Milli Edebiyat

Kısaca: Milli Edebiyat, yazı ve yaratıların, sanatsal ürünlerin yabancı etkilerinden sıyrılarak, kendi ulusal değerlerimize dönmeyi, halka kendi diliyle seslenmeyi ilke edinen 1908'de başlayıp 1923'e değin süren edebiyat akımı ve bu yönelime katılan sanatçıların oluşturduğu topluluk. ...devamı ☟

Milli Edebiyat (1911-1923)

İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra, müslüman toplumları birleştirmek, kalkındırmak, hıristiyan dünyası karşısında denge kurmak amacını güden "islamcılık" ideolojisinin yanı sıra. Önce edebiyat ve düşünce adamları tarafından ortaya atılan, sonradan siyasal bir nitelik kazanan "ulusçuluk" (milliyetçilik) akımı yaygınlaşmaya başladı. Ulusçuluk akımı bir süre sonra, "Türkçülük" adı altında, dernekler ve yayın organları ("Türk Derneği, Türk Yurdu dernekleri ve bu derneklerin çıkardığı aynı adlı dergiler) kurarak, siyasal örgütlenme yoluna gitti. Türk Yurdu derneğinin yerine, bir yıl sonra Türk Ocağı kuruldu, 1913'te yayın hayatına başlayan Halka Doğru dergisi, halkın düzeyine inmeyi hem ilke edindi; hem de savundu. Ulusçuluk akımı, iktidar partisi İttihat ve Terakki tarafından da desteklendiği için kısa sürede yaygınlaştı.

Selanik'te Ömer Seyfettin, Akil Koyuncu, Rasim Haşmet ve fecriaticilerden bazılarının çıkardıkları Genç Kalemler (1911) dergisiyle, ulusçuluk akımı, edebiyat alanına da girmiş oldu. Genç Kalemler dergisi, ilk olarak "milli edebiyat" deyimini ortaya attı ve böyle bir edebiyatın oluşturulması görevini üstlendi. Dergi çevresindeki yazarlar, dilin ulusallaştırılmasıyla işe başladılar: Dilin özleştirilmesi konusunda bazı ilkeler belirlediler (karşılığı olan yabancı sözcükler atılacak; Arapça, Farsça tamlamalar çözülecek; vb. Roman, uyku, tiyatro yapıtlarının, konularını ve kişilerini Türk toplumunun yaşamından alması gerektiğini ilkeleştirdiler. Genç Kalemler dergisi kapandıktan (Eylül 1912) sonra, yazarlarının çoğu İstanbul'a gelerek,Türk Yurdu gibi ulusçu dergilerde yazmava başladılar.

Milli edebiyat dönemi şairleri, başlangıçta fecriaticilerin şiir anlayışlarını sürdürdüler. Ziya Gökalp'in çağrısı ve desteğiyle, yalın dil ve hece ölçüsüyle şiir yazmaya başlayan "Beş Hececiler" (Orhan Seyfi, Halit Fahri, Enis Behiç, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz), romantik bir ülke edebiyatı oluşturmaya koyuldular. Kişisel gözlem ve izlenimlere dayanarak yurt sorunlarını, yurt güzelliklerini, yurt sevgisini dile getirdiler; kahramanlık duygularını konu edindiler masal motiflerinden yararlandılar.

O sırada servetifünunculardan Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin hala "usta" kabul ediliyor, Fecriati sairleri (Ahmet Haşim) de ünlerini sürdürüyorlardı, Hiç bir akıma katılmayan Mehmet Akif (Ersoy) de, dil bakımından oldukça eski, aruz ölçüsüyle yazılmış toplumcu çizgide şiirleriyle büyük ün yapmıştı. Rübap dergisindeki bazı genç şairler (Halit Fahri, Selahattin Enis, Hakkı Tahsin, Orhan Seyfi, vb.) "Neviler" adlı altında toplanıp, eski şairlerin şiirlerindeki içten, lirik ve gizemci atmosferi şiirlerinde yeniden yaşatmak istediler; ulusal geçmişe bağlanarak edebiyatın ulusal olabileceğini savundular. Yahya Kemal (Beyatlı) ile Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) de, "Nev-Yunanilik" adını verdikleri akımda, eski Yunan edebiyatını örnek alma yoluna giltiler. Bu girişimlerden, beklenen sonuçlar alınamadı.

