Şeriat (Arapça: الشريعة), İslam hukuku anlamında İslam'da farz kabul edilen ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili, dinî hukuka ait tüm kavram ve kurallara verilen isimdir. Fıkıh ise şeriatta bu kanun ve kuralların teorik ve pratik uygulama çalışmaları ile ilgilenen, bir anlamda şeriatın ne olduğunu belirleyen çalışmalara verilen isimdir. Dini terminolojide şeriat ayet ve hadis gibi dinin kaynağı kabul edilen Allah ve Muhammed'e ait sözlere, fıkıh ise dini otoritelerin bu kaynaklara ait söz ve fiillere getirilen yorumlara ve bunun ekollerine işaret eder.
Şeriat uygulayan ülkeler uluslararası örgütlerden insan hakları, eşitlikler, kadın hakları, çocukların korunması, bireysel tercihler ve kişi hak ve özgürlüklerinin korunmaması gibi konularda şiddetli eleştirilerle karşılaşmaktadırlar. Şeriat ile Batı hukuk anlayışı arasında İslamın bireysel haklar ve özgürlükler kavramına yer vermeyişi önemli bir çatışma kaynağı olarak öne çıkmaktadır.
Klasik şeriat uygulamalarından bir kısmı insan haklarına karşı ciddi ihlaller içermektedir. Bunlar, insanların sapkın, mülhid, zındık, mürted veya en hafif deyimle fasık gibi etiketlerle suçlu ilan edilmeleri ve bunlara verilen öldürme ve diğer cezalar ile kadının sosyal statüsünü aşağıya çeken, kadınların evlerinden dışarıya izinsiz çıkışlarının ve sosyal hayata katılımlarının bazı konularda kısıtlanmasını da içine alan "tesettür-hicap" uygulamalarıdır. Onlardan bir kısmının ise cihat ilan etme ve savaş sonucunda da savaş ganimeti olarak değerlendirilen sivillerin, cinsel fiillere açık şekilde köle ve cariye olarak kullanılması (-ki bu efendilerin doğal hakkı olarak görülürdü-) birer savaş suçu, sistematik olarak uygulandıklarında da insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.