Kitabı Mukaddes'te Eyüp

Kısaca: Kitabı Mukaddes`te Eyüp ...devamı ☟

Kitabı Mukaddes`te Eyüp

Eyüp denince ilk akla gelen şey, Eyüp`ün sabrıdır. Kutsal Metin`de Eyüp`le ilgili bölümde birçok ayrıntı vardır. Bunlarla Şeytan`ın taktikleri, insanları nasıl etkilediği gösterilir. Ve özellikle şu sorunun yanıtı verilir: Tanrı neden kötülüğe izin vermektedir? Neden masum kişiler acı çekmektedirler? Acaba, iyilik gibi kötülük de Tanrı`dan mı gelir? Bu nedenle, Eyüp`ün sadık yaşamının önemi bu konuyla doğrudan ilişkisinden ileri gelmektedir.

Eyüp hakkındaki bilgiler Kutsal Metin`in Eyüp adını taşıyan bölümünde bulunmaktadır. Eyüp, kendi yaşadığı dönemde Tanrı`ya sadakati ve doğruluğu bakımından, diğer sadık kişilerden daha fazla örnek gösterilebilecek tek kişiydi. Eyüp`ün yaşadığı dönem, İsraillilerin Mısır`da köle olduğu döneme rastlar.

Eyüp`ün Suçlanması



Eyüp hakkında şunlar kayıtlıdır: Eyüp 1. bölüm (1)

``Üs ülkesinde Eyüp adında bir adam yaşardı. Kusursuz, doğru bir adamdı. Tanrı`dan korkar, kötülükten kaçınırdı. Yedi oğlu, üç kızı vardı. Yedi bin koyuna, üç bin deveye, beş yüz çift öküze, beş yüz çift eşeğe ve pek çok köleye sahipti. Doğudaki insanların en zengini oydu.
``

``Oğulları sırayla evlerinde şölen verir, birlikte yiyip içmek için üç kızkardeşlerini de çağırırlardı. Bu şölen dönemi bitince Eyüp onları çağırtıp kutsardı. Sabah erkenden kalkar. “Çocuklarım günah işlemiş, içlerinden Tanrı`ya sövmüş olabilirler” diyerek her biri için yakmalık sunu sunardı. Eyüp hep böyle yapardı.
``

``Bir gün ilahi varlıklar RAB`bin huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi. RAB Şeytan`a, “Nereden geliyorsun?” dedi. Şeytan, “Dünyada gezip dolaşmaktan” diye yanıtladı.``
``

``RAB, “Kulum Eyüp`e bakıp da düşündün mü?” dedi. “Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı`dan korkar, kötülükten kaçınır.”``


``Şeytan “Eyüp Tanrı`dan boşuna mı korkuyor?” diye yanıtladı. Onu, ev halkını, sahip olduğu her şeyi sen çitle çevirip korumadın mı? Elleriyle yaptığı her şeyi bereketli kıldın. Sürüleri bütün ülkeye yayıldı. Ama elini uzatır da sahip olduğu her şeyi yok edersen, yüzüne karşı sövecektir.”


``RAB Şeytan`a, “Peki” dedi, “Sahip olduğu her şeyi senin eline bırakıyorum, yalnız kendisine dokunma.” Böylece Şeytan RAB`bin huzurundan ayrıldı.``


``Bir gün Eyüp`ün oğullarıyla kızları ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken bir ulak gelip Eyüp`e şöyle dedi: “Öküzler çift sürüyor, eşekler onların yanında otluyordu. Sabalılar baskın yaptı, hepsini alıp götürdü. Uşakları kılıçtan geçirdiler. Yalnız ben kaçıp kurtuldum sana durumu bildirmek için.”``


``O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, “Tanrı ateş yağdırdı” dedi, “Koyunlarla uşakları yakıp küle çevirdi. Yalnızca ben kaçıp kurtuldum durumu sana bildirmek için.”``


