İşlevselcilik

Kısaca: İşlevselcilik, Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde, işlevselcilik(işlevsel analiz olarak da adlandırılır) esas olarak en derininde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine, özellikle istikrarlı, kararlı toplum y ...devamı ☟

İşlevselcilik
İşlevselcilik

İşlevselcilik, Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde, işlevselcilik(işlevsel analiz olarak da adlandırılır) esas olarak en derininde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine, özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda

Talcott Parsons

tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20.yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür. İşlevselcilik, yapı ve toplumun işleyişi ile ilgilenir. İşlevselciler toplumu, varlığını devam ettirebilmesi için gereklilikleri yerine getirirken beraber işleyen, birbirine bağımlı birimlerin bütünlüğü olarak görürler. İnsanlar toplumun ihtiyaçlarını yerine getiren davranışlar ve roller içerisinde sosyalleşirler. İşlevselciler yapının toplum içindeki davranış biçimi olduğunu söylerler. Onlar, kuralların ve düzenlemelerin toplumunun üyeleri arasındaki karşılıklı organize ilişkilere yardım ettiğini savunurlar. Değerler, normlar ve rollere göre şekillenen davranışlara genel anlamda rehberlik yaparlar. Aile, ekonomi, eğitim, politik sistemler gibi toplumun kurumları, sosyal yapının ana görünümleridir. Bu kurumlar, normlar arası ilişkiyi ya da roller arası iletişimi kurar. Örneğin aile kurumunda iletişimi, bağlılığı sağlayan roller, eşler arası, anne, baba, çocuklar arası bir işlev görür. Kuram bir kaç anahtar kavram etrafında temellenir. İlk olarak toplum, dengeyi sağlama eğiliminde olan birbirine bağımlı parçaların toplamı bir "sistem" olarak görülür. İkincisi toplumda, nüfusun yeniden üretimi gibi yaşamsal önemde değerlendirilmesi gereken işlevsel gereklilikler vardır. Üçüncüsü ise, bir işlev sunan kurumlar oldukları için var oldukları görülür[1]. İşlevselciler, toplum ile büyük bir vücudun işlevini yerine getirebilmesi için birlikte çalışan parçalar(organlar) veya sistemlerden oluşan canlı bir organizma arasında kıyaslama, benzetme yapılabileceğini öne sürerler. Buna yönelik örnek varlığın ortaya çıkışı ile ilgili veya sistem teorisinde görülebilir(bkz.ing.emergence veya etiology). İşlevselci sosyologlar, aile, eğitim, din, hukuk, medya vs. gibi toplumun farklı parçalarının, toplumun tümünün işlevini oluşturan, buna katkı sağlayan ögeler olarak görülmesi zorunluluğundan bahsederler. Bu "organik analoji", varlığın birbirine sıkıca bağlı organik biçimini oluşturan farklı parçalarını ve buna benzer şekilde beraber işleyen farklı parçalardan oluşan sosyal bir sistem biçimini, bu benzeşmeyi anlatır. == Başlıca Teorisyenleri Herbert Spencer Britanyalı sosyolog ve sosyal psikologdur. Sosyoloji alanında gerçek anlamda ilk işlevselci sosyologdur. Aslında E.Durkheim yaygın biçimde pozitivist kuramın en önemli işlevselcisi olduğu düşünülürken, onun analizlerinin çoğu H.Spencer'ın çalışmalarından, özellikle de "Sosyolojinin İlkeleri" adlı eserinden ayrı tutularak bilinir(1874-96). Spencer'ın eserlerinde, büyük eserlerini okumanın sıkıcılığından kaçınan - organizma benzetmesini hücrelere, basit canlılara, hayvanlara, insanlara ve topluma atıfla yorumlayan uzun pasajlarla yerine getirirken - , hatta "sosyal eylemin yapısı"(1937) adlı eserinde "Spencer'ı şuan kim okuyor ki?" diye soran Parsons'u da içeren çoğu çağdaş kuramcıyı üstü kapalı olarak etkileyen önemli bilgiler vardı. Onun kuramının çekirdeği, 19.yy. evrimci kuramcılardan farklı bir evrimci modeldir, konjonktüreldir. Farklılığın başlaması ve organik ya da süperorganik (Spencer'ın sosyal sistem için kullandığı terim) bir bünyenin karmaşıklığının fazlalaşmasını, denge ve dengesizliğin bir ifadesi olan bir dalgalanma izler (veya adaptasyon ve uyarlamanın bir ifadesi), ve sonuç olarak, ufalama ve sona erme aşamaları bunu takip eder. Bundan dolayı Thomas Malthus'un nüfus ilkelerini takip ederek; Spencer, toplumun sürekli bir seçme baskısıyla karşı karşıya olduğunu ve -- iç ve dış gereklilikler -- farklılıklar aracılığıyla yükselen iç yapının toplumu uyuma zorlayacağı sonucuna varır. Ancak seçme baskısının yeni bir biçimine sebep olan bir probleme ilişkin her çözüm toplumun uygulanabilirliğini tehdit eder. Kaydadeğer olan şu ki; Spencer bir determinist değildi. O hiçbir zaman a) seçim baskısı, toplumu değişime karşı zaman içinde hassaslaştıracak, b) toplum tepkili ve hassas olacak ve c) çözümler herzaman işleyecektir şeklinde görüş bildirmemiştir. Aslında o pek çok açıdan bir politik toplum bilimciydi (Bkz. Turner 1985). Hatırlanacağı gibi hükümet içerisindeki otoritenin parçalılığı ve merkezileşmenin derecesi uyum için toplumun yetilerini kırabilir veya onarabilir. Bu anlamda O, gücün merkezileşmeye doğru olan genel eğilimini görmüştür, aynen baskının merkezsizleşmeyi sağlaması, son aşamaya ve durgunluğa yol açabilmesini gördüğü gibi. Daha özel bir nokta olarak; Spencer, gerekli ve ihtiyaç duyulan, üretilmiş seçim baskısı ile ilgili 3 işlevi hatırlatır; düzenleme, işleticilik (üretim) ve dağıtım. Onun tartıştığı, tüm toplumlar meta üretimi, sunulması, yenifikirler ile koordinasyon ve kontrol problemlerini çözme ihtiyacı duyar ve sonuçta kaynakların dağıtımı için yöntemler arar. İlk olarak, ilkel toplumlarda, bahsedilen 3 işlev ayrılmazdır ve akrabalık sistemi bu doğrultudaki tatmini baskın yapı haline getirir. Çoğu akademisyen, tüm kurumların akrabalık organizasyonları altında sınıflandırıldığını belirtmektedir(Nolan and Lenski, 2004; Maryanski and Turner 1992). Ancak, yükselen nüfus ile - sayıca ve yoğunluk olarak - ilgili olarak ortaya çıkan bireysel beslenme problemleri, organizasyonlarda yeni biçimler yaratıyor. İş gücünün ani bölünümü ve kaynak dağıtımı ile ilgili gelişen sistemler, farklı sosyal birlikler arasında çeşitli koordinasyonlar ve kontroller sağlıyor. Spencer'a göre çözüm, ki o bunu görmüştür, daha özel işlevleri yerine getirmek için yapıların ayırdına varılabileceğidir. Bundan dolayı, şef ya da "big man" ortaya çıkmakta, onun sağ kolunu oluşturan bir grup tarafından takip edilmekte ve sonra krallar ve idareciler tarfından süreç izlenmektedir. Belki Spencer'ın modern sosyolojideki tartışılan en büyük engeli, Victoria İngilteresi'nin sosyal ve tarihsel bağlamında kökleşen sosyal felsefe ağırlığıdır. Bundan dolayı O, "en uygunun hayatta kalması" terimini icat ederek basit bir gerçeği tartışır. Küçük kabileler veya toplumlar, daha geniş toplumlar tarafından fethedilme ve üstün gelinmeye meyillidir. Söylenen ironi kendisini düşünen birisi için fazlasıyla bireyseldir. Akademisyenler insanlığı ayrımlamada başarısızdı (19.yy. da ırk ya da cinsiyete dayalı bakış açısına sahip kişiler gibi). Sonuç olarak politik dinamikler, güç ve ekonomik dinamiklerin tartışılmasındaki ince ayrım önceden tahmin edilemedi. Elbette çoğu sosyolog bilerek veya bilmeyerek o'nu analizlerinde kullanır, bu özellikle evrimci teorinin yeniden ortaya çıkartılmasındaki bir durumdur. == Önde gelen işlevselciler == *