Milli edebiyat döneminin roman ve Öykülerinde, konular çoğunlukla toplum sorunlarından alınmış, konuşma dil ve üslubunu yaygınlaştırma amaç edinilmişti. Bazı romanlarda ve öykülerde, İstanbul dışındaki çevrelerde söz konusu olan toplumsal sorunlar işlendi.

Ulusçuluk siyasal bir ideoloji olarak yaygınlaştırılmaya çalışıldı. Kurtuluş Savaşı'nın çeşitli görünümleri, ilgi çekici gözlem ve yorumlarla yansıtıldı.

Millí Edebiyat nedir

Millí Edebiyat, yazı ve yaratıların, sanatsal ürünlerin yabancı etkilerinden sıyrılarak, kendi ulusal değerlerimize dönmeyi, halka kendi diliyle seslenmeyi ilke edinen 1908'de başlayıp 1923'e değin süren edebiyat akımı ve bu yönelime katılan sanatçıların oluşturduğu topluluk.

Millí Edebiyat Dönemi (1911-1923)



1911 yılında Selanik'te çıkan "Genç Kalemler" dergisinde Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlar. Millí Edebiyat hareketi öncelikle bir dil hareketidir. Sade Türkçe'nin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konulmuştur. "Millí Edebiyat" terimi de ilk defa bu dergide kullanılmıştı.Bu dönem sanatçılarının şiir anlayışıyla, Fecr-i Ati topluluğunun şiir anlayışı birbirinden pek farklı değildir. "Şiir vicdani bir keyfiyettir." düşüncesinde olan şairleri bireysel konuları işlerler. Daha sonra 1917 yılında yaptıkları bir toplantıda, hece ölçüsünü kullanma, günlük konuşma diliyle yazma noktasında birleşen şairlerin, içerik konusunda her birinin ayrı bir yaklaşımda olduğu gözlenir. Bu dönem sanatçıları Divan edebiyatını, Doğu edebiyatının, sonrasını ise Batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar.

Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen bu dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere eğilmişler; milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş savaşı gibi konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkarılması da bu dönemin belirgin özelliklerindendir. Ayrıca "aşk" bu dönem roman ve hikayesinin en önemli teması olarak dikkat çeker. Bu eserlerde dil günlük konuşma dilidir.

Özellikleri



  • Dil sadeleşmiştir.
  • Aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmıştır.
  • İlk defa bu dönemdeki eserlerde İstanbul dışına çıkılmış ve sanatçılar Anadolu'ya açılmıştır.


Millí Edebiyat döneminin dil anlayışı



  • Yazı dili olarak İstanbul Türkçesi benimsenmiş, yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark kalkmıştır.
  • Türk dilinin kuralları belirlenmiş, Arapça ve Farsça dan gelen tamlamalar yerine Türkçe tamlamalar kullanılmış.
  • Dil sadeleşmiştir.
  • Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça tamlamalar kaldırılmıştır.
  • Türkiye Türkçesine diğer Türk lehçelerinden sözcük alınmamalıdır.görüşü savunulmuştur.
  • Terimler bilimle ilgili olduğu için aynen kullanılmalıdır. görüşüne vurgu yapılmıştır.
  • Türkçülük akımı önem kazanmıştır.


Millí Edebiyat dönemi sanatçıları



Ömer Seyfettin (1884-1920)

Millí Edebiyat hareketinin önderlerinden olan sanatçı daha çok hikayeleriyle tanınmıştır. "Yeni Lisan" makalesinde ortaya koyduğu görüşlerini, hikayelerinde uygulamaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Dilimizin sadeleşmesinde önemli yeri olan Ömer Seyfettin, anılarından, tarihteki kahramanlıklardan ve günlük yaşayışlardan yararlanarak, gücünü çekici anlatımından, olaylardan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlarla biten hikayeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar. Hikayeciliği meslek haline getirmiştir. Hikayelerinde olay ağırlıklı (Moppasant Tarzı) konular işlemiştir. Kısa hayatına karşılık öleceği tarihi bilyormış gibi çok üretken olmuştur.