``O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, “Kildaniler üç bölük halinde develere saldırdı” dedi, “Hepsini alıp götürdüler, uşakları kılıçtan geçirdiler. Yalnızca ben kurtuldum durumu sana bildirmek için.”``


``O daha sözünü bitirmeden başka bir ulak gelip, “Oğullarınla kızların ağabeylerinin evinde yemek yiyip şarap içerken ansızın çölden şiddetli bir rüzgar esti” dedi, “Evin dört köşesine çarptı; ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnız ben kurtuldum durumu sana bildirmek için.”``


``Bunun üzerine Eyüp kalktı, kaftanını yırtıp saçını sakalını kesti, yere kapanıp tapındı. Dedi ki, “Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim. RAB verdi, RAB aldı, RAB`bin adına övgüler olsun!”``


``Bütün bu olaylara karşın Eyüp günah işlemedi ve Tanrı`yı suçlamadı.``


Tanrı`dan Gelen Kötülükler!



Buradaki sözler, Şeytan`ın, Eyüp`ün başına ne kadar büyük felaketler getirdiğini söylemekle kalmaz; ayrıca Şeytan`ın, bu kötülüklerin ve felaketlerin Tanrı`dan geldiği izlenimini uyandırdığı da söylenir. “Tanrı ateş yağdırdı”, “çölden şiddetli bir rüzgar esti” ifadeleriyle kastedilen Tanrı`dır. Ateş ve rüzgar gibi doğa güçleri Tanrı`dan olduğuna göre başka kim yapar ki! Eyüp`ün yaşadığı dönemde henüz Kutsal Metin yazılmış olmadığından, insanların Şeytan konusunda bir fikri yoktu. İnsanlar sadece Aden bahçesindeki yılan hakkında bir şeyler duymuşlardı. Gerçi tufan öncesinde yeryüzüne gelen meleklerin ve soyları olan şiddet dolu Nefilimlerin kötü olduklarını duymuş olsalar da, gene de herhangi bir olayın arkasında Tanrı`dan başka birisinin olabileceğini düşünmeleri zordu. Ve Şeytan kurnazca bu durumu iddiasını kanıtlamak için kullandı ve kendi kimliğini gizledi. Şeytan`ın taktiğinin, insanları iyilik gibi kötülüğün de Tanrı`dan geldiğine inandırmak olduğu görülüyor. Başka sözlerle insanın başına ne gelirse bu Tanrı`dan kaynaklanmaktadır. Eyüp kitabının ilerdeki kısımlarında bu daha da açıkça gösterilir. Bundan dolayı, Eyüp bu konudaki asıl gerçeği bilmiyordu; herkes gibi, başına gelenlerin Tanrı`dan olduğuna inandı. Bunu Eyüp`ün şu sözlerinden görmekteyiz: “RAB verdi, RAB aldı.” Eyüp, bütün başına gelenlerin Tanrı`dan kaynaklandığını sandığı halde, Tanrı`ya sadık kaldı.

Şeytan Eyüp`ü Yeniden Suçluyor



Peki Şeytan yenildiğini kabul etti mi? Hayır. Kutsal Metin şunları yazar: Eyüp 2. bölüm (1)

``Başka bir gün ilahi varlıklar RAB`bin huzuruna çıkmak için geldiklerinde Şeytan da RAB`bin huzuruna çıkmak için onlarla gelmişti. RAB Şeytan`a, “Nereden geliyorsun?” dedi.
``

``Şeytan, “Dünyada gezip dolaşmaktan” diye yanıtladı.
``

``RAB, “Kulum Eyüp`e bakıp da düşündün mü?” dedi, “Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı`dan korkar, kötülükten kaçınır. Onu boş yere yok etmek için beni kışkırttın, ama o doğruluğunu hala sürdürüyor.``”


“Cana can!” diye yanıtladı Şeytan, “İnsan canı için her şeyini verir. Elini uzat da, onun etine, kemiğine dokun, yüzüne karşı sövecektir.”
``