Herbert Spencer

* Emile Durkheim *

Talcott Parsons

* Robert K. Merton * Bronislaw Malinowski * Alfred Radcliffe-Brown * Niklas Luhmann * George Murdock == Ayrıca bakınız == * Yapısal işlevselcilik * Yeniişlevselcilik Neofunctionalism (sociology) * Sistem Kuramı * Kültürel Antropoloji * Toplum bilimi

Dipnotlar

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Yapısal işlevselcilik
2 yıl önce

Yapısal-işlevselcilik (İngilizce: Structural-functionalism): Öncelikle yapısal işlevselcilik ontolojik olarak Holistik paradigma içerisinde değerlendirilebilir...

William James
2 yıl önce

York - 26 Ağustos 1910, Chocorua, New Hampshire, ABD), psikolojide işlevselcilik hareketinin öngörücüsü, pragmatizmin öncüsü Amerikalı filozof ve psikolog...

William James, 1869, 1885, 1890, 1907, ABD, Amerika, Avrupa, Biyoloji, Felsefe, Filozof
Skogskyrkogården
2 yıl önce

Gunnar Asplund ve Sigurd Lewerentz tarafından tasarlanmış olup olgun işlevselciliği İskandinav Klasisizm'in mimarlık gelişimini yansıtmaktadır. Graves at...

Felsefe listesi
2 yıl önce

- Hasidizm İdealizm - İlerlemecilik - İşrakilik - İndirgemecilik - İşlevselcilik - Bireycilik - Tümevarım - Tümdengelim - Sezgici matematik - İslam felsefesi...

Alfred Radcliffe-Brown
2 yıl önce

çalıştı. Radcliffe-Brown çoğunlukla işlevselcilik ile anılmıştır ve bazıları tarafından da yapısal işlevselciliğin kurucusu olarak düşünülmektedir. Yine...

Sosyolojik yöntemin kuralları
6 yıl önce

çözmektir. Sosyolojik Metodun Kuralları, Sosyal Yayınlar, İstanbul, 1986. Sosyolojik Yöntemin Kuralları, Bordo Siyah, İstanbul,2013 Yapısal işlevselcilik...

Sosyolojik yöntemin kuralları, ,
Davranışçılık
2 yıl önce

Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikan psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku...

Davranışçılık, Davranışçılık
Psikoloji
2 yıl önce

önem taşımaktadır. İşlevselcilik yaklaşımı 20. yüzyılın başlarında ABD'de yapısalcılık yaklaşımı etkisini yitirirken, işlevselcilik yaklaşımı gelişmeye...

Psikoloji, Algılama, Davranışçılık, Dil, Dilbilim, Gestalt psikolojisi, Gramer, Hafıza, Kısa dönem hafıza, Leipzig, Mantık