Ira

Kısaca: IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) (Kuzey İrlanda)Kuzey İrlandaİngiltere ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'nın bir bölümü olan Kuzey İrlanda'nın yüzölçümü 13,483 km2 veya 5,267 mil Ulster ilini oluşturan dokuz ilçeden altısını kapsıyor) genişliğinde, nüfusu 1.589.000 (1990)kişiden oluşmaktadır dir. ...devamı ☟

ıra Haritası

IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) (Kuzey İrlanda)

Kuzey İrlanda

İngiltere ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'nın bir bölümü olan Kuzey İrlanda'nın yüzölçümü 13,483 km2 veya 5,267 mil Ulster ilini oluşturan dokuz ilçeden altısını kapsıyor) genişliğinde, nüfusu 1.589.000 (1990)kişiden oluşmaktadır dir. İrlanda Cumhuriyeti'nin nüfusu ise 3.503.000 dir. Nüfusun büyük bölümü doğuda, 490.000'i başkent Belfast'a yakın kent kesiminde yaşamaktadır.

Tarihçe

İngiltere ve İrlanda'nın yakınlığı düşünüldüğünde, halkın, eşyanın ve düşüncelerin İngiltere ile İrlanda arasında yüzyıllardır süren özgürce akışına şaşırmamak gerekir. İrlanda'ya Hıristiyanlığı getiren Aziz Patrick İngiltere'den gelmiştir, İskoçya'ya Hıristiyanlığı getiren Aziz Columba ise İrlanda'dan gelmiştir. İngiltere'de halen yaşayan İrlanda kökenli insanların sayısı, İrlanda'da yaşayanlardan fazladır.

İngiltere ve İrlanda arasındaki resmi bağlantı, Anglo-Normanlar'ın 12.yüzyılda bu topraklara gelmesi ile kurulmuştur. İskoçyalı ve İngiliz göçmenlerin soyundan gelenler ise bu tarihin 16-17. yüzyıllar arasında olduğunu iddia etmektedir. Bugün, Kuzey İrlanda halkının %60'ı bu göçmenlerin soyundan gelen protestan, %40'ı ise Romen katoliği'dir.

Kuzey İrlanda'daki dini, kültürel ve siyasi bölünmeler, yeniden birleşme eğilimindedir. Protestan çoğunluk, kendisini büyük ölçüde İngiliz kabul eder ve İngiltere'de kalmaktan yanadır. Katolik azınlığın büyük bölümü ise İrlanda'lı olduklarını düşünürler ve Birleşik İrlanda için çalışan partilere destek verirler. Yukarı

19.yüzyılda, İrlanda için sınırlı özerklik baskıları kuzeydeki Protestanlar'ın direnişi ile karşılaşmıştır. 1916 yılındaki Easter Ayaklanması'ndan sonra, 1918 yılında yapılan Westminster Genel Seçimleri'nde, milliyetçiler (Ulster dışında) İrlandalı'lara ait koltukların neredeyse tamamını alarak Dublin'de kendi parlamentolarını kurmaya karar vermişlerdir.

Ulster'de toplanan sendikacılar, İngiltere'de kalma kararını almışlardır.1920 yılında, sendikacılar ve milliyetçiler arasındaki siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle hükümet, Dublin ve Belfast'da iki özerk parlamento kurmak için İrlanda Hükümeti yasasını çıkartmıştır. Yasa, Kuzey İrlanda'da uygulandı. Ancak, İrlanda Cumhuriyeti Ordusu (IRA)'nun tam bağımsızlık için mücadelesini sürdürdüğü güneyde dikkate alınmadı. Haziran 1921'de imzalanan anlaşmadan sonra Güney İrlanda'lılar ile sürdürülen müzakereler sonucunda Aralık 1921'de İngiltere-İrlanda anlaşması yapıldı, bu anlaşma neticesinde 1922 yılında Dominyon statüsünde İrlanda Bağımsız Devleti kuruldu. Kuzey İrlanda sınırı 1925 yılında teyit edildi ve 1949 yılında milletler topluluğundan ayrılarak cumhuriyet oldu.Yukarı