``“RAB, “Peki” dedi, “Onu senin eline bırakıyorum. Yalnız canına dokunma.”``


``Böylece Şeytan RAB`bin huzurundan ayrıldı. Eyüp`ün bedeninde tepeden tırnağa kadar kötü çıbanlar çıkardı. Eyüp çıbanlarını kaşımak için bir çömlek parçası aldı. Kül içinde oturuyordu.
``

``Karısı, “Hala doğruluğunu sürdürüyor musun?” dedi, “Tanrı`ya söv de öl bari!”``


``Eyüp, “Aptal kadınlar gibi konuşuyorsun” diye karşılık verdi, “Nasıl olur? Tanrı`dan gelen iyiliği kabul edelim de kötülüğü kabul etmeyelim mi?``


Böylece Eyüp göklerdeki olan olaylardan habersiz olarak, bütün bunları başına getirenin Tanrı olduğunu sandığı halde, gene de Tanrı için suçlayıcı bir söz söylemedi.

Sahte Dostları Eyüp`ü Sözle Eziyorlar



Acaba Şeytan bu kez yenilgiye uğradığını kabul edip pes etti mi? Hayır. Sıra başka bir taktik kullanmaya gelmişti. Daha sinsice ve kolay farkedilemeyecek bir yönteme. Ağır sözlerle ruhsal yönden eziyet etmeye. Kutsal Metin, Eyüp`ü teselli etmek amacıyla üç dostunun kendisini görmeye geldiklerini söyler. Ancak bu üç dostu Şeytan`ın Eyüp`ün moralini çökertmek ve ona eziyet etmek için kullandığı birer araçtırlar. Onlar teselli etmek bir yana, sözleriyle Eyüp`ü daha da ezmeye çalışırlar. Ama bu eziyetten asıl amaç biraz daha farklıdır. Bu sözde üç dostu, başına gelen şeyler için Eyüp`ü suçlarlar. Onlara göre, aslında Eyüp yaptığı bütün kötülüklerin bedelini ödemektedir. Eyüp karşılık olarak Tanrı tarafından cezalandırılmaktadır.

Teman bölgesinden gelen Temanlı Elifaz şöyle der; Eyüp 4. bölüm: (1)

``“...Düşün biraz: Hangi suçsuz yok oldu. Nerede doğrular yıkıma uğradı? Benim gördüğüm kadarıyla, fesat sürenler, Kötülük tohumu ekenler ektiklerini biçiyor. Tanrı`nın soluğuyla yok oluyor, Öfkesinin rüzgarıyla tükeniyorlar. Aslanın kükremesi, homurtusu kesildi. Dişleri kırıldı genç aslanların. Aslan av bulamadığı için yok oluyor. Dişi aslanın yavruları dağılıyor.”
``

Elifaz`a göre Eyüp suçsuz olsaydı Tanrı onu cezalandırmayacaktı. Tanrı Eyüp`ü cezalandırdığına göre demek ki, Eyüp birçok kötülükler yapmış bir kişidir. Bu yüzden ektiklerini biçmektedir. Yoksa dünyada suçsuzların, masumların, doğruların kötülüğe ve yıkıma uğradığı, öldüğü görülmüş şey midir? Böyle bir şey olamaz. Birisi kötülüğe uğruyorsa, bu mutlaka kendi kötülüğünden dolayıdır ve “Tanrı`nın soluğuyla yok ol”up, “öfkesinin rüzgarıyla tükeni”rler. Elifaz ayrıca burada benzetmeler yaparak, Eyüp`ü erkek aslana, karısını dişi aslana ve Eyüp`ün ölen çocuklarını da genç aslanlara benzetiyor. Bu sözlerle Eyüp`le ailesinin zengin olmak için yaptıklarını, bir aslanın avcılığına benzeterek, masum insanlara ölümcül zararlar verdiklerini iddia etmektedir. Temanlı Elifaz sözlerinin doğru sözler olduğuna kanıt olarak geceleyin başından geçen bir olaydan sözeder. Ve bu şekilde de bize, bütün bunları söylerken, sözlerinin arkasındaki ilham kaynağı`nın da kim olduğunu bilmemizi mümkün kılar. Elifaz şöyle devam ediyor; Eyub 4: 4 - 21: (1)