Hikayeleri: İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Asılzadeler, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale....adı verilen kitaplarda toplanmıştır.

Ziya Gökalp (1876-1924)

Şiiri, düşüncelerini halka yaymak için bir araç olarak kabul eden sanatçı, bu türde sanatsal yönden güçlü ürünler vermemiştir. Daha çok Türkçülük düşüncesini sistemleştiren bir düşünür ve sosyolog olarak tanınmıştır. Önceleri, bütün dünya Türklerini bir bayrak altında toplamayı amaçlayan "Turancılık "görüşüne bağlıyken, sonraları "Türkiye Türkçülüğü" düşüncesine yönelir. Günlük konuşma diliyle yazı dilinin birleştirilmesi gerektiğine inanan sanatçı eserlerinde bunu başarıyla uygular. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanan Ziya Gökalp (Turan adlı şiiri hariç), konu olarak daha çok eski Türk tarihine, İslamiyet öncesi dönemlere yönelir. Ayrıca yurt, millet, ahlak, din ve uygarlık gibi konuları da eğitici bir yaklaşımla ele alır. İlk Türk sosyologudur.

Eserleri:

  • Şiir: "Kızıl Elma"", "Altın Işık", "Yeni Hayat"
  • Nesir: "Türkçülüğün Esasları", "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak"; "Türk Medeniyeti Tarihi", "Malta Mektupları".


Mehmet Emin Yurdakul

Servet-i Fünun Döneminde eserler vermeye başlamıştır. O dönem çok kullanılan Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşın kendisi Türkçülük akımını yaymaya çalışmış; bu yönde eserler vermiştir. Türk edebiyatında açık bir Türçülüğü ilk defa bir sanat ideali haline getiren Türk şairi Mehmet Emin'dir.Mİlliyetçi kimliği ilk vurgulayan sair.Milli edebiyatın Bayrağı simgesindedir. Hece ölçüsünü aruz ölçüsüne tercih etmiştir.Bunun nedeni hece ölçüsünün eski Türk ölçüsü olmasıdır.Şiirleri tüm ölçü ve uyağa rağmen başarılı sayılmaz.Gayet kuru hatta tekdize bir söyleyişi vardır. Sanatı;ülküsünü,fikirlerini anlatmakta bir araç olarak kullanmış,herşeyi vatanın yükselmesi uğrunda kullanabileceğini söylemiştir. Eserlerinde coşku, kahramanlık, vatan sevgisi ve öğreticilik bulunur. Şiir ve nesir türlerinde eser veren yazarın Türk Sazı, Ey Türk Uyan,Cedde Giderken, Tan Sesleri, Dicle Önünde, Turana Doğru, Ordunun Destanı, Zafer Yolunda adlı şiir kitapları vardır.

Refik Halit Karay (1888-1965)

Millí Edebiyat ve Cumhuriyet döneminin en ünlü öykü ve roman yazarlarındandır. Önce Fecr-i Ati edebiyatına 1917'den sonra ise Millí Edebiyata katılır. Kurtuluş Savaşı'na karşı yazılarından dolayı tutuklanacağı zaman Halep'e kaçar. Çıkarılan bir af üzerine 1938'de Türkiye'ye döner. Anadolu gerçeğinin ilk olarak Refik Halit Karay 'ın "Memleket Hikayeleri" adlı yapıtıyla edebiyata girdiği kabul ediler. Güçlü bir gözlemci olan yazar, betimlemelerinde de nesneldir. Realist bir anlayışa sahip olan yazarın sade bir dili ve yalın bir anlatımı vardır. Mizah ve eleştiri onun yapıtlarının ayrılmaz unsurlarıdır. Öykü ve romandan başka, anı, deneme, fıkra ve tiyatro türlerinde de eserler vermiştir. "Kirpi" lakaplıdır

Eserleri:

  • Öykü: Memleket Hikayeleri , Gurbet Hikayeleri
  • Roman: Sürgün , Nilgün, Çete, Kadınlar Tekkesi, Bugünün Saraylısı, İstanbul'un İç Yüzü, Anahtar......