1921-1972 yılları arasında Kuzey İrlanda'da Belfast dışında Starmont'da da bölge hükümeti mevcuttu. 1973 yılında Kuzey İrlanda'da yapılan bir referandumda, seçmenlerin çok büyük bir bölümü, İngiltere ile mevcut birlikten yana olduklarını ortaya koymuştur. Westminster seçimlerinden bu güne kadar oyların %65'i mevcut durumdan yana siyasi partilere destek vermiştir. Hükümet, İngiltere ile İrlanda hükümetleri arasında Kasım 1985'de imzalanan anlaşmada (Ekde mevcut) yer aldığı şeklinde, halkın çoğunluğunun rızası olmaksızın, Kuzey İrlanda'nın İngiltere'nin bir parçası olma durumunu koruyacağı prensibine bağlıdır. Anlaşmada ayrıca, gelecekte Kuzey İrlanda halkının büyük bölümünün Birleşik İrlanda'nın kurulmasından yana resmi olarak rızalarını göstermeleri durumunda her iki Hükümetin'de bu isteği gerçekleştirmek üzere yasa hazırlayacakları ve bu yasaya destek verecekleri hususu yer almaktadır.

IRA'nın Terör Kampanyası;

IRA'nın hem İrlanda hem de Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin demokratik hükümlerini yıkmaya yönelik şiddet kampanyası, 1970'lerden beri düşüş göstermesine rağmen (terör olayları neticesinde Kuzey İrlanda'da 1972'de 467 kişi hayatını kaybederken 1992'de 85 kişi ölmüştür), 1980'li yılların sonu ve 1990'lı yılların başlarında da devam etmiştir. Bu sürede bu örgütün üyeleri önemli miktarda silah ve patlayıcı tedarik edip ve eşdeğer şekilde öldürücü el yapımı harp levazımı geliştirmişlerdir. Güvenlik kuvvetleri yalnızca Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti'nde değil, ABD'de ve birçok Avrupa ülkesinde de bu silahların büyük bir kısmını ele geçirmeyi ve şüpheli teröristleri mahkeme önüne çıkarmayı başarmışlardır. Ancak teröristler, Kuzey İrlanda'daki tüm topluma ve Büyük Britanya ile Avrupa kıtasına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaya devam etmektedirler.

Kuzey İrlanda'da Ulster Kraliyet Polis Teşkilatı (RUC) ve ordu mensupları, görev başında olsunlar ya da olmasınlar, saldırı için hedef olmuşlardır. IRA güvenlik kuvvetleri için hizmet sunan müteahhittleri, hakimleri , kamu çalışanlarını ve halk simalarını da hedefleri arasına almıştır. IRA, Belfast, Portadown ve Magherofelt'deki son bombalama olaylarında olduğu gibi, sebep olacağı hasarlara ilgi göstermeyerek ticari hedeflere de saldırmaya devam etmiştir.Yukarı

Örgüt kurbanlarının büyük çoğunluğunu silahsız siviller oluşturmuştur Evlerine gitmekte olan sekiz insaat işçisinin katledildiği 17 Ocak 1992 tarihli Teebane kavşağının bombalanması olayı örgütün sivilleri sagukkanlılıkla öldürme istekliliğinin en çarpıcı göstergelerinden birisi idi. Britanya'da acımasız ve ayırım yapmaksızın, yürüttükleri şiddet kampanyasının en son örneği, Timothy Parry (12) ve Jonathan Ball (3) isimli iki çocuğun öldüğü ve dördü ağır olmak üzere 34 kişinin yaralandığı 20 Mart tarihinde Warrington'da yapılan bombalamadır.

IRA'nın Büyük Britanya ve Batı Avrupa'daki (buralarda hep İngiliz ve ilgili hedeflere yönelmektedirler) faaliyetlerinin amacı Birleşik Krallığa baskı uygulamak, kamuoyunun maksimun ilgisini çekmek ve kendi geleceğini tayin etme ilkesi ile Kuzey İrlanda'daki halkın çoğunluğunun Birleşik Krallık dahilinde kalma isteğine aldırış etmeksizin, "İngilizlerin Kuzey İrlanda'dan çekilmesi" için daha geniş bir kamuoyu oluşturmaktır. Örgütün Avrupa'daki eylemlerinin pervasız tabiatı, birkaç amaçlanmamış kurbanın ölümüne sebep olmuş ve bu olaylardan dolayı IRA, özür dileme ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Kurbanlar arasından bazılara yakın mesafeden ateş edilerek öldürülmüşlerdir. Yukarı

