Milli Birlik Komitesi üyeleri arasında ayrılığa yol açan en öneÂmi sebep radikal kanada mensup üyelerin ülke yönetiminde ve devlet mekanizmasında köklü değişiklikler gerektiğine olan inançları olmuştur. Ayrıca seçimlere hemen gidilmesinin CHP hariç hiç bir partinin teşkilatlanmasını tamamlayıp seçime katılamayacağı için demokrasi kültürünün zedeleneceği ve tek parti dönemine geri dönüş olacağını savunuyorlardı. Milli Birlik Komitesi`nin ılımlı kanadı ise, ihtilalin Demokrat Parti`yi yönetimden uzaklaştırmakla misyonunu tamamladığını ve yönetimin tekrar sivillere devredilmesi gerektiğini düşünüyordu. Tabii bu arada ılımlı Milli Birlik Komitesi üyeleri ile tek sivil siyasal organizasyon olan CHP arasında yoğun trafik söz konusudur.
İhtilalin 14`ler ismiyle anılan bu grubun genel fikri eğilimleri ise: mevcut siyasi organizasyonlara, kendi ifadeleri ile "statükocu-muhafazakar" olmaları nedeniyle ülkenin büyük sorunlarına köklü çözümler getiremeyeceği yönündedir. 14`ler göre, Türkiye`nin zaman kaybetmeye tahammülü yoktu ve bundan dolayı tarafsız ve güçlü bir milli birlik komitesi iktidarı, sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonundan başlayıp, toprak reformuna kadar uzanan bir dizi reform politikasını gerçekleştirmeye kadar yönetimde kalmalıydı. Bu reformu yürürlüğe geçirebilmek için ise "en az" dört yıllık iktidar dönemi öngörülüyordu.
14`ler, yurt dışında sürgünde bulundukları süre içerisinde mevcut fikirlerini geliştirmeye ve pratiğe geçirme yolları aramaya devam edecekti. Ancak bu arada ikiye ayrılacak ve Türkeş`in liderliğini kabul etmeyen Orhan Kabibay, Orhan Erkanlı, İrfan Solmazer üçlüsü Türkiye`ye döndükten sonra 1965`te CHP`den seçimlere katılacaktır. Muzaffer Karan her iki grubun da dışında kalarak TİP`ten meclise girecek ve Alparslan Türkeş, Rıfat Baykal, Numan Esin, Muzaffer Özdağ grubunun başını çektiği diğerleri ise CKMP`ye dahil olacaktır.
Sürgün yıllarında ülke hakkındaki düşüncelerini pratiğe geçirmek için yeni bir ihtilal zemini arayan 14`ler, Türkiye`ye döndükten sonra güçlerini ölçmüş ve neticede bir ihtilal ile iktidarı ele geçirmenin mümÂkün olmadığını anlayarak, siyasal partiler yoluyla iktiÂdar mücadelesinin daha verimli olabileceği konusunda hem fikir kalmışlardır.
14`ler
style="background:#cccccc" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff" style="background:#ffffff"İsim !! Sürgün edildiği şehir | ||
---|---|---|
1 | Alparslan Türkeş | Yeni Delhi |
2 | Orhan Kabibay | Brüksel |
3 | Orhan Erkanlı | Mexico City |
4 | Münir Köseoğlu | Stokholm |
5 | Mustafa Kaplan | Lizbon |
6 | Muzaffer Karan | Oslo |
7 | Şefik Soyuyüce | Kopenhag |
8 | Fazıl Akkoyunlu | Kabil |
9 | Rıfat Baykal | Tel-Aviv |
10 | Dündar Taşer | Rabat |
11 | Numan Esin | Madrid |
12 | İrfan Solmazer | Lahey |
13 | Muzaffer Özdağ | Tokyo |
14 | Ahmet Er | Trablusgarp |