Körelmiş Organlar

Kısaca: Körelmiş organlar , evrim teorisi`ne göre, zaman içerisinde işlevsizleşerek iz halinde kalmış yapılardır. ...devamı ☟

Körelmiş organlar
Körelmiş Organlar

Körelmiş organlar , evrim teorisi`ne göre, zaman içerisinde işlevsizleşerek iz halinde kalmış yapılardır.

Lamarck`a göre, kullanılan organlar gelişirken, kullanılmayan organlar zamanla körelir ve bu değişiklikler yeni nesillere aktarılabilir. Körelmiş organlar tezi, başlangıçta bu kural üzerine oturtulmuşsa da, bu iddia, genetik ilkelere ters düşmektedir ve artık terk edilmiştir. Söz konusu organların, mutasyonlarla işlevselliklerini yitirdikleri, bu değişimin canlıya bir avantaj sağladığı ve böylelikle rekabet ortamında seçilen yeni nesillerde bir artık organ durumuna düştükleri sanılmaktadır. Bir diğer görüş, organların aslında işlevsel olduğunu savunur ve yaygın evrimsel varsayıma karşı çıkar. Nitekim, son yıllara kadar körelmiş oldukları düşünülen birçok organın işlevselliği gösterilmiştir.

İnsan vücudundaki körelmiş organların en bilinen örnekleri apandis (apandiks), kuyruk sokumu kemiği, kulak kasları ve kıllardır.

Apandis, ince barsağın kalın barsağa açıldığı bölgede yerleşen parmak şeklinde kör bir uzantıdır. Tavşan ve at gibi hayvanlarda selülozun sindiriminden sorumludur. İnsanlarda yapısında bulunan lenf nodülleri sayesinde bağışıklık sisteminde görev aldığı sanılmaktadır.

Kuyruk Sokumu Kemiği, 4 rudimenter omurun kaynaşmasıyla oluşur. Alt karın tabanını döşeyen kaslar, kalça kemiğinden başlayarak aşağı doğru iner ve orta hatta kuyruk sokumu kemiğine yapışır. Dolayısıyla bu kemiğin pelvis tabanının sağlamlığına katkısı vardır.

Kulak kasları, iç ve dış kaslar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu kaslar toynaklıların ve yırtıcı etoburların kulak kepçelerini hareket ettirmelerine yarar, insanlarda ise esneme ve gülme sırasında dış kasların aktive olduğu görülmüşse de, net olarak kulak hareketlerine katkıları önemsizdir. Bu kasların daha çok embriyolojik hayatta kulağın şekil almasında işlev gördüğü sanılmaktadır.

Kıllar, kürklü hayvanları soğuktan korur, insanlarda ise bu etki hemen hemen önemini yitirmiştir. İnsan vücuundaki kıllar daha çok köklerini saran sinir ağı sayesinde dokunma duyusunun alınmasında görev yaparlar. Ayrıca bazı kıllar özelleşerek çeşitli isimler alır. Kaşlar terin göze inmesine engel olurken, kirpiklere temas halinde göz kapakları refleks olarak kapanır ve bu sayede kornea korunmuş olur. Burun ve kulakta toz partiküllerinin girişini engelleyen kıllar vardır.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.