Cumhuriyet hareketinin bir parçası olan Sinn Fein, IRA vahşetinin yasallığını ve örgütün "silahlı mücadelesini" sürdürme hakkını kabul etmiş, Genel Başkanı Gury Adams, ise IRA teröristlerinin cenazelerinde sık sık görülmüştür. Ancak son yıllarda Sinn Fein, IRA'nın ferdi eylemlerini savunmada, örgütü halen desteklemesine rağmen, güçlük çekmektedir. Masum birkaç suvilin ölmesinin üzerine, Adams IRA'yı "evini düzene sokmayı" çağırdı (Sunday Times Gazetesi, Londra, 7 Ağustos 1968). Romen bir katolik olan Michael Logue'nin Ocak 1992'de öldürülmesiniden sonra Sinn Fein'in Dungannon Encümen Üyesi, "bütün bir trajedinin bir daha meydana gelmemesi için ien'nin kendi içinde dikkatli bir tahkikat yapması gerektiğini " söylemiştir. 14 Şubat 1992'de Teebane bombalamasının kötü sonucunda Adems, IRA'yı uyarmıştır. Mart 1993'de Warrington'daki bombalama olayının akibetinde ise Adams, meydana gelen iki ölüm hadisesinin Cumhuriyetcileri şok ettiğini ve IRA'ya mesajının eylemin kabul edilemeyeceği ve tekrarlanmaması gerektiği yönünde olduğunu söylemiştir. Fakat buna rağmen olaylar halen sürmektedir.Yukarı

IRA'nın Kuzey İrlanda, Ana Britanya ve Avrupa'daki terör kampanyası geniş bir şekilde kınanmaktadır.

1 Temmuz 1993 tarihli Cardinal Daily gazetesi İrlanda (Belfast) haberlerinde şöyle demektedir:

"Cinayetin ulusal sebeplerle gerçekleştirildiği takdirde cinayet sayılamayacağını ve kişilere yönelik şiddet hareketleri ile mülkiyetin yok edilmesinin, eğer siyasi motifler için gerçekleştiriliyorsa, ahlakca onaylandığını iddia ederek, Katolik cennetin belli bir kesimine büyük bir ahlaki ve manevi hasar vermişlerdir. On Emir "silahlı mücadelenin" ilk kayıbıdır. Yukarı

Jonathan Ball ile Tımothy Parry isimli iki çocuğun öldüğü ve 54 kişinin yaralandığı 20 Mart 1993 tarihinde meydana gelen Warrington, Bridge Street'deki IRA'nın bombalama olayını müteakip, ABD Başkanı Clinton şöyle bir sempati mesajı göndermiştir:

"ABD bütün şiddet hareketlerini ve destekcilerini, işbirlikçilerini şiddetle kınamaktadır. Bu son insafsız hareketlerin genç çocuklarının ölümüne ve epey insanın yaralanmasına sebep olması, şiddet hareketlerinin nasır tutmuş tabiatını yalnızca vurgular. Amerikan halkı, İrlanda ve Birleşik Krallık halkının, bu şiddet hareketlerinin zarar verdiği kişilere sempatilerini ifade ederek, şiddetin nereden gelirse gelsin asla onaylanmayacağına inanarak ve bu trajedinin, diyalog yoluyla barış ve uzlaşma arama konusunda yeni bir kararlılık getireceğini ümit ederek, yanında yer almaktadırlar."

Albert Reynolds, Warrington'daki bombalama olayı ile ilgili olarak 23 Mart 1993'de Dail'e şöyle demiştir:Yukarı

" Anne-baba ve çocuklarla dolu barışçıl bir alışveriş merkezi, kasıtlı bir şeytan hareketiyle tam bir katliam yerine dönüştü. Kurbanları genç ve savunmasız olan bu bombalama olayı, Kuzey İrlanda ve başka yerlerde IRA tarafından hazırlanan vahşi ve alçak hareketlerin uzun süresindeki meydana gelen en son olaydır. Cumartesi günkü bombalama olayından dolayı üzüntülerini ifade etmeleri, Kuzeyiyle Güneyiyle İrlanda'daki ve Britanya'daki makul insanlar tarafından kusku dolu ve alaycı olarak izlenmektedir.