``“Bir söz gizlice erişti bana, Fısıltısı kulağıma ulaştı. Gece rüyaların doğurduğu düşünceler içinde, İnsanları ağır uyku bastığı zaman, Beni dehşet ve titreme aldı, Bütün kemiklerimi sarstı. Önümden bir ruh geçti. Tüylerim ürperdi. Durdu, ama ne olduğunu seçemedim. Bir suret duruyordu gözümün önünde, Çıt çıkmazken bir ses duydum: “Tanrı karşısında insan doğru olabilir mi? Kendisini yaratanın karşısında temiz çıkabilir mi: Bakın Tanrı kullarına güvenmez, Meleklerinde hata bulur da, Çamur evlerde oturanlara, Mayası toprak olanlara, Güveden kolay ezilenlere mi güvenir? Ömürleri sabahtan akşama varmaz, Kimse farkına varmadan sonsuza dek yok olurlar. İçlerindeki çadır ipleri çekilince, Bilgelikten yoksun olarak ölüp giderler.”
``

Acaba burada Temanlı Elifaz`ın sözlerine başlarken anlattığı durumlar bize neyi anımsatır? Acaba bu ruh Tanrı`nın bir meleği olsaydı, gizlice ve fısıltıyla mı konuşacaktı? Ayrıca Elifaz`ı dehşet ve titreme aldı ve bütün kemiklerini sarstı. Ve bu ruh belli belirsiz bir suret şeklindeydi. Kutsal Metin`in başka yerlerinde Tanrı`nın melekleri ulak olarak sözlerini iletmek üzere kullanıldığı gösterilir. Ama burada yaşanan olaylar ve Eyüp kitabının başındaki olaylar bu ruhun kimliğini anlamamızı sağlar: Bu ruh kesinlikle Tanrı`nın bir meleği değildi. Konu Eyüp`ün Tanrı`ya olan sadakatini bozma üzerinde olduğuna ve bunu yapmaya çalışanın Şeytan olduğu gösterildiğine göre bu ruh Şeytan`dı. Ayrıca Elifaz`ın bu ruh geldiğinde yaşadığı olaylar da, tıpkı ruhçulukla ilgisi olanların transa girerken yaşadıkları türden sıkıntı veren belirtilerdir.

Ancak biz burada Elifaz`ın - aslında arkasındaki ruhun - söylediklerine bakalım. Bu ruh şunları söylüyor:

  • Tanrı karşısında insan doğru ve temiz olamaz.
  • Tanrı kullarına güvenmez. Meleklere bile güvenmiyorsa, insanlara hiç güvenmez.
  • İnsanın değeri ancak bir böcek kadardır. Bu yüzden öldüğünde Tanrı`nın umurunda olmaz.
'

Anlaşıldığı gibi bu ruh Eyüp`ün Tanrı`ya olan sadakatini bozabilmek amacıyla yalanlar söylemektedir; tıpkı Aden bahçesinde Havva`ya söylediği gibi. Bu kez kukla olarak kullandığı bir yılan değildir. Şeytan bu kez bir insanı aracı - medyum olarak kullanmaktadır. Doğaldır ki, söylenen sözler ilk bakışta Tanrı`yı yüceltiyormuş gibi olacaktır. Ama aslında Tanrı`nın Eyüp`e çok, ama çok büyük bir haksızlık yaptığını söylemek istemektedir. Eyüp`ün yanlış bir yargıya varmasına yardımcı olmak amacıyla arada bazı taktik sorular da vardır. Örneğin:

``"Düşün biraz, hangi suçsuz yok oldu?"``


``"Nerede doğrular yıkıma uğradı?"``


Ve arkasından yanıt geliyor:

``"Benim gördüğüm kadarıyla, fesat sürenler, Kötülük tohumu ekenler ektiklerini biçiyor."``