Deli, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Kirpinin dedikleri (Mizah ve Hiciv Yazıları).

Halide Edip Adıvar (1884-1964)

Daha çok İngiliz Edebiyatın'daki romanlardan etkilenen sanatçının eserlerini üç grupta inceleyebiliriz. Kadın psikolojisine eğildi romanları (Seviye Talip, Raik'in Annesi, Handan), Kurtuluş Savaşı'nı anlattığı romanları (Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek), toplumsal konuları ele aldığı töre romanları (Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır....) Yazın hayatına başlamadan önce hastanelerde müfettiş olarak çalışmıştır. Aydın Türk kadınını yaratmaya çalışmış, bu yönde çok çalışmaları olmuştur. Eserlerinde de çağdaş Türk kadınından ve kadın psikolojisinden oldukça kesitler sunar. Kurtuluş Savaşı dönemlerinde milli iradeye dayalı ve cehaleti yenmek gerektiği üzerine eserler vermiştir.

Dilbilgisi kurallarına ve anlatıma pek özen göstermeyen sanatçinin diğer önemli eserleri şunlardır:

  • Yeni Turan, Kalp Ağrısı, Zeyno'nun Oğlu (Roman)
  • Türk'ün Ateşle imtihanı, Mor salkımlı Ev (Anı)
  • Harap mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Sada (Hikaye)
  • Ayrıca sanatçının birçok araştırma yazısı ve çevirisi vardır.


Reşat Nuri Güntekin (1889-1956)

Realist bir anlayışa sahip olan yazar Millí Eğitim müfettişliği görevi ile Anadolu'yu dolaşmış, buradaki yaşamı gözlemlemiş, bu gözlemlerini yalın bir dil ve anlatımla eserlerinde dile getirmiştir.

Reşat Nuri Güntekin, romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır. Bu atmosfer içinde yurt ve toplum gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır. Bu konular, öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir. Yazar, ilk ününü, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anadolu'yu anlattığı "Çalıkuşu" romanıyla sağlamıştır. Sanatçının önemli eserleri şunlardır:

  • Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası...
  • Öyküler: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler...
  • Oyunları: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti...


Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966)

Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçisi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır. Bugün bilinen birçok şair (özellikle Türk halk şairleri), Mehmet Fuad Köprülü'nün yoğun arıştırmaları sonucunda ortaya çıkmıştır.

Eserleri:

  • Türk Edebiyat Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi.


Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu , romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan herbirini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş: düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir. Eserlerini ve içeriklerini şöyle inceleyebiliriz:

  • "Hep o şarkı " da Abdülaziz döneminin yaşamı,
  • "Bir Sürgün "de II. Abdülhamit'in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa'ya kaçan Jön Türkler,
  • "Hüküm Gecesi" nde Meşrutiyet devrinindeki Bektaşi tekkelerinin durumu,
  • "Kiralik Konak"ta Tanzimat'tan I. Dünya Savaşı'na kadar yetişen üç kaşaktaki görüş ayrılığı,
  • "Sodom ve Gomore" de mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul'da ortaya çıkan ahlaki çöküntü,
  • "Yaban"da Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü,
  • "Ankara" da yeni başkentin üç dönemi,
  • "Panorama I, II" de Cumhuriyet döneminin 1952'ye kadarki durumunu bir bir ele almıştır.


Diğer eserleri:

  • Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 yıl,Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları....
  • Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk
  • Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan...
  • Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri
  • Tiyatro eserleri: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara
  • Önemli Makaleleri: İzmir'den Bursa'ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız....


Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958)



Beyatlı diğer şairler gibi belirli bir topluluğa katılmamış özgür bir şairdir.Her dönemde örnek şiirleri vardır. Millí Edebiyat hareketini makaleleri ve konferanslarıyla destekleyen Yahya Kemal'in, esasen , kendine özgü Millí Edebiyat'ınkinden farklı bir anlayışı vardır. İstanbul şairi olarak tanınır. Osmanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar. Başlıca konuları: İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluktur. Divan şiirinin özünü anlatma çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur. Onun eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir. Örneğin, Divan Edebiyatında aşkı terrennüm eden gazel biçimiyle kahramanlık şiirleri ve İstanbul'a duyduğu sevgiyi dile getiren şiirler yazmıştır.

