şiddetli çatışmalar oldu. Abdi bey burada yaralandı. Salda Gölü Kıyısındaki revire getirildi. Abdi Beyin Kahramanlıkları Selçuklu Sultanına kadar ulaştı. Selçuklu Sultanı Abdi Bey'i Sultanlık payesi ile ödüllendirdi. Abdi Bey Sultan olarak anıldı. Salda gölü kıyısındaki pınara (kaynağa) da Sultan Pınarı adı verildi. Diğer taraftan Osman Bey ise emrindeki birliklerle Hamit (Acıpayam) Ovası'nın fethine girişti. Artık sonbahar gelmiş,hava şartları değişmişti. Düşman Osman Bey'in ani saldırı yapmasını bekliyordu. Ancak öyle olmadı. Osman Bey'in bilgi ve tecrübesi düşmanı şaşırtmıştı. Osman Bey saldırıyor, geri çekiliyordu. Bu ani saldırılarda düşmana büyük kayıplar verdiriliyordu. Düşmanın gücü iyice azalmıştı. Osman Bey nihai sonuca ulaşmak için büyük bir taarruza girdi. Düşmanı Acıpayam Ovasından sürüp çıkardı. Osman Bey bu savaşı sanki yata yata kazanmıştı. Bu savaştan sonra Osman Bey de (Yatağan Baba) olarak anılmaya başlandı. Savaş sonrası Yatağan'a yerleşen Yatağan Baba: Yatağan Kasabası'nın kurucusudur. Yatağan'a yerleştikten sonra bir de Tekke kurdu. Tekke ve Zaviyesi genç Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar yaşatıldı. Türbesi Yatağan'dadır. Abdi Bey de Yatağana yerleşti. O da Osman Bey gibi bir tekke ve Zaviye kurdu. O'nun türbesi de Yatağan Kasabasındadır.

Beylikler döneminde Acıpayam

Acıpayam Ovası'nın tamamen Türk egemenliğine geçişiyle birlikte Oğuz Boylarından bazı boylarda, Karaağaç Ovası'na gelip yerleşmeye başladılar. İşte bu boylardan Oğuz Bey Oğuz Köyü'ne, Kara Afşar Boyu'ndan iki boyda Karaağaç Baba öncülüğünde bir kısmı Eşeler Dağı eteğine, bugünkü Kumafşarı Kasabası'nın bulunduğu yere bir kısmı da Elmadağı'nın batısına Karahöyükafşarı'na yerleştiler. Beylikler döneminde Acıpayam ve yöresi Hamitoğulları Beyliği'ne bağlandı. Acıpayam ve yöresi bu dönemde Hamit Ovası olarak biliniyordu ve bu isimle anılıyordu. Hamitoğulları döneminde Acıpayamlılar sakin bir hayat sürdüler. Bölgenin Germiyonoğulları'na bağlanmasıyla Acıpayam'da huzursuzluklar başladı. Merkezi Kütahya'da bulunan Germiyonoğulları, Hamit Ovası'na geldiler. Hamamkaşı ve Kazıkbeli'nde yol kesip kervanları soymaya başladılar. Avşarlar ile sık sık sürtüşmelere girdiler. Avşarlardan bazıları Germiyonoğulları ile yakınlık kurmuş, bu durum Avşar Beyi Karaağaç Baba'yı çok kızdırmıştır.Ancak Avşarlar Germiyonoğulları'na boyun eğmemiş Karaağaç Ovası'nda Germiyonları göndermeyi bilmişlerdir. İşte bu olaydan sonra Avşar Beyi Türküsü yapılmış dilden dile günümüze kadar ulaşmıştır Selçuklu döneminde Acıpayam, Gölhisar'a bağlanmış olup Gölhisar da Hamitoğulların'na bağlı olduğu için ovaya "Hamit Ovası" yada "Yeşil Sahra" denilmektedir. (1316-1324) .Karamanoğulları'nın eline geçen bölge daha sonra Osmanlıların eline geçti. Isparta Sancağı'na bağlandı. Isparta Sancağı da Karaağaç Bölgesi olması nedeniyle adı "Garbikaraağaç " olmuştur

Osmanlı Dönemi

Yıldırım'ın Timur'a yenilmesiyle Anadoluda kargaşalar oldu. Germiyonoğulları eski nufüzu tekrar kurmak isteyip de bölgemize hakim olamayınca Acıpayam'a "Asi Karaağaç" ilan ettiler. Asi Karaağaç, Burdur'un Sancak olması ile birlikte Burdur Sancağı'na bağlanmış; 1870 tarihli Osmanlı İdari Nizannamesi ile İlçe kurulmasına karar verilmiş ve Denizli Sancağına bağlanmıştır. 1871 yılında da İlçe teşkilatı kurulmuştur.

Acıpayam

Denizli iline bağlı ilçelerden biri.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.