17 Ocak 1992 tarihinde sekiz insaat işçisinin Lisnally Barracks, Omagh, Co, Tyrone'deki katledilmesini müteakip Cardinal Daily, ölenlerin bazılarının ailesini ziyaret ettikten sonra televizyonda sunları söylemiştir:

" Bombanın insanlığa ve bu topraklarımızın insanlarına ne yaptığını ancak ve ancak bombayı soğukkanlılıkla ve acımasızca çekenler görebilir."

Birleşik Krallığın Vatikan'a atadığı yeni Büyükelçi ile yaptığı bir toplantıda Papa John Paul II, Kuzey İrlanda'daki vahsete bir son verilmesini niyaz etmiş ve şöyle demiştir; Yukarı

" Ben sık sık, azınlıklar ve çoğunluklar arasındaki ilişkilerin tarihinden ortaya çıkan düşmanlıkların ve önyargıların üstesinden gelme ihtiyacına atıfta bulunmuşumdur. Maalesef bu tutumların devam ettiğini müşahade etmekteyiz. Aynı duygu ve düşünceler, Kuzey Irlanda konusundaki derin endişe ve üzüntümü ifade etmektedir. Kilise, kaynağı ne olursa olsun, tüm şiddet hareketlerini ve sindirmeyi kınamaktadır. Barış, adaletsizlik ve şiddetle sağlanamaz. Bu ancak bireylerin ve halkların haklarına saygı göstererek ve tüm nüfusun iyiliği için ortak bir duygu sorumluluğu ile kurulabilir (Irısh News, 27 Aralık 1951)."

19 Temmuz 1991'de Thomas Oliver'in Dundalk'da öldürülmesinden sonra Independent (Londra) gazetesi 5 Ağustos tarihinde, cinayeti protesto eden bir rallinin ertesi gün Cooley Co Lanth'da yapılacağı hususunda bir bildiri yer almıştır. Ad hoc komitesinin bir beyanatı şöyle olmuştur:Yukarı

" Toplumumuz dahilinde alçak terörünüzü kullanmanız hakkında halk olarak sizi, yani IRA'yı protesto ediyoruz. Yıldırılmayı reddediyoruz. Biz, sizin tarafınızdan toplumun her yandan yıldırıldığı korkunç kazana sürüklenmeyeceğiz. Halk olarak biz size, yani IRA'ya, hükümetimize, güvenlik kuvvetlerimize ve ordumuza güvendiğimizi söylüyoruz. Size, tüm desteğimizin Oliver ailesi ile beraber olduğunu söylüyoruz. Yalanlarınızı kabul etmeyeceğiz. Sizden vahşi yöntemlerinizi bırakmanızı istirham ediyoruz."

Protesto rallisi esnasında, Peter Deniz Faul (Dungannon'da iyi tanınmış bir papaz) Şu beyanatı vermiştir:

"Örgüt burada bitmiştir. Onları tanımayın ve tahriklerine kapılmayın. Çocuklarınızı onların etkisinden uzak tutun. Çocuklarınıza, şiddetin yanlış olduğunu ve silahlı kişilerin şeytan olduğunu söyleyin. Eğer şimdi karşı durmazsanız çocuklarınızın karşısına; şantaj, sindirme ve silah çıkacaktır." Yukarı

İrlanda Başpiskoposu 16 Aralık 1990 tarihinde makamında şöyle demiştir:

"Ben özellikle çocukları Tanrı'yı ve kiliseyi dinleyerek yetiştirilen ve bir katolik papazını dinleyebilecek cumhuriyetçilere sesleniyorum, şiddet kampanyanızı ne kadar uzun sürdürürseniz, arkanızda o kadar çok alçakça hatırılar bırakacaksınız. Amaçlarınızdan ve hedeflerinizden o kadar çok uzaklaşacaksınız ki, şiddet kampanyanıza devam etmeniz için hiç bir makul sebebiniz yoktur. Fakat şimdi kampanyanızı durdurmak için rasyonel, ahlaki ve siyasi her türlü sebebiniz var (Irısh Times, Dublin, 17 Aralık 1990)."

