Michael Haneke

Kısaca: İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin 20. yıl konuklarından biri, İstanbullu sinemaseverlerin “ Funny Games / Ölümcül Oyunlar ”la ile tanıdığı Avusturyalı yönetmen Michael Haneke'ydi. Haneke’nin Türk sinemaseverlerle buluştuğu ikinci filmi, geçtiğimiz yıl sinemalarımızda gösterilen, “Birleşmemiş Avrupa”nın öyküsünü anlatan “ Code Inconnu : Récit Incomplet de Divers Voyages / Bilinmeyen Kod ” olmuştu. ...devamı ☟

Michael Haneke
Michael Haneke



İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin 20. yıl konuklarından biri, İstanbullu sinemaseverlerin “ Funny Games / Ölümcül Oyunlar ”la ile tanıdığı Avusturyalı yönetmen Michael Haneke'ydi. Haneke’nin Türk sinemaseverlerle buluştuğu ikinci filmi, geçtiğimiz yıl sinemalarımızda gösterilen, “Birleşmemiş Avrupa”nın öyküsünü anlatan “ Code Inconnu : Récit Incomplet de Divers Voyages / Bilinmeyen Kod ” olmuştu.

Filmlerinde seyircisini eğlendirmeyi değil, sarsmayı amaçlayan Michael Haneke, onların rahatını bozmaktan hiç rahatsız olmuyor. Londra’daki Orta Avrupa Kültürü Festivali’nde gösterilen beş filmlik retrospektifini izleyen seyircilere filmlerini “ Size huzursuz seyirler dilerim ” diyerek sunan yönetmen, filmlerinden söz ederken, “ Kendi kendine yabancılaşmak, duygusal buzlaşma, gerçeklik duygusunu yitiren gerçeklik ” gibi anlaşılması zor kavramlara başvuruyor.

Yine de, Haneke’nin filmleri, basit olmamakla birlikte, seyircinin kolayca ulaşabileceği, anlaşılabilir filmler. Artık sevmesini, hatta nefret etmesini bile bilmeyen bir toplumu anlatan Michael Haneke’nin amacı, çevremizdeki dünyaya karşı duygu ve tepkilerimizi bilemek. Yönetmen, özellikle medyanın bunları kütleştirdiğine inanıyor. Zamanlama, gerilimi tırmandırma ve mantıklı bir olay örgüsü kurma gibi standartları reddeden Haneke, izleyicilerini sıkmak, kızdırmak ya da hayal kırıklığına uğratmaktan çekinmiyor.

Bizi kendi sinema dünyasının içine çektikten sonra birden geri çekilen ve hem aldatılıp kandırıldığımızı, hem de bunu yapanlarla suç ortaklığı ettiğimizi gösteren Haneke, bir medya çağı yönetmeni için hayli sıra dışı bir yaklaşım sergiliyor böylelikle.

Avusturyalı yönetmenin sinemaya girişi de sıra dışı olmuştu. 1974’ten beri TV senaryoları yazmakta olan Haneke, sinemaya ve yönetmenliğe ilk kez, 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de izleyeceğimiz “ Duygusal Buzlaşma ” üçlemesinin ilk filmi " Der Siebente Kontinent / Yedinci Kıta ”yla 1989’da başladı. Filmi gerçek bir öyküye, orta sınıftan Viyanalı bir ailenin intiharına dayanıyordu. Üçleme 1992 yapımı “ Benny’s Video / Benny’nin Videosu ” ve Haneke’nin iki yıl sonra çektiği “ 71 Fragmente einer Chronologie des Zufalls / Bir Şans Kronolojisinin 71 Parçası ” ile tamamlandı.

Bunlar, tutkudan tamamen yoksun filmlerdi. İnsanlar, hiç kastetmedikleri özürleri monoton bir şekilde mırıldanıyorlardı : sözde karısına “ seni seviyorum ” diyen erkek aslında bira bardağına bakıyordu ve bir baba bir kızı öldürmüş olan oğlunu, sanki sıradan bir kabahat işlemiş gibi azarlıyordu. Ama Haneke ısrarla iyimser olduğunu söylüyordu. “ Kötümser olanlar, eğlencelik filmleri yapanlar ” diyordu. “ İyimser kişi, insanları sarsıp kayıtsızlıktan kurtarmaya çalışır. ”

Yönetmenin filmografisinde, beş yıl önce gerçekleştirdiği Kafka uyarlaması “ Das Schloss / Şato ” da var. Edebi uyarlamalara alışkın bir yönetmen olan Haneke’nin varoluşçu yanı da filmlerinde kendini hemen belli ediyor. Buna rağmen eleştirmenler, “ Şato ” filmiyle onun farklı bir yöne gittiğini düşündüler. Ama önceki yıl ülkemizde “ Ölümcül Oyun ” adıyla izlediğimiz “ Funny Games ” (1997) bu konudaki bütün kuşkuları sildi.

Michael Haneke, yine formunun zirvesindeydi. Temiz yüzlü iki delikanlı sayfiyedeki bir ailenin evine ödünç yumurta istemeye gelip onları esir alıyordu. Delikanlılar esir aldıkları aileyle oyunlar oynarken, Haneke de bizimle gönlünü eğliyordu. Seyircisini rahat sinema koltuğunda rahatsız ederek, aslında filmin kahramanlarının, kanın akmasını başlatan kişilerin bizler olduğumuzu hatırlatıyordu. Şiddete gerçek özelliklerini kazandırıyor, onu sinemasal taklitlerden uzaklaştırıyordu.

