Şah Veliyyullah-I Dehlevi
Kısaca: Şah Veliyyullah-ı Dehlevi Hindistan'da yetişen tefsir, hadis, kelam, tasavvuf ve hanefi mezhebi fıkıh alimlerinin büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Abdürrahim bin Vecihüddin olup, künyesi Ebü'l-Feyyaz, Ebu Abdullah ve Ebu Abdülaziz'dir. Soyu, baba tarafından hazret-i Ömer'e, anne tarafından ise, hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Lakabı Kutbüddin, Şah Veliyyullah ve Şah Sahib, nisbesiyse Hindi, Dehlevi ve Faruki'dir. Daha çok Şah Veliyyullah Ahmed Sahib-i Dehlevi diye tanınır. 1702 (H.1114) senesi Ş ...devamı ☟
Doğum ve vefat tarihleri 1699 (H.1110), 1766 (H.1180) olarak da rivayet edilmiştir.
Yedi yaşında ana dili olan Farisiyi okuyup yazmayı öğrendi. On yaşında Arabi lisanının gramer bilgilerinde Molla Cami'nin eserini okuyacak seviyeye geldi. Babasının nezaretinde hadis, tefsir, fıkıh, usul-i fıkıh, kelam, mantık, tasavvuf, nahiv ve meani ilimlerine dair çeşitli temel eserlerin yanı sıra astronomi, matematik ve tıp ilmine ait kitapları da okudu. İlmin her dalında geniş araştırmalar ve incelemeler yaptı. Dört hak mezhebin inceliklerine vakıf oldu. On beş yaşına geldiğinde, zamanında okutulan zahiri ilimlerdeki tahsilini tamamlayıp icazet (diploma) aldı.
Bundan sonra üç sene daha babasının nezaretinde nefsini terbiye edip, evliyalık yolunda ilerlemeye gayret etti. On sekiz yaşında iken babası Şeyh Abdürrahim 1719 senesinde vefat etti. Muhterem babasının vefatından sonra, onun kürsisinden on bir sene zahiri ve batıni ilimleri öğreten Şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretlerinin ilmi şöhreti her tarafa yayıldı. Her beldeden akın akın talebeler geldi. Ona gelenler, arzuladıklarına kavuşup memleketlerine geri döndüler. Bu arada kendisi durmadan okuyor, araştırıyor, inceliyordu. Dört mezhebin hükümlerindeki delillerini tek tek araştırıp tahkik etti. Bunların neticesinde Hanefi, Hanbeli, Maliki ve Şafii mezhebi imam ve alimlerinin yüksekliklerini, çalışmalarını, gayretlerini daha iyi anladı.
Hem hac farizasını ifa etmek, hem de Haremeyn alimlerinin ilminden faydalanmak maksadıyla, 1730 senesinde Mekke-i mükerremeye gitti. Bir sene kadar Medine-i münevverede kaldı. Ders verip ilim öğretti. Ayrıca Muhammed Efdal Hacı Siyalkuti, Ebu Tahir Muhammed Medeni, Şeyh Vefdullah bin Süleyman Magribi, Mekke müftisi Tacüddin Kal'i Hanefi, Şeyh Senavi, Şeyh Kaşşaşi, Abdullah bin Salim Basri, Hasan Acemi, isa Ca'feri, Seyyid Abdürrahman İdrisi ve Şemseddin Muhammed bin A'la Babili gibi alimlerden ilim öğrenip icazet aldı. Özellikle Ebu Tahir Kürdi Medeni'nin ilim ve feyzinden çok istifade etti. Tekrar hac ettikten sonra, 1732 senesinde Hindistan'a döndü.
Dehli'de babasından kalan eve yerleşti ve ders vermeye başladı. İlme susayanlar, gönüllere ferahlık veren derslerinden istifade ettiler. Şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretlerinin ilim ve feyzinin üstünlüğü bütün beldelere yayıldı. O mütevazi ev, talebeye kafi gelmez oldu. Zamanın Gürganiyye DevletiHükümdarı Sultan Muhammed, Şah Veliyyullah hazretleri için bir medrese yaptırdı. 1857 senesinde İngilizlerin işgaline kadar bu medresede ilim öğretildi. Türklüğün ve İslamiyetin en büyük düşmanı olanİngilizler, yıllarca insanlara ilim ve feyz saçan bu mümtaz mekanı yakıp yıktılar, tarihe geçen zulümlerine bir yenisini daha eklediler.
Şah Veliyyullah-ı Dehlevi rahmetullahi aleyh, istikbalin en büyük ilim merkezlerinden biri olacak bu medresede ilim ve feyz saçmaya başladı. çok kimse kendisinden istifade etti. Talebesinin adedi bilinmemektedir. Talebelerine temel bilgileri öğrettikten sonra, herbirini istidadına göre, kabiliyetli olduğu ilimde yetiştirdi. Yetiştirdiği talebeler içinde kendi dört oğlu, Şah Muhammed aşık, Şah Nurullah Rizavi, Cemaleddin Şah Muhammed Emin Kişmiri ve Şah Ebu Said gibi kimseler vardı.
