1876`da patlak veren Sırbistan veKaradağ isyanı yaralı ve mültecilere yardım yapılması için bir cemiyetin kurulması ihtiyacını gözler önüne serdi. Bu sırada Kızılhaç üyelerinden Moynier Cenevre sözleşmesinin hükümlerinden Türklerin de istifade edebilmesi için, Türkiye`nin birSalib-i Ahmer Cemiyeti`ne muhtaç olduğunu Dr. Peştemalciyan Efendiye yazarak, uyardı. Bu şartlar altında Osmanlı Devleti`nin ilk yardım cemiyeti “Mecruhin Askeriye İmdad Cemiyet-i Osmaniyesi” adı altında 14 Nisan 1877`de kuruldu .
İkinci Meşrutiyete kadar pek fazla faaliyet göstermeyen cemiyetin ismi 1908`de Weting Paşa, Madam Rıfat Paşa, Ali Galip ve Mazhar Beyler tarafından Hilal-i Ahmer haline dönüştürüldü. Bu tarihten sonra barış zamanında halka ve savaş zamanında orduya büyük yardımlarda bulunan Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı sırasında sayısız yararlılıklarda bulundu.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, en kapsamlı çalışmalarını I. Dünya Savaşı`nda gerçekleştirdi. Cemiyetin amacı savaş ve barış zamanında yardıma ihtiyacı olan insanlara karşılıksız yardımlarda bulunmaktı. Cephelerde yaralı, hasta subay ve askerlere özel hastaneler kurdu. Hasta ve yaralıların İstanbul`a sevk edilebilmesi için bütün zorlukları aşarak büyük hastanelere ulaşmasını sağladı. Savaş sırasında başka bölgelere göçmek zorunda kalan “muhacirlere” çamaşır ve battaniye sağladı. Ordu nezdinde “Sıhhiye-i Askeriye”ye büyük ölçüde yardım etti ve sağlık heyetleri oluşturdu. I. Dünya Savaşı`nda ele geçen esirlere ve yaralılara bütün imkanlarını kullanarak yardımlarda bulundu. Sağlık alanında dispanserlerin oluşturulmasını sağladı. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele etti. Ülkede bulunan İtilaf Devletleri esirlerinin barındığı esir kamplarının teftiş edilmesini sağladı. Yabancı Kızılhaç örgütleriyle işbirliğinde bulundu. Bütün bu işleri bir arada yürüten Hilal-i Ahmer Cemiyeti kurmuş olduğu hastanelerinde 45.000 hastayı tedavi etti. Bu çalışmaları sırasında 19.045.000 lira sarfetti.