Kadıların görevli oldukları kazalarda adli, idari ve belediye işleri ile ilgili tanzim ettikleri kayıtlar son derece önemli bilgileri ihtiva etmektedir. Bayram ve Cuma günleri haricinde kadının evinde veya cami, mescit ve medrese gibi yapıların bir odasında kurulan mahkemeler, askeri meselelerin dışında her türlü devlet işlerini ve mahalli davaları çözüme kavuştururdu3. Bütün bunların sicillere kaydedilmesi suretiyle, devlet halk ilişkisini; şera€›i ve örfi hukukun uygulanış biçimini; miras, alacak-verecek davalarını; Gayr-i Müslimlerin hukuki durumlarını, kısacası o yöre ile ilgili bütün malumatı şera€›iyye sicillerinde yer almaktaydı.
Siciller önemli tarihi olayların, tarihi şahsiyetlerin, mahalli yer adlarının, önemli tarihi müesseselerin ayrıntıları ile beraber doğru olarak tespitinde önem arzederler. Sicillerde yer alan çeşitli hüküm ve vesikalardan; kasaba, köy ve mahalle isimlerini; yeni yerleşim yerlerini; terkedilmiş köyleri ve buralardan göç sebeplerini öğrenmek mümkündür. Ayrıca devletin, gerek savaşlar sebebiyle, gerekse mali sebeplerden dolayı yeni ihdas etmiş olduğu vergileri; asker, zahire, hayvan taleplerini, miktarlarını en küçük yerleşim birimine kadar nasıl pay edildiğini siciller sayesinde öğrenmek mümkündür.
Kadı sicilleri diye de adlandırılan bu sicillerde yer alan belgeler esas olarak iki çeşittir. Birincisi, merkezden kadılara gönderilen ferman, berat, buyruldu, tezkire ve mektuplardır. İkincisi ise, kadılar tarafından mahalli hususlar muvacehesinde yazılan ilam, hüccet, maruzat, mürasele, muhallefat ve narh gibi kayıtlardır.
Siciller 16. yüzyılın sonlarına kadar Arapça ve Türçke olarak iki dilde yazılırken bu tarihten itibaren yalnız Türkçe kullanılmaya başlandı. Bir mahkemeye tayin olan kadı, kendi adına yeni bir sicil başlatır, onun ayrılmasından sonra o güne kadar tutulan yapraklar bir araya getirilerek defter meydana getirilirdi. Bazı kadılar ise kendilerinden önceki kadının bıraktığı yere adını ve tayiniyle ilgili beratın örneğini yazdıktan sonra defteri devam ettirirdi.
Şer`iye mahkemelerinin 1924`te kaldırılmasından sonra yüzyıllar boyu arşivlerde birikmiş şer`iye sicillerinin değerlendirilmesi için Milli Kütühane de bir araya getirildi.