Medresesindeki talebelerini kendi yetiştirdiği mütehassıs alimlerin ellerine tevdi etti. Kendisi daha çok, kitap yazmak, ibadet etmek, müşkil meseleleri halletmekle meşgul oldu. Farisi kısa ve özlü bir tefsir yazdı. Özellikle hadis ilminde çok ilerleyen Şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretleri tasavvufta yüksek derecelere erişmiş olmasına rağmen:
“Allahü teala, bize sahih keşifler ihsan eyledi. Bu zamanda, hiçbir yerde Mazhar-ı Can-ı Canan'ın benzeri yoktur. Makamlarda ilerlemek isteyen onun hizmetine gelsin!” buyururlar ve talebelerden istidad ve istekli olanları Mazhar-ı Can-ı Canan hazretlerine gönderirlerdi.
Eserleri:
Bütün ilimlerde söz sahibi ve bazı ilimlerde daha fazla mütehassıs olan Şah Veliyyullah-ı Dehlevi rahmetullahi aleyh, Kur'an-ı kerimin kıraatı ve nüzulü, tefsir, hadis, fıkıh, siyer, tasavvuf bilgileri gibi ilim dallarında pek kıymetli iki yüz civarında eser yazdı. Otuz yedi-otuz sekiz senelik bir zaman zarfında yazılan bu kıymetli eserlerden bir kısmı kütüphanelerde mevcut olup, bir kısmının da sadece isimleri eserlerde zikredilmektedir. Hindistan'ı İngilizlerin yağmalaması esnasında yok olduğu tahmin edilen bu kıymetli eserlerden mevcut olanların çoğu defalarca basılmış, insanlar bunlardan istifade etmişlerdir.
Arabi ve Farisi lisanlarında güzel eserler verdiği gibi, şiirler de yazan Şah Veliyyullah'ın eserlerinden bazıları şunlardır:
1. Feth-ür-Rahman fi Tefsir-il-Kur'an.
2. El-Fevz-ül-Kebir fi Usul-it-Tefsir: Usulü tefsir ilmine dair olup Arapçadır.
3. El-Musevva Minel Muvatta: İmam-ı Malik'in Muvatta adlı Ünlü hadis kitabının açıklaması olup, Arapçadır. Aynı esere Farsça ayrı bir açıklama yazmıştır.
4. Huccetullah-il-Baliga: Bu eserinde dini hükümlerin hikmet ve sebeplerinin üzerinde durup, birçok mevzuyu Arapça olarak yazmıştır.
5. El-Büdur-ul Baziga: Taavvuf ilmine dairdir.
6. İzalet-ül-Hafa an Hilafet-il-Hulefa: Dört halifeden bahsetmektedir. Farsçadır.
7. Ikd-ül-Cid: İçtihad ve taklid meselelerini anlatmakta olup, Arapçadır.
8. El-İnsaf fi Beyan-ı Sebeb-il-İhtilaf: Bu eserinde mezhepsiz, sapık kimselere cevap verir.
9. Kurret-ül-Ayneyn fi Tafdil-iş-Şeyhayn: Hazret-i Ebu Bekr'in ve hazret-i Ömer'in üstünlüklerini anlatmaktadır. Eser Farsçadır.
10. Heme'at: Taasvvufa dairdir. Farsçadır.
Şah Veliyyullah-ı Dehlevi'nin, El-İnsaf fi Beyan-ı Sebeb-il-İhtilaf ve Ikd-ül-Cid adlı eserleriİstanbul'da Hakikat Kitabevi tarafından bastırılmıştır.
Evliyanın büyüklerinden olan Mazhar-ı Can-ı Canan onun hakkında; “Şah Veliyyullah derin hadis alimidir. Marifet esrarının tahkikinde ve ilmin inceliklerini bildirmede, yeni bir çığır açmıştır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleriyle birlikte, doğru yolun alimlerindendir.” buyurmuştur.
Şah Veliyyullah-ı Dehlevi buyurdu ki:
“Bid'at, sünnete, yani Muhammed aleyhisselamın bildirdiği din bilgilerine muhalif, ters düşen, itikad, amel ve sözler demektir.”
“İbadet, her aklın, nefsin ve adetlerin güzel ve çirkin dediklerine uymayıp Rabbin, güzel ve çirkin dediklerine teslim olmak ve Rabbin gönderdiği kitaplara ve Peygamberlere inanmak ve bunlara tabi olmak demektir.”
“Bir insan, bir işi Rabbinin izin verdiğini düşünmeden, kendi görüşü ile yaparsa, O'na kulluk yapmamış, Müslümanlığın icabını yerine getirmemiş olur.”
“Dinde, ibadette olmayıp, adette olan yenilikler, yani yapılırken sevap beklenilmeyen değişiklikler bid'at olmaz. Yemekte, içmekte, binme ve taşıma vasıtalarında, binalarda yapılan yenilikleri, değişiklikleri dinimiz reddetmez.”
“Dört mezhepten birine uymakta büyük faydalar vardır. Bunlardan ayrılmanın zararları çoktur. Bugün dört mezhepten başka doğru mezhep yoktur. İmamiyye ve Zeydiyye fırkaları bid'at üzeredirler. Bunlara güvenilmez. Dört mezhepten ayrılmak, sıvad-i a'zamdan ayrılmaktır.”
“Her Müslümanın Ehl-i sünnet itikadını iyi öğrenmesi; çoluk çocuğuna ve bütün sevdiklerine de iyi öğretmesi birinci vazifesidir.”
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.