Sıtkı Caney

Kısaca: 1961 de Bingöl`de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Elazığ`inde yaptı. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Serbest avukatlık mesleği dışında reklam ajanslarında, yayınevinde, gazetede, televizyonda, tuğla ocağında vb. işlerde çalıştı. Şiirleri Muştu, Aylıkdergi, Mavera, Albatros, Üç Çiçek, Göçebe, Kayıtlar, Yediiklim, İpekdili, E, Gerçek Hayat, Kırklar, Lamure,Yolcu dergilerinde yayınlandı. ...devamı ☟

1961 de Bingöl`de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Elazığ`inde yaptı. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Serbest avukatlık mesleği dışında reklam ajanslarında, yayınevinde, gazetede, televizyonda, tuğla ocağında vb. işlerde çalıştı. Şiirleri Muştu, Aylıkdergi, Mavera, Albatros, Üç Çiçek, Göçebe, Kayıtlar, Yediiklim, İpekdili, E, Gerçek Hayat, Kırklar, Lamure,Yolcu dergilerinde yayınlandı. “Layya” ve “ İtiraf ve Gizem” adlarında yayınlanmış iki şiir kitabı var. “ Bana Sonsuzluk Dile.” ve ”Ebuzeran” adlarında yeni iki şiir kitabını yayına hazırlayan Sıtkı Caney bu günlerde bir sinema filmi projesi üzerinde çalışıyor.

Sıtkı Caney`den bir şiir: Tufan

durmadan ömrümle sevişmekten kirlendi yakam
şehrin bekarıydım kırıkayakların ustası
düşünürdüm ve hışırdardı hayat
yeryüzü beni beklerdi her akşam


beklerdi beni sevdiğim
şiirler yazar delirirdim siyah bir gül yaprağında
gülümserdi boşlukta annemin yüzü
görülmemiş birşeyler olacaktı yakında
çıldırtıcı birşeyler yağmuru her bekleşiyte


dünya işte
çürüyen kemikleriyle dünya
ezberlediğim dua bıraktı beni ve ölüm ve hüzün
ve her gece yeniden gördüğüm rüya
hani çıldıracaktı insanlar belki de bu yüzden
bakar dururdum sebepsiz karanlık bir aynaya


oysa adımı unutmadım zorlandım döktüm içimi
çekip gittim gözlerimi akıtarak kederden
koştum dönüp yüreğime kapandım
tenimde biraz gurbet biraz dünya kokusu
doğruydu söylenenler artık çıldıracaktım


belki de öldüm o zaman
kırık gülüşlerden bir efsane örerken öldüm
okul dönüşlerinden kahvelerden kalkan son trenlerden
artakalan birşeylerin büyüsüne gömüldüm


ne çok güldüm genç kızlarla ne çok
dağlardan haber yoktu kayıptım sokaklarda
sonra bir bebeği uykusunda iççekerken düşündüm


belki de öldüm o zaman
kırgın şarkılarda kendimi ararken öldüm
şehirlerden çingene bir güzelden ölen genç gelinlerden
çıkarılmış kederlerin öyküsüne gömüldüm


derken o hiç bitmeyen tren sesleri
işte çıkıp geldim kendimden kabuk tutmadı yaram
ince bir kederdi sevdiğim, uçarı, kirpikleri kederden
yeryüzü beni beklerdi her akşam


yoksa ben dünyayı kağıtlara mı gömdüm
günlerce sokaklarına aktım meşhur şehirlerin uykularda
ardarda sevip durdum cesur ve topal bir ömrüm oldu
ve bir ceset olarak döndüm tüm içli şarkılardan


aklımdan kötü şeyler geçiyor şimdi
bir daha göremeyeceğim arkadaşlarımı
ne kahkaha ne ağlayış hiç olmazsa bir ayet hatırlasam
en son sinemalarda bıraktım gözyaşlarımı


herşey kapanacak az sonra kapanacak çığlığım
sevdiğim rakibim çaresiz karanlığım




İlgili konular

bingöl elazığ (il)

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.