Roma Derry ve Rophoe katolik keşişi Dr. Edward Daly, 5 askerle birlikte kendisinin ölümüne sebep olan bomba konulmuş bir araba kullanmaya zorlanan Patsy Gillespie için Regoiem Mass'da, IRA'yı ve destekçilerini "şeytanın takipçileri" diye tanımlamış ve şöyle demiştir.Yukarı

"İsa şöyle demiştir, "Onları meyveleri ile tanıyacaksınız" ve IRA'nın meyveleri, Batı Almanya'da öldürülen bir bebekten, Hollanda'da öldürülen Avustralyalı turistlere, Enniskilen'deki emeklilere ve şehrimizde öldürülen Samiriyelilere kadar tüm Avrupa'ya yayılmıştır. Ve geçen çarşamba sabahı Patsy Gillespie'ye yaptıkları vahşeti iki adama daha yapmaya yeltendiler. Bunlar IRA'nın meyveleridir. Onları meyveleri ile tanıyacaksınız (İrish News, 29 Ekim 1990)."

30 Temmuz 1990 tarihinde Eastbourne yakınlarındaki evinde IRA tarafından bomba yerleştirilmiş bir araba ile muhafazakar milletvekili Lan Gow'un öldürülmesinden sonra, Dublin'de İrlanda basını 3l Temmuz'da şunları bildirmiştir;

"Bugün tüm iyi İrlanda halkının bu zulüm hususundaki bir çok resmi ifadeyi paylaşmalı ve desteklemelidirler. İrlanda Başbakanı bu "saygıdeğer adamın" öldürülmesi ile ilgili korkusunu bayan Thatcher'e iletti.Yukarı

Dublin'deki Roma Katolik Başpiskoposu Dr. Destmond Connell, İrlanda'daki tüm Roma Katolik kiliseleri adına bir kınama bildirisi yayınlamıştır.

" Bu seytini olayın sorumluları, cinayetten suçludurlar ve bunlara herhangi bir şekilde yardım edenler de onların sorumluluğunu paylaşırlar. Hiç bir mazeret ile cinayet affedilmez veya sorumlu örgütün üyeliğine göz yumulamaz (İrısh Times,3l.7.1990)."

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Tom Foley, mecliste meslektaşlarına hitaben cinayeti kınamıştır;

"Sayın Gow'un ailesi için duyduğum en derin sempatiyi ve bu alçakça cinayetin açıkça kınanmasını ve yas ile üzüntü içerisinde bulundukları bir dönemde, Westminster'deki kardeş meclisimizle kuvvetli bir dayanışmayı ifade ettiğimde, bu meclis adına konuştuğuma inanıyorum. IRA'nın silahları ve bombaları K.İrlanda'ya bağımsızlığı ne getirmiştir ne de götürecektir. Ne iş ne de mezhep ayrımının kaldırılmasını sağlamıştır ve de sağlamayacaktır(Daiy Telagrabh, Londra, 02 Ağustos 1990). "Yukarı

IRA militanlarınca 24 Temmuz 1990 tarihinde Armagh şehri dışında bir rahibenin ölümüne ve ikinci bir kadının yaralanmasına yol açan mayın patlaması hadisesini kınayan İrlanda Kilisesi Armagh Başpiskoposu Dr. Robin Eames, olaydan öğrendiğini ve öfkelendiğini söylemiştir:" Bir terörist bunun gibi bir şey yapmak isterse bunu ayırım yapmadan yapar. Sonunda kimin acı çektiği önemli değil (Irish Times, 25 Temmuz 1990)."

Knock'a yapılan Başpiskoposluk ziyaretinde ise uzlaşma teması ile ilgili olarak Dr. Cahal Daly şöyle demiştir:

"Silahlı mücadelenin devamını planlamanın, kuzeydeki rasyonel milliyetçilikle en ufak bir alakası yoktur. Bu Cumhuriyetçi geleneğe yapılan bir ihanettir, daha önemlisi hristiyanlık inanışına bir lekedir. İrlanda'ya bakan dünyanın gözünde bir skandaldır."Yukarı