``"Tanrı`nın soluğuyla yok oluyor, Öfkesinin rüzgarıyla tükeniyorlar."``


Eyüp kendisinin doğru biri olduğunu biliyordu. İşte, Şeytan`da bunu bildiğinden aslında Eyüp`e şunu demek istiyordu: “Bak gördün mü, sen doğru olduğun halde Tanrı sana ne kötülükler yapıyor! Tanrı`ya vefalı kalmanın sana bir faydası mı var? Bak, Tanrı, sen bu kadar iyi biri olduğun halde sana neler yaptı; demek ki senin doğru biri olmanın onun gözünde hiçbir değeri yok. Peki sen niye Tanrı`ya sadık kalacağım diye diretiyorsun? Bırak, vazgeç, değmez.” Eyüp`le üç dostu arasında geçen konuşmalar epeyce çoktur. Eyüp, kendisinin kimseye bir kötülük yapmadığını ne kadar söylerse söylesin, bu üç dostu Eyüp`ü suçlamaktan vazgeçmezler. Her biri birbirinden ağır suçlamalarda bulunurlar. Burada konuyu biraz daha açıklayan önemli bazı alıntılara yer verelim; Eyüp 15. bölüm: (1)

``“İnsan gerçekten temiz olabilir mi? Kadından doğan biri doğru olabilir mi? Tanrı meleklerine güvenmiyorsa, Gökler bile O`nun gözünde temiz değilse, Haksızlığı su gibi içen İğrenç, bozuk insana mı güvenecek?”``


Şuahlı Bildat`ın sözlerinden bir alıntı şöyledir; Eyüp 25. bölüm: (1)

``“Şuahlı Bildat şöyle yanıtladı: `Egemenlik ve heybet Tanrı`ya özgüdür. Yüce göklerde düzen kuran O`dur. Orduları sayılabilir mi? Işığı kimin üzerine doğmaz? İnsan Tanrı`nın önünde nasıl doğru olabilir? Kadından doğan biri nasıl temiz olabilir? O`nun gözünde ay parlak, Yıldızlar temiz değilse, Nerede kaldı bir kurtçuk olan insan, Bir böcek olan insanoğlu!”``


Eyüp`ün bu üç dostu benzer şekillerde Eyüp`ü suçlarlar. Burada durup Tanrı`nın daha önce Şeytan`a Eyüp`ü göstererek ne söylediğini anımsamak gerekir. Tanrı Şeytan`a şunları söylemişti; Eyüp 1. bölüm: (1)

``“Kulum Eyüp`e bakıp da düşündün mü?...Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı`dan korkar, kötülükten kaçınır.”
``

Ve ikinci kere gene Tanrı Şeytan`a şunları söylemişti; Eyüp 2. bölüm: (1)

``“Kulum Eyüp`e bakıp da düşündün mü?...Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı`dan korkar, kötülükten kaçınır. Onu boş yere yok etmek için beni kışkırttın, ama o doğruluğunu hala sürdürüyor.”
``

Görüldüğü gibi Eyüp Tanrı`nın gözünde, üç dostunun aksine kusursuz, doğru biridir. Yok edilmeyi gerektirecek bir kötülüğü yoktur. Şu sözler ise kötülüğü kimin yaptığını ortaya koymaktadır; Eyüp 1 ve 2. bölüm: (1)

``“RAB Şeytan`a, “Peki” dedi, “Sahip olduğu her şeyi senin eline bırakıyorum, yalnız kendisine dokunma.”``