Not: ilginç bir özelliği de bütün kitaplarının ölümünden sonra basılmasıdır. Bütün eserleri ölümünden sonra kitaplaşmıştır.Bunun sebebi de Yahya Kemal'in şiirde aşırı titizliğidir.

  • Şiir kitapları: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer,
  • Nesir Kitapları: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasí ve Edebí Portreler, Siyasí Hikayeler, Edebiyata Dair.


Hecenin beş şairi (Beş hececiler)



Bu şariler 1917de Selanik'te "Genç Kalemler"le başlayan Millí Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol oynamışlardır. Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir. Hece ölçüsünün genellikle 11'li ve 14'lü kalıbını kullanmışlardır. Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır. Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir. Bu şairlerimiz şunlardır:



Felsefe

1908 II.Meşrutiyet'ten Birinci Dünya Savaşı ateşkes sonuna kadar süren bu dönemi herşeyin birbirine girdiği tamamen bir geçiş dönemi olarak tanımlayabiliriz.

Edebi Özellikler

Millí edebiyat sanatçıları halk edebiyatının kurallarını benimsemişlerdir. Millí unsurlara dönmeyi amaçlamışlar bu nedenle Öztürkçe felsefesini gütmüşlerdir. Cumhuriyet edebiyatına hazırlık aşamasıdır bir anlamda.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Millî Edebiyat
6 yıl önce

Nusret Zorlutuna Tanzimat edebiyatı Edebiyat-ı Cedide Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı Nev Yunanilik Nayiler ^ "milli edebiyat". islamansiklopedisi.info...

Meşrutiyet Edebiyatı
2 yıl önce

ile Milli konuları, Milli Ülküleri işleyen Türk Edebiyatı ihtiyacı ve özlemi sonucunda 1911-1923 yılları arasında, dilde yalınlık, halk edebiyatı şiir...

Meşrutiyet Edebiyatı, Edebiyat, II. Meşrutiyet, Taslak, Türk edebiyatı
Tevhit (edebiyat)
6 yıl önce

Abdullah Cevdet, Tokadîzâde Şekip ve Adanalı Hakkı tevhid kaleme almıştır. Milli Edebiyat ve Cumhuriyet dönemlerinde Mehmet Akif Ersoy, Ali Ekrem Bolayır, Halil...

Tanzimat edebiyatı
2 yıl önce

Tanzimat Fermanı İslamiyet öncesi Türk edebiyatı Edebiyat-ı Cedide Milli edebiyat Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı ^ Mehmet Aktel. "Tanzimat FermanI'nın...

Edebiyat, Türk Edebiyatı, Türkiye Cumhuriyeti, Edebiyat Tarihi
Türk edebiyatı
2 yıl önce

İran-İslâm medeniyeti çerçevesinde gelişen Türk edebiyatının ürünleri Halk edebiyatı ve Divan Edebiyatı olarak birbirinden farklı yanları olan iki kolda...

Edebiyat, Türkler, Türkçe, Roman, Hikaye, Klasizm, Sembolizm, Romantizm
Nobel Edebiyat Ödülü sahipleri listesi
2 yıl önce

Nobel Edebiyat Ödülü sahipleri (İsveççe: Nobelpriset i litteratur) edebiyat alanında seçkin katkılarda bulunmuş yazarlardan seçilerek, her yıl İsveç Akademisi...

Türk Edebiyatında Şiir
6 yıl önce

benimsenmiş; Orhan Veli'yi de Türk şiirinin en bilinen şairi yapmıştır. Milli edebiyat akımı ve konuşma diline, günlük yaşama, sokaktaki adamın serüvenine...

Türk edebiyatında şiir, 1839, 1860, 1874, 1896, 1901, 1909, 1912, 1921, 1939, 1970
Divan Edebiyatı
2 yıl önce

Klasik Türk edebiyatı, divan edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, saray edebiyatı, enderun edebiyatı, klasik edebiyat, eski edebiyat veya tarz-ı...

Divan edebiyatı, Edebiyat