IRA tarafından 27 Mayıs 1990 tarihinde Hollanda'da Stephen Melrose (24) ve Nick Spanos (28) isimli iki Avustralyalı turistin öldürülmesine müteakip o zamanki başbakan Margaret Thatcher ve Avustralya eski Başbakanı Bob Hawke cinayete şiddetli tepki gösterdiler ve Hawke şöyle demiştir:

"Bu sabah "savaşta hatalar olur" şeklinde IRA tarafından ileri sürülen anlamsız mantık, benimle hükümetimle ve inanıyorumki Avustralya halkı ile olan buzları eritmemiştir. Bu genç Avustralyalıların alçakça öldürülmesini haklı kılacak hiç bir şey olamaz. İster İngiliz vatandaşı olsun, isterse başka milletten olsun IRA'nın masum insanlara yönelik kanlı terör kampanyası hükümetim tarafından kınanmaktadır (Daily Telegraph Gazetesi, 30 Mayıs 1990)."

25-27 Kasım 1988 tarihleri arasında Belfast'da yapılan Roma Katolik Sosyal Demokrat ve İşçi Partisi'nin (SDLP) konferansında konuşan Başkan Johne Hume örgüt ve diğer cumhuriyetçi paramiliterler hakkında şöyle konuşmuştur: Yukarı

"İddialarından birisi de onların katolik cemaatin savunucuları oldukları şeklindedir. Şu ana kadar öldürülen 1194 katolik cemaati mensubunun % 46'sı Loyalist Paramiliterler, % 37'si kendini Cumhuriyetci diye tanıtanlar ve % 17'si güvenlik kuvvetlerince öldürülmüştür. 01 Ocak 1978'den bu yana son 10 yıl içerisinde hayatlarını kaybeden 305 katolik cemaati mensubunun 112 tanesi (% 37) kendilerini Cumhuriyetci olarak adlandıranlar tarafından, 105 tanesi (%34) oyalistler tarafından ve 88 tanesi (% 29) güvenlik kuvvetlerince öldürülmüştür. O'Cosey'in söylediği gibi; Silahlı kişiler halk için ölmüyor. Halk silahlı kişiler için ölüyor. "

İrlanda Roma Katolik Başpiskoposu Kardinal TOMAS O' Fiaich, IRA hakkında şöyle demiştir:

"Hiç bir gerekçe cinayeti haklı kılmaz. Dost İrlandalı erkek ve kadınların öldürülmesi hiçbir şey kazandırmaz. Kazandıracağı tek şey rezalet ve utançtır. Protestanların öldürülmesi ise mezhepçilikten başka bir şey getirmez.(İrish İntependert gazetesi, 08 Ağustos 1988)."

IRA'dan ayrılan ve halen faal Cumhuriyetçi fraksiyonlardan olan Real IRA (Gerçek IRA) 1997 ateşkes sonrasında kurulmuştur. Günümüz itibarıyla IRA, 1997 yılında ilan ettiği ateşkesi sürdürmekte ve eylemsizliğini korumaktadır. Ancak IRA'dan ayrılan RIRA tarafından silahlı mücadele sürdürülmektedir.

Gerçek IRA (RIRA)'nın örgütten ayrılmadan önce bir çok silahlı ve çok miktarda patlayıcıya el koyduğu söylenmektedir. İngiliz Anti Terör Birimi tarafından yapılan açıklamada, 20 Eylül 2000 tarihinde M 16 binasına yapılan saldırının RIRA tarafından gerçekleştirildiği ve eylemde Rus yapımı RPG-7 roket atar kullanıldığı belirtilmektedir.

IRA tarafından İngiltere'ye karşı yürütülen terör eylemleri, yine bu örgütten kopan RIRA (Gerçek IRA) ve CIRA (Süreklilik IRA) tarafından devam ettirilmektedir. Son dönemlerde İngiltere Ana Karası'nda gerçekleştirilen eylemlerde, şüpheler söz konusu örgütler üzerinde yoğunlaşmıştır.

Diğer taraftan, IRA'dan ayrılan barış süreci karşıtı örgütlerin Doğu Avrupa ve Balkanlardan silah temin etme girişimlerinde bulundukları söylenmektedir.

Kaynak: http://www.teror.gen.tr/

ıra

Osmanlıca ıra kelimesinin Türkçe karşılığı.
Karakter, seciye.

ıra

özyapı, seciye, karakter.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

ıra Resimleri