``“RAB, “Peki” dedi, “Onu senin eline bırakıyorum. Yalnız canına dokunma.”
``

Şeytan İnsanların Tanrı`ya Olan Vefalarını Sorguluyor



Görüldüğü gibi bu sözlere göre Eyüp`e gelen kötülükler Tanrı`dan değildir. Kötülükleri getiren Şeytan`dır. Tanrı ise yalnızca buna izin vermektedir. Peki Tanrı buna neden izin vermektedir?. Şeytan, Eyüp`ün Tanrı`ya olan vefasının sahte olduğunu iddia etmektedir. Şeytan`a göre hiç kimse Tanrı`ya gerçekten vefalı değildir. Tanrı`ya vefalı olanlar ise, yalnızca Tanrı`nın verdiği iyi şeyler nedeniyle vefalıdırlar. Eğer sağlıkları dahil sahip oldukları bazı güzel şeyleri kaybederlerse, o zaman hemen Tanrı`ya lanet edip ona sırt çevireceklerdir. Ve bunun ispat edilebilmesi için de Tanrı`nın kendisine bir fırsat vermesi gerektiğini söylemektedir. Eğer bu fırsat verilmezse Şeytan doğrudan haklıdır; çünkü Tanrı kimsenin kendisine gerçekten vefalı olmadığını bildiğinden bu denemeye izin vermemektedir, anlamına gelebilecektir. Aslında Şeytan kısaca şunu demektedir: Sen insanlara güzel nimetler veriyorsun ve böylece rüşvet vererek onların sana vefalı olmalarını sağlıyorsun. Bunları vermeyi bırakırsan, onların vefaları da sona erecektir.

Şeytan neden böyle iddialarda bulunmaktadır? Kutsal Metin, Şeytan`ın Tanrı gibi olmak isteyerek, Aden bahçesindeyken Tanrı`ya bir isyan başlattığını söyler. İlk isyan eden kendisidir ve daha sonra da í‚dem ve Havva. O zaman ortaya çıkan bazı davaların çözümü için Tanrı Şeytan`a bir süre izin vermiştir. Şeytan`ın kendi durumunu haklı göstermek üzere ortaya attığı davaların birisi de burada Eyüp kitabında açıklanan davadır. Böyle davalar olmasaydı Şeytan`a bir izin verilmesi herhalde söz konusu olmayacaktı. Bu davalar özetle şunlardır:

  • Tanrı yalancıdır. Tanrı`nın yönetimi haksız ve insanların iyiliğine olmayan bir yönetimdir.
  • İnsan Tanrı`dan bağımsız olarak başarılı bir şekilde kendi kendini yönetebilir ve iyi sonuçlara ulaşır. Başka sözlerle insanlar yeryüzünü cennete çevirebilirler.
  • Şeytan, kendisinin Tanrı`ya isyan etmekte yalnız olmadığını, aslında hiç kimsenin Tanrı`ya gerçekten vefalı olmadığını iddia etmektedir. O`na göre sadece í‚dem ve Havva değil, aslında bütün insanlar Tanrı`ya vefalı olmayacak niteliktedirler. Şeytan`a göre, sözde Tanrı`ya vefalı insanlar bunu sadece kendileri için iyi şartlar sürdüğü sürece yaparlar. Kötü şartlarda ise, Tanrı`ya sırt çevireceklerdir. Bunun ispat edilebilmesi için, kendisine herkesi ayartmak ve denemek için bir fırsat verilmelidir.


Son bölümdeki dava konusu, Eyüp`ün yaşadığı olayların arkasındaki nedeni göstermektedir. Gerçi Eyüp`ün başından geçenler, olayın yalnızca Eyüp`le ilgili olduğunu zannettirse de, aslında Kutsal Metin bu davanın bütün insanları tek tek birey olarak içine aldığını göstermektedir. Örneğin Süleyman`ın Özdeyişleri bunu şu sözlerle gösterir; 27: 11: (1)

``“Oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin, Beni ayıplayana yanıt vereyim.”``


Eyüp işte tam bu sözlere göre davranarak Tanrı`nın Şeytan`a karşı utanmayacak bir konumda olmasını sağladı. Peki ya Eyüp`ün acıları ve kayıpları ne olacak denilebilir? Eyüp kitabı bunun yanıtını da veriyor. Şunlar kayıtlıdır; Eyüp 42. bölüm: (1)

