Süleyman Demirel, 1979 yılında Başbakanlık Müsteşarlığı`na getirdiği Turgut Özal`a, yeni bir ekonomik istikrar programı hazırlama görevi vermiş ve program kısa sürede hazırlandı; bir başka deyişle IMF tarafından hazırlanmış olan program, 24 Ocak 1980`de kamuoyuna açıklandı.
IMF`nin daha önce yaptıramadığı isteklerini içeren program; Türkiye`yi tek taraflı olarak yabancı sermayeye açmış,
24 Ocak Kararları`nın ana hatları şu şekildedir:
- %32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş,
- Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış,
- KİT`lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış,
- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış,
- Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kar transferlerine kolaylık sağlanmış,
- Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir.
- İthalat kademeli olarak libere edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.
24 Ocak kararlarının etkileri
Kararlar uygulanmaya başlanmasından dört yıl sonra, bu politikaların burjuvazinin küçük bir kesimi dışında tüm toplum kesimlerinin çok önemli kayıplarına neden olduğu görülmüştür. Bu politikaların ortaya atıldığı dönemde destekçisi olan büyük holdinglerin önemli bir kesimi desteklerini geri çekmiştir. KurtuluşcephesiKararlarının gerçek uygulamaları askeri bir yönetim varken gerçekleştirilmesi sonucu; kararlardan kaybeden kesimler olan kitle örgütlerinin ortadan kalkması ya da etkisizleşmesi, basının denetim altında olması bu politikalara tepkilerin birikmesinde gecikmiş ya da açık hale gelememiştir. özetle devlet mekanizması sadece sermayenin taleplerini kabul eden ve sermaye sınıfı haricindeki talep ve ihtiyaçları reddeden işleyişine kavuşmuştur.