Bazı ülkelerde sansür, Haneke’nin şiddeti eleştirmek için şiddet kullanmasına karşı çıksa da, yönetmen başka bir yol olmadığı görüşünde.. Ona göre, Wim Wenders’in filmi “ The End of Violence / Şiddetin Sonu ” yeterince etkili değil, çünkü o filmde sadece konuşuluyor. “ Mesele, neyi gösterebileceğimde değil. Daha çok, seyirciye var olanın yerine neler gösterildiğini fark etme fırsatı verip vermemekte. Özellikle şiddet konusunda mesele, şiddeti nasıl gösterdiğimde değil. Mesele, seyirciye şiddet ve şiddetin anlatılması konusunda kendi konumunu nasıl gösterdiğim.”

1942’de Almanya’nın Münih kentinde doğan Michael Haneke, Viyana’da felsefe, psikoloji ve tiyatro eğitimi gördü. Mezun olduktan sonra 1967-70 arasında Südwestfunk Theater Company ile çalıştı, Alman televizyonuna senaryolar yazdı. Birçok oyun da sahneledi. 1970 yılından beri, hem sinema, hem de televizyon için yönetmen ve senarist olarak çalışıyor. 1989 yılında “Yedinci Kıta” ile Locarno Uluslararası Film Festivali’nde Ernest Artaria Ödülü’ne layık görülmesinin ardından, çeşitli festivallerde yine yönetmen ve senarist olarak ödüller aldı.

Bunların arasında “ Yedinci Kıta ”yla 1989 Locarno Uluslararası Film Festivali’nde aldığı Bronz Leopar; “ Benny'nin Videosu ” (1992) ile 1993 Avrupa Film Ödülleri’nde kendisine verilen FIPRESCI Ödülü; “ Bir Şans Kronolojisinin 71 Parçası ” (1994) için 1994 Katalonya Uluslararası Film Festivali’nde kazandığı “ En İyi Film ” ve “ En İyi Senaryo ” ödülleri, “ Katalan Senaristler, Eleştirmenler ve Yazarlar Birliği Ödülü ”; “ Ölümcül Oyunlar ”ın (1997) layık bulunduğu 1998 “ Fantasporto Festivali Eleştirmenler Ödülü ”, “ Uluslararası Fantastik Film Özel Jüri Ödülü ”, “ Flanders Uluslararası Film Festivali FIPRESCI Ödülü ”, 1997 “ Chicago Uluslararası Film Festivali Gümüş Hugo – En İyi Yönetmen Ödülü ” ile 2000 Cannes Film Festivali’nde son filmi “ Bilinmeyen Kod ” (2000) ile aldığı “ Hıristiyan Birliği ”ödülü bulunuyor.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Michael Haneke Resimleri

Beyaz Bant
6 yıl önce

Beyaz Bant, Michael Haneke tarafından yazılan ve yönetilen 2009 yapımı siyah beyaz filmdir. Almanya'daki bir kasabanın I. Dünya Savaşı'ndan hemen önceki...

Funny Games
2 yıl önce

Funny Games, Michael Haneke'in yazıp yönettiği ve başrollerinde Susanne Lothar, Ulrich Mühe, Arno Frisch ve Frank Giering'in oynadığı korku-drama türündeki...

Funny Games, 1997, Michael Haneke, Sinema, Taslak, Frank Giering, Arno Frisch, Ulrich Mühe, Susanne Lothar, ,
Lumiere ve Ortakları
6 yıl önce

aralarında Yimou Zhang, Theo Angelopoulos, Abbas Kiarostami, David Lynch, Michael Haneke, Arthur Penn, Constantin Costa-Gavras, Peter Greenaway ve Merchant-Ivory'nin...

Lumiere ve Ortakları, Constantin Costa-Gavras, David Lynch, Michael Haneke, Peter Greenaway, Sinema, Taslak, Theo Angelopoulos, Yimou Zhang, Merchant-Ivory, Arthur Penn
Altın Palmiye
2 yıl önce

Bille August (1988, 1992) Luc ve Jean-Pierre Dardenne (1999, 2005) Michael Haneke (2009, 2012) Ken Loach (2006, 2016) ^ Golden Palm summary 1 Ocak 2009...

Altın Palmiye, 4 ay, 3 hafta, 2 gün, Abbas Kiyarüstemi, Akira Kurosawa, Amerika Birleşik Devletleri, Andrzej Wajda, Apocalypse Now, Avusturya, Batı Almanya, Belçika, Billy Wilder
Aşk (film, 2012)
6 yıl önce

özgün adıyla Amour), 2012 yılı yapımı drama filmi. Yönetmenliğini Michael Haneke'nin üstlendiği filmin başrollerinde Jean-Louis Trintignant, Emmanuelle...

Aşk (anlam ayrımı)
6 yıl önce

türüdür. Sevgi Aşk (roman), Elif Şafak'ın bir romanı Aşk (film, 2012), Michael Haneke tarafından yönetilen film Aşk (film, 2013), Spike Jonze tarafından yönetilen...

1. Uluslararası Avrasya Film Festivali
6 yıl önce

Von Trier The Bow (활) - yönetmen Kim Ki-duk Caché (Saklı) - yönetmen Michael Haneke Be with Me (Benimle Ol) - yönetmen Eric Khoo Johanna - yönetmen Kornél...

Susanne Lothar
6 yıl önce

adlı filmdeki rolüyle Alman federal film ödülünü aldı. 1997 yılında Michael Haneke 'nin Das Schloss adlı televizyon filminde oynadığında ise ününe ün kattı...