``“RAB Eyüp`le konuştuktan sonra, Temanlı Elifaz`a; “Sana ve iki dostuna karşı öfkem alevlendi” dedi. “Çünkü kulum Eyüp gibi hakkımda doğruyu konuşmadınız. Şimdi yedi boğa, yedi koç alıp kulum Eyüp`ün yanına gidin, kendiniz için yakmalık sunu sunun. Kulum Eyüp sizin için dua etsin. Çünkü onun duasını kabul eder, aptallığınızın karşılığını vermem. Kulum Eyüp gibi hakkımda doğruyu konuşmadınız.” Temanlı Elifaz, Şuahlı Bildat, Naamalı Sofar gidip RAB`bin söylediğini yaptılar. RAB de Eyüp`ün duasını kabul etti.
``

``Eyüp dostları için dua ettikten sonra, RAB onu eski gönencine kavuşturup ona önceki varlığının iki katını verdi. Bütün erkek ve kız kardeşleri, eski tanıdıklarının hepsi Eyüp`ün yanına gelip evinde onunla birlikte yemek yediler. Acısını paylaşıp RAB`bin başına getirmiş olduğu felaketlerden ötürü onu avuttular. Her biri ona bir parça gümüş, bir de altın halka verdi. RAB Eyüp`ün sonunu başından bereketli kıldı. On dört bin koyuna, altı bin deveye, bin çift öküze, bin eşeğe sahip oldu. Yedi oğlu, üç kızı oldu. İlk kızının adını Yemima, ikincisinin Kesia, üçüncüsünün Keren-Happuk koydu. Ülkenin hiçbir yerinde Eyüp`ün kızları kadar güzel kızlar yoktu. Babaları, kardeşlerinin yanısıra onlara da miras verdi.
``

Bundan sonra Eyüp yüz kırk yıl daha yaşadı, oğullarını, dört göbek torunlarını gördü. Kocayıp yaşama doyarak öldü.”
``

Eyüp`le İlgili Bölümden Çıkan Sonuç



Eyüp uzun bir ömür dahil olmak üzere, daha önce sahip olduğu bütün her şeyin iki katını elde etmiş oldu. Sonuç olarak Eyüp`ün başından geçenler şunları göstermektedir:

  • İyilerin üzerine kötülükleri getiren Tanrı değil Şeytan`dır. (Kuşkusuz Tanrı kötüleri cezalandırdığında bu Tanrı`dandır. Bununla karıştırılmaması gerekir. Örneğin Sodom ve Gomorra şehirlerinin yok edilmesi olayında olduğu gibi.)
  • Tanrı, Aden bahçesinde ortaya çıkan davalardan ötürü Şeytan`a ve kötülüklere izin vermektedir.
  • Tanrı iyilerin sonsuza kadar acı çekmelerine izin vermez ve ölçüsü tamamlandığında bu sıkıntılara son verir.
  • Tanrı kendisine sadık olanların bütün kayıplarını zamanı gelince fazlasıyla telafi edecektir. Bu telafilerin bazılarını şimdi, bazılarını da gelecekte kuracağı cennette yapacaktır. (Eyüp`ün ölen çocuklarının dirilmesi gibi)
  • Şeytan hileyle Tanrı`yı kötülüklerin kaynağı olarak göstermek istemektedir. Şu soru her nedense sorulmaz: Kötülükleri de yapan Tanrı ise, Şeytan ne iş yapar?
'

Bugün dünyada birçok kötülükler yapılmaktadır. Şöyle somut bir örnek verilebilir: Diyelim ki, küçük bir çocuk fidye için kaçırılıyor ve öldürülüyor. Acaba böyle bir şeyi Tanrı mı amaçlamış ve birine yaptırmıştır? Kutsal Metin`in tümü ve özellikle Eyüp`le ilgili bölüm buna hayır demektedir.

Kaynakça:

  • (1) Kitabı Mukaddes Şirketi, Kutsal Kitap (çevirisi), Eyüp, S. 634 - 675


Göz At



Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.