Abdullah Meriçadalı (d. 1920 İzmir) Ressam.
Resme karşı ilgisi, İzmir Atatürk Erkek Lisesi'nde okurken hocaları Kadri Atamal ve Celal Uzel teşvikiyle gelişti.Bu öğrencilik yıllarında Halkevi Ar kolunun yönettiği öğrencilerin sergisinde ödül alması resme karşı olan ilgisini arttırdı. Vatani görevinden sonra İstanbul'a yerleşti. 1942 yılında Güzel Sanatlar Akademisi'nde konuk öğrenci olarak gece kurslarına devam etti. İsmail Hakkı Oygar'dan seramik bilgileri aldı. Daha sonra resme yöneldi.1945 yılında Rıfat Pekiş Emprime Fabrikası'nda, 1954 yılında da Vakko'da desinatörlük yaptı. İlk kişisel sergilerini 1982-1985 arasında Ümit Yaşar Sanat Galerisi'nde dört sergi açarak gerçekleştirdi. 1986-1990 yılları arasında Neriman Erkut Sanat Galerisi'nde karma sergilere katıldı. Son olarak ise 1993 yılında Ankara Turkuvaz Sanat Galerisi'nde bir kişisel sergi açtı. Abdullah Meriçadalı'nın kendi olanaklarıyla geliştirdiği sanat anlayışı, doğayı izlenimci bir anlayışla kendine göre yorumlamalıdır. Çalıştığı temalar içinde manzaralar ve ölüdoğalar ağırlık taşımaktadır.Sanatçı çalışmalarını Ayvalık'daki evinde sürdürmektedir.Eserlerinin sergilenmesi ve satışıyla menajeri Adnan Ege Kutay ilgilenmektedir. Eserleri yurtiçinde ve yurtdışında birçok özel koleksiyonda bulunmaktadır.
Resimleri
Abdullah Meriçadalı, bu yaşına değin tüm sanatçılar içinde en sessiz ve en alçak gönüllü olanı. İçine kapalı, halim selim, iddiasız, fevkalade nazik bir insandır. Yeni bir resimgetirmişse; sözünü etmekten, göstermekten sıkılır adeta. Hele paradan bahsetmek onun asla yapamayacağı bir şeydir. Oysa iyi bir ressamdır Abdullah Meriçadalı. Konuları gibi renkleri de kendine özgüdür. Fazla çarpıcı, iddialı konulardan kaçınır daima. Beyazlar uçucu açık maviler, hayli yumuşatılmış yeşiller ve bir dedinlendirici griler, kahverengiler kullanır çoğu peyzajlarında. Karlı bir dağ yamacı, sessiz bir dere kenarı ya da loş bir sokak çoğu resimlerine konu olur birbirlerine benzemeden, bir başka resmi ya da ressamı anımsatmadan. Çünkü o,her resmine kişiliğinin, sanatının damgasını vurabilmiş ender sanatçılardan biridir. Yaşamında asla önem vermediği maddesel değerler sanatına da yansımıştır.Satmak ve para kazanmak için yapmaz resimlerini. O kadar ki; beğenip almak istediğiniz zaman bile, kızarır, bir fiyat söyleyemez. Bu özellikleriyle sanki çağımızda yaşamıyor gibidir. Bir başka çağın ya da bir başka dünyanın insanıdır da hasbel kader bu çıkarcı insanların arasına düşmüştür sanki.Sadece konularından, renklerinden değil fırça darbelerinden bile tanırsınız onun resimlerini. Bellidir fırçayı sertçe sürmediği, boyaları hoyratça ezmediği. Bence huzur ve sükunun ressamıdır Abdullah Meriçadalı. Yalnız peyzajlarında değil, natürmort ve enterieur'lerinde de görürsünüz bu özelliğini.
Ümit Yaşar Oğuzcan